ABD'den 'Tunus’ta güvenlik ve özgürlükleri koruma çabalarına' destek sözü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD'den 'Tunus’ta güvenlik ve özgürlükleri koruma çabalarına' destek sözü

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD'nin Tunus’ta güvenlik ve istikrarın korunması, hak ve özgürlüklerin garanti altına alınması için yürütülen çabaları desteklemeye hazır olduğu bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Demokrasi ve İnsan Haklarından Sorumlu Müsteşarı Uzra Zeya, Tunus’taki resmi ziyareti kapsamında İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin ile bir araya geldi.
İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre görüşmeye, ABD’nin Tunus Büyükelçisi Donald Bloom ile katılan Zeya, ülkesinin "Tunus’un güvenlik ve istikrarını koruma, halkın hak ve özgürlüklerinin garanti altına alınması" yönündeki çabaları desteklediğini belirtti.
İki ülke arasında güvenlik alanında devam eden iş birliğinin ele alındığı belirtilen açıklamada, "Terörle mücadele, organize suç ve sınır güvenliği alanında işbirliğinin daha güçlü bir şekilde devam etmesi karşılıklı olarak teyit edildi" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, güvenlik güçlerinin, teknoloji ve dijital gelişmelere ayak uydurabilmesi için eğitim desteğinde de işbirliğine gidileceği kaydedildi.
Tunus’ta yaşanan siyasi krizin ardından derinleşen ekonomik krizin Ukrayna savaşından da etkilenmesinin ardından ülkede baş gösteren ekonomik zorlukları görüşmek üzere Tunus’a gelen Zeya’nın Cumhurbaşkanı Kays Said ile de görüşmesi bekleniyor.
Tunus’taki resmi ziyaretlerine dün başlayan Zeya, Tunus Yüksek Seçim Kurumunu da ziyaret etmişti.

Tunus’ta siyasi ve ekonomik kriz
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Meclisi askıya alan ve milletvekili dokunulmazlıklarını kaldıran 25 Temmuz 2021’deki olağanüstü kararlarının ardından ülkede bir tür "istisnai durum" oluşmasına yol açtı.
Said, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağladı.
Cumhurbaşkanı Said’in kararlarının ardından yıllardır yaşanan ekonomik kriz derinleşti.
Tunus'ta bazı kesimler Said'in kararlarını "darbe" olarak nitelendiriyor ve Tunus'un demokrasiden uzaklaştığını savunuyor.
ABD’li yetkililer, 25 Temmuz kararlarının ardından yaptıkları birçok açıklamada, Cumhurbaşkanı Said’in olağanüstü kararlarını bir an önce sonlandırması çağrısında bulunmuştu.
 



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz