Lübnan yargısı, Merkez Bankası Başkanı ve kardeşinin peşine düştü

Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame (Reuters)
Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame (Reuters)
TT

Lübnan yargısı, Merkez Bankası Başkanı ve kardeşinin peşine düştü

Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame (Reuters)
Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame (Reuters)

Lübnan Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame’nin kardeşi Reca Selame’nin ‘sorgulanması’ amacıyla dün yapılması planlanan oturumu, mahkeme üyelerinden birine koronavirüs tanısı konulması üzerine ertelendi. Şarku’l Avsata bilgi veren kaynaklar, Cebel Lübnan Başsavcısı Gada Avn’ın, Reca Selame’yi sorgulamakta ısrarcı olduğunu, nitekim Selame’nin hakkında verilen ‘geçici tutuklama’ kararı uyarınca alıkonulduğunu söyledi. Kaynaklar, Selame’nin en geç yarın Soruşturma Yargıcı Nikola Mansur tarafından ‘sorgulanacağını’ ve sonrasında hakkındaki hükmün verileceğini öngördü.  
Soruşturma oturumunun tecil edilmesinin ardından, Savcı Jean Tannous, bağımsız bir dosyada sorgulanmak üzere, Reca Selame’nin Beyrut Adalet Sarayı'ndaki ofisine getirilmesini talep etti. Sıkı güvenlik önlemleri alınarak nakledilen Selame, ‘Forry şirketi dosyası’ kapsamında, kamu fonlarının zimmete geçirilmesi, illegal yollarla servet edinme, kara para aklama, evrakta sahtecilik ve vergi kaçırma suçlamalarıyla ilgili üç buçuk saat boyunca sorgulandı. Alınan bilgiye göre, sorgulamaların odağında finansal aracılık alanında faaliyet gösteren Forry şirketi aracılığıyla, yurt dışındaki hesaplara aktarılan yüz milyonlarca dolar bulunmaktaydı. Savcı Tannous, söz konusu meblağın hangi şirketlere, hangi amaçlarla aktarıldığını, bu şirketler arasında Reca Selame’nin İsviçre’deki paravan şirketlerinin olup olmadığını, kara para aklama amacı taşıyıp taşımadığını sordu.  
Öte yandan, Habib Rizkullah başkanlığındaki Beyrut İstinaf Mahkemesi, Beyrut'taki İcra Mahkemesi'nin Fransabank'ın kapatılması ve varlıklarına el konulması kararını iptal etti. İstinaf Mahkemesi'nin kararının hukuki gerekçesinde, ‘infaz mahkemesinin kararının geçici bir tedbir’ olarak ele alındığı ve Fransabank’ın, aleyhine dava açan mudi İyad Garbavi İbrahim'in mevduatı karşılığında kendisine bir çek sunduğu ve müşteki İbrahim’in bu çekin Lübnan Bankası’ndan tahsil edilemediğine dair bir delil sunmaması nedeniyle suçlamanın esastan düşürüldüğü kaydedildi.  
Lübnan'daki ticari bankalara karşı açılan davalarda büyük artış gözleniyor. ‘Halk Sistemin Islah Edilmesini İstiyor’ Hareketi’nin ‘hukuk departmanı üyeleri, Cebel Lübnan Başsavcılığı’nın, ‘yasa dışı yollarla servet edinme, kara para aklama, evrakta sahtecilik’ soruşturmasına katkı sunmak amacıyla, tüzel ve gerçek kişiler hakkında bilgi ve belgeler sundu. Lübnan’daki ‘Irak fonları’ olarak bilinen dosya kapsamında, Lübnan bankalarında, eski Irak rejimine yakın kişilerin adına kayıtlı olan milyarlarca doların bulunduğu biliniyor. Dondurulmuş bu varlıkların, finans işlemlerine dahil edildiği ve bankacılık sektörünü vuran kriz sürecinde ‘buharlaştığı’ iddia ediliyor. Bu dosyalarla bağlantılı olan bankalar hakkında ‘ağır kararlar’ verilmesi bekleniyor.  



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24