Tunus, dört hayati sektörde grevle karşı karşıya

Elektrik, gaz, posta, belediyeler ve ev tipi gaz şişeleri dağıtımını kapsıyor

Bu ayın ortalarında başkentin merkezindeki işçi grevlerinden bir kare (AFP)
Bu ayın ortalarında başkentin merkezindeki işçi grevlerinden bir kare (AFP)
TT

Tunus, dört hayati sektörde grevle karşı karşıya

Bu ayın ortalarında başkentin merkezindeki işçi grevlerinden bir kare (AFP)
Bu ayın ortalarında başkentin merkezindeki işçi grevlerinden bir kare (AFP)

Tunus hükümeti dünden beri, bir grev dalgasıyla karşı karşıya. Tunus Elektrik ve Gaz Şirketi, belediyeler, postaneler ve ev tipi gazı dağıtıcıları tarafından gerçekleştirilen grevler, Tunusluların günlük olarak kullandıkları dört hayati sektör ve faaliyeti kapsıyor. Gözlemcilere göre bu grevlerin, Tunus’taki sosyal istikrar üzerinde doğrudan bir etkisi olması bekleniyor.
Dünden bu yana bu sektörler tarafından gerçekleştirilen grevler, üç gündür devam eden posta işçilerinin grevi ile birleşince Tunusluların hayatında tam bir felce neden oldu. Tunus Genel İşçi Sendikası'na bağlı Genel Elektrik Kurumu, dün grev başlatma kararı aldı. Bazı çalışanları, Sendika’ya rağmen iş kanunu uyarınca çalışmaya devam etmeye zorlama kararının ‘bağlayıcı olmayacağını’ ifade etti.
Öte yandan Belediye çalışanları, art arda üç gün boyunca (23-25 ​​Mart) genel grev ilan etti. Hükümeti belediye işçilerinin temel sistemiyle ilgili taleplere yanıt vermeye, iş kanununun gözden geçirilmesini talep etmeye zorlamak için işyerlerinde gerçekleştirilen protestoları artıracak. Dün, Sendika, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı, Sanayi, Maden ve Enerji Bakanlığı ile Elektrik ve Gaz Şirketi temsilcilerini bir araya getiren uzlaşma oturumunun başarısız olmasının ardından ev tipi gaz distribütörleri iki günlük greve başladı.
Ulusal Ev Tipi Gaz Şişeleri Toptan Satış Distribütörleri Odası, bakanlıkla akaryakıt fiyatlarında tekrarlanan artışların dağıtım şirketlerinin kar marjlarına olumsuz yansımasının doğal gaz şişeleri dağıtımı alanında faaliyet gösteren yedek şirketlere mekanizmalarının kurulması ile ilgili önceki anlaşmaların etkinleştirilmesi çağrısında bulundu.
Bu grevlerin çoğu Tunus Genel İşçi Sendikası'nın onayı ile organize edildi. Sendika tarafı bu grevlerin sektörel talepler ve hükümetin imzalanmasının üzerinden yıllar geçmesine rağmen yerine getirmediği anlaşmalardan kaynaklandığını bildirdi.
Bu grevler, Uluslararası Para Fonu heyetinin ziyareti öncesinde gerçekleştirildiği ve Tunus'ta hüküm süren gergin sosyal iklim hakkında bağışçıya olumsuz işaretler verecek olması nedeniyle Tunus'un Uluslararası Para Fonu ile müzakerelerini etkilemesi bekleniyor.
Gözlemciler, İşçi Sendikası’nın hükümetle güçlü bir şekilde pazarlık yaptığına ve ücretlerin artırılması için sosyal müzakerelerin başlatılması, hükümet ve sendikalar arasındaki müzakere süreçlerini kısıtlayan 20 No'lu hükümet genelgesini geri çekmek için baskı yaptığını düşünüyorlar. Öte yandan, Sendika, Tunus'ta yaşanan boğucu siyasi ve toplumsal krizin sona erdirilmesi için, hükümetin iki ülke arasında imzalanan anlaşmaları uygulamadaki yavaşlığını bahane ederek iş grevi “silahını” kullanarak Cumhurbaşkanlığı ile diyalog kurmaya çalışıyor.
Bu arada, İşçi Sendikası Başkanı Nureddin et-Tabubi, geçtiğimiz Salı günü Hükümet Başkanlığı'nın imzaladığı, diyalog kapısını açacak ve kötüleşen sosyal ve ekonomik koşulları teşhis edecek anlaşmaları uygulamaya kararlı olduğu kontrolleri belirlemek amacıyla Başbakan ve Sosyal İşler Bakanı ile yaptığı görüşmenin içeriğini açıkladı.
Tabubi, kamu sektöründe genel grev yapma ihtimaline ilişkin olarak, ‘Kamu Sektörü Meclisi’nin önümüzdeki dönemler için mücadele planını hazırladığını ve 29 Mart'ta karar alacağını duyurdu. Nihai kararın önümüzdeki Nisan ayının ilk haftasında yapılacak olan Ulusal Yönetim Kurulu'na ait olduğunu vurguladı.
Öte yandan Tunus Ulusal Gazeteciler Sendikası Başkanı Muhammed Yasin Celasi, dün düzenlediği basın toplantısında, kamu medya sektöründe, kamu medya kuruluşlarının yazı çizgisinden sapmasını, sendika hakkını grev, gazetecileri ve foto muhabirlerini yıldırmak için tacizi, haklarını aramalarını engellemeyi ve yönetimin direktiflerine aykırı tüm sesleri sistemli bir şekilde dışlamasını kınamak amacıyla önümüzdeki 1 Nisan'da genel greve gideceğini duyurdu.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.