Yemen'de Husilerin döşediği mayınlar binlerce kişinin hayatını kabusa çevirdi

Yemen'de yıllardır devam eden savaş boyunca İran destekli Husilerin döşediği mayınlar binlerce kişinin hayatını kabusa çevirirken, patlamalar sonucu uzuvlarını kaybeden Yemenliler de protez uzuvlarla hayata tutunmaya çalışıyor.

AA
AA
TT

Yemen'de Husilerin döşediği mayınlar binlerce kişinin hayatını kabusa çevirdi

AA
AA

Yemen hükümetinin yayımladığı raporlara göre, Husiler savaşın başlangıcından bu yana ülkenin farklı bölgelerinde yaklaşık 2 milyon mayın döşedi ve bu mayınlar nedeniyle binlerce kişi hayatını kaybetti veya yaralandı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) Yakın ve Orta Doğu Sözcüsü İman et-Trablusi, yaptığı açıklamada, Yemen'de yaklaşık 150 bin kişinin protez uzuv hizmetine ihtiyacı olduğunu söylemişti.

"Hayatım dayanılmaz bir şekilde kötüleşti"
Sağ bacağını mayın patlaması sonucu kaybeden Taizli Said ez-Zurafi, AA muhabirine hayatını trajediye çeviren olayı anlattı.
Taiz'in batısındaki Vaziyye ilçesi kırsalında çobanlık yaptığı sırada bir mayına bastığını söyleyen Zurafi şunları kaydetti:
"Adımımı atınca mayın patladı. Patlamayla sağ bacağımı kaybettim, sol ayağım da yaralandı. Çok acı çektim ve üzüldüm. Hayatım dayanılmaz bir şekilde kötüleşti. Artık çalışamadığım için çocuklarım da bu durumdan etkilendi."
Zurafi, kendisi gibi mayın patlaması sonucu uzvunu kaybedenlerle Taiz'deki Kral Selman Protez Merkezine, hayatlarını bir nebze de olsa kolaylaştıracak protez uzuv taktırmak için gittiklerini söyledi.
Taizli çoban, "Barış içinde yaşamak için dünyayı ve iyi insanları köylerimizden mayınları temizlemeye ve bizi kurtarmaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.

"Husiler köylere mayın döşeyen bir terör örgütüdür"
20'li yaşlarındaki bir diğer Yemenli Edib Ali Salim de korkunç olayın gerçekleştiği anı şöyle anlattı:
"Vaziyye'de Husiler tarafından yerleştirilen bir mayının patlaması sonucu sol bacağımı kaybettim. Yolda yürürken birden patlama oldu. Şaşkınlığa uğradım. Bacağım kopmuştu ve ben nafile bir çabayla ayağa kalkmaya çalışıyordum."
Tedavi için Aden kentine sevk edilmeden önce ilçedeki bir hastaneye götürüldüğünü söyleyen Salim, "Husiler bölgeye çok sayıda mayın yerleştirdi, bu da mayınların infilak etmesi sonucu çobanlar başta olmak üzere birçok kişinin yaralanmasına, hayvanların telef olmasına yol açtı. Husiler yollara, ovalara ve köylere mayın döşeyen bir terör örgütüdür." diye konuştu.
Salim, uluslararası toplumu ve insani yardım kuruluşlarını, daha fazla kişinin hayatının kabusa dönmemesi için Husilere baskı yapmaya çağırdı.

Uzuvlarını kaybedenler psikolojik sıkıntılar yaşıyor
Taiz Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Mansur el-Vazi, Husilerin yerleştirdiği mayınlar nedeniyle yaralanan ve uzuvlarını kaybedenlerin Taiz başta olmak üzere tüm ülke genelinde zor şartlar altında yaşadığını söyledi.
Uzuvlarını kaybedenlerin psikolojik sıkıntılarının, fiziksel sorunlarından daha büyük olduğuna işaret eden Vazi, kentte savaşın başlangıcından bu yana Husiler tarafından yerleştirilen mayınlar nedeniyle yaklaşık 1000 kişinin sakat kaldığını ve bunlardan 890'ının kendisinin yönettiği merkeze getirildiğini belirtti.
Merkeze gelenler arasında 70 çocuk ve 55 kadının bulunduğuna dikkati çeken Vazi, "Hala bazı hastanelerden Husiler tarafından yerleştirilen mayınlar dolayısıyla yaralanan kişiler olduğuna ilişkin telefonlar alıyoruz." ifadelerini kullandı.
Uluslararası toplumu ve Birleşmiş Milletleri, uluslararası olarak yasaklanmış mayınları yerleştirmeyi durdurması için Husilere baskı yapmaya çağıran Vazi, çatışma taraflarına da Yemenlilere zarar veren bu savaşı durdurmaları çağrısında bulundu.



Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
TT

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından... Cep telefonlarımız uzaktan patlatılabilir mi?

Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Lübnan genelinde Hizbullah çağrı cihazları ve telsizlerine yönelik eşi benzeri görülmemiş güvenlik ihlali ve salı ile çarşamba günleri binlerce eş zamanlı patlama, kişisel cep telefonlarının ne kadar tehlikeli olduğu ve nasıl uzaktan patlatılabildiği konusunda birçok soruyu gündeme getirdi.

Cep telefonu bataryaları son derece yanıcı kimyasallardan üretilir, ancak bir kontrol ünitesi doğrudan bataryaya bağlıdır ve bataryayı güvende tutmak için özel bir yazılımla donatılmıştır.

DeepSAFE Technology'nin kurucusu ve McAfee, Intel ve Nokia'da güvenlik ve koruma araştırmaları eski başkanı olan Ahmed Sallam'a göre bu kontrol ünitesi, en önemlisi tüm üniteyi bataryanın sıcaklığını ateşleme noktasına yükseltebilecek kötü amaçlı yazılım içeren başka bir ünite ile değiştirmek olan çok sayıda hackleme yöntemi ile kötü niyetli olarak manipüle edilebilir. Bu, Lübnan vakasında olduğu gibi belirli cihazları hedef almak için yapılabilir.

grbtny
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarında hayatını kaybedenler için düzenlenen cenaze töreninden (AFP)

Şarku’l Avsat'a konuşan Sallam, “Kötü niyetli bir şekilde üretilebilen bataryalar da var. Bunlar ya sıcaklığı belirli bir dereceye yükselterek ya da patlatma sistemini harekete geçiren bir ünite aracılığıyla ateşlenebilen patlayıcı maddeler içerirler. Tüm bunlar, radyo dalgaları ya da herhangi bir kablosuz elektrik dalgası yoluyla uzaktan sinyal alabilen harici bir iletişim ünitesi ile bataryaya içeriden bağlı çok küçük bir kontrol ünitesi yerleştirilerek yapılabilir” ifadelerini kullandı.

Sallam sözlerini şöyle sürdürdü: “Dış dünya ile iletişim olmasa da patlamalar senkronize edilebilir. Kötü amaçlı yazılım, tıpkı saatli bombaların çalıştığı gibi, tüm patlamaların aynı anda gerçekleşmesi için belirli bir anı bekleyebilir.”

Los Angeles'taki California Üniversitesi Kimya Bölümü'nde yardımcı doçent olan ve pil geliştirme ve üretiminde uzmanlaşmış bir ABD şirketi olan Nanotech Energy'nin bilim ve teknoloji şefi Maher el-Kady, “Lübnan'daki patlamalar tesadüfen değil, kasıtlı olarak meydana geldi. Büyük olasılıkla cihazlara uzaktan etkinleştirilen bir kontrol devresi yerleştirilmişti. Bu da patlamaların senkronizasyonunu açıklıyor” şeklinde konuştu.

cdvfgthy
Lübnan Ordusu tehlikeli gördüğü telsiz ve çağrı cihazlarını imha etmek üzere topluyor. (AFP)

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan el-Kady, “Herhangi bir bataryanın patlamasına yol açabilecek birkaç mekanizma vardır. Bunlardan ilki, mobil cihazın ya da elektrikli otomobilin bataryaya metal bir cismin girmesine yol açan bir kazaya maruz kalması ya da batarya parçalarının sıkışmasına ve parçalarının tahrip olmasına yol açan yüksek orandaki basınç yahut da bataryanın yüksek bir yerden düşerek parçalarının tahrip olmasıdır. İki olasılık daha var: Birincisi bataryanın sıcaklığının çok yüksek oranlara çıkmasına neden olarak patlamasına yol açan harici bir katalizörün varlığı ve ikincisi de bataryanın içindeki pozitif terminalin negatif terminale bağlanmasına yol açan harici bir etkileyicinin varlığıyla ilgili” ifadelerini kullandı.

Uzmanlara göre cep telefonları hacklenebilir. Ayrıca üretim ya da tedarik aşamalarından herhangi birinde ya da internet üzerinden erişilerek patlatılmak üzere içlerine kötü niyetli yazılımlar entegre edilebilir.

El-Kady, kasıtlı bir dış neden olmaksızın, üretim hataları nedeniyle bir pilin patlama olasılığının 10 milyon pil başına bir pili geçmediği konusunda kamuoyuna güvence verirken, pillerin 150 santigrat derecenin üzerine çıkabilen yüksek sıcaklıklara dayanmasını sağlamak için titiz testler yapıldığını da belirtti. Ancak bu durum, çağrı cihazlarında ve modern mobil cihazlarda bulunan lityum-iyon pilleri ‘saatli bomba’ olarak tanımlamasına engel olmadı. “Pil patlamalarının neden olduğu hasar, pilin boyutuna ve kullanıcının konumuna veya insan vücudunun hayati organlarından herhangi birine ne kadar yakın olduğuna bağlıdır” diyen el-Kady, elektrikli arabalar söz konusu olduğunda durumun daha da kötüleşeceğini, çünkü batarya boyutlarının bir cep telefonu bataryasının 5 bin ila 7 bin katına ulaşabileceğini belirtti.

Tedarik zincirleri

Yaşananların tekrarlanmasının nasıl önlenebileceği konusunda ise Sallam, tedarik zincirinin güvence altına alınması gerektiğine işaret ederek, Lübnan'a gelen cihazlarda olası değişiklikleri kontrol etmenin ve içlerine yeni bileşenler yerleştirilip yerleştirilmediğini test etmenin birçok yolu olduğunu açıkladı.

 

ascdvrg
Lübnan'daki çağrı cihazı patlamalarının ardından insanlarda cep telefonlarının saldırıya uğraması ve patlaması korkusu hakim (AFP)

Teknik olarak, hassas bir terazi kullanılarak, ne kadar küçük olursa olsun cihazın ağırlığındaki herhangi bir değişiklik tespit edilebilir, böylece üzerinde herhangi bir değişiklik yapılıp yapılmadığı anlaşılabilir. Bu hassas terazi, başta batarya olmak üzere her bir birimin ağırlığını doğru bir şekilde hesaplamak için kullanılmalıdır. X-ray ve CT Scan gibi radyolojik cihazların yanı sıra patlayıcılar için kimyasal tespit üniteleri de kullanılabilir ve tüm bu teknik araçlar genellikle havaalanlarının içinde kullanılır. “Lübnan örneğinde meselenin ele alınışında büyük bir güvenlik açığı olduğunu düşünüyorum” diyen Sallam, herhangi bir patlayıcı maddenin varlığını ya da yokluğunu teyit etmek için kullanılabilen teknolojilerin mevcut olduğunu vurguladı.

fvrbgty
Çağrı cihazı patlamalarının kurbanları (AP)

Medya kuruluşlarına göre, Lübnan'daki çağrı cihazları Tayvanlı bir şirket tarafından tasarlanmış ve Avrupa'da bilinmeyen başka bir şirkete üretim lisansı verilmişti. Bu nedenle üretim güvenliği ve uygulama kalitesi ile ilgili konular tespit edilememiş olabilir.

Genel olarak çağrı cihazları, ister alıcı uçta tek yönlü bir bağlantı olsun, ister alıcı ve verici uçta iki yönlü bir bağlantı olsun, iletişim sürecini kontrol etmek için bir sunucuya ihtiyaç duyar. Ancak Sallam'a göre bu sunucular veri tabanlarına sahip ve genellikle siber saldırılara ve hacklere karşı savunmasız olan dijital işletim sistemlerini çalıştırıyor.

“Çağrı cihazları tedarik zinciri boyunca değiştirilebilir, aynı şey sunucular için de geçerli olabilir” diyen Sallam, cihazların kendilerinin de değiştirilebileceğini ve üretim süreçleri ya da nakliye ve tedarik zincirleri sırasında ‘kötü niyetli’ yazılımlar eklenebileceğini açıkladı.