Biden'ın Brüksel ziyareti Rusya - Ukrayna savaşında bir dönüm noktası olabilir mi?

Avrupalı askeri ve siyasi çevreler, Rus ordusunun büyük bir yenilgiye uğrayabileceği ihtimaline uzak bakmıyor

Dün NATO tarafından Norveç'te gerçekleştirilen askeri tatbikata katılan Norveçli bir asker (Reuters)
Dün NATO tarafından Norveç'te gerçekleştirilen askeri tatbikata katılan Norveçli bir asker (Reuters)
TT

Biden'ın Brüksel ziyareti Rusya - Ukrayna savaşında bir dönüm noktası olabilir mi?

Dün NATO tarafından Norveç'te gerçekleştirilen askeri tatbikata katılan Norveçli bir asker (Reuters)
Dün NATO tarafından Norveç'te gerçekleştirilen askeri tatbikata katılan Norveçli bir asker (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden'ın bugün ve yarın, Belçika’nın başkenti Brüksel’in ev sahipliğinde düzenlenecek olan Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), Avrupa Birliği (AB) ve G7 zirvelerine katılımı, Rusya’nın askeri operasyonları ve Moskova'nın, Avrupalıların Ukrayna sınırlarında durmayacağından emin oldukları hedeflerine ulaşmak için geleneksel olmayan silahlara başvurma tehditleri karşısında Avrupalı ​​müttefikleriyle dayanışma içinde olduğunu teyit etmekle sınırlı değil.
Brüksel'deki diplomatik ve askeri kaynaklar, Biden'ın girişiminin, istihbarat ve ABD yönetimi tarafından dikkatle hesaplanmış bir adım olduğunu ve sahadaki göstergelerin tökezlediğine ve Kremlin tarafından belirlenen tüm hedeflere ulaşamadığına, Avrupa ve uluslararası arenadaki kartları radikal bir şekilde yeniden karacak büyük bir askeri ve siyasi gerileme yaşayabileceğine işaret ettiği Rusya - Ukrayna savaşının seyrinde bir dönüm noktası olan üç zirveye denk geldiğini söylediler. Kaynaklar, girişimin aynı zamanda ABD’nin şu an halen tek etkili süper güç olduğunun bir teyidi olduğunu düşünüyorlar.
Avrupalı askeri ve siyasi çevrelerinde günlerdir dolaşan raporlar ve tahminler, Moskova'nın tüm hesaplarında hata yapmasının, ordusunun büyük kısmını bu maceraya itmesinin ve büyük bir erzak ve malzeme sıkıntısı çektikten, Ukrayna ve direniş güçlerinin sürekli saldırılarına uğradığı için planlarını değiştirmek ve büyük şehirleri kuşatıp obüs bombardımanları gerçekleştirmek için harekete geçmek zorunda kaldıktan sonra askerleri savaşa çağıracak yeterli rezerv bırakmamasının ardından, Rus ordusunun Ukrayna’da büyük bir yenilgiye uğrayabileceği ihtimaline artık uzak bakmıyor.
NATO uzmanları, Rus ordusunun, yavaş ve uzun bir yıpratma savaşının sonucu olarak değil de ani bir şekilde mevzilerini kaybedeceği ve kendisine gereksinimleri teslim edilemez veya yeniden konumlandırma ile geri çekilemezse moralinin tamamen çökeceği konusunda ciddi olasılıklardan bahsediyorlar. NATO uzmanları, son günlerde bazı özelliklerinin görülmeye başlandığı bu senaryonun, Moskova'yı başka cepheleri ateşlemeye veya geleneksel olmayan silahlar kullanmaya itebileceğinden ve bunun ardından NATO birliklerinin hazırlanmaya çalıştığı bir takım yansımaları olabileceğinden çekiniyorlar.
NATO çevreleri dün, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un Rusya'nın bekasına yönelik bir tehditle karşı karşıya kalması durumunda nükleer silah kullanımına başvurabileceğini söylediği açıklamalarının üzerinde durdular. Peskov açıklamasında, “İyi bilinen bir ulusal güvenlik doktrinimiz var ve nükleer silah kullanmamızın tüm nedenlerini görebiliyoruz. Rusya'nın varlığı tehdit edilirse bu doktrine göre nükleer silahları kullanırız” ifadelerini kullandı.
Öte yandan NATO ve Avrupa çevrelerindeki yetkililer, ağır kayıplar veren Rusya ve Ukrayna arasında gerilimi durdurmaya yönelik herhangi bir diplomatik çözüm bulunmasına veya ateşkes anlaşması yapılmasına uzak bakıyorlar. Gözlemciler ise özellikle NATO uzmanları, ABD yönetiminin Ukraynalı sivillerin insani acıları ve ülkedeki yıkım hakkında medyada gece gündüz aktarılan korkunç sahnelerin körüklediği duyguların ortasında Ukrayna'nın uçuşa yasak bölge ilan edilmesini reddetmesini akıllıca ve kasıtlı bir karar olarak gördüklerinden, Batı’nın Ukrayna’ya askeri yardımının formülünde herhangi bir radikal değişikliğin olmasını beklemiyorlar.
NATO uzmanları, Ukrayna güçlerine Rusya’nın obüs mevzilerine karşı yüksek etkinlik gösteren Javelin tanksavar füzeleri, Stinger uçaksavar füzeleri ve TB2 insansız hava araçları (İHA) gibi Rus ordusuna ağır kayıplar verdirmeyi sağlayan gelişmiş silahlar temin etmenin çok daha iyi olduğunu söylüyorlar. Uzmanlar, hava ambargosunun, muharebelerin seyri üzerinde çok sınırlı bir etkisi olduğunu düşünüyorlar. Ukrayna’nın şehirleri, Moskova'nın, Ukrayna ordusunun sahip olduğu ve Batı tarafından sağlanan gelişmiş kara savunma sistemleri nedeniyle belirli kayıplara maruz kalmamak için çatışmalara yoğun olarak dahil etmekten kaçındığı hava kuvvetlerinin bombardımanları ile değil, füzeler ve top mermileri yüzünden büyük hasar gördü.
Diğer taraftan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO zirvesi öncesi dün öğleden sonra düzenlediği basın toplantısında, NATO üyeleri Bulgaristan, Macaristan, Romanya ve Slovakya'nın doğu sınırlarında konuşlu NATO güçlerinin güçlendirilmesine yeşil ışık yaktıklarını duyurdu. Stoltenberg, açıklamasında, “Liderlerin, Doğu kanadında karada, denizde ve havada NATO’nun varlığını güçlendirmeyi kabul etmelerini bekliyorum” dedi. NATO Genel Sekreteri, bu dört ülkenin sınırlarına daha fazla askeri güç konuşlandırılmasının doğu sınırlarında bulunan NATO kolordusu sayısını dörtten sekize çıkararak ikiye katlayacağını ve NATO'nun Avrupa'daki uzun vadeli caydırıcılık ve savunma kapasitesini güçlendireceğini söyledi.
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ayrıca Pekin’in Rusya’yı siyasi olarak desteklediğini ve bilgilerin saptırılmasına ve yalanların yayılmasına katkıda bulunduğunu söyleyerek Çin’e doğrudan bir uyarıda bulundu. NATO liderlerinin Pekin’in Moskova'ya maddi destek vermemesini ve sorumluluklarını üstlenmesini istemesini umduğunu belirten Stoltenberg, “Rusya kimyasal silah kullanırsa, çatışmanın doğası tamamen değişecek ve geniş kapsamlı yankıları olacaktır” ifadelerini kullandı.
Bu arada siyasi bir kaynak, Batılı müttefiklerin Rusya’nın G20'den çıkarılması önerisini günlerce düşündükten sonra G20 üyelerinden herhangi biri bu öneriyi veto edebileceğinden ötürü reddettiklerini bildirdi. Çünkü bu, Batılıların bu savaşta onu kazanmaya veya en azından etkisiz hale getirmeye ve Rusya’ya askeri ve ekonomik yardımda bulunmasını engellemeye çalıştıkları Çin'in utanç kaynağıdır.
Batılı müttefikler, bu öneriye alternatif olarak, G20’nin Ekim ayı başlarında Endonezya'da yapılması planlanan ve Rusya'nın Jakarta Büyükelçisi'nin dün Endonezyalı yetkililere Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılacağını bildirdiği zirveye katılmamayı düşünüyorlar.



Gazze Rivierası planı tartışmalara yol açtı: Raporlar, Blair Enstitüsü'nün savaş sonrası projelerdeki rolünü ortaya koyuyor

Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
TT

Gazze Rivierası planı tartışmalara yol açtı: Raporlar, Blair Enstitüsü'nün savaş sonrası projelerdeki rolünü ortaya koyuyor

Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)
Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair (Reuters)

Financial Times, Tony Blair Enstitüsü'nün (TBI) Gazze Şeridi'nde savaş sonrası yeniden yapılanma planlarının hazırlanmasında tartışmalı bir rol oynadığını ve bu planlar arasında ABD Başkanı Donald Trump'ın daha önce bir tanıtım videosunda bahsettiği gibi bölgeyi ‘Gazze Rivierası’ adı altında lüks bir turizm ve ticaret bölgesine dönüştürme vizyonunun da yer aldığını ortaya çıkardı.

Şarku’l Avsat’ın Financial Times’tan aktardığına göre, Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair'in enstitüsü, Amerikalı milyarder Elon Musk'ın adını taşıyan bir sanayi bölgesinin kurulmasının yanı sıra dijital projeler ve düşük vergili özel ekonomik bölgeler kurma planlarını içeren bir proje üzerinde bir grup İsrailli iş adamıyla birlikte çalıştı.

ABD Başkanı Donald Trump bu yılın başlarında, savaş sonrası Gazze'yi lüks gökdelenler ve kendisinin altın heykelleriyle tamamlanmış bir yatırım ve turizm destinasyonu olarak tasvir eden ve burayı ‘Ortadoğu'nun Rivierası’ olarak tanımlayan bir video yayınlayarak tartışmalara yol açtı.

Raporlar, TBI çalışanlarının, eski Boston Consulting Group (BCG) yetkilileriyle birlikte Büyük Güven projesi (The Great Trust) olarak bilinen projeye dahil olduklarını gösteriyor. Önerilen belgelerden biri, Trump'ın tartışmalı videosuyla açık paralellikler taşıyan, Gazze Şeridi kıyılarında yapay adalar inşa edilmesini öngörüyordu.

Bir TBI çalışanı tarafından hazırlanan belgede, Gazze Şeridi'ndeki savaş, Gazze Şeridi'nin sıfırdan yeniden inşası için yüzyılda bir kez ele geçecek bir fırsat olarak görülüyor ve Gazze Şeridi'nin modern, güvenli ve müreffeh bir topluma dönüştürülebileceği belirtiliyordu.

Enstitü personeli Gazze için kapsamlı bir ekonomik plan hazırlamak üzere 12 üyeli bir koordinasyon komitesine katıldı. Ancak enstitü yaptığı resmî açıklamada, Trump yönetimine sunulan ve yüz binlerce Filistinlinin Gazze Şeridi'nden çıkarılmasına yönelik dramatik bir öneri içeren son versiyonu hazırladığını ya da onayladığını reddetti.

Blair'in sözcüsü, eski Başbakan’ın planlara kişisel olarak dahil olmadığını ve planlar hakkında yorum yapmadığını vurguladı. Açıklamada, “TBI ekibi savaş sonrası vizyonerlerle irtibat halinde, ancak TBI bu özel planın hazırlanmasında yer almadı” denildi.

Açıklamada, TBI tarafından hazırlanan belgenin tamamen kurum içi bir çalışma olduğu, farklı taraflardan gelen fikirleri değerlendirmeyi amaçladığı ve BCG ile yapılan bir iş birliğinin parçası ya da öncüsü olmadığı ifade edildi.

Konuyla ilgili olarak BCG de bir açıklama yayınlayarak planla ya da tanıtım videosuyla herhangi bir bağlantısı olduğunu reddetti. BCG tarafından yapılan açıklamada, “Medyada dolaşan haberler bizim rolümüzü yansıtmamaktadır. İki eski ortağımız, firmamızdan herhangi bir yetki almadan kendi inisiyatifleriyle bu projeyi başlatmışlardır. Bunu kategorik olarak reddediyoruz. Bunun için herhangi bir ücret almadık” ifadeleri yer aldı.

Daha önceki raporlar BCG'nin Gazze İnsani Yardım Vakfı olarak bilinen ve İsrail ile ABD'nin desteğini aldığı söylenen projenin bir parçası olarak Filistinlilerin Gazze Şeridi'nden göç ettirilmesinin maliyetine ilişkin finansal modeller hazırladığını ortaya koymuş, ancak şirket daha sonra bu projeden uzaklaşmıştı.