Suriye Anayasa Komitesi’nin 7’nci tur görüşmelerinde ‘devletin sembolleri’ tartışma konusu oldu

Hükümet heyeti ‘devletin sembollerine’ dokunulmasının komplonun bir parçası olarak niteledi. Muhalefet heyeti ise bu sembollerin bugün tartışmalı olduğunu ifade etti.

BM Temsilcisi Geir Pedersen Cenevre’de düzenlenen Anayasa Komitesi toplantılarında konuşuyor (BM)
BM Temsilcisi Geir Pedersen Cenevre’de düzenlenen Anayasa Komitesi toplantılarında konuşuyor (BM)
TT

Suriye Anayasa Komitesi’nin 7’nci tur görüşmelerinde ‘devletin sembolleri’ tartışma konusu oldu

BM Temsilcisi Geir Pedersen Cenevre’de düzenlenen Anayasa Komitesi toplantılarında konuşuyor (BM)
BM Temsilcisi Geir Pedersen Cenevre’de düzenlenen Anayasa Komitesi toplantılarında konuşuyor (BM)

Cenevre’de düzenlenen Suriye Anayasa Komitesi’nin 7’nci tur görüşmelerinde Ahmed el-Kuzberi başkanlığındaki Suriye hükümeti heyetinin sunduğu ve Şarku’l Avsat’ın bir nüshasına ulaştığı ‘devletin sembolleriyle’ ilgili belge, Hadi el-Bahra başkanlığındaki muhalefet heyeti ve muhalefetle bağlantılı sivil toplum temsilcileri ile hükümet heyeti arasında anlaşmazlığa yol açtı.
Anayasa Komitesi’nin 7’nci tur görüşmeleri bugün (cuma) katılımcıların öneri ve yorumlarını yazılı bir şekilde Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Temsilcisi Geir Pedersen’in ofisine sunmasıyla sona erecek. Pedersen 2254 sayılı BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı doğrultusunda Suriye Anayasası’nda reformların yapılması amacıyla Kuzberi ve Bahra arasındaki görüşmeleri kolaylaştırmaya çalışıyor.
Daha önce Pedersen’in gözetiminde yapılan anlaşma uyarınca, görüşmelerin son gününde üyelerin toplantılarda ele alınan konularla ilgili önerilerini yazılı bir şekilde Pedersen’in ofisine sunmaları gerekiyor. Hükümet heyeti önceki turlarda bunu yapmayı reddetmişti.
Söz konusu anlaşma doğrultusunda heyetlerin her biri; hükümet, muhalefet ve sivil toplum heyetlerindeki katılımcıların tartıştığı anayasa ilkeleriyle ilgili önerilerine yer verdikleri yazılı bir belgeyi oturum başkanlığına sunmak zorunda. Önceki turda önerisini ilk sunan tarafın hükümet heyeti olması dolayısıyla 7’nci turdaki görüşmelere muhalefet heyetinin sunduğu ‘yönetim esaslarıyla’ ilgili öneriyle başlandı.

Yönetim esasları
Bahra’nın sunduğu öneri metninde “Devletin yönetim biçimi, hukukun egemenliğine dayanan, insanlık onuruna ve halkın iradesine saygı duyan, özgür, adil ve dayanışmacı bir toplum inşa etme taahhütlerine tamamen bağlı bir cumhuriyet olmalı. Halkın, siyasi çoğulculuk ve iktidarın barışçıl değişimi kapsamında ulusal ve yerel düzeyde kendisine vekaleten iktidarı kimin yöneteceğini seçme iradesini özgür ve demokratik bir biçimde ifade etmesine izin verecek şekilde anayasada belirlenen seçim araçları üzerinden halk egemenliği uygulanmalı” ifadeleri kullanıldı. Siyasi partilerin, siyasi çoğulculuğun bir dışavurumu olduğu belirtilen belgede, “Partiler kurulacak. Partiler, çalışmalarını düzenleyen ve anayasa hükümleriyle çelişmeyen yasalar çerçevesinde faaliyetlerini özgürce yerine getirecekler” denildi.
Öneri okunduktan sonra söz alan hükümet heyeti üyeleri yaptıkları konuşmalarda öneride geçen terimlere ve önerinin ‘ilke olarak özgürlüğe odaklanmasına’ takıldı. Toplantıda söz alan bir hükümet üyesi, “Metin, partilerin siyasi çalışmayı tekeline alacağı ve bireyler ile bağımsızlara alan kalmayacağı izlenimi uyandırıyor. Uygulanacak yasal kurallar olmadan özgürlük verilmez” ifadesini kullandı.

Devletin kimliği
Kuzberi oturumun ikinci gününde (salı) toplantıya başkanlık etti. Şam’dan gelen sivil toplum temsilcileri ‘devletin kimliği’ ile ilgili bir öneri sundu. Ülkenin resmi adının ‘Suriye Arap Cumhuriyeti’ olarak kalması teklif edilen öneride “Araplık, Arap halkının tarihi ve coğrafi aidiyeti ve ortak çıkarları ile acılarının hükmettiği medeni bir kültürün kimliğidir. Suriye Arap Cumhuriyeti Arap dünyasının bir parçasıdır. Suriye halkı Arap milletinin bir parçasıdır. Araplık, çeşitlilik ve zenginlikleriyle tüm kültürleri birleştiren ve kucaklayan, tüm kültürlerle etkileşime giren, insanlık medeniyetinin zenginleşmesine katkıda bulunan ve bu ülkenin medeniyetini oluşturan bir medeniyet havzasıdır. Suriye, demokratik bir devlettir. Yasalar, siyasi hayata yön veren parti ve siyasi çoğulculuğu güvence altına alır. Resmi dil, Arapçadır” ifadeleri kullanıldı.
Tartışmalar sırasında bazı katılımcılar ‘Araplığın Arap olmayanların kimlikleri üzerinde bir tahakküm kurmaması gerektiği’ uyarısında bulunarak, ‘metinde Araplığın rolünün tanınmasının diğer bileşenlerin kimlikleri, kültürleri ve dillerinin aleyhine olmasını gerektirmediğini’ ifade ettiler. Bir katılımcı, “Tartışmadaki temel ihtilaf noktası, Araplığın diğer bileşenlerin karşısında belli bir kültür bileşenin kimliği mi yoksa birleştirici bir medeniyet projesi gibi bir kimlik mi olduğudur” dedi.

Devletin sembolleri
Oturumun üçüncü gününde, Kuzberi başkanlığındaki hükümet heyeti, Bahra başkanlığındaki oturuma ‘devletin sembolleri’ ile ilgili önerisini sundu.
Öneri metinde “Suriye Arap Cumhuriyeti’nin sembolleri yüksek ulusal değerlerini ve güçlü bir medeniyeti temsil etmektedir. Bu semboller Suriye Arap Cumhuriyeti’nin tarihini, kültürünü ve birliğini ifade etmektedir. Hiçbiri değiştirilemez” denildi.
Metinde öneriler maddeler halinde sıralandı:
1- Suriye bayrağı kırmızı, beyaz ve siyah olmak üzere üç renkten ve her biri 5 uçlu yeşil renkli iki yıldızdan oluşur. Bayrağın şekli dikdörtgen biçimindedir ve eni boyunun üçte ikisidir. Bayrak boyunca üç dikdörtgen eşit bir şekilde yer tutar. Üst kısım kırmızı, orta kısım beyaz ve alt kısım siyah olup, iki yıldız beyaz dikdörtgenin tam ortasında yer alır.
2- Suriye Arap Cumhuriyeti’nin ulusal marşı “Humat ed-Diyar Aleyküm es-Selam”dır.
3- Suriye Arap Cumhuriyeti’nin resmi dili Arapçadır.
4- Suriye lirası, Suriye Arap Cumhuriyeti'nin para birimi ve para biriminin ölçü birimidir.
5- Suriye Arap Cumhuriyeti'nin arması, üzerine Suriye Arap Cumhuriyeti'nin ulusal bayrağının renkleri işlenen bir Arap şahinidir. Şahin, pençeleriyle tuttuğu ve üzerinde Kûfî hatla “Suriye Arap Cumhuriyeti” yazılı bir kuşak taşır. Şahinin altında iki buğday başağı bulunur. Şahin, kuşak ve iki buğday başağı, altın renginde olur. Yazı ve kanatların çizgileri açık kahverengi renginde olur.
Resmi belgenin başındaki ‘değiştirilemez’ ibaresi, geniş çaplı tartışmalara yol açtı. Ayrıca ‘Anayasa’daki herhangi bir maddenin dokunulmazlığının olup olmadığı meselesi’ tartışıldı.
Muhalifler ‘bu sembollerin bugün tartışmalı bir konumda olduğunu ve Anayasa’ya eklenmesinin halkın büyük bir kesimi tarafından reddedildiğini’ söyledi. Bayrağın anlamı, şekli ve Suriye’nin sembolleriyle ilgili karşı öneriler sunuldu. Katılımcılardan bazıları ‘sembollerin yasalara dahil edilmesi adımının, anayasanın kabul edilmesi ve ilk Suriye Meclisi’nin şeffaf ve adil bir şekilde seçilmesinden sonraki sürece ertelenmesini’ teklif etti.
Oturumun üçüncü günü (çarşamba) devletin sembolleriyle ilgili tartışmalarla geçti. Suriye’nin mevcut ve önceki anayasalarında ve Suriye kültüründe yeri olan ulusal sembollerin tarihi hakkında konuşmalar yapıldı. Hükümet heyetinin bir üyesi, “Bu aşamada sembollere dokunulması sadece vatandaşların güven duygularını tehdit etmekle kalmaz aynı zamanda vatanı hedef almak için sembolleri hedef alan ülkenin birliğine yönelik mevcut komplonun çıkarına olur” dedi.
Buna karşılık olarak muhalifler “Semboller çoğu zaman halka karşı şiddeti meşrulaştırmak için kullanıldı. Ülkenin halkını ve toprağını yeniden birleştirme sürecine girilmesi için anayasa yazım süreci tüm tarafların hassasiyetlerini ve temel güvencelere olan ihtiyaçlarını gözetmelidir” ifadelerini kullandı.

Kamu otoriteleri
Kuzberi ve Bahra dün (perşembe) sabah saatlerinde katılımcılara 7’nci turun son gününde (cuma) takip edilecek çalışma mekanizmasını açıkladı. Zira bu açıklamaya göre tüm üyelerin önerilerle ilgili değişiklik tekliflerini Pedersen’in ofisine sunabileceği bilgisi paylaşıldı. Bu bilgilendirmeden sonra muhalifler ‘kamu otoriteleri’ başlıklı öneri belgesini sundu.
Öneri metninde “Devletin kamu otoriteleri, yasama, yürütme ve yargı otoriteleri arasındaki kuvvetler ayrılığına göre düzenlenir. Yasama, yürütme ve yargı kurum ve kuruluşları yetkilerini anayasanın belirlediği sınırlar içinde kullanır. Bu kurum ve kuruluşların oluşturulması ve görevlerini yerine getirmesi, anayasaya aykırı olmayacak şekilde kanun ve mevzuat hükümlerine tabidir. Ayrıca anayasada ve Suriye devleti tarafından onaylanan uluslararası sözleşmelerde yer alan temel hak ve hürriyetlere saygı duyma ve onları uygulamakla yükümlüdürler” ifadeleri kullanıldı.
Katılımcılar ‘kuvvetler ayrılığının sadece felsefi bir kavramdan ibaret olduğunu’ ve anayasadaki hükümlerin pratikteki uygulaması sırasında otoriteler arasında büyük müdahalelerin olduğuna dikkat çekti. Konuşmacılar yasama ve yürütme ile bu ikisi ile yargı otoritesinin birbirinden ayrılması ve kurumlar arasında dengenin sağlanması gerektiğini vurguladı. Katılımcılardan biri, “Bazı anlarda tartışmalar yaşandı. Ancak saygı çerçevesinde kaldı. Bazen ise pratik fikir alışverişi yapıldı” dedi.



Libya'nın Beni Velid şehrindeki toplantıda şehrin ‘ötekileştirilmesinden’ duyulan rahatsızlık dile getirilirken ‘uzlaşı’ çağrısı yapıldı

Stephanie Khoury’nin Libya'nın Beni Velid şehrine yaptığı ziyaretten bir kare (UNSMIL)
Stephanie Khoury’nin Libya'nın Beni Velid şehrine yaptığı ziyaretten bir kare (UNSMIL)
TT

Libya'nın Beni Velid şehrindeki toplantıda şehrin ‘ötekileştirilmesinden’ duyulan rahatsızlık dile getirilirken ‘uzlaşı’ çağrısı yapıldı

Stephanie Khoury’nin Libya'nın Beni Velid şehrine yaptığı ziyaretten bir kare (UNSMIL)
Stephanie Khoury’nin Libya'nın Beni Velid şehrine yaptığı ziyaretten bir kare (UNSMIL)

Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL), BM Genel Sekreteri António Guterres’in Siyasi İşler Özel Temsilci Yardımcısı Stephanie Khoury'nin ülkenin kuzeybatısındaki Beni Velid şehrinde belediye meclisiyle genel istişarelerde bulunduğunu ve sivil toplum temsilcileri, akademisyenler, kadınlar ve gençlerle bir araya geldiğini duyurdu.

UNSMIL, toplantı katılımcılarının uzun süren siyasi çıkmazdan ve Libya'da kalıcı bir çözüm bulunamamasından duydukları hayal kırıklığını dile getirdiklerini aktardı.

y6u7
Stephanie Khoury, Beni Velidli kadınlarla bir araya geldi (UNSMIL)

UNSMIL’in açıklamasına göre görüşmelerde danışma komitesinin sunduğu öneriler ve ‘ülkenin yaşadığı çok boyutlu kriz karşısında devlet kurumlarının birleştirilmesi konusundaki acil ihtiyaç’ üzerinde duruldu.

Görüşmelere katılanların birçoğu ‘mevcut duruma kesin bir çözüm bulunması’ çağrısında bulunurken, ‘Beni Velid şehirine yönelik ötekileştirmenin devam etmesinden duydukları rahatsızlığı ve ulusal uzlaşının güçlendirilmesi gerektiğini’ ifade ettiler.

UNSMIL’in ayrıntılarını aktardığı toplantıya katılanlar, Libya'nın farklı bölgelerinden gelen seslerin, UNSMIL’in kolaylaştırdığı siyasi sürece kapsamlı ve etkili bir şekilde katılımının sağlanmasını istediler ve ‘bu katılımın son derece önemli olduğunun’ altını çizdiler.

Beni Velid Belediye Başkanı Abdulhafiz er-Rayis, Khoury'nin şehre yaptığı resmi ziyaretin, ülkedeki siyasi gelişmeleri ve mevcut durumdaki gelişmeleri tartışmak amacıyla yapıldığını açıkladı.

Belediye Başkanı Rayis, düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, belediye binasında geniş kapsamlı bir toplantı düzenlendiğini ve bu toplantıya Emniyet Müdürü ile Vafra Kabileleri Sosyal Konseyi üyelerinin katıldığını söyledi. Rayis, toplantıda geçiş sürecinin en önemli zorluklarının ele alındığını, kapsamlı siyasi sürecin desteklenmesinin, dışlanma ve ötekileştirilmenin sona erdirilmesinin ve Libya'nın her yerinde istikrar ve sürdürülebilir barışın sağlanmasının öneminin vurgulandığını belirtti.

Bu arada ‘vatanın birliğini vurgulama ve bölünmeyi reddetme’ konusunda kararlı olduklarını belirten toplantının katılımcıları, Libya halkının güvenlik, kalkınma ve istikrar beklentilerini karşılayacak adil bir siyasi çözüme ulaşılması için BM’nin çabalarına destek verilmesi gerektiğini vurguladılar.

UNSMIL

Öte yandan BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Temsilcisi Hanna Tetteh başkanlığındaki UNSMIL, Libya’nın güneyindeki gençlerin siyasi süreçle ilgili endişelerini ve danışma komitesinin önerileriyle ilgili önerilerini anlamak için bir tartışma oturumuna katılmak üzere kayıtların açıldığını duyurdu.

UNSMIL tarafından dün yapılan açıklamada, katılımın ülkenin güneyindeki çeşitli şehirlerden 18 ila 35 yaş arası gençlere açık olduğu ve kayıtların pazartesi akşamına kadar elektronik form aracılığıyla yapılabileceği belirtildi. Açıklamaya göre oturum önümüzdeki çarşamba günü Zoom uygulaması üzerinden ‘Gençler Katılıyor’ programı kapsamında gerçekleştirilecek.

Yasadışı göç

Diğer taraftan geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, Sahil Güvenlik Genel Müdürlüğü'ne bağlı bir devriyenin, başkent Trablus'un doğu kıyısı açıklarında denizde bulunan farklı uyruklardan 39 kaçak göçmeni kurtardığı duyuruldu.

Kurtarma operasyonunun yaz aylarında deniz devriyelerini yoğunlaştırma çabaları çerçevesinde gerçekleştiğini aktaran Bakanlık, Göçmenlerin Trablus’taki yönetim şubesine bağlı eş-Şaab Limanı’na nakledildiklerini, burada gerekli yasal işlemlerin yapıldığını ve yasadışı göçle mücadele birimine teslim edildiklerini belirtti.

uı
Libya İçişleri Bakanlığı, yasadışı göçmenleri yakaladığını duyurdu (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanlığı aynı gün ikinci bir operasyonda ise ‘GACS Wadi Kaam P300’ adlı sahil güvenlik teknesinin, Zaviye kenti açıklarında farklı uyruklardan 20 kaçak göçmeni kurtarmayı başardığını açıkladı.

Bakanlık, kurtarma operasyonu tamamlandıktan sonra göçmenlerin eş-Şaab Limanı’na nakledildiğini ve buradaki yasal işlemlerin ardından kalan işlemlerin tamamlanması için yasadışı göçle mücadele birimine sevk edildiklerini belirtti.

Bir diğer gelişmede Libya Ulusal Ordusu (LUO) Kara Kuvvetleri Komutanı Saddam Hafter, Libya sınırlarını korumak için ‘vatan görevini’ yerine getirirken iki askerin öldürüldüğünü açıkladı. Hafter yaptığı kısa açıklamada ‘vatanın güvenliğini koruyan askerlerin fedakarlıklarına’ duyduğu minnettarlığı dile getirdi, ancak olayın nerede olduğuna ve iki askerin nasıl öldürüldüğüne değinmedi.