İspanya, Fas’la ilişkilerini güçlendirmek istiyor

İspanya Başbakanı dün işgal altındaki Ceuta’ye (Sebte) ziyareti sırasında bir dizi yetkiliye arabuluculuk yapıyor (AFP)
İspanya Başbakanı dün işgal altındaki Ceuta’ye (Sebte) ziyareti sırasında bir dizi yetkiliye arabuluculuk yapıyor (AFP)
TT

İspanya, Fas’la ilişkilerini güçlendirmek istiyor

İspanya Başbakanı dün işgal altındaki Ceuta’ye (Sebte) ziyareti sırasında bir dizi yetkiliye arabuluculuk yapıyor (AFP)
İspanya Başbakanı dün işgal altındaki Ceuta’ye (Sebte) ziyareti sırasında bir dizi yetkiliye arabuluculuk yapıyor (AFP)

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez dün (Çarşamba), ülkesinde ve Cezayir’de sert eleştirilere maruz kalmasına neden olan, Batı Sahra konusuna yönelik tutumu savundu. Başbakan, Madrid ile ilişkilerin kopmasına son vermek için bu girişimi bekleyen Rabat ile daha sağlam ilişkiler kurma sözü verdi
Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre, Fas’ın kuzey kıyısında bulunan İspanyol işgali altındaki Ceuta’ya (Sebte) yaptığı ziyarette, “Rabat’la diplomatik krize son veriyoruz ancak en önemlisi Fas Krallığı ile daha sağlam ilişkilerin temellerini atıyoruz” dedi.
Bu, İspanya hükümetinin cuma günü, Rabat’ın eski İspanyol kolonisine özerklik verme konusundaki tutumuna verdiği desteği açıklamasından bu yana, Sanchez’in konu ile ilgili olarak yaptığı ilk açıklama oldu.
İspanya’daki medya kaynaklarına göre, ayrılıkçı grup Polisario Cephesi’nin Lideri İbrahim Gali’nin geçen yıl Nisan ayında Kovid-19 tedavi görmek üzer İspanya’ya gitmesinin yol açtığı kriz, Mayıs ayında Fas tarafındaki sınır kontrollerinin hafifletilmesinin ardından çoğu Faslı olan 10 binden fazla göçmenin İspanya kontrolündeki Ceuta yerleşim bölgesine geçmesiyle kriz doruk noktasına ulaştı.
Bu bağlamda, Sanchez, İspanya’nın Fas gibi stratejik öneme sahip bir ülke ile ilişkilerinin kesilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Fas’ın yasadışı göçü Madrid’e baskı yapmak için bir araç olarak kullandığını söyleyen İspanyol makamlarına göre, Sanchez, Madrid açısından önemli bir unsur olduğunu belirterek, Rabat ile ilişkilerin normalleşmesinin, çoğu göçmenin İspanya kıyılarına gitmek üzere kullandığı yolların Fas tarafından ‘kontrol edilmesinin güçlendirmesini’ sağlayacağını söyledi.
Fas ile Cezayir tarafından desteklenen Polisario Cephesi arasında, eski bir İspanyol kolonisi olan Sahra konusunda on yıllardır süren bir anlaşmazlık sürüyor. Rabat, bölgeye kendi egemenliği altında özerklik verilmesini önerirken, Polisario Cephesi ise bölgenin kendi kaderini belirlemesi için referandum yapılması çağrısında bulunuyor.
Hükümetinin hem sol hem de sağ muhalefetten sert tepkiye yol açan kararını savunan Sanchez, “Bu karar, önceki İspanyol hükümetleri tarafından ifade edilmiş tutumu destekliyor. Fransa ve Almanya gibi diğer güçlü ülkeler tarafından ifade edilen tutumlarla da uyuşuyor” ifadelerini kullandı.
Fas ve İspanya ilişkilerindeki olumlu gelişmelere övgüde bulanan Avrupa Birliği,  ‘Avrupa-Fas ortaklığının bir bütün olarak uygulanması açısından faydalı’ olduğunu belirtmişti.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24