Yemen’de ‘Husileri perişan eden’ lakaplı Tümgeneral Sabit Cavas öldürüldü

Tümgeneral Sabit Cavas (Twitter)
Tümgeneral Sabit Cavas (Twitter)
TT

Yemen’de ‘Husileri perişan eden’ lakaplı Tümgeneral Sabit Cavas öldürüldü

Tümgeneral Sabit Cavas (Twitter)
Tümgeneral Sabit Cavas (Twitter)

Yemen’de Aden şehri yakınlarında dün düzenlenen bombalı saldırıda Anad cephesi komutanı Tümgeneral Sabit Cavas ve dört asker hayatını kaybetti.
Tümgeneral Cavas, İran destekli Husi milislerin 2004 yılı ortalarında merkezi otoriteye karşı başlattıkları isyandan bu yana yenilgiye uğramalarına neden olan ana komutanlardan biri olarak kabul ediliyordu.
2004’te Yemen hükümetine karşı Husi isyanını başlatan Hüseyin Bedreddin el-Husi’nin öldürülmesiyle sonuçlanan ilk askeri operasyonu yönetti. Bu nedenle Yemenliler ona ‘Husileri perişan eden’ lakabı verdi.
Milislerin o dönemde Yemen devletine yönelik yaklaşık iki ay süren isyanına karşı başlatılan askeri operasyonlar sırasında, dağdaki bir mağaraya saklanan Hüseyin Bedreddin Husi’yi kafasından vurarak öldürmesi nedeniyle Husilerin bir numaralı düşmanıydı.
Merkezi yetkililer ve Husi milisler arasında çatışmaların 2010 yılına kadar devam etmesine ve birçok liderin Saada’da meydana gelen altı savaş boyunca onlarla mücadele etmesine rağmen Tümgeneral Cavas en önde yer alan liderlerden biriydi.
Dün uğradığı suikast sonucu hayatını kaybedene kadar, Husi milislerin öldürmek istediği isimler listesinde ilk sıralardaydı.
Tümgeneral Cavas, 2015 sonunda Yemen’deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu’nun desteğiyle Lahic vilayetini özgürleştirme operasyonuna katıldı.
Lahic’deki el-Anad Askeri Hava Üssü’nü milislerden kurtarma operasyonunu yöneten Tümgeneral Cavas, başarılı olmalarının ardından Yemen Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur Hadi tarafından üssün lideri olarak atandı.
Aden şehrinden dönüş yolunda olan Tümgeneral Cavas ve yanındaki askerler, dün bomba yüklü araç ile hedef alındı.
Yemen kaynakları, Tümgeneral Cavas’ın öldürülme yönteminin Hizbullah suikastlarına benzediğini söyledi.
Güvenlik kaynakları, dün öğleden sonra kendi bölgesinden birine taziye ziyaretinde bulunmak için Aden şehrine gelen Tümgeneral’in terörist unsurlar tarafından izlediğini bildirdi.
Aden yakınlarından bir benzin istasyonunda bekleyen saldırganlar, bomba yüklü aracı infilak ettirerek Tümgeneral Sabet Cavas ve dört askeri öldürdü.
Husi milisler, kendilerine defalarca yenilgiyi tattıran Tümgeneral’in ölümünden duydukları mutluluğu gizleyemedi.
Esir İşleri Komitesi Başkanı Abdulkadir el-Murteda, Cavas’ın fotoğrafını paylaştığı tweeti ile suikasta değinerek, sevincini ifade etti.
Yemenliler ise sosyal medyada, ülkede birçok askeri başarılar elde etmiş Tümgeneral Cavas’ın ölümünden duydukları üzüntüyü ifade ederek, kendisine rahmet diledi.
‘Kahraman’ olarak nitelendirdikleri Tümgeneral’in Hüseyin Bedreddin Husi’nin ölümünden bu yana milislerin hedefinde olduğuna değinen Yemenliler, darbeci Husilere ait medya organlarında onun ölümünden duyulan sevinç ifadelerinin şaşırtıcı olmadığına vurgu yaptı.



Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
TT

Filistinliler yardım kuyruğunda katlediliyor: Kıyamet günü gibi

GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)
GHF'nin erzak noktalarında yaşanan saldırılar dünya gündeminden düşmüyor (AFP)

Gazze'deki sağlık çalışanları, ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'nın (GHF) erzak dağıtım noktalarında her gün Filistinlilerin öldürüldüğünü anlatıyor.

Han Yunus’taki Nasser Hastanesi’nden Dr. Muhammed Sakr, haftalardır yüzlerce kişinin acile getirildiğini belirterek şunları söylüyor: 

Görüntüler gerçekten şok edici, kıyamet gününün dehşetini andırıyor. Bazen yarım saat içinde 100 ila 150 arasında, ağır yaralanmalardan ölümlere kadar çeşitli vakalar geliyor. Bu yaralanma ve ölümlerin yaklaşık yüzde 95'i ‘Amerikan gıda dağıtım merkezleri’ olarak adlandırılan erzak noktalarından geliyor.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Guardian’a konuşan doktor, GHF’nin yarattığı kaosun halihazırda çökmenin eşiğindeki sağlık sistemine daha fazla yük bindirdiğini belirtiyor: 

Zaten her yatakta bir hasta var ve bu ek vakalar bize inanılmaz bir yük getiriyor. Hastaları acil servisin zemininde tedavi etmek zorunda kalıyoruz. Yaralanmaların çoğu göğüs ve kafaya ateşli silahla yapılan saldırılarla oluşmuş. Bazı hastalar bacakları ve kolları ampute edilmiş halde geliyor.

Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nden yapılan açıklamada da doktorların büyük bir yük altında ve çok zor koşullarda çalıştığı ifade ediliyor. Özellikle yaralı sayısında ciddi artış olduğuna dikkat çekiliyor: 

Bir aydan biraz fazla bir sürede tedavi edilen hasta sayısı, önceki yıl boyunca meydana gelen tüm kazalarda tedavi edilen toplam hasta sayısını aştı. Yaralılar arasında bebekler, gençler, yaşlılar ve anneler var. Yaralıların çoğunu genç erkekler ve çocuklar oluşturuyor. Birçok kişi sadece aileleri için yiyecek veya yardım almaya çalıştıklarını söylüyor.

Komitenin Refah’taki hastanesinde çalışan sağlık görevlilerinden Haytam Hasan, günde 30 ya da 40 kişinin ameliyathaneye alındığını belirtiyor.

İsrail ordusu, 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü saldırılarda Gazze’deki 36 hastanenin neredeyse yarısını kullanılmaz hale getirdi. Kalan hastanelerse çok düşük kapasitede çalışıyor. Bunlara ek olarak Gazze Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre İsrail, savaşın başından bu yana en az 1580 doktoru ve sağlık görevlisini öldürdü.

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Diğer yandan İsrail Savunma Bakanı Israel Katz, pazartesi günü yaptığı açıklamada, orduya Gazze'nin güneyindeki Refah şehrinde "insani yardım kenti" kurulması talimatını verdiğini duyurmuştu. Gazze'deki tüm sivillerin kademeli olarak bu bölgeye toplanması, daha sonra da başka ülkelere sürülmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'yi "Ortadoğu'nun Rivierasına" çevirme planı da tepki çekmişti. Trump, Filistinlilerin çevre ülkelere yerleştirilmesiyle bölgenin kontrolünün ABD'ye geçmesini ve Gazze'nin turizm merkezine dönüştürülmesini önermişti. 

Reuters’ın görüştüğü Gazzeliler, ABD ve İsrail’in sürgün planını kabul etmeyeceklerini söylüyor. Filistinli Mansur Ebu Hayer, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası bizim toprağımız. Kime bırakacağız, nereye gideceğiz?

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Reuters