Fidel Spiti
Ukrayna'ya açılan savaş, yalnızca savaşın iki doğrudan kutbu olan Rusya ve Ukrayna ile ilgili olmadığından, sonuçları tüm dünyayı etkiliyor -burada nükleer silah kullanılma ihtimaline ilişkin etrafta yankılanan konuşmaların ayrıntılarına girmeyeceğim-. İster bir savaşçı olsun ister erkekler cepheye gittiği için çocuklarıyla bir yerden başka bir yere kaçmaya çalışan bir anne olsun, savaşın gölgesindeki kadınların payına en büyük acı ve ıstırap düşüyor. Savaşlar genellikle müzakereler ve anlaşmalarla sona erer. Ancak, politikacıların verdikleri kararlarda söz hakkı olmayan kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere milyonlarca insan yerinden edildikten sonra…
Ukraynalı kadınlar... Zorbalık ve pazarlık
Savaş öncesinde Ukraynalı kadınların güzelliğinin reklamının yapılmasından ötürü savaşın başlamasıyla birlikte Ukraynalı kadınlar dünya çapında zorbalık ve sözlü cinsel tacize maruz kaldılar. Savaş ile bu sözlü tacizler medya kanalları ve sosyal medya platformları aracılığıyla açığa çıkmış oldu. Örneğin, Arap dünyasında bir söz geniş çapta yankı buldu. Evlenmemiş kişilere evlenmemeleri, çünkü ülkelerine gelen Ukraynalı kadınlardan istediklerini seçebilecekleri söylendi.
Bu söz, medyada orman yangını gibi hızla yayıldı ve Ukraynalı kadınlar bunu öğrendi. Verdikleri cevap kendilerinin direnişçi, savaşçı ve askeri olarak eğitimli oldukları, Rusya’nın açtığı savaşta ülkelerini savunmak için erkeklerin yanında olacakları yönünde idi.
Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, birimin yıllık toplantısının açılış oturumu sırasında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
“Savaş her geçen gün Ukraynalı kadın ve kız çocuklarının hayatlarını, umutlarını ve geleceklerini karartıyor. Savaş, buğday ve petrol üreten iki ülke arasında olduğu için dünya çapında gıda güvenliği, hizmetler ve temel emtialar tehdit altında. Ayrıca bu savaş kadınlara ve kızlara daha büyük zarar verecek.”
İcra Direktörü'nün bahsettiği şey, özellikle geride bırakılan kadınlar, evin reisinin kadın olduğu aileler, bu yaşta eğitimden, istikrardan, barıştan mahrum kalan kız çocukları, geçimini sağlayamayan veya temel ihtiyaçlarını görmelerini sağlayacak bir yardım bulamayan yaşlı kadınlar, doğrudan yardım almadan çocuk yetiştiren kadınlar ve yakın zamanda doğum yapmış anneler için geçerli. İcra Direktörü Sima'nın söylediği şey, Tigray, Etiyopya, Sudan, Haiti, Afganistan, Suriye, Irak'ın bazı bölgeleri ve savaşların siyasi koşullara göre hafifleyip artarak sürekli devam ettiği diğer yerlerdeki tüm savaşlar için geçerli.
Kadın savaşçılar
Rus savaşının akabinde sahada birçok kadının Ukrayna ordusuna gönüllü olarak kaydolması, dünyadaki diğer silahlı kuvvetlerin çoğundan daha fazla kadın payına sahip bir ordunun ortaya çıkmasına yardımcı oldu. Ukrayna Savunma Bakanlığı'na göre, ordudaki Ukraynalı kadınların sayısı 2021'de 57 bine ulaşıyordu. Bu rakam ordunun neredeyse yüzde 23'ü demek. Polonya ordusundaki kadın askerlerin oranı yaklaşık yüzde 8 iken, Rusya'da bu oran yüzde 4. ABD Ordusu'ndaki kadınların oranı ise yüzde 16 civarında. Ukraynalı gönüllü kadınlar arasında, tüfeğin nasıl parçalara ayrılıp birleştirileceği, mermilerin nasıl doldurulacağı ve hedefe nasıl nişan alınacağı hususunda Ukrayna Özel Kuvvetler Birimi tarafından eğitim alan yaşlı kadınlar da bulunuyor. Yaşlı kadınların eğitimlerini gösteren videolar sosyal medyada yankı buldu. Ukraynalı kadınlar, Sovyetler Birliği dağıldıktan ve Ukrayna bağımsızlığını kazandıktan sonra 1993'ten beri silahlı kuvvetlerde hizmet veriyor. Vice dergisi tarafından yayınlanan bir habere göre, 2014 yılında Kremlin'in Kırım'daki stratejik noktaların kontrolünü ele geçirdiği Rus askeri gerilimi sırasında kadınlar önemli bir rol oynadı.
Savaştan kaçan Ukraynalı kadınların maruz kaldığı sözlü ve fiziki taciz meselesine geri dönelim. İsrail’i örnek alırsak, Independent Arabia tarafından 18 Mart’ta yayınlanan bir araştırmaya göre İsrail’deki haberler, Yahudi ve Yahudi olmayan Ukraynalılar arasında bir ‘ayrımcılık politikası’ uygulandığını, İsrail'e korunacak ve sığınacak bir yer bulmak için gelen Ukraynalı kadınların yaşadığı insani krizin genelevler ve insan tacirleri tarafından sömürüldüğünü ve bunun da çok sayıda Ukraynalı kadının fuhuş sektörüne kurban gitmesine yol açtığını ortaya koydu. Araştırmaya göre, Tel Aviv ve Hayfa'da bulunan fuhuş tüccarları, savaş veya siyasi kriz bataklığına saplanmış ülkelerdeki kurbanları avlayarak hayatta kaldığı için bu durum, İsrail'deki pek çok kişi için şaşırtıcı olmadı.
İsrail merkezli Kanal 12’nin yayınladığı bir habere göre Ben Gurion Uluslararası Havalimanı’na gelen Ukraynalı kadınlar, Ukrayna’daki savaş bölgelerinden kaçmalarına, sınırı geçmelerine ve İsrail’e giden bir uçağa binmelerine yardım etmek için kendilerine para teklif eden biri ile ilgili benzer bir eşkal verdiler.
1. ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra kadın hakları
Ancak kadınların savaşlardaki rolü her zaman tezat olmuştur. Başlangıçta kendi iradeleri dışında meydana gelen savaşlar yüzünden mağlup düştüler. İki dünya savaşında olduğu gibi farklı yaşlardaki erkekler cepheye gittikten sonra aileyi koruma ve geçimini sağlama görevi kadınlara düştü. Çok geçmeden savaş, işgücü kaybı nedeni ile kadınları silah fabrikalarında çalışmaya mecbur bıraktı. Bu gelişmeler Avrupa'da kadınların toplumsal konumunun iyileşmesine yardımcı oldu. Nitekim kadınlar, savaşa yardım etme konusunda önemli bir rol oynamalarının ardından 1. ve 2. Dünya Savaşı’ndan daha bağımsız, kendi ayakları üzerinde durabilen, siyasi ve toplumsal kararlarda söz söyleme hakkına sahip bireyler olarak çıktılar. ABD İç Savaşı gibi birçok savaş, kadınları yaralı askerleri tedavi etmek üzere sahaya çağırdı. Bu ise hemşirelik mesleğinin resmi olarak ortaya çıkmasını sağladı. Kürt savaşları gibi birçok iç savaşta kadınlar savaşçı askerler olarak yer aldılar. Kürt savaşlarında kadınların savaşçı olarak büyük bir rolü vardı. Lübnan iç savaşında ve Irak savaşında da durum böyleydi. O zamanlar Saddam Hüseyin Iraklı kadın askerlerden ‘şerefliler’ olarak bahsediyordu. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra, birçok Avrupa ordusu kadınları savaşçı olarak saflarına kattı. ABD Ordusu bu alanda öncüydü. Daha sonra kadınları orduya alma fikri Arap ülkelerine de ulaştı. Lübnan, Tunus, Suudi Arabistan, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) kadınlar idari alanda çalışan askeri personel sıfatıyla orduya girdi.
Kadın savaşçılarla barış yapmıyoruz
Örneğin, Birinci Dünya Savaşı’nda, demiryollarında polis memuru ya da fabrika işçisi olarak çalışmak da dahil olmak üzere, kadınlar için daha hayati roller oluşturuldu. Üst tabakadan kadınlar da üniforma dikerek, Kızıl Haç gibi hayır kurumları için para toplayarak veya siperlerdeki askerler için yazı yazarak savaşı desteklediler. Böylece kadınların oy kullanma hakkına yönelik bir hareketlilik şekillenmeye başladı. 1914 yılında Büyük Britanya'da kadınlar değişim için büyük bir güç haline gelmişlerdi ve hayatları sonsuza dek değişmek üzereydi.
Şarku’l Avsat’ın İndependent Arabia kaynaklı haberine göre, İkinci Dünya Savaşı'nda kadınların rolleri çarpıcı biçimde genişledi ve 1945'te milyonlarca kadından uçak, gemi ve mühimmat sağlıyordu. Onlardan orduya katılmaları istendi. Buna rağmen Elisabeth Shipton'un ‘The Guardian’ için yaptığı araştırmaya göre ‘kadın savaşçılarla barış yapmıyoruz’. Çünkü bir ülkeden, bir ordudan ve bir savaştan sorumlu kadınlara (Elizabeth I, Büyük Katerina, Margaret Thatcher vb.) genellikle cinsiyet açısından normal değilmiş gibi bakılıyor. Bu sorular sadece erkeklik kavramlarıyla değil, aynı zamanda feminizm şekilleriyle de ilgilidir.