Rus gazına bağımlılığın tartışıldığı Avrupa'da 881 doğal gaz santrali bulunuyor

Avrupa'da 950 gigavatlık toplam kurulu gücün 200 gigavata yakınını doğal gaz santralleri oluşturuyor. Avrupa'nın satın aldığı gazın yüzde 40'ı Rusya'dan, yüzde 24'ü Norveç ve yüzde 11'i Cezayir'den geliyor.

AA
AA
TT

Rus gazına bağımlılığın tartışıldığı Avrupa'da 881 doğal gaz santrali bulunuyor

AA
AA

Avrupa kıtasında yer alan doğal gaz santrali sayısı 881 olarak hesaplanıyor.
Avrupa, elektriğin yüzde 20'sini kömürden, yüzde 13'ünü nükleer santrallerden, yüzde 25'ini doğal gazdan, yüzde 18'ini yenilenebilir enerjiden üretiyor. Avrupa'nın satın aldığı gazın yüzde 40'ı Rusya'dan, yüzde 24'ü Norveç ve yüzde 11'i Cezayir'den geliyor.
Avrupa'da doğal gaz santrali en fazla olan ülke sıralamasında yaklaşık 180 santralle Almanya ilk sırada yer alıyor. Almanya'yı 143 santralle İtalya, 83 santralle Hollanda ve 81'er santralle İspanya ile Birleşik Krallık izliyor.
İtalya'nın doğal gazda kurulu gücü 40 gigavat seviyesinde bulunuyor. Almanya'nın ise doğal gaz santrallerinden oluşan kurulu gücü yaklaşık 31 gigavat, bunu aynı seviyelere yakın kurulu güçle Birleşik Krallık takip ediyor.
Doğal gazda Hollanda'nın 18 gigavat, İspanya'nın ise 29 gigavat kurulu gücü bulunuyor. Doğal gazda kurulu güç listesinde en alt sırada 173 megavatla Estonya yer alıyor.
İspanya'nın kuzeybatısında bulunan As Pontes doğal gaz santrali, 2 bin 324 megavatla Avrupa'daki en güçlü santrallerden biri. Söz konusu santral kömürle de çalışabiliyor.
Tek başına doğal gazla çalışan en yüksek kapasiteli santral ise Birleşik Krallık'ta bulunan 1180 megavat kapasiteli Peterhead santrali.
Almanya'nın en yüksek kapasiteli kurulu güce sahip santrali ise 887 megavatla Emsland. Bunu 846 megavatla Irsching ve 800 megavatla Knapsack santralleri izliyor.

Avrupa'daki ülkelerde bulunan faaliyetteki santral sayısı
1- Almanya - 180 santral
2- İtalya - 143 santral
3- Hollanda - 83 santral
4- İspanya - 81 santral
5- Birleşik Krallık - 81 santral
6- Romanya - 30 santral
7- Belçika - 25 santral
8- Fransa - 23 santral - Ülkede nükleer enerji yoğun kullanılıyor
9- Polonya - 11 santral - Ülkede kömür yoğun olarak kullanılıyor
10- Yunanistan - 13 santral
11- Bulgaristan - 8 santral
12- Avusturya - 12 santral
13- Macaristan - 18 santral
14- Finlandiya - 7 santral
15- İsveç - 4 santral
16- Norveç - 23 boru hattı - 8 LNG terminali olarak bir dağıtım merkezi bulunuyor. İskandinav ülkelerinde yoğun şekilde hidroelektrik kaynakları kullanılıyor.
17- Çekya - 5 santral
18- Slovakya - 4 santral
19- Slovenya - 8 santral
20- Letonya - 3 santral
21- Estonya - 1 santral - Avrupa'nın en düşük kapasiteye sahip ülkesinde 173 megavat kurulu güç bulunuyor.
22- Litvanya - 4 santral

Avrupa'da en yüksek doğal gaz kurulu gücüne sahip ilk 10 santral
1- As Pontes Güç Santrali - İspanya - 2,324 megavat
2- Peterhead Güç Santrali - Birleşik Krallık - 1180 megavat
3- Spalding Güç Santrali - Birleşik Krallık - 950 megavat
4- Carrington Güç Santrali - Birleşik Krallık - 910 megavat
5- Langage Güç Santrali - Birleşik Krallık - 905 megavat
6- Montalto Di Castro Güç Santrali - İtalya - 900 megavat
7- Emsland Güç Santrali - Almanya - 887 megavat
8- Simeri Crichi Güç Santrali - İtalya - 885 megavat
9- Besos 5 Güç Santrali - İspanya - 859 megavat
10- Petrom Brazi Güç Santrali - Romanya - 850 megavat



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”