Libya Ulusal Birlik Hükümeti iç hat uçuşlarını yeniden başlattı

ABD’nin gündeminde Trablus’taki büyükelçiliğini yeniden açmak var.

Dibeybe, 22 Mart’ta Trablus'ta hükümetine bağlı ordu komutanlarıyla bir araya geldi. (Birlik Hükümeti)
Dibeybe, 22 Mart’ta Trablus'ta hükümetine bağlı ordu komutanlarıyla bir araya geldi. (Birlik Hükümeti)
TT

Libya Ulusal Birlik Hükümeti iç hat uçuşlarını yeniden başlattı

Dibeybe, 22 Mart’ta Trablus'ta hükümetine bağlı ordu komutanlarıyla bir araya geldi. (Birlik Hükümeti)
Dibeybe, 22 Mart’ta Trablus'ta hükümetine bağlı ordu komutanlarıyla bir araya geldi. (Birlik Hükümeti)

Libya siyasetinde kriz sürüyor. Fethi Başağa, ülkenin güneyindeki Birlik Hükümeti genel merkezini devralması sonrasında yeni hükümetinin siyasi ve idari nüfuzunu genişletirken Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki geçici Birlik Hükümeti, ülkenin doğusu ve batısı arasındaki uçuşları askıya alma kararından geri adım attı. Diğer yandan üst düzey bir ABD heyeti, yıllardır kapalı olan ABD büyükelçiliğinin yeniden açılması beklentilerin arttığı bir dönemde başkent Trablus’a sürpriz bir ziyarette bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı İdari İşlerden Sorumlu Müsteşarı Büyükelçi John Bass ve Diplomatik Güvenlik Bakan Yardımcısı Gentry O. Smith’in yanı sıra ABD’nin Libya Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland’ın da yer aldığı ABD heyeti, 22 Mart’ta Birlik Hükümeti’nde Dışişleri Bakanı Necla el-Menguş ile bir araya geldi. Menguş, ziyaretin Trablus’taki çalışmalarını yeniden başlatmak üzere ABD Büyükelçiliği’ni ‘yeniden açmayı’ hedeflediğini söyledi. Ancak ABD Büyükelçiliği tarafından yapılan daha sonraki bir açıklamada, toplantıda ‘büyükelçinin Trablus’taki çalışmalarına yeniden başlama olasılıklarının’ ele alınacağı belirtildi.
Bakanlık, 22 Mart’ta yaptığı açıklamada ABD heyetinin, Menguş’a ABD’li mevkidaşı Antony Blinken’den iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve genişletilmesine ilişkin bir mesaj ilettiğini bildirdi.
Birlik Hükümeti, söz konusu ziyaretle eş zamanlı olarak üç haftalığına askıya alınan iç hat uçuşlarının yeniden başlayacağını açıkladı. Sivil Havacılık Otoritesi Sözcüsü, ‘Mitiga Havalimanı ve yerel havayolu şirketleri yetkililerinin bugün yeniden başlamasını beklediği’ doğu ve batı bölgeleri arasındaki iç uçuşlar için hava sahasının açıldığını kaydetti.
Diğer yandan yeni İstikrar Hükümeti’nin Başkanı Fethi Başağa, farklı kurum, kuruluş, kamu ve devlete ait ticari şirketlerin ve belediyelerin başkanlarına hitaben yazdığı bir mektupta, Birlik Hükümeti tarafından yayınlanan herhangi bir kararı ve talimatı uygulamaktan kaçınma çağrısı yaptı. Birlik Hükümeti’nin ‘yasal süresinin dolduğunu’ vurguladı. Başağa, çağrıyı ihlal edenleri de tam yasal ve idari sorumluluk altına girmenin yanı sıra disiplin ve cezai sorumluluğa maruz kalmakla tehdit etti.
Başağa hükümeti, milletvekilleri Ali el-Katrani ve Salim el-Zadme’nin ‘şehirdeki başbakanlık genel merkezini devralmak ve belediye başkanları ile görüşmek üzere’ 22 Mart’ta ülkenin güneyindeki Sebha şehrine yaptıkları ziyaretin ardından, hükümetin çalışmalarının başladığını ve güney bölgesindeki hükümet merkezini kontrol ettiğini duyurdu.
Diğer taraftan Başağa hükümetinin Savunma Bakanı Ahmid Huma, Tunus’ta Libya’nın batısındaki bazı silahlı oluşumlar ve askeri bölgelerin temsilcileriyle yaptığı son görüşmeye dair açıklamada bulundu. Geçen pazartesi günü akşamı Libya merkezli ‘Al-Wasat’ kanalına konuşan Huma, Birlik Hükümeti güçlerinin ve Başkanlık Konseyi’ne bağlı silahlı oluşumların Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad ve batı bölgesindeki askeri bölgelerin yetkilileri ile ‘istişare ve güvence sunma’ amacıyla temas kurmayı planladığını söyledi.
Huma açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Üç aylık bir çalışma programı geliştirmek üzere ordu ve danışmanlardan oluşan bir ekip, doğrudan devir ve teslimden başlayarak Libya ordusu için birleşik bir yapı geliştirilecek ve Savunma Bakanlığı’na bağlı bazı ana birimleri entegre edecek.”

Williams’ın Tunus ziyareti
Diğer yandan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, 22 Mart’ta Tunus’ta Devlet Yüksek Konseyi temsilcileriyle bir istişare toplantısı düzenledi. Williams, seçimler için anayasal zeminde anlaşmaya varmak üzere Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi’nden ortak bir komite oluşturma girişiminin meclis tarafından onaylanmasını ise beklemedi. Yetkili ayrıca, Temsilciler Meclisi’nin temsilcilerinin bir listesini sunmasını ve ilerleyen günlerde toplantıya katılmasını beklediğini söyledi.
Williams, Devlet Yüksek Konseyi temsilcilerine ‘artık kapsayıcı ve şeffaf ulusal seçimlere izin verecek bir anayasal çerçeve üzerinde fikir birliğine varmak amacıyla yapılan çalışmaları geliştirmek için yeni bir fırsata sahip olduklarını’ belirtti. BM yetkilisi, Libya’nın şu an seçimlerde oy kullanmak için kaydolan 2,8 milyon Libyalının iradesine saygı duyulması gereken önemli bir dönüm noktasından geçtiğinin altını çizdi.  
Williams açıklamasının devamında Devlet Yüksek Konseyi’ne Temsilciler Meclisi heyetiyle yapılacak resmi toplantıya hazırlık olarak, derinlemesine istişareler için zamanı iyi kullanmasını önerdi.
Richard Norland da 22 Mart’ta, ülkesinin ‘Libyalıların hak ettiği ve beklediği cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine yönelik en önemli pratik adım olarak’ BM misyonunun anayasal zemin hususundaki girişimine destek verdiğini açıkladı.
Dibeybe bu çerçevede, 22 Mart’ta, Birlik Hükümeti güçlerinin çalışmalarını takip etmek ve ortaya koyulan uygulamaları gözden geçirmek üzere 5+5 Ortak Askeri Komite üyeleri ile başbakanlık divanında bir araya geldi.
Dibeybe toplantı sırasında seçimlerin önerilen tarihlerde yapılmasının desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. “Çünkü ülkeyi güvenliğe kavuşturacak, komitenin çalışmalarının başarısına katkıda bulunacak, seçilmiş bir yasama ve yürütme erkiyle işleri kolaylaştıracak çözüm budur” ifadesini kullandı.  



Hizbullah savaşçılarını Lübnan ordusuna entegre etme fikri gerçeklerle çarpışıyor

21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
TT

Hizbullah savaşçılarını Lübnan ordusuna entegre etme fikri gerçeklerle çarpışıyor

21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)
21 Mayıs 2023 tarihinde Lübnan'ın Aramta kasabasında bir askeri tatbikata katılan Hizbullah savaşçıları (Reuters)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın Hizbullah savaşçılarının, 1990 iç savaşından sonra olduğu gibi Lübnan ordusuna entegre edilmesi önerisi siyasi çevrelerde ve uzmanlar arasında tartışma konusu oldu.

Ordunun çeşitli sebeplerle bu savaşçıları bünyesine katamaması nedeniyle öneri henüz yaygın kabul görmezken, uzmanlar bu meselenin doğuracağı sonuçlar konusunda uyarıda bulundu. Bunun ‘silahlarını devlete teslim etmesi karşılığında Hizbullah için bir teselli ödülü’ olduğunu belirten uzmanlar, ‘dini emir alan ve ideolojik inanca sahip olan unsurların orduda yer alamayacağını’ vurguladı.

Cumhurbaşkanı Avn basına verdiği demeçte, “Ordu içinde Hizbullah savaşçılarından oluşan bağımsız bir birim oluşturmak mümkün değil. Ancak 1990'ların başında Lübnan'daki iç savaşın sonunda çeşitli taraflarla olduğu gibi üyeleri orduya katılabilir ve kurslara tabi tutulabilir” ifadelerini kullandı.

Bu öneriyi yorumlayan Güçlü Cumhuriyet Bloğu Milletvekili Giyas Yazbek, ordunun ‘Hizbullah'ın dış uzantılarla ordusunu oluşturduğunu iddia ettiği 100 bin savaşçıyı absorbe edemeyeceğini’ söyledi. Şarku’l Avsat'a konuşan Yazbek, “Hizbullah'ın 25 bin savaşçısı olsa bile, şu anda subaylarının ve üyelerinin maaşlarını dış yardımlarla güvence altına almaya çalışan askeri kuruma bunları dahil etmek imkânsız” dedi.

Yazbek, ‘ordunun cumhurbaşkanı ve hükümetle birlikte geliştirdiği ulusal güvenlik stratejisinin henüz Lübnan'ın ordu ve güvenlik güçlerinin sayısına olan ihtiyacını belirlemediğini’ vurguladı. Yazbek, “Sınırlarımızı çizdiğimizde, savaşın nedenlerini ortadan kaldırdığımızda ve Lübnan'da siyasi bir çözüme doğru ilerlediğimizde, ordunun mevcut subay ve personel sayısı yeterli olacak ve artacaktır” şeklinde konuştu.

Hizbullah savaşçılarının durumu

Askeri uzman Halid Hamade'ye göre, ‘Taif Anlaşması'ndan sonra silahlı milislerin dağıtılmasında olduğu gibi bugün de Hizbullah savaşçılarının orduya alınması önerisi, Cumhurbaşkanı'nın Hizbullah'ı silahlarını devlete teslim etmeye ikna etme çabaları bağlamında Hizbullah için bir teselli ödülüdür.’

Hamade, ‘Hizbullah savaşçılarının orduya entegre edilmesinin, özellikle ateşkes anlaşmasının imzalanmasının ardından yaşanan gelişmelerden sonra, birçok engelle karşı karşıya olduğunu’ savundu.

fvdgh
Hizbullah Genel Sekreteri Haşim Safiyuddin'in 24 Şubat 2025 tarihinde Lübnan'ın güneyindeki Deyr Kanun en-Nahr kasabasında düzenlenen cenaze töreni sırasında Hizbullah üyeleri (Reuters)

“İç savaşın sona ermesinin ardından Lübnan devletinin yüzlerce milisi orduya ve güvenlik güçlerine katmayı başardığı doğrudur, ancak Hizbullah'ın durumuyla karşılaştırma yapmak artık mümkün değildir” diyen Hamade, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ulusal Mutabakat Belgesi imzalandığında milis liderleri belgeyi tanıdı, milislerin feshedildiğini duyurdu, silahlarını gönüllü olarak devlete teslim etti ve siyasi sürecin bir parçası oldu. Hizbullah ise ateşkes anlaşmasını tanımıyor ve silahlarını teslim etmeyi kabul etmiyor. Dolayısıyla siyasi sürecin bir parçası haline geldiğini ve artık askeri bir kanadı olmadığını kabul etmeden milislerini orduya dahil etmekten bahsetmek bağlamdan kopuktur.”

Hizbullah'ın ideolojisi

Yazbek'e göre Hizbullah'ın ideolojisi, savaşçılarının orduya entegrasyonunun önündeki en büyük engel. Yazbek, “Hizbullah, Lübnan'ı İran'ın uzantısı olan coğrafi bir nokta olarak görüyor. Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın silahları teslim etmeyeceğini ve silahların devletin elinde olmasıyla ilgili konuşmalarla ilgilenmediğini açıklamasının da gösterdiği gibi bu doktrin halen varlığını sürdürüyor” ifadelerini kullandı.

ukıo
24 Şubat 2025 tarihinde düzenlenen cenaze töreninde eski Hizbullah Genel Sekreteri Haşim Safiyuddin'in tabutunu taşıyan Hizbullah savaşçıları (AP)

‘Lübnan iç savaşı sırasında milisleri olan ve devlet şemsiyesi altına giren liderlerin Lübnanlı liderler olduğunu, kararlarının Lübnanlıların kararı olduğunu’ hatırlatan Hamade, “Hizbullah ise organik olarak bölgesel bir otoriteye bağlıdır ve hem Lübnan içinde hem de dışında tehlikeli askeri ve güvenlik rolleri oynamıştır” dedi. Hizbullah'ın ‘Tahran'dan ayrıldığını, yerel bir siyasi bileşen olmayı kabul ettiğini ve askeri kolunu feshettiğini açıklamadığına, böylece savaşçılarının ordu içinde absorbe edilmesi konusunun tartışılabileceğine’ dikkat çeken Hamade sözlerini şöyle sürdürdü: “Veliyyül Fakih tarafından verilen ve uygulanması gereken meşru yetki çerçevesinde faaliyet gösteren askeri bir grup ile anayasal makamlar tarafından demokratik mekanizmalar çerçevesinde alınan siyasi bir karar çerçevesinde faaliyet gösteren başka bir grubu uzlaştırmak nasıl mümkün olabilir? İster sivil idarelerde ister güvenlik kurumlarında milislerin devlete entegre edilmesi deneyimi tekrarlanabilecek kadar başarılı oldu mu?”

Ordu disiplini

Bazılarının iddia ettiği gibi iç savaş sürecindeki milislerin orduya alınmadığını belirten Yazbek, ‘güvenlik ve askeri kurumlara alınanların Lübnan'ı yöneten Suriye rejimine yakın olduğunu, ülkenin egemenliği için savaşan ve Suriye işgaline karşı çıkanların ise kovalandığını, hapsedildiğini ve birçoğunun Lübnan'ı terk etmek zorunda kaldığını’ vurguladı. Yazbek ayrıca, ‘ordu personeli tarafından uygulanan disiplinin Hizbullah savaşçıları için geçerli olmadığını, çünkü milislerin orduyla, ordunun da onlarla uyumlu olmadığını’ belirtti.

Hamade, “Hizbullah savaşçılarının Lübnan ordusuna ve diğer devlet kurumlarına dahil edilmesinin artıları ve eksileri ne olursa olsun, doğru yol Hizbullah'ın silahlarını devlete teslim etmesiyle başlamalı. Hizbullah üyeleri Lübnan toplumundan izole edilmiş bir grup değildir ve topluma entegre edilmelidir. Ancak Hizbullah’ın silahlarını teslim etmesi için bir tür ayartma olarak özümsenmeleri konusunu gündeme getirmekte acele etmek hedefe ulaşılmasını sağlamayacaktır. Gerekli olan, Hizbullah’ın öncelikle devleti, silahların yalnızca devletin elinde olmasını, savaş ve barış kararının devletin elinde olduğunu ve bu konuda meydana gelebilecek herhangi bir düzenlemenin başlangıcı olarak uluslararası kararları uygulama ihtiyacını tanımasıdır” dedi.