Harry Potter'ın yazarı J.K. Rowling kendisini savunan Putin'e çıkıştı

Rusya Devlet Başkanı, ülkesinin tıpkı Rowling gibi iptal edilmeye çalışıldığını söyledi

J.K. Rowling, Vladimir Putin'in kendisini savunmasına tepki gösterdi (Fotoğraflar: AP)
J.K. Rowling, Vladimir Putin'in kendisini savunmasına tepki gösterdi (Fotoğraflar: AP)
TT

Harry Potter'ın yazarı J.K. Rowling kendisini savunan Putin'e çıkıştı

J.K. Rowling, Vladimir Putin'in kendisini savunmasına tepki gösterdi (Fotoğraflar: AP)
J.K. Rowling, Vladimir Putin'in kendisini savunmasına tepki gösterdi (Fotoğraflar: AP)

Britanyalı yazar J.K. Rowling, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dün kendisi hakkında yaptığı açıklamayı eleştirdi. Putin, Rusya'nın uluslararası arenada karşı karşıya kaldığı durumu Rowling'in sosyal medyada yaşadığı tartışmalara benzetmişti.
Fantastik edebiyatın en popüler roman serilerinden biri olan Harry Potter'ın yazarı Rowling cuma Twitter'da paylaştığı gönderide iptal kültürünün en iyi eleştirisini "sivilleri direndiği için katledenlerin" yapmadığını söyledi. 
Rowling ayrıca Putin'i yolsuzlukla suçlayan ve şu an hapiste olan Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalni hakkında BBC News'ta yayımlanan bir haberi paylaştı. Ünlü yazar Ukrayna işgalini kınadı. 
#IStandWithUkraine (Ukrayna'nın Yanındayım) etiketini kullanan Rowling, Putin'i kendisini eleştirenleri hapse atmakla ya da zehirlemekle suçladı. 
Rusya Devlet Başkanı cuma yayımlanan röportajda Batı'nın Rusya'yı iptal etmeye çalıştığını söyledi ve bunu Rowling'in geçmişte transfobik olmakla suçlanmasına benzetti. 
Putin şu ifadeleri kullandı:
"J.K. Rowling kısa süre önce iptal edildi… Çünkü sözde toplumsal cinsiyet özgürlüklerinin hayranlarını memnun etmedi. Bugün bin yaşındaki koca bir ülkeyi, halkımızı iptal etmeye çalışıyorlar."
Rusya'nın şubatta Ukrayna'ya askeri operasyon düzenleme kararının ardından Moskova uluslararası kınama ve yaptırımlarla karşı karşıya kaldı. Putin konuşmasında Batı'daki Rus kültürüne yönelik muameleyi Nazi Almanyası'ndaki sansür uygulamalarına benzetti. 
Rusya Devlet Başkanı; Pyotr Çaykovski, Dmitri Şostakoviç gibi büyük bestecilerin ve Rus edebiyatçıların yok sayıldığını söyledi. 
Rowling daha önce Lumos adlı derneğinin 2013'ten bu yana Ukrayna hükümetiyle birlikte çalıştığını söylemiş ve Rus istilasından bir gün sonra "savaş nedeniyle Ukrayna'daki yetimhanelerde mahsur kalan binlerce çocuğa" yardım için bağış kampanyası başlatmıştı. 

Rowling neden transfobik olmakla suçlanmıştı?
Rowling'le ilgili tartışmalar ilk olarak yazarın, Devex adlı internet sitesinde yayımlanan "Kovid-19 sonrası Regl Olan Kişiler İçin Daha Eşit bir Dünya" başlıklı yazıyı 7 Haziran 2020'de paylaşmasının ardından alevlenmişti. Rowling'in "kadın" yerine "regl olanlar" ifadesini tercih eden yazıya dair paylaşımı Harry Potter film serisinde rol alan oyuncular dahil pek çok kişinin tepkisini çekmişti.
Rowling yazıyı paylaşırken kadın kelimesinin ingilizce karşılığı woman ifadesiyle kelime oyunu yaparak şu ifadeleri kullanmıştı:  
"'Regl olan kişiler'. Eminim bu kişiler için bir ifade kullanıyordu. Biri bana yardım etsin. Wumben miydi? Wimpund muydu? Woomud muydu?"
Yazarın "kadınlığı", "regl olanlar" diye tanımlaması kavramsal tartışmaların fitilini ateşlemişti. Bazı Twitter kullanıcıları da paylaşımın ardından trans erkeklerin regl olabileceğini, trans kadınlarınsa olamayacağının, dolayısıyla "kadınlık" veya "erkeklik" kavramlarının regl olmayla ilişkilendirilemeyeceğinin altını çizmişti. 
Rowling'in yalnızca regl olanların kadın sayılabileceği yönündeki ısrarı bazı Twitter kullanıcıları tarafından "transfobik" diye nitelendirilmişti. 
 
Independent Türkçe, CNN, NME



İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
TT

İran: Avrupa Troykası ile birkaç gün içinde görüşmeler yapma konusunda anlaştık

Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)
Fransa, İngiltere ve Almanya dışişleri bakanları, 20 Haziran'da Cenevre'de İranlı mevkidaşlarıyla görüşmelerde bulundu (AFP)

İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, İran, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın cuma günü İstanbul'da nükleer müzakereleri yeniden başlatacağını açıkladı. Bu açıklama, Avrupa'nın üç büyük ülkesi olan İngiltere, Fransa ve Almanya'nın müzakerelerin yeniden başlamaması halinde İran'a uluslararası yaptırımların yeniden uygulanacağı uyarısının ardından geldi.

İran resmi basınına göre Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, “İran, İngiltere, Fransa ve Almanya arasındaki toplantının, dışişleri bakan yardımcıları düzeyinde yapılacağını” açıkladı.

İran medyası dün, Batılı güçlerin BM yaptırımlarına hızlı bir şekilde geri dönüş için "snapback" mekanizmasını devreye sokmak üzere ağustos sonuna kadar süre vermesinin ardından, Tahran'ın Avrupa Troykası ile müzakereleri yeniden başlatma konusunda anlaştığı haberini verdi. Devrim Muhafızları'na bağlı Tesnim Haber Ajansı, konuya hakim bir kaynağın "Görüşmelerin prensibi üzerinde anlaşmaya varıldı, ancak zaman ve yer konusunda istişareler devam ediyor" dediğini belirtti.

Birkaç gün önce, Avrupa Troyka'nın dışişleri bakanları ve Avrupa Birliği'nin dışişleri politika sorumlusu, geçen ay İsrail ve ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırıdan bu yana İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştirdi.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Avrupa Troykası, Çin ve Rusya ile birlikte, 2015 yılında İran ile imzalanan ve 2018 yılında ABD'nin çekildiği nükleer anlaşmanın kalan taraflarını oluşturuyor. Anlaşma uyarınca, İran'ın nükleer programına kısıtlamalar getirilmesi karşılığında yaptırımlar kaldırılmıştı.

Avrupa Birliği, İran ile İsrail arasında hava savaşı öncesinde devam eden nükleer müzakerelerin yeniden başlamaması veya somut sonuç alınmaması halinde, BM'nin yaptırımlarını otomatik olarak yeniden uygulamaya koyan “Snapback” mekanizması yoluyla, ağustos ayı sonuna kadar İran'a BM yaptırımlarını yeniden uygulayacağını açıkladı.

Arakçi birkaç gün önce yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Avrupa Troyka'sı bir rol oynamak istiyorsa, sorumlu davranmalı ve ahlaki ve hukuki hiçbir temeli olmayan (yaptırımların yeniden uygulanması) politikası da dahil olmak üzere, modası geçmiş tehdit ve baskı politikalarından vazgeçmelidir” ifadelerini kullandı.

2015 nükleer anlaşmasını onaylayan BM kararının maddelerine göre, Avrupa Troykası 18 Ekim 2025 tarihine kadar BM'nin Tahran'a yaptırımlarını yeniden uygulayabilir.

İran Parlamentosu Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Vahid Ahmedi, üç Avrupa ülkesinin “uluslararası hukuk açısından mekanizmayı devreye sokma hakkına sahip olmadığını”ifade etti. İran Observer haber sitesine verdiği demeçte, Tahran'ın ABD ile müzakerelere dönmek için üç temel şart koyduğunu belirtti. “Birincisi, İran topraklarına yönelik saldırının uluslararası platformlarda kınanması, ikincisi, 12 gün süren savaşın yol açtığı zarar ve kayıpların belirlenmesi, üçüncüsü, gelecekte İran topraklarına yönelik herhangi bir saldırının tekrarlanmayacağına dair net garantiler verilmesi.”

İsrail-İran savaşından önce Tahran ve Washington, Umman'ın arabuluculuğunda beş tur nükleer müzakere gerçekleştirdi, ancak Batı güçlerinin silahlanma tehlikesini ortadan kaldırmak için İran'ın uranyum zenginleştirmesini sıfıra indirmesini talep etmesi gibi önemli engellerle karşılaştı.

ABD saldırılarından önce İran, uranyumu yüzde 60 saflıkta zenginleştiriyordu. Bu uranyumun saflığı, silah geliştirmeye imkan veren yüzde 90'a kadar kolaylıkla yükseltilebilir.

Tahran, nükleer programının sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylüyor. Batılı güçler ise bu düzeyde zenginleştirmenin sivil bir gerekçesi olmadığını belirtiyor.

Birleşmiş Milletler'in en üst düzey denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ise nükleer silah üretmeden uranyumu bu düzeye kadar zenginleştiren başka bir ülke olmadığını vurguluyor.