Bilim insanları beyin dalgaları yoluyla insan zihninde oluşan resimleri görüntülemeyi başardı

Ağır felçli hastaların iletişim kurmasını kolaylaştırmada bu teknolojiden yararlanılabilir

Osaka Üniversitesi'nden araştırmacılar elektrokortikografi (EKoG) kayıtlarından yararlanarak insanların hayal ettiği imgelerin değerlerini görüntüledi (Pixabay)
Osaka Üniversitesi'nden araştırmacılar elektrokortikografi (EKoG) kayıtlarından yararlanarak insanların hayal ettiği imgelerin değerlerini görüntüledi (Pixabay)
TT

Bilim insanları beyin dalgaları yoluyla insan zihninde oluşan resimleri görüntülemeyi başardı

Osaka Üniversitesi'nden araştırmacılar elektrokortikografi (EKoG) kayıtlarından yararlanarak insanların hayal ettiği imgelerin değerlerini görüntüledi (Pixabay)
Osaka Üniversitesi'nden araştırmacılar elektrokortikografi (EKoG) kayıtlarından yararlanarak insanların hayal ettiği imgelerin değerlerini görüntüledi (Pixabay)

Bilim insanları hayal kurulduğunda zihinde canlanan resimleri deşifre etmenin yolunu buldu.
The Independrnt'ın haberine göre, beyinlerine halihazırda elektrot yerleştirilmiş epilepsi hastalarıyla çalışan Japonya'daki Osaka Üniversitesi'nin araştırmacıları, bir görüntüyü düşünen katılımcılarının beyin dalgalarını kaydetmek için elektrokortikografi teknolojisinden yararlandı.
Katılımcılardan aynı anda belirli bir görüntüye bakarken, "manzara" ya da "insan yüzü" gibi çeşitli kategorilerden tamamen farklı bir görüntüyü de zihninde canlandırması istendi.
Deney esnasında elektrokortikografi tekniği, araştırmacıların beyindeki elektriksel aktivite örüntülerini gerçek zamanlı olarak tespit etmesine olanak tanıdı. Daha sonra da bu örüntüler, kişinin ne gördüğünden ziyade zihninde neyi canlandırdığını belirlemek için kullanıldı.
Araştırmayı yöneten Ryohei Fukuma, "Dikkatin algılanan görüntülerin sinirsel temsillerini değiştirdiği biliniyor" dedi.

"Fakat farklı bir görüntü hayal etmenin bu temsilleri değiştirip değiştirmediğini bilmiyorduk."
Bu hipotezi teste tabi tutan bilim insanları, hayal edilen görüntüyle görülen görüntü arasında dikkat çekici doğrulukta net bir ayrım oluşturmayı başardı.
cedc5193-953e-4119-828f-d2a44eef1b2e.jpg
Görsel algıyla bağlantılı subdural kortikal elektrotların yerleştiriliği 17 epilepsi hastasından elektrokortikografi (EKoG) kayıtları alındı (Osaka Üniversitesi)
Osaka Üniversitesi'nde beyin cerrahisi bölümünde beyin cerrahı ve İleri Düzey Eş Yaratım Enstitüsü'nde Profesör Takufumi Yanagisawa, "Sonuçlar, bir görüntüye bakıldığında meydana gelen beyin aktivitesiyle bir görüntü hayal edildiğinde meydana gelen beyin aktivitesi arasındaki ilişkiyi açıklığa kavuşturdu" dedi.

"Hayal edilen görüntülerin elektrokortikografi değerleri hastaların gördüğü gerçek görüntülerin yol açtığı değerlerden farklıydı. Ayrıca hastalar gerçek zamanlı geri bildirim aldığında daha da belirgin olacak şekilde değiştirilebiliyorlardı."
Araştırmacılar, bu teknolojinin potansiyel olarak amyotrofik lateral skleroz'dan (ALS) mustarip olanlar gibi ağır felçli hastalar için iletişim cihazı geliştirmede kullanılabileceğini söyledi.
ALS hastaları şu anda iletişim kurmak için bir çeşit motor kontrolüne dayanan cihazlar kullanıyor, bu da bu cihazları kullanabilme becerilerinin zamanla kötüleştiği anlamına geliyor.
Araştırma, Communications Biology adlı bilimsel dergide yayımlandı.



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space