Mukteda es-Sadr’ın mecliste ‘yeter sayısını tamamlama’ mücadelesi

Vatanı Kurtarma İttifakı bağımsız milletvekillerine güvenirken Koordinasyon Grubu meclis üyelerinin üçte iki çoğunluğunun seçim oylamasına katılım şartının sağlanmaması için çalışıyor.

Bağdat’ın doğusundaki Sadr semtinde dünkü cuma hutbesi sırasında ismi başbakanlık için gündeme gelen Irak’ın Londra Büyükelçisi Cafer es-Sadr’ın fotoğrafının bulunduğu pankart açıldı.
Bağdat’ın doğusundaki Sadr semtinde dünkü cuma hutbesi sırasında ismi başbakanlık için gündeme gelen Irak’ın Londra Büyükelçisi Cafer es-Sadr’ın fotoğrafının bulunduğu pankart açıldı.
TT

Mukteda es-Sadr’ın mecliste ‘yeter sayısını tamamlama’ mücadelesi

Bağdat’ın doğusundaki Sadr semtinde dünkü cuma hutbesi sırasında ismi başbakanlık için gündeme gelen Irak’ın Londra Büyükelçisi Cafer es-Sadr’ın fotoğrafının bulunduğu pankart açıldı.
Bağdat’ın doğusundaki Sadr semtinde dünkü cuma hutbesi sırasında ismi başbakanlık için gündeme gelen Irak’ın Londra Büyükelçisi Cafer es-Sadr’ın fotoğrafının bulunduğu pankart açıldı.

Vatanı Kurtarma İttifakı Başkanı ve Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, Irak Meclisi’nde bugün düzenlenecek, yeni cumhurbaşkanının seçileceği oturum öncende bağımsız vekillere kritik oturuma katılma çağrısı yaptı. Bu, Sadr’ın son birkaç gün içinde yaptığı üçüncü çağrı oldu. Ancak oturumun düzenlenebilmesi için milletvekillerinin üçte iki çoğunluğunun oturuma katılıp katılmayacağı konusundaki belirsizlik dün akşam saatlerine kadar sürdü.
Meclis oturumu, Sadr’ın liderlik ettiği ve Sünni Egemenlik İttifakı ile Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) yer aldığı Vatanı Kurtarma İttifakı ile Şii partiler, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Sünni Azim Koalisyonu’ndan oluşan Koordinasyon Grubu oturum için hazırlık yaptı. Nitekim Sadr ve onun müttefikleri cumhurbaşkanı seçim oturumunda 220 milletvekilinin (meclisteki milletvekillerinin üçte ikisi) katılımını gerektiren ‘toplantı yeter sayısını’ tamamlamak için mücadele verirken Koordinasyon Grubu ise toplantı yeter sayısının oluşmasını engellemek için çalıştı.
İki taraf son günlerde sayıları yaklaşık 40’a ulaşan bağımsız milletvekilleri ile meclisteki muhalif gruplarla zorlu müzakerelere başladı. Bağımsız vekiller oturuma katılma veya boykot etme konusunda nihai tavrını ilan etmezken siyasi çevrelerde iki tarafın bağımsızlara makam ve nüfuz teklif ettikleri başka türden müzakereler yürütmeye başladığı yönünde haberler dolaşıyor. Her iki taraf da rakibini vekilleri para vererek kendi safına çekmekle suçluyor.
Sadr önceki gün Twitter hesabından paylaştığı mesajda vekillere bugünkü oturuma katılmamaları halinde bunun ‘meclisin sonu’ olacağı uyarısında bulunarak, oturuma katılmaları talebini yineledi. Ancak açıktan vaatler vermeden “Uygun bir zamanda size güzel bir dönüş yapacağız” ifadesini kullanmakla yetindi. Sadr, açıklamasında, “İktidar ve muhalefet, işgalin olmadığı, normalleşmenin yaşanmadığı ve terörsüz, prestijli, egemen ve onurlu özgür bağımsız bir ülke inşa etmek için el ele versin” diye yazdı. Vekillere cumartesi günkü meclis oturumunu ‘bir ganimete veya bir ziyafete değişmeme’ çağrısında bulunan Sadr sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ganimet veya ziyafet daha ağır bassa da oturuma katılmak en güzelidir. Aksine Irak ve halkını hükümetsiz bırakmak utanç vericidir. Bağımsızlar yolsuzluğa biat etmiyorsa, vatanını ve Irak’ı çoğunluk hükümetinden ve reformdan mahrum bırakması utanç vericidir. Kota hükümeti ile ulusal çoğunluk hükümetini aynı kefeye koymanız utanç verici olur. Direniş sahaları, reform çadırları ve blok notlar (Sadr’ın takipçilerine talimat vermek için kendi el yazısıyla oluşturduğu ve sosyal medyadan fotoğrafını paylaştığı blok notlara atıfla) bizim işgalciyle, tağutlarla, yozlaşmışlarla ve boyun eğenlerle ateşkes yapmadığımıza ve yapmayacağımıza şahittir. Bu nedenle bir sonraki hükümet öncekiler gibi olmayacak. Oy kullanmasa da oturuma katılan doğru ve dürüst bağımsızlardır. Oturuma katılmayanın ise öyle olmadığı açıktır. Aksi takdirde bu meclisin sonu olabilir. Allahu alem. Genel anlamda safların bir olması, Irak, halkı, mezhepleri, etnik kökenleri, azınlıkları ve hükümeti için bir güçtür.”
Ancak bağımsız bir Milletvekili Sadr’a net bir yanıt vererek bu çağrıya uymayı reddetti. Bu aynı zamanda Sadr’ın çağrısına verilen ilk yanıt olma özelliğine sahip. Bağımsız Milletvekili Basim Haşan, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Anayasal süreler kapsamında tarihi belirlenen ilk cumhurbaşkanı seçim oturumunu birtakım getirilere değiş tokuş etmedim. Tüm Sadr Hareketi milletvekilleri sayın Sadr’ın kararıyla gelmezken ben oturuma geldim. Tüm bağımsız vekiller de geldi. Ancak ben gelmeyen hiç kimseyi hiçbir şekilde hainlikle itham etmedim.  Çünkü oturumları boykot etme bir vekilin düşüncesini ifade etmesinin yollarından biridir. Bu, sayfamda duran daha önceki yazılarımda paylaştığım görüşümdü. Sayın Mukteda’nın Meclis Başkanı ve yardımcılarının (üçü de Vatanı Kurtarma İttifakı mensubu) anayasayı delerek, yasalara ve anayasaya aykırı bir biçimde ve tüm vekillere hakaret eder şekilde meclis kararlarını tekeline almışçasına cumhurbaşkanı adaylık kapısını yeniden açması konusunda anlaşmaları için kendi vekillerinin ilk seçim oturumuna katılmasını engellemesinde ülkenin çıkarından ve anayasal kazanımlardan daha ağır basan şey neydi? Ben şahsen cumartesi günkü oturuma katılmayacağım. Çünkü bana göre daha ağır basan çıkar bizim, yani bağımsızların yönettiği bir hükümetin kurulmasıdır. Çünkü bu bizim ve halkın kazanımıdır. Çünkü ben Hanane’nin (Mukteda es-Sadr’ın Necef’te ikamet ettiği bölgenin adı) blok notlarına veya diğer partilerin emirlerine boyun eğen bir başkan ve üyelerden oluşan bir hükümette başarısızlıktan ve önceki hükümetlerin üzerine inşa edildiği anti demokratik temeller üzerine bir inşadan başka bir şey görmüyorum.”
Anayasa uzmanı Ali et-Tamimi, yeni cumhurbaşkanı seçim oturumuyla ilgili anayasal süreci anlattı. Tamimi dün (cuma) yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Federal Mahkeme’nin 2022 yılı 24 sayılı karar uyarınca cumhurbaşkanlığı adaylık kapısı tek seferliğine açıldı. Irak Anayasa’sının 72’nci maddesinin ikinci bendine göre Meclis Başkanlığı’nın önünde cumhurbaşkanın seçilmesi için 6 Mart’tan 6 Nisan’a kadar 30 gün süre bulunuyor. Bu bağlayıcı bir süre. 26 Mart’ın oturumun düzenleneceği tarih olarak seçilmesinin ardından yeni cumhurbaşkanı seçilemezse Meclis Başkanlığı oturumu sadece 6 Nisan’a kadar erteleyebilir. Eğer bu süreyi aşarsak kendimizi tek seferliğine adaylık kapısının açılmasına izin veren Yüksek Federal Mahkeme’nin kararına açıkça muhalefet ederken buluruz. Çözümü mümkün olmayan bir başarısızlıkla karşı karşıya kalırız. Belki de anayasanın 64’üncü maddesi uyarınca meclis üyelerinin üçte birinin talebi ve üyelerin mutlak çoğunluk oylarıyla meclis feshedilebilir.”
Diğer yandan DPA’nın haberine göre Irak Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, İran İslami Şura Meclisi Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf’ın resmi daveti üzerine pazar günü Tahran’ı ziyaret edecek.
Irak Meclisi’nden yapılan açıklamada, Halbusi’nin ziyareti beraberinde bir meclis heyetiyle gerçekleştireceği bildirildi. Açıklamaya göre Irak heyeti ziyaret programı kapsamında İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve bazı yetkililerle bir araya gelecek.



İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

TT

İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

Gazze'ye yönelik savaşı tamamen durduracak yeni bir takas anlaşmasının imzalanması için büyük çaba sarf edildiği, Mossad şefi David Brennai'nin anlaşma ve diğer konuları takip etmek üzere Doha'ya gittiği ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Tel Aviv'i ziyaret etme ihtimalinin güçlü olduğu bir dönemde, İsrail ordusu Gazze Şehrini ve tüm Gazze Şeridini işgal etmek için bir plan hazırladığını duyurdu.

Güvenlik birimleri, Gazze'yi işgal etmenin büyük bir hata olacağını, İsrail askerleri için ölüm tuzağı ve stratejik bir pusuya dönüşebileceğine inandıklarını hükümete bildirmelerine rağmen, özellikle de bir atılım ve müzakerelere dönüş umutlarının yeniden açıldığı bu dönemde, savaşta ve barışta karar verici olan siyasi liderliğin iradesine boyun eğdiler. Gazze Şeridi'nde işgal edilmemiş bölgeleri işgal etmek için bir savaş planı hazırladı. Genelkurmay Başkanı operasyonun hedeflerini Gazze'yi kontrol altına almak ve (Hamas'ı) yenilgiye uğratmak olarak formüle etti.

u6y7
İsrail askerleri 8 Haziran 2025'te Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'ni koruyor (DPA)

Siyasi çevreler planı, eksik ve Gazze'yi yavaş yavaş işgal etmeyi amaçlayan bir plan olarak değerlendirerek, hızlandırmak için gerekli araç ve planları geliştirmesi için orduya iade etmeyi planlıyor. Askeri kaynaklar siyasi çevrelerden gelen eleştirilere şu yanıtı verdi: "Neredeyse iki yıldır süren çatışmalardan sonra ordu, manevra yapan savaşçılarının güvenliği için en güvenli yöntemin bu yavaş yöntem olduğunu anlamaktadır. Ordu ayrıca tüm nüfusu (yaklaşık 800.000 kişi ve muhtemelen daha fazlası) sivil bölgeden çıkarıp Mevasi'deki bölgelere taşımadan işe başlamanın doğru olmayacağını da anlıyor."

Cesaret ve çatışma doktrinini terk etmekle suçlanmamak için ordu, Gazze Şehri'ndeki Zeytun mahallesine saldırarak Gazze'yi işgal etme yolunda önemli bir deneye başladığını duyurdu. Amaç bir sonraki güçlü adım için hazırlık ortamı yaratmak. İlerleme hızının yavaş olması, en azından birkaç ay sürmesi bekleniyor. Ordu, siyasi liderliğin çok sayıda silah ve  askerle hızlı ve güçlü bir “tek vuruş” operasyonu talebinin gerçekçi olmadığını açıkladı.

sdfertg
Gazze Şeridi sınırına yakın bir İsrail askeri karakolu Salı (Reuters)

İsrail Savunma Bakanlığı (IDF) Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada “önümüzdeki günlerde binlerce yedek kuvvetler mensubunun, yedek kuvvetler için acil çağrı emri olan (Emir No. 8)'i alacağını” duyurdu. Sözcüye göre Gazze'ye doğru ilerleyişin en az iki alanda (Batı Şeria ve Yemen'deki Husiler) çatışmaların tırmanmasına yol açacağı ve başka bir alandan da meydan okuma girişimlerinin olabileceği tahmin ediliyor. Bu da Batı Şeria cephesi ve doğu sınırındaki tabur ve tugayların yanı sıra hava savunma sistemini takviye etmek üzere ilave yedek askerlerin seferber edilmesini gerektiriyor.

Yediot Ahronot'un askeri muhabiri Yoav Zeitoun'a göre dün (Perşembe) Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir, Gazze'nin işgalinin düzenli ordu güçlerine ek olarak 80 ila 100 bin arasında yedek askerin askere alınmasını gerektirdiğine inanıyor. Önümüzdeki günlerde çeşitli birimler Gazze'nin en az kayıpla işgal edilmesinin nasıl olacağı konusunda ayrıntılı müzakerelere devam edecek ve tatbikata katılacak tümen ve tugaylarda yapılandırılmış bir savaş sisteminin uygulanması bekleniyor. Gazze Şehri'nde, batı yakasındaki kulelerinde ve Hamas tarafından hazırlanan gerilla hücrelerine karşı, Gazze Şeridi'nin kuzeyinin geri kalanında sık sık çatışmaların, devam etmesi bekleniyor.

safrgt
Bombardıman nedeniyle Gazze'nin kuzeyinden yükselen dumanların sınırın İsrail tarafından görüntüsü... (Reuters)

Zeitoun bu görüşmelerin Genelkurmay'ın askerlerin moralinin erozyona uğramasından endişe duyduğu bir ortamda gerçekleştiğini ve bu nedenle toparlanmanın sağlanması ve bir sonraki görevler öncesinde nefes aldırılması ışığında kuvvetlerin verimliliğinin arttırılması ve yedeklerin askere alınmaya hazır hale getirilmesinin önemine dikkat çekildiğini belirtti. Genelkurmay Başkanı'nın geçen hafta ortak bir siyasi ve askeri liderlik toplantısında uyardığı gibi IDF'nin ciddi insan gücü sıkıntısı ve sahadaki birliklerin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Gazze Şeridi'ni işgal etmenin bir hata olacağını ve stratejik bir pusuya ve ölüm tuzağına dönüşebileceğini söyledi. Ancak siyasi liderlik bu sözleri reddetti. Netanyahu, ABD Büyükelçiliği'nin Ulusal Gün kutlamasını fırsat bilerek kendisini eleştirenlere saldırdı: “Tam zaferin ne demek olduğunu bilmeyen generaller var" dedi.

Safed'deki Kuzey Komutanlığı karargahında yaptığı konuşmada General Zamir eleştirilere şu yanıtı verdi: "Ordunun mücadelesi tüm cephelerde ve Gazze Şeridi'nde aralıksız devam ediyor. Bu, güney sakinlerinin güvenliğini sağlama hedefi doğrultusunda cesaret ve kararlılıkla yürütülen günlük bir fedakarlık gerçeğidir. Hamas yönetimini temelinden sarsmak ve kaçırılanları onurlu bir şekilde defnederek ya da evlerine getirmek, halkımıza ve aynı zamanda düşmanlarımıza verdiğimiz açık bir mesajdır. IDF güçlüdür, proaktiftir, saldırır ve tehditleri yok eder ve yeniden şekillenme sürecindedir. Yıllardır bizi boğan kıskaç düşmanlarımızın etrafında dönüyor ve sıkılaşıyor. Bu, sözlerle değil eylemlerle hayata geçirilen yeni bir gerçekliktir."