Ukrayna - Rusya savaşı, Çin’in Tayvan’ı işgalinin önünü açar mı?

Gözlemcilere göre Washington’ın Pekin'e karşı yaptırım uygulamaya istekli ortaklar bulması güç.

Gözlemciler, ABD'nin Ukraynalı askerler tarafından oldukça etkili bir şekilde kullanılan tanksavar füzeleri ve hava savunma sistemlerinin teslimatını hızlandırması ve Tayvan ordusuna yönelik askeri eğitimlerini artırması gerektiği görüşündeler. (AP)
Gözlemciler, ABD'nin Ukraynalı askerler tarafından oldukça etkili bir şekilde kullanılan tanksavar füzeleri ve hava savunma sistemlerinin teslimatını hızlandırması ve Tayvan ordusuna yönelik askeri eğitimlerini artırması gerektiği görüşündeler. (AP)
TT

Ukrayna - Rusya savaşı, Çin’in Tayvan’ı işgalinin önünü açar mı?

Gözlemciler, ABD'nin Ukraynalı askerler tarafından oldukça etkili bir şekilde kullanılan tanksavar füzeleri ve hava savunma sistemlerinin teslimatını hızlandırması ve Tayvan ordusuna yönelik askeri eğitimlerini artırması gerektiği görüşündeler. (AP)
Gözlemciler, ABD'nin Ukraynalı askerler tarafından oldukça etkili bir şekilde kullanılan tanksavar füzeleri ve hava savunma sistemlerinin teslimatını hızlandırması ve Tayvan ordusuna yönelik askeri eğitimlerini artırması gerektiği görüşündeler. (AP)

Çin konusunda uzman olan Çin asıllı Amerikalı Minxin Pei, Bloomberg Haber Ajansı tarafından yayınlanan bir makalesinde ABD Başkanı Joe Biden ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in geçtiğimiz cuma günü yaptıkları çevrimiçi görüntülü görüşmede aynı anda konuştuklarını ve ikisinin de diğerinin ne dediğini umursamıyor gibi göründüklerini yazdı. Ancak Şi, geçtiğimiz hafta Biden ile yaptığı görüşmede Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden çok Tayvan meselesine odaklanmış görünüyordu. Diğer yandan ABD ve müttefikleri, bir yandan Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri saldırısını durdurmak ve Moskova'ya olabilecek en büyük ekonomik zararı vermek için canla başla çalışırken diğer yandan Tayvan’da aynı senaryonun tekrarlanmaması için Çin'e odaklanıyorlar.
Bloomberg Haber Ajansı'nın Çin resmi basını tarafından bildirilenlere dayanan haberine göre Şi'nin böyle bir senaryodan caydırılması halinde ABD, Tayvan'daki bağımsızlık güçlerini destekleyecek. Buna karşın ABD’li birçok analist, Çin'in Tayvan’a saldırmak için Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından ilham almış olabileceğinden endişeli. Şarku’l Avsat’ın Bloomberg’den aktardığı habere göre en azından ABD, bu olasılığa nasıl hazırlanılacağı konusunda Avrupa’daki krizden bazı önemli dersler çıkarmalı ve teorik olarak Putin’in Ukrayna’da karşılaştığı zorluklar Çinli liderleri caydırmalı. Rus ordusu daha dostane topraklarda, Çinli liderlerin Tayvan'a amfibi bir saldırı düzenlemeleri durumunda karşılaşacaklarından daha fazla taktiksel başarısızlık yaşadı.
Batı ülkeleri, şaşırtıcı bir hızla Rusya'ya büyük ekonomik yaptırımlar uyguladılar. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üye ülkelerinin Ukrayna'ya sağladığı sınırlı silahlar bile ölümcül sonuçlar doğurdu. Çin de Tayvan'da savaşta kendini kanıtlamış ve teknolojik olarak gelişmiş bir ABD ordusuyla karşı karşıya gelmek zorunda kalabilir.
Diğer yandan Bloomberg haberinde Şi’nin döneminde Çin'in ‘kılıç ustalığı çığırtkanlığının’ çarpıcı biçimde arttığını yazdı. Habere göre Çin, Rusya'ya verdiği desteğin bedelini ödemeye başlarsa veya içerideki eleştiren kesim, Şi'nin durumu nasıl ele aldığını sorgularsa, dikkatleri Tayvan'a kaydırarak kolayca destek arayışına girebilir. Bloomberg, ABD’nin açıkça müdahalede bulunmasının halen akıllıca bir adım olmayacağını ve Washington'ın Tayvan politikasında onlarca yıldır süregelen ‘stratejik belirsizliği’ terk etmesinin, Çin'i gereksiz yere kışkırtacağını ve Tayvanlı liderleri gereksiz riskler almaya teşvik edebileceğini bildirdi.
Bununla birlikte Ukrayna krizi için diğer cephelerde de harekete geçilmeli. Örneğin Ukrayna ordusu, Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ele geçirmesinin ardından yoğunlaştırılmış olarak verilen askeri eğitimden büyük fayda sağladı. Gözlemciler ABD'nin Ukraynalı askerler tarafından oldukça etkili bir şekilde kullanılan tanksavar füzeleri ve hava savunma sistemlerinin teslimatını hızlandırması, Tayvan ordusuna yönelik askeri eğitimlerini artırması ve Tayvan'ın siber savunmasını güçlendirmesine, hatta Tayvan’ın internet ağlarına yönelik doğrudan tehditleri arayıp bulmasına yardımcı olması gerektiğini savunuyorlar.
Bloomberg’in haberinde gözlemcilere göre ABD, Tayvan’ı Çin'in olası bir işgal girişimine karşı savunmak için ihtiyaç duyulan daha fazla gemi savar füzesi, deniz mayınları ve insansız hava araçları (İHA) sağlamalı. Haberde Tayvanlı liderlerin, Singapur ve İsrail gibi ülkelerde olduğu gibi zorunlu askerlik hizmeti süresini dört aydan bir yıl veya daha fazla bir süreye çıkarmak konusunda ciddi bir tartışma başlatmaları gerektiği vurgulandı. Gözlemciler, Tayvan’ın sıradan yedek askerlerini güçlendirme sürecini de hızlandırmak gerektiğinin altını çizdiler.
Bloomberg’e göre eğer Tayvanlılar, tıpkı Ukraynalılar gibi özgürlükleri için savaşmaya hazır olduklarını gösterirlerse dışarıdan yardım alma şansları da olur. ABD’nin bu tür bir yardımı sağlamak için daha iyi bir konumda olması için şu an askerlerini yeniden konuşlandırması gerekiyor. ABD ordusu, Çin’in füzeleri için daha küçük bir hedef belirlerken güçlerini savaş sahasına yaklaştırmak için Japonya’nın güney adalarına ve Pasifik'in başka yerlerine küçük, mobil güçler konuşlandırmaktan bahsetti. Şimdi bu bölgelere asker ve teçhizat konuşturmalı, güçlerinin önümüzdeki süreçte bölgeye erişimini sağlamalı. Ayrıca olası bir çatışmada başlıca hedef olan ABD'ye bağlı özerk toprak Guam'daki bulunan askeri üslerinde füze savunma sistemlerini desteklemeli. Daha genel anlamda ABD ve ortakları bu zamanı, tam ölçekli bir istilanın dışında kalan eylemlere nasıl yanıt vereceklerini düşünmek için kullanmalı. Çin, örneğin gri bölge önlemlerinden oluşan bir kombinasyonla Tayvan'ın ticarete bağımlı ekonomisini boğabilir, hatta Tayvan'ın nükleer bir silah edinmek amacıyla gerekli bileşenleri ithal ettiği gerekçesiyle deniz ambargosu uygulayabilir. Bu yüzden Tayvan'ın dostlarının bu tür provokasyonlara nasıl yanıt vereceklerini belirlemeleri gerekiyor. ABD ve müttefikleri, ayrıca nasıl Çin'e karşı etkili bir yaptırım kampanyası yürütecekleri konusunda sessizce fikir alışverişinde bulunmalı. Çin ekonomisi Rusya ekonomisinden 10 kat daha büyük. Daha çeşitli alanlara, dünya genelinde daha geniş pazarlara sahip ve daha bütünleşmiş. Ticari alanda Çin'e bağımlı olan ülke sayısının fazlalığı göz önünde bulundurulduğunda yaptırım kampanyasına katılmaya istekli ortaklar bulmak zor olacaktır. Yetkililer, Çin'i gerçekten zorlayacak tedbirler belirlemeli. Herhangi bir tepkiye karşı savunmayı güçlendirmeliler. Daha fazla ülkenin dahil olacağı bir strateji tasarlamalılar.
İstikrarın devam ettirilmesinin, Şi-Biden görüşmesi gibi üst düzey yetkililer arasındaki temaslar ve kriz yönetimi araçlarına daha fazla yatırım yapılan sürdürülebilir diplomasinin de dahil olduğu daha güçlü bir iletişim ağı gerektireceğini vurgulayan Bloomberg haberinde son olarak gerçek başarının ABD'nin Tayvan'a karşı bir savaşı kazanıp kazanamayacağıyla değil, onu önleyip önleyemeyeceğiyle ölçüleceğinin altı çizildi.



‘Anlaşma ustası’ Trump, Alaska'da Putin ile yapacağı zirvede en büyük sınavıyla karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)
TT

‘Anlaşma ustası’ Trump, Alaska'da Putin ile yapacağı zirvede en büyük sınavıyla karşı karşıya

ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump, 16 Temmuz 2018'de Helsinki'de Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile bir araya geldi. (AFP)

İngiliz gazetesi Financial Times, ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyası sırasında Ukrayna savaşını çözme sözü verdikten sonra, Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile ABD'nin Alaska eyaletinde düzenlediği zirvede kritik bir anla karşı karşıya olduğunu yazdı.

Gazete, Trump'ın kendisine ‘anlaşma ustası’ unvanını takmayı sevdiğini de bildirdi. Trump dün, yüksek riskli Alaska Zirvesi’nin bu iddiayı hızla kanıtlayacağını kabul ederek, “Herkesin tutumunu göreceğiz; bunu ilk iki, üç, dört veya beş dakika içinde anlayacağım. Toplantı kötü geçerse, çok çabuk bitecek. İyi geçerse, yakın gelecekte barışa kavuşacağız” ifadelerini kullandı.

Rusya Devlet Başkanı ile yapılacak toplantı, Trump için hem uluslararası hem de yerel düzeyde kritik bir görüşme olacak. Trump defalarca, 2022'de başkan olsaydı savaşın asla çıkmayacağını ve savaşı sona erdirebilecek tek kişinin kendisi olduğunu iddia etti.

Trump’ın Ukrayna'da bir uzlaşma sağlama konusundaki artan çabaları, bu taahhüdün geçen yıl Beyaz Saray'a adaylık yarışında yaptığı neredeyse tüm seçim konuşmalarının bir parçası olması gerçeğiyle açıklanabilir.

Amerikan Katolik Üniversitesi’nde tarih profesörü olan Michael Kimmage, “Trump bir şekilde vaatlerini yerine getiriyor ve diplomasi alanında büyük bir başarı elde ettiğini düşünüyor” dedi.

Trump aynı zamanda küresel bir barış elçisi olduğunu da kanıtlamak istiyor. Ancak 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşen en büyük kara işgalini sona erdiremezse bu iddia geçerliliğini yitirecek.

Trump'ın ikinci döneminin başında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'ye yönelttiği tüm öfkeye rağmen, Putin şu anda bir anlaşmaya varılmasının önündeki engel olarak duruyor. ABD Başkanı, Kremlin'i ateşkes kabul etmeye ikna etmek için mücadele ediyor.

Trump, Moskova'nın ateşkes kabul etmemesi halinde ek yaptırımlar uygulayacağını, Hindistan'ın Rus petrolü satın almasını cezalandırmak için Hindistan'dan gelen ithalatlara gümrük vergisi koyacağını ve Kremlin'i sivil hedeflere saldırdığı için kınadığını açıkladı.

ty6u7
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

Ancak Trump, ateşkes için belirlediği son tarih yaklaşırken aniden tutumunu değiştirdi ve Zelenskiy veya diğer Avrupalı liderleri davet etmeden Putin'i ABD topraklarında ağırlamayı teklif etti. Bu da Trump'ın önereceği herhangi bir anlaşmanın Moskova'ya karşı çok dostane olacağı ve Kiev ile ABD'nin Avrupa'daki birçok müttefiki tarafından kabul edilmeyeceği endişelerini yeniden canlandırdı.

ABD'nin eski NATO Daimî Temsilcisi Nicholas Burns, “Trump'ın son haftalarda Ukrayna'ya yönelip Rusya'dan uzaklaşması önemli ve çok memnuniyet vericiydi, ancak bu dönüşümün cuma günü de devam etmesi gerekiyor” dedi.

Zirve öncesinde Trump ve yönetiminin üst düzey yetkilileri gerginliği azaltmaya çalıştı. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bunun ‘açıkça fikir alışverişi için yapılan bir toplantı’ olduğunu söyledi ve başkanın ‘Putin'i gözlemleyerek bir değerlendirme yapması’ gerektiğini ifade etti.

Bu hafta bir radyo programında konuşan Rubio şunları söyledi: “İnsanlar şunu anlamalı... Başkan Trump için bu toplantı bir taviz değil.”

Trump, daha önemli bir Putin toplantısı için ‘yolu hazırlamak’ istediğini söyledi. Söz konusu toplantıya Zelenskiy ve muhtemelen diğer Avrupalı liderler de katılacak.

Ancak Trump yine de Putin ile şiddetli bir anlaşmazlık ya da Moskova ile Beyaz Saray'ı zayıf gösterecek aşırı uzlaşmacı bir anlaşma yoluyla başarısızlık izlenimi vermekten kaçınmak isteyecek.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Hudson Enstitüsü'nden Luke Coffey, “Trump bu konunun ülke içinde nasıl algılanacağının tamamen farkında. Trump gözlerini açık tutmalı ve bazı kesin kırmızı çizgiler çizmeli” şeklinde konuştu.

Trump'ın Putin ile daha önceki görüşmelerdeki sicili, Kremlin'in Trump'ı alt edip taleplerini kabul ettireceği yönündeki endişeleri artırıyor.

Brookings Enstitüsü'nden Georgetown Üniversitesi profesörü Angela Stent, Putin'in ‘eski bir KGB ajanı ve judo şampiyonu olduğunu, altı veya yedi ABD başkanıyla çalışma konusunda geniş deneyime sahip olduğunu ve Trump ile nasıl başa çıkılacağını bildiğini’ söyledi. Stent, “Bunun tersi için aynı şeyin geçerli olduğunu sanmıyorum” dedi.

Son günlerde Trump, Alaska Zirvesi konusunda Avrupalı ve Ukraynalı liderleri rahatlatmak için yardımcısı J.D. Vance'i kullandı.

Ancak Beyaz Saray, herhangi bir barış anlaşmasının ardından Ukrayna'ya güçlü güvenlik garantileri vermeye hazır olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklama yapmadı. Trump yönetimi, ateşkesin Kiev'in aleyhine ve Moskova'nın lehine toprak takası üzerine kurulup kurulmayacağı konusunda da bir açıklama yapmadı ki bu öneri Putin tarafından Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'a geçen hafta yapılan görüşmelerde sunulmuştu.

Beyaz Saray yetkilileri zirvenin Ukrayna'daki ateşkes üzerinde odaklanacağını söylerken, Rusya zirvenin ekonomik iş birliği ve silahlanmanın sınırlandırılmasını da kapsayabileceğini ima etti. Bu konular aracılığıyla Trump, Putin'e bazı yeni teşvikler sunmaya yönelebilir.

Burns, “Bu toplantıyı düzenlemenin tek doğru yolunun, masaya tek bir konuyu getirmek olduğunu düşünüyorum. Bu konu da Ukrayna'nın geleceği ve Rusya'nın Ukrayna konusunda vereceği tavizler; Ukrayna'nın Rusya'ya vereceği tavizler değil” ifadelerini kullandı.

Stent, “Trump'ın Rusya ve Ukrayna ile görüşmelerde tereddüt etmesi, her iki tarafı da şaşırtmak için kullandığı bir taktik olabilir” dedi.

Ancak ABD Başkanı ile Rus mevkidaşı arasındaki önemli toplantı öncesinde, bu strateji Kiev ve Avrupa'nın çoğunu gergin bir durumda bıraktı.

sdfrgt
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy (AFP)

Halen iyimser olan Trump şu ifadeleri kullandı: “Başkan Putin'in barışı sağlayacağına inanıyorum. Başkan Zelenskiy'nin barışı sağlayacağına inanıyorum. İkisinin anlaşıp anlaşamayacağını göreceğiz. Eğer anlaşabilirlerse bu harika olacak.”

Trump, “Son altı ayda altı savaşı çözdüm ve bununla gurur duyuyorum. Bunların en kolayının bu savaş olacağını düşünmüştüm. Ama aslında en zoru bu oldu” dedi.