Lübnan’da Sünnilerin seçim boykotu en çok Hizbullah’a yarıyor

Lübnan’da Sünnilerin seçim boykotu en çok Hizbullah’a yarıyor
TT

Lübnan’da Sünnilerin seçim boykotu en çok Hizbullah’a yarıyor

Lübnan’da Sünnilerin seçim boykotu en çok Hizbullah’a yarıyor

Eski Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin, (Sünni) Müstakbel Hareketi’nin seçimleri boykot edeceğini duyurmasının Lübnan siyaset arenasındaki yankıları devam ediyor. Boykot kararı, ‘seçim ittifaklarının’ belirginleştiği ve geri sayımın başladığı bu günlerde, özelde Sünni seçmenler ve genelde seçim arenasında önemli etkilere neden oldu. Müstakbel Hareketi resmi olarak seçimi boykot kararı aldığını açıklamasa da seçimlere katılmak isteyen ve boykot kararına itiraz eden Sünni adaylara yönelik bir karalama kampanyası başlatıldı. Müstakbel Hareketi’nin, ‘şahin kanadını’ temsil eden eski parti başkan yardımcısı Mustafa Alluş ve eski Başbakan Fuad Sinyora, seçimlerin boykot edilmesinin Hizbullah’a yarayacağını gerekçe göstererek, söz konusu kararı sorguladıkları için eleştirilere maruz kaldı.
(Şii) Hizbullah’a muhalif olarak bilinen ve Müstakbel Hareketi’ne yakınlığıyla tanınan bazı siyasetçiler, ‘Sünni kamuoyunu’ seçimlere iştirak etmeleri yönünde ikna etme girişimlerini sürdürüyor. Seçimlerin boykot edilmesinin, Hizbullah ve müttefiklerinin meclise daha fazla kendi taraftarı Sünni milletvekilini sokması anlamına geleceğini savunan politikacılar, bu karardan dönülmesini istedi. Sünnilerin 2018’deki genel seçimlere katılım oranı yüzde 49.2 olarak gerçekleşmişti. Seçim sonucunda 27 Sünni aday parlamentoya gitme hakkı kazanmıştı. Bunların 15’i Müstakbel Hareketi’nden, 6’sı bağımsızlardan, 5’i ise Hizbullah’a yakın adaylardan seçilmişti.  
İstifa eden Müstakbel Hareketi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Alluş ve eski Bakan Eşref Rifi de seçimlerin boykot edilmesinin Hizbullah’a yarayacağı konusunda hemfikir. Alluş ve Rifi, Müstakbel Hareketi’nin ‘tutumunu netleştirmesi’ gerektiğini, böylelikle karar vermekte zorlanan seçmen kitlesinin seçimlere iştirak etme kararı alabileceğini söyledi. Alluş ve Rifi Trablus’ta farklı listelerden seçime katılıyor. Lübnan Müftülüğü seçimlere katılım sağlanmasını tavsiye etti. Eski Başbakan Fuad Sinyora, Başbakan Necib Mikati gibi önde gelen siyasetçiler de seçimlerin boykot edilmemesi çağrısında bulundu. Eski Bakan Eşref Rifi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, ‘’Sünnilerin seçimi boykot etmesini isteyenler, bilerek ya da bilmeyerek öteki projeye (Hizbullah) hizmet ediyorlar, bu çağrıları yapanlar tutumlarının sonuçlarıyla yüzleşmelidir” ifadesini kullandı.  
Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan Eşref Rifi: “Müstakbel Hareketi, seçimlerle ilgili kararını netleştirmelidir. Hizbullah ve müttefiklerinin, daha fazla kendi taraftarı Sünni adayı parlamentoya sokmak için, adaylara maddi ödeme yaptığı yönünde bilgiler var. Bizim seçimleri ihmal etmemiz Hizbullah’ın daha fazla milletvekili olmasına neden olacaktır, böylelikle varlığını meşru gösteren Hristiyan oylarındaki azalmayı telafi etmeye çalışıyorlar” diye konuştu.  
90’lı yıllarda Hristiyanların seçimleri boykot kararı alarak ciddi bir bedel ödediğini hatırlatan Rifi: “Lübnan’daki Sünniler olarak kendimizi eve kapatamayız, Daru’l Fetva’nın kararı açıktır, seçimlere katılımı tavsiye ediyor. Önümüzde Sünni kitlenin toparlanması için iki kritik ay var. Müstakbel Hareketi’nin seçimlere girmeme kararı Sünniler için bir geçiş süreci oluşturdu. Önümüzdeki dönemde tek lider anlayışından ziyade, çoklu liderler aşamasına geri dönülecektir. Seçimleri ihmal etmemeliyiz.’’ ifadelerini kullandı.  
Rifi, başta Beyrut, Trablusşam ve Bekaa bölgeleri olmak üzere, seçimlere girmeye hazırlanan bağımsız Sünni adayların, parlamentoda denge sağlayıcı bir Sünni blokun oluşmasına yol açıp açmayacağı konusunda ise şunları söyledi: “Ciddi zorluklarla karşı karşıyayız, seçimlerin boykot edilmemesinin gereği üzerinde bir kez daha duruyorum. Müstakbel Hareketi’ne yakın bağımsız Sünni adayların, son seçimdeki milletvekili sayısını korumayı başarmaları muhtemeldir. Bugün Hizbullah mecliste 6 Sünni milletvekili tarafından destekleniyor, biz bu sayının artmasını değil azalmasını sağlamak için çalışma yapacağız. Meclis’te oluşacak Sünni blokun Müstakbel Hareketi’ne yakın olacağını öngörüyorum”.  
Seçimlerde Rifi ile rakip olan eski Müstakbel Hareketi Başkan Yardımcısı Mustafa Alluş da bağımsız milletvekillerinin çoğunun ‘Hariri çizgisinde’ olacağını öngördü. Alluş, “Şimdilerde rakip olarak seçimlere girseler de seçilen Sünni adayların Hariri çizgisinde olacağını ve görüşlerinin uyuşacağını tahmin ediyorum. Hizbullah’ın altı koltuktan daha fazlasını almasının önüne geçmeye çalışacağız” dedi.  
Seçim uzmanı Kemal Feali, Sünnilerin seçimi boykot etmesinin en çok Hizbullah’a yarayacağını doğruladı. Şarku’l Avsat muhabirine bilgi veren Feali, “Hizbullah, başta Beyrut ve Baalbek seçim bölgeleri olmak üzere, Sünnilerin boykot kararından doğrudan, kuzeyde de müttefikleri aracılığıyla dolaylı olarak fayda sağlayacaktır” değerlendirmesinde bulundu. 



Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Şarku’l Avsat’a konuşan iki kaynak, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes için girişimde bulunmaya çalıştığını ve ateşkes önerisini ABD Başkanı Donald Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek talep ettiğini söyledi.

Kimliklerinin gizli kalması koşuluyla ayrı ayrı konuşan iki kaynak, Hamas yönetiminin, Hamas Hareketi tarafından önerilen ‘kapsamlı anlaşma’ ya da diğer adıyla ‘paket anlaşmasının’ Türkiye ile ABD arasındaki ’iyi ilişkilerden’ dolayı Türk yetkililer tarafından Trump yönetimine iletilebileceğine inandığını söyledi.

Hamas'ın önerisi, üzerinde mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkûmun salıverilmesi karşılığında tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını, savaşın durdurulmasını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesini öngörüyor.

Hamas Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed Derviş başkanlığındaki heyet, pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Derviş, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile de bir araya gelerek savaşın durdurulmasıyla ilgili görüşün yanı sıra, Filistin'in iç durumuna ve diğer konulara değindi.

Kaynaklardan biri Hamas'ın Türkiye'nin desteğini istemesiyle ilgili tutumunu, Hamas'ın tüm İsrailli rehineleri teslim etmesi halinde savaşın durmasını garanti edeceğini söyleyen ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler’in açıklamalarına dayandırdığını, ancak İsrail'in bu girişimi reddettiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bazı bakanlar tarafından yapılan açıklamalar da bu tutumu teyit ediyor.

Kaynaklardan diğeri ise şunları söyledi:

“Türkiye'deki görüşmeler, Türk yetkililere, Hamas’ın vizyonunu Washington'a iletmek için mevcut ABD yönetimiyle olan iyi ilişkilerini kullanmaları gerektiği mesajını vermeyi amaçlıyordu.”

İki kaynak da ABD'nin bu öneriyi kabul etmesi için İsrail'e baskı yapılmasında daha büyük bir rol oynaması amacıyla, arabulucu Katar da dahil olmak üzere Donald Trump yönetimindeki yetkililere mesajın iletilmesi için şimdiye kadar başka araçların da kullanıldığı konusunda hemfikir.

Kaynakların aktardıklarına göre Hamas, Gazze'deki savaş devam ederken gerçekleşmesini istediği anlaşılan Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde bir anlaşmaya varılması için ABD’nin tutumuna güveniyor. Kaynaklardan biri Trump'ın İran ile nükleer programı konusunda geçici de olsa bir çözüme ulaşmayı istediğini söyledi.

Hamas’tan kaynakların birkaç gün önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Hamas’ın vizyonu ‘bölgesel ve uluslararası garantilerle beş yıl sürecek uzun bir ateşkese’ hazır ve açık olmasına dayanıyor.

Hamas, herhangi bir ateşkes anlaşmasının İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesini ve belirli bir insani protokol uyarınca insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişini de kapsamasını istiyor. Hamas ayrıca Arap, Müslüman ve Avrupa ülkelerinin desteğini alan Mısır'ın önerisi doğrultusunda, Gazze'yi tam yetki ile yönetecek, bağımsız ve fraksiyona bağlı olmayan kişilerden oluşan bir Filistin komitesinin kurulmasını kabul ettiğini de açıkladı.