Burkina Faso: Teröristlerin kurduğu pusuda 13 asker hayatını kaybetti

Olay, DEAŞ’in kalelerine yönelik askeri operasyon sırasında gerçekleşti

Fildişi Sahili Başbakanı Patrick Achi’nin, Mali ve Burkina Faso sınır bölgelerindeki gençlerin, sınır üçgenindeki cihatçı gruplara karşı mücadelelerine yardımcı olacak geniş kapsamlı bir planın başlatılması için bölgeye geldiği sırada bir asker (Getty)
Fildişi Sahili Başbakanı Patrick Achi’nin, Mali ve Burkina Faso sınır bölgelerindeki gençlerin, sınır üçgenindeki cihatçı gruplara karşı mücadelelerine yardımcı olacak geniş kapsamlı bir planın başlatılması için bölgeye geldiği sırada bir asker (Getty)
TT

Burkina Faso: Teröristlerin kurduğu pusuda 13 asker hayatını kaybetti

Fildişi Sahili Başbakanı Patrick Achi’nin, Mali ve Burkina Faso sınır bölgelerindeki gençlerin, sınır üçgenindeki cihatçı gruplara karşı mücadelelerine yardımcı olacak geniş kapsamlı bir planın başlatılması için bölgeye geldiği sırada bir asker (Getty)
Fildişi Sahili Başbakanı Patrick Achi’nin, Mali ve Burkina Faso sınır bölgelerindeki gençlerin, sınır üçgenindeki cihatçı gruplara karşı mücadelelerine yardımcı olacak geniş kapsamlı bir planın başlatılması için bölgeye geldiği sırada bir asker (Getty)

Burkina Faso ordusuna ait bir askeri birliğin pazar günü, Büyük Sahra’daki DEAŞ’a bağlı teröristlerin faaliyet gösterdiği doğu bölgesini taradığı sırada gerçekleştirilen saldırılarda en az 13 asker hayatını kaybetti. DEAŞ, Sahel bölgesinde kanlı saldırılar düzenliyor ve her yıl yüzlerce can kaybına neden oluyor.
Askeri bir kaynak, teröristler tarafından düzenlenen pusuda en az 13 askerin hayatını kaybettiğini belirtti. Kaynak yaralı sayısının çok olması sebebiyle bu sayının yükselebileceğini belirtti. Aynı kaynak, söz konusu pusunun ordunun bölgede peşinde olduğu terörist hareketler tarafından düzenlendiğini ifade etti.
Kaynak, Burkina Faso ordusunun geçen hafta başında terör örgütünü kuşatmak için ülkenin doğusunda, Nijer sınırında ve daha birçok cephede DAEŞ’a karşı kara kuvvetleri, yerel milisler ve hava kuvvetlerinin desteği ile geniş çaplı operasyon düzenlediğine dikkat çekti.
Bir güvenlik kaynağı, söz konusu askeri operasyon kapsamında, silahlı unsurların pazar günü Nateapwani civarında bir askeri birliğe saldırdığını söyledi. Başka bir güvenlik kaynağı, şüpheli terörist unsurların bir devriye ekibi ve bir güvenlik ekibini hedef aldıkları eş zamanlı saldırıda, yaklaşık 10 askerin ölüme neden olduklarını belirtti.
Burkina Faso’da şiddetin artmasıyla kaydedilen istatistikler, son 10 gün içinde 23 sivil ve polis ve askerlerden 25 kişiye ulaştığını gösteriyor. Ordu ile silahlı gruplar arasındaki çatışmalarda etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısı ise bilinmiyor.
Mali ve Nijer gibi, Burkina Faso da 2015’ten bu yana DEAŞ ve El Kaide  bağlantılı terör hareketleri tarafından gerçekleştirildiği belirtilen şiddet eylemlerine tanık oluyor. Bu şiddet eylemleri, ülkede 2 binden fazla insanın ölümüne neden olurken 1,7 milyondan fazla insanı evlerini terk etmek zorunda bıraktı.
Burkina Faso’yu vuran boğucu bir siyasi ve sosyal krize neden olan kaos, güvenlik ve istikrarı yeniden tesis etmemekle suçlanan Başkan Roch Marc Christian Kaboré’yi deviren bir askeri darbeye yol açtı. Ocak ayından bu yana ülkenin yönetimi, terörü ortadan kaldırma ve iktidarı sivillere devretme sözü veren askeri cuntanın elinde.
Burkina Faso ordusunun görevi, DAEŞ ve El-Kaide’nin bölgedeki güçlü yükselişi ve Batı Afrika’da stratejik ve hayati öneme sahip olan Gine Körfezi yönünde yeni alanlara yaklaşmaları nedeniyle, son derece zorlu gözüküyor.
Bununla birlikte, Burkina Faso’da yönetimi elinde bulunduran ordu, çalkantılı ve zorlu siyasi, sosyal ve ekonomik koşulları da yönetmek zorunda kalıyor. Zira Kovid-19 salgının etkileri bu yoksul Afrika ülkesini etkilerken, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle yaşam maliyeti krizi ve gıda güvenliğine yönelik zorlukların yanı sıra, iklim değişiklikleri de nüfusunun çoğunluğunun çiftçi olduğu ülkede birçok tarım ürünü için tehdit oluşturuyor.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times