Amerika’daki İslam liderlerinden mezhepler için bağımsız heyet kurma kararı

El-İsa: Mekke-i Mükerreme Belgesi, yumuşak gücün rolünün güçlendiğini doğruladı.

Rabıta Genel Sekreteri, tarihi anlaşmanın imzalandığı Amerika Kıtası’ndaki İslami Liderler Forumu'nda konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
Rabıta Genel Sekreteri, tarihi anlaşmanın imzalandığı Amerika Kıtası’ndaki İslami Liderler Forumu'nda konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
TT

Amerika’daki İslam liderlerinden mezhepler için bağımsız heyet kurma kararı

Rabıta Genel Sekreteri, tarihi anlaşmanın imzalandığı Amerika Kıtası’ndaki İslami Liderler Forumu'nda konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)
Rabıta Genel Sekreteri, tarihi anlaşmanın imzalandığı Amerika Kıtası’ndaki İslami Liderler Forumu'nda konuşma yaptı. (Şarku'l Avsat)

Kuzey ve Güney Amerika’nın yanı sıra Kanada’dan milyonlarca Müslüman’ın benimsediği çeşitli İslami mezhepleri bir araya getiren bağımsız bir yapı kurmak amacıyla bir araya gelen Amerika'daki İslam liderleri, çağdaş İslam düşüncesinde bir dönüm noktası olarak nitelenen ‘Mekke-i Mükerreme Belgesi’nin  aktif hale getirmek içiin görüşmeler gerçekleştirdi. Tarihi bir anlaşma imzalandı. Bu adım, Kuzey ve Güney Amerika'daki Müslüman toplumlar için Rabıta tarafından hazırlanan niteliksel bir dönüşüm olarak kabul edildi.
Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa tarafından başlatılan ve ABD Temsilciler Meclisi'ndeki üyeler ve Kongre danışmanlarından üst düzey destek bulan bu adım, Müslüman olmayan dini, topluluk ve hükümet liderlerini ABD’nin başkenti Washington’da bir araya getiren  forudaki anlaşmayla taçlandı. Katılımcılar, bunu ‘farkındalığı, sorumluluğu ve aydınlanmayı ifade eden olağanüstü bir olay’ olarak nitelendirdiler.
Forumdaki çalıştaylarda birçok önemli konu başlık üzerinde duruldu. Bunların başında, tüm Müslüman mezheplerden müftüler ve İslam dünyasının kıdemli alimleri tarafından hazırlanan kapsayıcı bir İslami belge olarak ‘Mekke-i Mukarreme Belgesi’nden en geniş ölçekte yararlanmanın yollarının gözden geçirilmesi yer aldı.
Katılımcılar ABD’deki dini, cemaat, hükümet ve parlamento liderlerinden gayrimüslim dostların bu bağımsız organa katılımını onayladı. Ayrıca, ‘Mekke-i Mukerreme Belgesi için alt bölümlere ayrılacak uluslararası bir forum’ kurmayı ve bu organın ortak hedefler ve konularla ilgili olarak koordine olması konusunda anlaşmaya vardı. Katılımcılar, gerekli çeşitliliği dikkate alacak bir komite oluşturmaya karar verdiler. Söz konusu komitenin, bahsi geçen yetki ve forumun tüzüğü ve yönetimini hazırlamak ve forum çalıştaylarının tavsiyelerini harekete geçirmek için çalışacağı ifade edildi.
Diğer yandan Rabıta Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed el-İsa, inanç kardeşliğinin büyük bir bağ olduğunu ve sağlam istikrarının herhangi bir durumda tehlikeye atılamayacağını, bozguncu veya kötü niyetli kişiler tarafından etkilenemediğini, aksine tüm zorlukların önünden kaybolduğunu söyledi. Çünkü bunun bütün anlamlarında dürüstlük, başkalarına karşı iyi niyet, bakış açılarını yakınlaştırma isteği ve mümkün olduğunca fikir birliği olduğunu vurguladı. Çağımızın olumlu dönüşümünün herkese önemli bir ders verdiğine dikkat çeken İsa, kaba kuvvetin başlangıçta ne kadar kazanımlar elde ederse etsin geçici bir hezeyan yaşadığını çünkü kısa ya da uzun vadede kaybedeceğinin altını çizdi. Yumuşak kuvvet dışında akıllıca ve makul bir çözüm bulunmadığına işaret etti. Bunun dini ve mantıklı bir yaklaşım olduğuna dikkat çeken İsa kazanımlarının insani ve sürdürülebilir olduğunun altını çizdi.  
139 ülkeden tüm İslami mezhep ve gruplardan 4 bin 500'den fazla İslam düşünürü ve bin 200'den fazla müftü ve alim tarafından imzalanan Mekke-i Mükerreme Belgesi'ne işaret eden Rabıta Genel Sekreteri, Belge’nin yumuşak gücün rolünün güçlendirilmesinin vurgulanmasının başta İslam gençliği olmak üzere Müslümanların vicdanında pekiştirilmesini kapsadığını ifade etti. İslam şeriatının kendi koşullarında içinde uygulamaları olsa da her ülkenin alimlerini, kendi fetvalarını benimsemeye ve başkalarının fetvalarına başvurmamaya çağırdı.
Müslüman ve Müslüman olmayan bileşenlerin birleştirilmesinin kendisi, dini ve anavatanı için iyi olduğunu yineleyen Genel Sekreter, bunun, ‘İslamofobi’ gibi kötü niyetli nefret kampanyalarının üstesinden gelmek için önemini vurguladı.
Dr. Muhammed el-İsa, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Bugün Kuzey ve Güney Amerika'daki Müslüman toplumların, kardeşlik, anlayış ve iş birliği ile birleşmiş, aydınlanmış bilinciyle bir araya geldiklerini görmekten çok memnunum. Bu durum, öncü ulusal birlikte yaşama ve uyum modelleriyle, dini kimliklerinin ulusal kimlikleriyle çatışmıyor. Aksine güçlendiriyor.”
ABD Kongresi’nden Andre Carson forumda yaptığı konuşmada, dünyadaki Müslümanların haklarının korunmasının önemine vurgu yaparak Kongre'de bu konuda çalışmaların devam ettiğini söyledi.
İmam Muhammed Mecid ve Muhammed Bakır el-Keşmiri de ‘Mekke Belgesi’nin evrensel insani içeriğine işaret ederek değinerek, bunun dinler arasında bir arada yaşama ve toplumsal bağların derinleştirilmesi için temel bir araç olduğunun altını çizdiler.
Amerikan çevrelerinde dini kanaatlerin en etkili liderlerinden biri olan ABD'nin Eski Uluslararası Din Özgürlüğü Büyükelçisi David Saperstein da konuşmasında “Dr. Muhammed el-İsa’nın hepimizin birlikte çalışmasına yönelik çağrısı, insanlığın iyiliği için yaratmamız gereken dünya açısından bir modeldir” ifadelerini kullandı.



Abbas, Suudi Arabistan'ın Filistin'e yönelik tutumunu takdir etti

Büyükelçisi Nayef el-Sudeyri, Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti (Suudi Arabistan'ın Amman Büyükelçiliği)
Büyükelçisi Nayef el-Sudeyri, Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti (Suudi Arabistan'ın Amman Büyükelçiliği)
TT

Abbas, Suudi Arabistan'ın Filistin'e yönelik tutumunu takdir etti

Büyükelçisi Nayef el-Sudeyri, Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti (Suudi Arabistan'ın Amman Büyükelçiliği)
Büyükelçisi Nayef el-Sudeyri, Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti (Suudi Arabistan'ın Amman Büyükelçiliği)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas dün, Suudi Arabistan'ın Filistin Büyükelçisi Nayef el-Sudeyri tarafından Amman'da kabul edilirken, Suudi Arabistan'ın ülkesine yönelik tutumunu takdir etti.

Filistin halkının ve liderliğinin İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'e, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a ve Suudi halkına, başta Filistin davası olmak üzere Arap ve İslam milletlerinin davalarını destekledikleri için büyük takdir duyduklarını ifade etti.