ABD’li bir yetkili ‘siyasi reformları’ görüşmek üzere Tunus’a gitti

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
TT

ABD’li bir yetkili ‘siyasi reformları’ görüşmek üzere Tunus’a gitti

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Demokrasi ve İnsan Haklarından Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Uzra Zeya dün (Çarşamba), ayın sonuna kadar devam edecek olan Tunus ziyaretine başladı. Zeya’nın ülkenin ihtiyaç duyduğu kapsamlı siyasi ve ekonomik reformların yanı sıra hak ve özgürlüklerin korunması ve sivil toplumun güçlü bir demokrasinin sağlanmasına yönelik rolünün yeniden inşa edilmesi konularını ele almak için üst düzey hükümet yetkilileriyle görüşmesi bekleniyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü’nün Ofisi’nden yapılan açıklamaya göre, ABD’li yetkilinin Tunus sivil toplum temsilcileri, insan hakları savunucuları ve ulusal örgütlerin liderleriyle bir araya gelerek, ülkenin karşı karşıya olduğu çeşitli zorluklara yönelik görüşlerini dinlemesi bekleniyor. Gözlemciler, Zeya’nın ziyaretinin, aylar önce Tunus’un demokratik yoldan çıkmasını eleştiren ve parlamenter demokrasiye dönülmesi çağrısında bulunan ABD yönetimi açısından bu konuların ne kadar önemli olduğunu doğruladığına inanıyorlar.
Zeya’nın ziyareti, Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) bir heyetin ekonomik ve sosyal politikaları gözden geçirmek, 4 yıllık bir süre içinde geri ödenmek üzere 4 milyar dolarlık bir kredi üzerinde çalışmak için Tunus’a gelmesiyle aynı zamana denk geliyor. Söz konusu kredi, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in demokratik yola dönüşte onayladığı istisnai önlemler dönemini geride bırakmaya yönelik ABD'nin Tunus üzerindeki baskısını artırabilir.
Daha önce ABD tarafından birkaç heyet, Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz’dan bu yana Başbakan Hişam el-Meşişi'yi görevden alması, Meclis’in yetkilerini dondurması, milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırması, kendisine tam yürütme ve yargı yetkisinin verilmesine dayalı istisnai kararlar aldığı sırada Tunus’u ziyaret etmişti. Tunuslu yetkililerle yaptıkları görüşmelerde ‘demokratik yola dönüş ve kapsamlı bir süreçle reformların benimsenmesi’ çağrısında bulunan heyetlerin ziyaretleri, Cumhurbaşkanı Said ve bir dizi siyasi parti tarafından, içişlerine yönelik herhangi bir dış müdahalenin reddedildiğinin belirtildiği eleştirilerle karşılanmıştı.
Diğer yandan, IMF tarafından “Bir Tepki Mekanizması Olarak Harcama” başlığı altında yayınlanan bir anket, görüşülen Tunusluların yüzde 49’unun Cumhurbaşkanı’nın kamu parasına yönelik kullanımının Tunus parlamentosunun denetimine tabi olması gerektiğini vurguladığını gösterdi. Ayrıca, katılımcıların yüzde 47’si Cumhurbaşkanı’nın kamu parasını harcamasında özgür olduğuna inanarak, Cumhurbaşkanı’nın parlamento önünde eylemlerini aklamak için zaman kaybetmek yerine ülkenin gelişimine odaklanması gerektiğini vurguladı.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.