ABD'nin Libya Büyükelçisi Norland: Türkiye gibi müttefiklerle istişare etmek için uygun bir zaman

ABD'nin Libya Büyükelçisi Richard Norland, Libya'nın seçim sürecinde içeride kutuplaştığını ve Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının bölgede dalga etkisi oluşturduğunu belirterek, "Türkiye gibi müttefiklerle istişare etmek için uygun bir zaman." dedi.

AA
AA
TT

ABD'nin Libya Büyükelçisi Norland: Türkiye gibi müttefiklerle istişare etmek için uygun bir zaman

AA
AA

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Ankara'yı ziyaret eden ABD'nin Libya Büyükelçisi ve Özel Temsilcisi Richard Norland, Libya'ya ilişkin güncel durumu AA muhabirine verdiği yazılı röportajda değerlendirdi.
Norland, Türkiye'yi ziyaretine ilişkin, "Türkiye'nin Libya konusundaki önemli rolü göz önünde bulundurulduğunda, Türk mevkidaşlarımla yaptığım istişarelere büyük değer veriyorum." ifadesini kullandı.
Görüş alışverişinde bulunmak için bu dönemin çok uygun bir zaman olduğuna dikkati çeken Norland, "Libya, seçimlere doğru ilerlemek için mücadele verirken içeride kutuplaştı ve Rusya'nın Ukrayna'yı acımasızca işgali bölgede dalga etkisi oluşturdu. Bu, Türkiye gibi müttefiklerle istişare etmek için uygun bir zaman. Geçen hafta Kahire'deki görüşmelerimde olduğu gibi, bu görüşmeler Libya konusuna yaklaşımımız hakkında bilgilendirmeye çok yardımcı oluyor." değerlendirmesinde bulundu.

"Rusya'nın Libya politikası adına kimin konuştuğu bile belli değil"
Norland, Rusya'nın Libya'daki nüfuzu göz önüne alındığında, Rusya-Ukrayna krizi üzerinden tırmanan uluslararası gerilimin Libya'ya olası yansımalarından endişe duyup duymadığına ilişkin soruya, "Rusya'nın Ukrayna'yı sebepsiz ve haksız işgali, Rus Wagner güçlerinin Libya ve Sahel bölgesinde oynadıkları istikrar bozucu rolün devasa ölçekte bir yansımasıdır. Trablus'ta hükümeti devirmeye çalıştılar ve 24 Aralık'ta yapılması planlanan seçimlere müdahale ettiler." yanıtını verdi.
Ukrayna'nın işgalinin, Libya'da artan gıda fiyatları gibi olumsuz ekonomik etkiler yarattığını da belirten Norland, "Rusya'nın Libya politikası adına kimin konuştuğu bile belli değil, Dışişleri Bakanlığı mı yoksa Wagner mi?" ifadesini kullandı.

Libya petrolüne ilişkin yeni öneri
Norland, küresel petrol arzı krizi daha fazla hissedilirken, Libya'da petrol sahalarının siyasi nedenlerle bloke edilmesine yönelik ABD'nin ne tür girişimlerinin olduğunu, taraflara verdiği mesajları ve üretimin artırılması için ek tedbirlerin alınması konusunda öncü bir rolünün olup olmayacağını da değerlendirdi.
Küresel piyasaların petrole ihtiyaç duyduğu ve Libyalıların artan fiyatlardan yararlanabileceği bu dönemin, Libya'da petrol üretimini engellemek için en kötü zaman olduğunu vurgulayan Norland, şöyle devam etti:
"Ama Libya'daki kutuplaşmış siyasi durum, birbirine rakip siyasi güçlerin petrol gelirlerinin kontrolünü ele geçirmeye çalışması riskini artırıyor. Bu nedenle Berlin Süreci Ekonomi Çalışma Grubu'ndaki ortaklarımızla çalışarak, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Mısır'la, (Libya'da) daha geniş siyasi konularda anlaşmaya varılana kadar petrol gelirlerini yönetmek için bir mekanizma kurulmasını öneriyoruz."
Bu mekanizma kapsamında fonların yalnızca maaşlara, sübvansiyonlara, petrol üretimine, gıda ve ilaç gibi önemli ithal ürünlere şeffaflık ve hesap verilebilirlik içinde harcanmasının öngörüldüğünü ifade eden Norland, "Elbette bunun uygulanıp uygulanmayacağına Libya'daki taraflar karar verecek. Ancak gelirlerin yalnızca Libya halkının yararına yönlendirilmesini sağlamaları konusunda liderler için zorlayıcı sebepler var." değerlendirmesinde bulundu.

"(Dibeybe ve Başağa) Her iki tarafı da müzakere etmeye çağırıyoruz"
Norland, Libya'da hükümet değişim sürecinde Başbakan Abdulhamid Dibeybe ile Fethi Başağa arasındaki mevcut anlaşmazlığa ilişkin ise, "Bu anlaşmazlıkla ilgili en büyük endişemiz, ilgi odağını Libya halkının gerçekten istediği şeyden, yani bir an önce parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonuçlanmasından uzaklaştırmış olmasıdır." ifadesini kullandı.
Her iki taraf da güç kullanmayacağına dair söz vermiş olsa da Libyalılar için bir trajediye dönüşebilecek, şiddeti tırmandıracak bir çatışma riskinin her zaman mevcut olduğunu belirten Norland, şunları kaydetti:
"Bu içinden çıkılmaz duruma barışçıl bir çözüm bulunması için her iki tarafı da müzakere etmeye çağırıyoruz. Bu arada, Türkiye dahil olmak üzere çeşitli ortaklar görüşmelere ev sahipliği yapmayı teklif etti ve BM Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams da müzakereleri kolaylaştırmayı teklif etti. ABD bu tür çabaları güçlü bir şekilde desteklemektedir."

"Rusya'nın odak noktası başlattığı savaşı durdurmak olmalı"
Norland, Libya'dan Ukrayna'ya Rus güçleri safında savaşmak üzere paralı asker taşındığı yönünde bilgisinin olup olmadığına ilişkin soruya ise, şu yanıtı verdi:
"Rusya'nın, kendi adına Ukrayna'da savaşmak için yabancı savaşçıları silah altına alma girişimlerine ilişkin raporları ve benzerlerini gördük. Eğer doğruysa bu, Putin'in Ukrayna'ya karşı haksız, sebepsiz, önceden tasarlanmış savaşında gerginliğin daha fazla tırmanışını temsil ediyor. Ayrıca Rus hükümetinin Suriye'deki yıkıcı, istikrar bozucu taktik tahtasından nasıl çekildiğinin de göstergesi. Rusya'nın odak noktası, Ukrayna halkına karşı daha fazla savaşçı ve onlara daha fazla acı getirmek yerine başlattığı savaşı durdurmak olmalıdır."



İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
TT

İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)

İsrail, bugün yaptığı açıklamada, Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla Hamas'tan dün teslim aldığı cenazenin, 7 Ekim 2023'teki saldırıda öldürülen İsrail-Arjantin vatandaşı bir rehineye ait olduğunu duyurdu.

Ordu açıklamasında, "Ulusal Adli Tıp Enstitüsü'nde İsrail Polisi ve Askeri Hahamlık iş birliğiyle kimlik tespit işlemlerinin tamamlanmasının ardından" Lior Rodalev'in ailesine "cenazesinin İsrail'e defnedilmek üzere geri gönderildiği" bildirildi.

Bu gelişme, İsrail topçularını bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgeleri bombalaması ve ateşkesin 29. gününe girerken Şeridin çeşitli bölgelerinde yıkım operasyonlarının devam ettiği bir zamanda gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın Filistin haber ajansı Safa’dan aktardığına göre İsrail uçakları bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgelere üç hava saldırısı düzenledi. Bombalama, şehir üzerinde alçak irtifalı insansız hava araçları (İHA) uçuşları sırasında gerçekleşti.

Han Yunus'un kuzeydoğusundaki bölgelerde de kapsamlı yıkım operasyonları gerçekleştirildi. İsrail savaş gemileri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah açıklarında ateş açtı.

Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması 10 Ekim'de yürürlüğe girdi.


Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
TT

Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)

Kürdistan Demokrat Partisi Genel Başkanı Mesud Barzani, Irak'taki durumu, "silahlı grupların gücünün devletin otoritesini aştığı" Lübnan'daki duruma benzetti. Pazartesi akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajında ​​Barzani, "Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin bu gruplarla mücadele etme yeteneğinden yoksun olduğunu" belirterek, "devlet kurumlarının zayıflaması ve siyasi bölünmenin derinleşmesi" konusunda uyardı.

Barzani, grupların "siyasi ve ekonomik kararları kontrol eden, anayasanın üstünde bir güç" olduğunu ileri sürerek, "silahların siyasi nüfuz sağlama aracı değil, savunma sisteminin bir parçası olması gerektiğini" vurguladı.

Barzani ayrıca, "Irak'taki her partinin kendisini bir devlet olarak gördüğünü" belirterek, "parlamentoyu ve hükümeti kontrol eden mini devletler olduğunu" belirtti.

Barzani, "uluslararası koalisyonun" Irak'tan çekilmesinin, "DEAŞ” örgütünün geri dönüşüne yol açabileceği uyarısında bulunarak, ABD güçlerinin 2011'de örgütün üç yıl sonra genişlemesi öncesinde geri çekildiği deneyimi hatırlattı.


Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

Gazze Şeridi'ne bir ‘istikrar gücü’ konuşlandırılması konusu, ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunduğu karar taslağı ve Başkan Donald Trump'ın, yaklaşık bir ay önce yürürlüğe giren ateşkesin geri kalan hükümlerini uygulamak üzere bu uluslararası güçlerin yakında Gazze Şeridi'ne varacağını duyurmasıyla ivme kazandı.

Görevleri ve konuşlanmaları konusunda hazırlık aşamasında görüş ayrılıkları yaşanan, Mısır’ın ise görev alanlarının genişletilmesiyle ilgili çatışmalar olabileceği yönünde endişe duyduğu bu güçler, uzmanlara göre karmaşık düzenlemelerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle İsrail’in konunun BM Güvenlik Konseyi’ne götürülmesine karşı çıkması, Türkiye’nin kuvvetlere katılması ve Filistin tarafının çekinceleri olması hâlinde olası bir Rusya-Çin vetosu ihtimali, bu durumu daha da karmaşık hâle getirir. Uzmanlar, bu kuvvetlerin ancak geniş bir uzlaşı süreci oluşturulması hâlinde ve ateşkes anlaşmasını koruma amacına hizmet edecek şekilde yakın bir zamanda kurulabileceğini öngörüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ne yönelik barış planını desteklemeyi amaçlayan karar taslağını BM Güvenlik Konseyi'ne sunacağını açıklamasından bir gün sonra, uluslararası istikrar güçlerinin ‘çok yakında’ Gazze Şeridi'ne varmasını beklediğini söyledi.

Trump, Beyaz Saray'da Orta Asya ülkeleri liderleriyle yaptığı toplantıda, “Bu çok yakında gerçekleşecek. Gazze'de işler yolunda gidiyor” dedi. Bu açıklama, İsrail ile Hamas arasında ateşkesin yürürlüğe girmesinden yaklaşık bir ay sonra Gazze Şeridi'nde zorlu insani koşulların devam etmesi üzerine bir gazetecinin uluslararası güçlerin bölgeye konuşlandırılmasıyla ilgili sorusuna yanıt olarak yapıldı.

ABD'nin BM Daimî Temsilciliği’nin açıklamasına göre ABD, Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı barış planını desteklemek amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne bir karar taslağı sundu. Henüz oylama tarihi belirlenmemiş olan karar taslağı, ‘Gazze’de istikrarı sağlamak amacıyla geçici bir uluslararası güç’ kurulmasına izin veriyor. Bu güç, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukla uyumlu olmak kaydıyla, yetkisi kapsamındaki görevleri yerine getirmek için ‘gerekli tüm araçları kullanma’ yetkisine sahip olacak.

Axios internet sitesi salı günü bir ABD yetkilisinin, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyelerine, Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç oluşturulması için bir karar taslağı gönderdiğini ve ilk birliklerin önümüzdeki ocak ayına kadar Gazze'ye konuşlandırılmasının hedeflendiğini söylediğini aktardı.

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)

İsrail uzmanı Dr. Said Ukkaşe, ‘istikrar gücü’ dosyasının daha BM Güvenlik Konseyi’ne sunulma aşamasından itibaren zorlu düzenlemelerle karşılaşacağını düşünüyor. Özellikle İsrail’in, bu gücün uluslararası sistem tarafından onaylanmasına karşı çıkması ve Türkiye gibi katılımcı ülkelere itirazlarının bulunması, ayrıca Rusya ile Çin’in metindeki bazı ifadeleri kabul etmeyip bu konuda herhangi birinin veto hakkını kullanma olasılığı, süreci daha da zorlaştırıyor.

Ukkaşe, Trump’ın söylediği gibi kuvvetlerin yakın zamanda ulaşmasının pek mümkün olmadığını belirtti. Mevcut karmaşık koşullar altında bunun yakın bir tarihte gerçekleşmeyeceğini, ancak perde arkasında üzerinde anlaşmaya varılmış ve yalnızca duyurulmayı bekleyen bazı gizli süreçler varsa bunun mümkün olabileceğini ifade etti.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava da Çin ve Rusya'nın herhangi bir Arap veya Filistinli çekinceye veto hakkını kullanma olasılığı göz önüne alındığında, istikrar gücünün özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde zorluklarla karşılaşacağına inanıyor. Mutava, bu karmaşık düzenlemeler göz önüne alındığında, geniş bir mutabakat sağlanmadıkça güçlerin gelmesinden bahsetmek için henüz çok erken olduğunu belirtti.

Endişeler BM Güvenlik Konseyi ile sınırlı değil, sahaya da uzanıyor. Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan, son açıklamalarında, uluslararası güce Hamas'ı silahsızlandırma görevinin verilmesi halinde ‘çatışmalar’ yaşanacağına işaret etti.

Sorunun, İsrail'in Gazze planının uygulanmasını engelleyen koşullar dayatmasından kaynaklandığını açıklayan Raşvan, “Filistinliler, Gazze'nin güvenliğini yabancı bir gücün devralmasını veya işgalin vesayetle değiştirilmesini kabul etmeyecek” dedi.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Halaf, salı günü CBS News'e verdiği röportajda, “İstikrar gücünün oluşumu, yapısı, yetki alanı ve süresi de dahil olmak üzere çeşitli unsurlar hakkında Amerikalı ve bölgesel ortaklarla görüşmeler sürüyor” dedi.

Said Ukkaşe, Mısır'ın tutumunun ve endişelerinin haklı olduğuna inanıyor. Ukkaşe, Kahire’nin bölge konusunda diğer tüm taraflardan daha fazla tecrübeye sahip ve Filistinli gruplarla uzlaşı içinde, silahsızlanmanın kademeli şekilde gerçekleşmesine yönelik bir vizyona sahip olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Ukkaşe, “Trump, eğer istikrar güçleri maddesi konusunda uluslararası ve İsrailli taraflarla uzlaşı sağlanamazsa, herkesi şaşırtarak çok uluslu güçlerin gönderilmesini gündeme getirebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mutava, ‘hiçbir Arap veya İslam ülkesinin silahsızlanma konusunda bir çatışmaya girmeyi kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Mutava, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Beklenen uluslararası gücün başarısı, bu güce Filistin polis gücünün eklenmesine bağlı. Bu güç, istikrar güçleri tarafından desteklenen açık bir plan çerçevesinde kanunları uygulamaktan tek başına sorumlu olacak” ifadelerini kullandı.