Ünlü şef onlarca yıl Gambino Mafyası'nın bizzat içinde olduğunu itiraf etti: "Çifte hayat yaşıyordum"

Bir zamanlar yüksek mutfağın yıldızı olan Ruggerio, verdiği röportajda önceden Gambino Mafya ailesinin üyesi olduğunu söyledi

David Ruggerio, New York'ta yüksek mutfak yıldızıydı (YouTube/David Ruggerio)
David Ruggerio, New York'ta yüksek mutfak yıldızıydı (YouTube/David Ruggerio)
TT

Ünlü şef onlarca yıl Gambino Mafyası'nın bizzat içinde olduğunu itiraf etti: "Çifte hayat yaşıyordum"

David Ruggerio, New York'ta yüksek mutfak yıldızıydı (YouTube/David Ruggerio)
David Ruggerio, New York'ta yüksek mutfak yıldızıydı (YouTube/David Ruggerio)

Bir zamanlar ABD'nin New York şehrinin yüksek mutfak (haute cuisine) sahnesinin yıldızı olan ünlü şef David Ruggerio, onlarca yıl boyunca mafyanın içinde bulunduğunu anlattı.
The Independent'ın haberine göre, Ruggerio, gazeteci yazar Gabriel Sherman'a verdiği ve 24 Mart Perşembe günü Vanity Fair'de yayımlanan röportajda kendini ifşa etti.
Sherman, yazdığı yazıda "2021 baharında, Ruggerio'nun mafyadaki yıllarını kayıtlara geçirmeye hazır olduğunu söyleyen arkadaşları tarafından" Ruggerio'yla tanıştırıldığını söylüyor.
Brooklyn yerlisi olan Ruggerio, 1980'lerde ve 1990'larda New York'un çeşitli restoranlarında gerçekleşen ve La Caravelle ile Le Chantilly gibi simge mekanların mutfaklarına hakim olan Fransız mutfağı rönesansının bir parçasıydı.
Sherman'a göre Ruggerio, "aşçılık kariyerinin tamamı da dahil olmak üzere onlarca yıl Gambino Mafya ailesinin aktif bir üyesiydi." Ruggerio'nun babası Saverio Gambino, mafya babası Carlo Gambino'nun kuzeniydi.
Gazeteciye konuşan Ruggerio, "Çifte hayat yaşıyordum" dedi.
Vanity Fair'e göre, "Ruggerio'nun mafyadaki özgeçmişinde birkaç kötü nam salan yeraltı dünyası cinayetine katılma, eroin ticareti, kamyon kaçırma, tefecilik, bahisçilik ve yağma var."
Ruggerio'nun Vanity Fair'e "kazançlı restoran tedarik sözleşmelerini mafya bağlantılı satıcılara yönlendirdiği ve kendi mutfaklarının sendikasız kalması için sendika yetkililerine rüşvet verdiğini" söylediği de bildirildi.
Ruggerio, mafyadaki geçmişi hakkında kamuoyuna açıklamalarda bulunmasının onu hedef haline getireceğinden korkup korkmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:
"Artık ne olacaksa olsun. Oğlumu kaybettikten sonra bunun benimle birlikte sona ermesi gerektiğini biliyordum."
Ruggerio'nun oğlu, 2014'te 27 yaşındayken aşırı dozda uyuşturucu almış şekilde öldü.
Ruggerio, 1998 'de bir kredi kartı firması ve müşterilerini bahşişleri şişirerek dolandırdığı iddiasıyla suçlanmıştı. Ruggerio, Sherman'a verdiği röportajda bu iddiayı reddetti. The New York Post'a göre Ruggerio, 1999'daysa ikinci derece büyük hırsızlık teşebbüsünde bulunduğunu itiraf etmiş ve 5 yıl şartlı tahliye ve 500 saat kamu hizmeti cezasının yanı sıra 140 bin dolar geri ödeme cezasına çarptırılmıştı.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe