Libya Başkanlık Konseyi’nin güç bölünmelerine karşı silahı: Tarafsızlık

Başağa hükümetinin savunucuları, Başkanlık Konseyi’nin rolünü sopayı ortadan tutmak olarak görüyorlar

Libya Başkanlık Konseyi'nin BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams ile daha önce yaptığı toplantıdan bir kare (Başkanlık Konseyi Basın Ofisi)
Libya Başkanlık Konseyi'nin BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams ile daha önce yaptığı toplantıdan bir kare (Başkanlık Konseyi Basın Ofisi)
TT

Libya Başkanlık Konseyi’nin güç bölünmelerine karşı silahı: Tarafsızlık

Libya Başkanlık Konseyi'nin BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams ile daha önce yaptığı toplantıdan bir kare (Başkanlık Konseyi Basın Ofisi)
Libya Başkanlık Konseyi'nin BM Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams ile daha önce yaptığı toplantıdan bir kare (Başkanlık Konseyi Basın Ofisi)

Libya Başkanlık Konseyi, Temsilciler Meclisi’nin (TM) bu ayın başlarında Abdulhamid ed-Dibeybe’nin başbakanı olduğu Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) yerine Fethi Başağa liderliğindeki İstikrar Hükümeti’ni atamasından bu yana krizin tarafı olmaktan kaçınıyor.
Yeni İstikrar Hükümeti’ni savunanlardan bazıları, Başkanlık Konseyi’nin rolünün ‘sopayı ortadan tutmak’ olarak nitelerken, bazıları seçim sürecinde ilerlemeye odaklanma, iktidar konusunda bölünmüş olanlar arasında sükûneti sağlama ve yeniden şiddet olaylarının başlamaması için ‘tarafsız olma’ yönünde bir rol olduğunu düşünüyorlar.
Milletvekili Hasan ez-Zerka, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi'nin gelişmeler karşısında sessiz kalmasını, sopayı ortadan tutmayı tercih etmesi şeklinde yorumlandığını, ancak Başkanlık Konseyi’nin TM’nin Başağa hükümetine güven oyu verdiği son kararlarına ilişkin tutumunu, ya destekleyerek ya da reddederek netleştirmek zorunda olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’a değerlendirmelerde bulunan Zerka, “Menfi, uzlaşıyı tercih ediyor ve taraf olmaktan kaçınıyor. Ülkedeki durum yeniden silahlı çatışmanın eşiğine gelse bile bu yaklaşımı sürdüreceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Menfi, Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri ve Batılı ülkelerin büyükelçileriyle yaptığı toplantıların çoğunda, Libyalıların isteklerini yerine getirmek için seçimlerin yapılması gerektiği konusunda ısrarcı bir tutum sergilerken BM'nin, seçimlerin üzerinde uzlaşılan anayasal bir temel bulmak için TM ve Devlet Yüksek Konseyi'nden (DYK) ortak bir komite kurma önerisini desteklediğini açıkladı.
Zerka, Başkanlık Konseyi'nin yeni hükümetle olan akıbetine ve birlikte ortak çalışma olasılığına ilişkin olarak ise bunun bir destekçisi olarak, Başkanlık Konseyi’nin İstikrar Hükümeti’nin harcamalarını meşrulaştırabileceği ve geçtiğimiz Eylül ayında Menfi tarafından başlatılan, ancak halen sahada bir sonuç alınamayan ulusal uzlaşı projesinin gereklilikleriyle sınırlayabileceğini ve bu şekilde çalışmalarına devam edeceğini belirtti.
Zerka, Menfi ve Dibeybe’nin bir birleriyle çalıştıkları süre boyunca karşı karşıya gelmelerinin çoğunlukla Dibeybe’nin bazı uluslararası etkinliklerde ve forumlarda Libya devletini temsil ettiği sırada açıkça görüldüğü üzere Dibeybe’nin, Menfi’nin yetkilerini geçersiz kılmasından kaynaklandığını, ancak, özellikle Dibeybe’nin Başkanlık Konseyi'nin faaliyetlerinin tüm masraflarını karşılamasıyla bu tür anlaşmazlıkların hızla çözüldüğünü söyledi.
Öte yandan eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Hasan es-Sagir, Menfi’nin ve Başkanlık Konseyi’nin görevden alınması çağrısında bulundu. Facebook hesabından yaptığı açıklamada, Başkanlık Konseyi’nin mevcut durumda sessiz kalmasının ve tarafsızlığını iddia etmesinin mantıksız olduğunu söyleyen Sagir, hareket halindeki tüm askeri birliklerin başkomutan sıfatıyla Menfi’nin ve Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad'ın komutası altında olması gerektiğine işaret ederek “Öyleyse, görevlerini yerine getirmediklerin ve hiçbir fayda sağlamadıklarında görevlerine devam etmelerinin ne gibi bir yararı olduğunu merak ediyorum” ifadelerini kullandı.
Libyalı siyasi analist Abdullah el-Kebir ise Başkanlık Konseyi'nin son olarak Dibeybe ile TM arasındaki anlaşmazlık olmak üzere siyasi güçlerin çatışmalarından uzak durmaya çalıştığını, ancak bu tutumun Libyalıların büyük bir bölümü için Başkanlık Konseyi’nin rolüyle ilgili büyük bir hayal kırıklığı yarattığını söyledi.
Şarku’l Avsat’a konuşan Kebir’e göre Başkanlık Konseyi Başkanı ve yardımcılarının davranışlarının ve açıklamalarının, ülkenin silahlı çatışmadan kaçınması gerektiği ve resmi görevlerinden alınmak istemediklerini ve Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams’ın önümüzdeki Haziran ayında Libya’da seçimlerin düzenlenmesi planını desteklediklerini açıkça ortaya koyuyor.
Kebir, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Başağa, TM tarafından yeni bir hükümet kurmakla görevlendirilmeden birkaç gün önce, Menfi, tüm taraflara ve kurumlara karşı eşit mesafede durduğunu açıkça beyan etti.”
Başağa'nın iktidara gelmesi durumunda, Başkanlık Konseyi’nin yetkilerini donduracağı yönündeki iddiaların, bunu yapma yetkisi olmadığından imkansız olduğunu belirten Kebir,  Başkanlık Konseyi'nin yetkisinin, BM Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından yenilenmedikten sonra 24 Haziran’da BM yol haritasının süresinin dolmasıyla sona ereceğini açıkladı.
Dikkat çekici bir diğer gelişmede ise Başkanlık Konseyi Başkan Yardımcısı Abdullah el-Lafi, Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur’dan başbakan adayının hükümet kadrosunun görüşüleceği oturum öncesinde bazı milletvekillerinin ve ailelerinin tehdit edildiğine dair ortaya atılan iddiaları araştırmasını istedi.



Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
TT

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’ ABD Özel Temsilcisi’nin güney ziyaretini gölgede bıraktı

ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)
ABD Libya Büyükelçiliği heyetinin Sebha'yı ziyaretinden (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Libya'daki ‘Rus nüfuzu’, Libyalı analistlerin ABD Özel Temsilcisi Richard Norland'ın Libya'nın güneyine yaptığı benzeri görülmemiş ziyaretin sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerini gölgede bıraktı.

Norland'ın bu hafta başında güneydeki Sebha kentinde Mareşal Halife Hafter'in oğlu Saddam Hafter ile yaptığı görüşmelerin ayrıntıları yeterince açıklanmadı. Ancak gözlemciler Norland'ın Sebha'ya yaptığı ziyaretin ‘sembolik’ olduğunu bildirdi. Derne Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Yusuf el-Farisi, söz konusu ziyaretin ‘önceki güvensizlik dalgalarının ardından istikrarlı güvenlik koşulları ışığında bir ABD yetkilisinin güney kentine yaptığı ilk ziyaret’ olduğunu belirtti.

cdvfg
ABD'nin Libya Özel Temsilcisi Richard Norland, Sebha ziyareti sırasında gerçekleşen görüşmede konuşurken (ABD Libya Büyükelçiliği’nin X hesabı)

Johns Hopkins Üniversitesi Dış Politika Enstitüsü üyesi Hafız el-Guveyl'e göre, Libya'ya yönelik on yıllık stratejik planın ve Rus nüfuzunu sınırlama girişimlerinin gölgeleri, ABD Özel Temsilcisi’nin Güney Libya ziyaretinde de kendisini gösterdi. El-Guveyl'e göre Rusya'nın Libya'nın güneyindeki nüfuzunu arttırması, ABD'nin kırılgan bölgelere yönelik stratejisinden ve Norland'ın ziyaretinden daha uzak değil. Bu noktada, geçtiğimiz mart ayından bu yana Rus askeri kargo uçaklarının ülkenin güneyinde yer alan Brak eş-Şati Üssü’ne yönelik birden fazla hava ikmalinden söz eden sızıntıların ortaya çıktığını da belirtmek gerekir.

Xujık8
Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile CIA Direktörü William Burns arasında Trablus'ta daha önce yapılan bir görüşmeden (UBH)

İki yıldan kısa bir süre önce Biden yönetimi, ‘Çatışmayı Önlemek ve İstikrarı Teşvik Etmek için ABD Stratejisi - Libya için On Yıllık Stratejik Plan’ olarak bilinen planı başlattı. Bu plan, diğer hususların yanı sıra, Libya'nın tarihsel olarak marjinalleştirilmiş güneyini ulusal yapılara entegre etmeyi, daha geniş bir birleşmeye yol açmayı ve güney sınırını güvence altına almayı amaçlıyor.

Norland, Hafter'le görüştükten sonra Libya'nın güneyinin istikrara kavuşturulması, Libya'nın egemenliğinin korunması ve bölünmelerin aşılmasında oynadığı hayati rol hakkında genel bir konuşma yapmakla yetindi. Trablus Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Ahmed el-Atraş'a göre söz konusu ziyaret Moskova'nın nüfuz mücadelesi ve Rusya'nın bölgedeki genişlemesini keşfetme bağlamının ötesine geçemeyebilir.

Diğer yandan Norland’ın Libya'nın güvenlik kurumlarını birleştirme çabalarını ülkenin dört bir yanından Libyalı askeri liderlerle ilişki kurarak desteklemekten bahsetmesi de dikkat çekiyor. El-Atraş Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, bu ziyaretin gerçekleri gizlemek için yapıldığını belirtti. El-Atraş’a göre bu ziyaret öncelikle Moskova'yı hedef alıyor ve ülkenin batısından sorumlu İçişleri Bakanı İmad et-Trablusi ile Saddam arasında daha önce yapılan ve tek taraflı bir eylem olan görüşmeye dayanan vizyonları önemsizleştiriyor.

 sc
Rusya Savunma Bakanı Yardımcısı ve Rus hükümetinden üst düzey bir heyetin daha önce Bingazi'ye yaptığı ziyaretten (Şarku’l Avsat)

Öte yandan bir grup analist, Çin'in Libya'daki faaliyetlerinin genişlemesine ilişkin ABD'nin güçlü endişelerinden bahsetti. Siyasi analist İzzeddin Akil'e göre güney Libya, Çin İpek Yolu'nun kesilmesinde önemli bir istasyon olabilir ve aynı zamanda Afrika'da Çinlileri rahatsız etmek ve onlara karşı koymak için bir üs olarak kullanılabilir.

Akil, Washington yönetiminin Trablus Büyükelçisi olarak atanması planlanan Amerikalı diplomat Jennifer Gavito'nun brifinginde Çin hakkında söylenenleri esas aldı.

Gavito geçtiğimiz haziran ayında Senato Dış İlişkiler Komitesi önünde yaptığı açıklamada, Çin'le bağlantılı şirketlerin Libya'da bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe gösterdikleri derin başarılar konusunda uyarıda bulundu.

Infra Global Partners Vakfı danışmanı Jonathan Bass, Pekin'in Mareşal Halife Hafter'e verdiği desteğe işaret ederek, Çin'in daha önce eski Libya Başbakanı Fethi Başağa döneminde çok cazip koşullarla ülkenin güneyinde Libya altını çıkarma hakkını elde ettiğini söyledi.

Sahel bölgesinin son iki yılda Fransa'ya sadık bazı yerleşik rejimlerin devrilmesine tanık olması ve Rusya'nın yeni rejimlerin müttefiki olarak bölgeye müdahil olması da dikkat çekiyor.

Norland'ın Sebha'yı ziyaretinden bir gün sonra Rusya'nın Libya Büyükelçisi Aydar Aganin'in Rus askeri kamyonu Ural'ın direksiyonuna geçmesi ve Ural’ın Libya pazarına girişini kutlaması da önemli bir noktaydı.