Halk Hareketi: Nahda, Tunus siyasetini ve ekonomisini işlemez hale getirdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (Reuters)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (Reuters)
TT

Halk Hareketi: Nahda, Tunus siyasetini ve ekonomisini işlemez hale getirdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (Reuters)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (Reuters)

Halk Hareketi, başkent Tunus’ta düzenlediği “Halk Devleti: Üreten Halk, Egemen Halk” başlıklı 2’nci Parti Seçim Kongresi çalışmalarına dün de devam etti. Kongre yarın (Pazar) sona erecek. Bu kongreden çıkacak kararlar doğrultusunda partinin yeni başkanını seçecek olan parti Siyasi Bürosu’na yeni isimlerin seçilmesi bekleniyor. Kongrede ele alınan konular arasında partinin siyasi programının yanı sıra düşünce, ekonomi ve sosyo-kültürel projeler yer alıyor.
Kongreye katılan siyasi kaynaklar, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in istisnai tedbirlerini destekleyen Halk Hareketi’nin, Said’i kongreye davet ettiğini ancak onun bu davete icabet etmediğini aktardı. Kaynaklar, kongreye davet edilen parti liderleri listesine Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi’nin dahil edilmediğini belirtti. Nitekim iki parti arasında derin siyasi anlaşmazlıklar bulunuyor. Kaynaklardan edinilen bilgiye göre Halk Hareketi üyeleri, Nahda Hareketi’ni, Tunus’ta son 10 yıldır siyasetin ve ekonominin işlemez hale gelmesinin arkasında olmakla suçladı.
Halk Hareketi Genel Sekreteri Zuheyr el-Mağzavi, Cumhurbaşkanı Said’in ilan ettiği istisnai tedbirlerden bile önce 24 Temmuz’da siyasal İslam sistemini yıkma çağrısında bulunduklarını belirterek, Said’in aldığı istisnai tedbirlerin biriken bir ulusal hareketin ürünü olduğunu söyledi. Mağzavi, “Cumhurbaşkanı Said, 25 Temmuz tedbirlerinin faili değildir. Said sadece o tarihte ulusal hareketleri taçlandırdı. Kays Said’in 25 Eylül sürecine tek başına gitmeye hakkı yok. Aksine kamusal tercihleri belirleyen halktır” dedi.
Partinin 2’nci Seçim Kongresi kapsamında düzenlenen çeşitli etkinliklere 300 kişi katıldı. Parti başkanlığına talip olan güçlü adaylar arasında Zuheyr el-Mağzavi, Hişam el-Azluk, Eski Mesleki Eğitim ve İstihdam Bakanı Fethi Belhac, Muhammed Şebşub ve Eski Eğitim Bakanı Muhammed el-Museylini bulunuyor. Kongreye, eski Cumhurbaşkanı Muhammed en-Nasır ve Kurucu Meclis Başkanı Mustafa bin Cafer’in yanı sıra Rusya ve Venezuela’nın Tunus Büyükelçileri ile bazı Tunuslu ve yabancı siyasi isimler katıldı.

ABD-Tunus görüşmeleri
Öte yandan Tunus İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Bakan Tevfik Şerafeddin, ABD Dışişleri Bakanlığı Demokrasi ve İnsan Haklarından Sorumlu Müsteşarı Uzra Zeya ve beraberindeki ABD Dışişleri Bakanı’nın Uluslararası Uyuşturucuyla Mücadele ve Yasaları Uygulama Ofisi’nden Sorumlu Müsteşarı ile ABD’nin Tunus Büyükelçisi Donald Bloom’u kabul etti.
Görüşmede ABD ve Tunus arasındaki güvenlik işbirliği ve bu işbirliğini daha fazla desteklemenin yolları ele alındı. Taraflar özellikle terör ve organize suçlarla mücadele, sınır güvenliği, askeri eğitim alanında ortak işbirliği, Tunus Kamu Güvenlik Güçleri’nin rehabilitasyonu için her türlü desteğin sağlanması ve güvenlik alanındaki teknoloji ve dijital gelişmelere ayak uydurabilme noktasında gelecekteki işbirliğinin çeşitli yönlerini tartıştı.
Toplantıda ayrıca Tunus’ta güvenliği koruma alanında gösterilen çabalar ve ortaya çıkan sonuçlar, kamusal hak ve özgürlüklerin korunmasında istikrarın sağlanması, ABD tarafının yasaların uygulanmasında dengenin sağlanmasını güçlendirmek amacıyla bu hak ve özgürlükleri daha fazla destekleme arzusu, Tunuslular ve Tunus’ta yaşayan yabancı toplulukların kamu güvenliğinin korunması ve diğer yandan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması gibi meseleler görüşüldü.
Zeya’nın bu ayın sonuna kadar sürecek olan Tunus ziyareti başladı. Zeya’nın Tunus’taki temasları kapsamında hak ve özgürlüklerin korunması ve güçlü bir demokrasinin tesis edilmesinde sivil toplumun yeniden rol üstlenmesinin yanı sıra ülkenin ihtiyaç duyduğu kapsamlı siyasi ve ekonomik reformları görüşmek için üst düzey hükümet yetkilileri ile bir araya gelmesi bekleniyor. ABD’li yetkilinin ayrıca Tunus sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri, insan hakları savunucuları, kâr amacı gütmeyen kuruluşların yöneticileri ile bir araya gelerek ülkenin karşı karşıya olduğu çeşitli zorluklara ilişkin görüşlerini dinlemesi bekleniyor. Gözlemcilere göre Zeya’nın Tunus ziyareti, söz konusu gündemlerin ABD yönetimi için ifade ettiği önemi gösteriyor. Nitekim ABD yönetimi son birkaç aydır Tunus’un demokrasi rotasından çıktığı yönünde eleştirilerde bulunarak, parlamenter demokrasiye dönülmesini talep ediyor.



İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
TT

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 212 gazeteci öldürüldü, 400'den fazlası yaralandı

Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)
Gazze Şeridi'nde İsrail güçleriyle yaşanan çatışmalar sırasında öldürülen Filistinli meslektaşları Yaser Murtaca'nın cenazesini taşıyan gazeteciler (DPA)

Filistinli onlarca gazeteci, Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Tıp Kompleksi önünde bir araya geldi. Gazeteciler, İsrail saldırılarında öldürülen meslektaşlarının fotoğraflarını taşıdı.

Basın mensupları, Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşı haberleştirmek için ağır bir bedel ödüyor.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik savaşının başlangıcından bu yana 212 gazetecinin (bazıları evlerinde aileleriyle birlikte olmak üzere) öldürüldüğünü, 409'unun ise yaralandığını açıkladı. Yaralılardan bazıları kalıcı uzuv kaybı yaşadı, bazıları da felç geçirdi. Resmi kaynaklara göre İsrail güçleri 48 gazeteciyi de tutukladı.

Görsel kaldırıldı. Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler, Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlamak için toplandı. (WAFA)

Doğrudan hedef alınma

Şarku’l Avsat’ın Birleşmiş Milletler’in (BM) haber sitesi UN News'ten aktardığına göre Sami Şehade, Nisan 2024'te Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat'ta geçirdiği ağır bir yaralanmanın ardından bacağını kaybetti. Ancak o fotoğraf makinesini aldı ve Gazze Şeridi'ndeki trajik olayları belgelemek için sahaya döndü.

Engelinin kendisini çalışmaktan alıkoymasına izin vermeyen Şehade, “Tüm bu engellerle karşılaşsam bile foto muhabirliğini bırakmam mümkün değil” dedi.

Dünya Basın Özgürlüğü Günü her yıl 3 Mayıs'ta kutlanıyor ve medyanın hesap verebilirlik, adalet, eşitlik ve insan haklarını vurgulamadaki rolüne odaklanıyor.

Koltuk değneklerine yaslanan Şehade, mavi renkli basın yeleğini giyerek kamerasının arkasında durmuş, meslektaşlarıyla birlikte yıkıntıların arasında çalışıyordu.

Şehade, “Yaşanan tüm suçlara tanık oldum ve sonra bana karşı işlenen bir suça tanık olduğum an geldi... Ben bir saha gazetecisiydim, açık bir alanda kamera taşıyordum, beni gazeteci olarak tanımlayan bir kask ve yelek giyiyordum. Ama yine de doğrudan hedef alındım” ifadelerini kullandı.

Bu olay onun hayatında bir dönüm noktası oldu. Şehade durumunu şöyle açıkladı: “Daha önce kimsenin yardımına ihtiyacım yoktu ama şimdi var. Bu yeni gerçekliğin üstesinden gelme kararlılığına sahibim. İşte biz Gazze Şeridi'ndeki gazeteciler bu halde bile çalışmalıyız.”

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'ne düzenlenen İsrail saldırılarının birinde bacağını kaybeden Filistinli gazeteci Sami Şehade (UN News)

Sokaklarda çalışmak

Gazze Şeridi'nde yıkılmış bir binanın enkazı arasında bir meslektaşıyla birlikte çekim yapan gazeteci Muhammed Ebu Namus, “Dünya Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü kutlarken, Filistinli gazeteciler savaşta yıkılan işyerlerini hatırlıyor” dedi.

Ebu Namus sözlerini şöyle sürdürdü: “İşimizi yapmak için ihtiyacımız olan asgari şey elektrik ve internet, ancak birçok yerde yok. Bu yüzden internet sağlayan dükkanlara başvuruyoruz. Sokaklar artık bizim ofislerimiz.”

İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgali sırasında Filistinli gazetecilerin hedef alındığına inandığını ifade eden Ebu Namus, medya çalışanlarının ‘ister Filistin'de ister dünyanın başka bir yerinde çalışsınlar’ korunması gerektiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.Filistinli gazeteci Muhammed Ebu Namus ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı takip eden meslektaşı (UN News)

Kaldırımlarda kan var

Filistinli Gazeteciler Sendikası'nın çağrısıyla Dünya Basın Özgürlüğü Günü münasebetiyle düzenlenen mitinge, çeşitli yerel ve uluslararası kuruluşlardan gazeteciler ve medya profesyonellerinin yanı sıra aktivistler ve insan hakları savunucularından oluşan kalabalık bir grup katıldı.

WAFA'ya göre kalabalık, gazeteciler için uluslararası koruma ve Gazze Şeridi'nde medya çalışanlarına karşı işlenen suçlara sessiz kalma ve suç ortaklığı politikasına son verilmesini talep etti.

Filistinli Gazeteciler Sendikası Başkan Yardımcısı Tahsin el-Astal, “Dünyanın yok etmek istediği Filistin'in sesini ve gerçeği savunmak için mesleki araçlarını taşırken şehit edilen meslektaşlarımızın kanı halen kaldırımlarda ve yıkılan evlerdeyken bugünü anıyoruz. İşgalci İsrail’i bu suçlardan tamamen sorumlu tutuyor ve uluslararası kurumları katillerin hesap vermesi için ciddi adımlar atmaya çağırıyoruz. Ayrıca uluslararası medyayı da yanımızda durmaya ve katliam karşısında sessiz kalmamaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.

El-Astal, hiçbir güvenlik garantisinin olmaması, basın kuruluşlarının tahrip edilmesi ve medya çalışanlarının en temel çalışma araçlarından mahrum bırakılması nedeniyle Gazze Şeridi'ndeki medya durumunun dünyadaki en tehlikeli durumlardan biri haline geldiğini belirtti.