Sudan Dışişleri Bakanlığı: Rus Wagner şirketi ülkede varlık göstermiyor

Bir grup Wagner savaşçısı
Bir grup Wagner savaşçısı
TT

Sudan Dışişleri Bakanlığı: Rus Wagner şirketi ülkede varlık göstermiyor

Bir grup Wagner savaşçısı
Bir grup Wagner savaşçısı

Sudan Dışişleri Bakanlığı, Rus güvenlik şirketi Wagner'in ülkedeki varlığına dair haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ABD'nin Hartum Maslahatgüzarı ile İngiltere ve Norveç'in Hartum büyükelçilerinin, Wagner'in Sudan'daki faaliyetlerine ilişkin suçlamalarının "Sudan'ın iç işlerine açık bir müdahale" olduğu belirtildi.
Bakanlık, üç diplomatın "Sudan'ı Ukrayna'da süren çatışmaya sürüklemeye çalıştığını" ifade ederek iddiaları reddetti.
İngiltere Büyükelçisi Giles Leifer, Norveç Büyükelçisi Therese Loken Gheziel ve ABD Maslahatgüzarı Lucy Tamlyn, ABD'nin Hartum Büyükelçiliğinin Facebook hesabından dün yaptıkları ve ulusal medyada da yer alan ortak açıklamada, "(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin ile yakından bağlantılı özel bir şirket olan Wagner grubu, Sudan'da sosyal medyada yanıltıcı bilgiler yayıyor. Wagner, altın madenciliği ile ilgili yasa dışı faaliyetler yürütüyor." ifadelerini kullanmıştı.
Açıklamada, Wagner'in faaliyetlerinin "hukukun üstünlüğünü baltaladığı" değerlendirmesi yapılmıştı.
Rus güvenlik şirketi Wagner'in, Angola, Cezayir, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Madagaskar, Mali, Mozambik, Sudan ve Zimbabve'de faaliyet gösterdiği belirtiliyor.



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.