Fethi Başağa, Trablus’a girmek için ‘gizli çözümler’ arayışında!

Tunus'taki Libya Yüksek Konseyi temsilcileri için BM misyonu tarafından düzenlenen istişare toplantısından bir kare (BM misyonu)
Tunus'taki Libya Yüksek Konseyi temsilcileri için BM misyonu tarafından düzenlenen istişare toplantısından bir kare (BM misyonu)
TT

Fethi Başağa, Trablus’a girmek için ‘gizli çözümler’ arayışında!

Tunus'taki Libya Yüksek Konseyi temsilcileri için BM misyonu tarafından düzenlenen istişare toplantısından bir kare (BM misyonu)
Tunus'taki Libya Yüksek Konseyi temsilcileri için BM misyonu tarafından düzenlenen istişare toplantısından bir kare (BM misyonu)

Libya’da Fethi Başağa başkanlığındaki İstikrar Hükümeti, başkent Trablus'a girmek ve iktidarı ele geçirmek için ‘gizli çözümler’ aramaya başladı.
Başağa'ya yakın kaynakların aktardığına göre, başkentte ‘bir an önce’ iktidarı ele geçirmek isteyen İstikrar Hükümeti, Dibeybe hükümetinin oradaki varlığının yarattığı engelleri aşmak için zamanla yarışıyor.
Kimliğinin açıklanmamasını isteyen aynı kaynaklar, Başağa'nın ‘Trablus'a barışçıl ve kansız bir giriş’ yapmaya bağlılığını vurguladı. Ancak, masada olan çözümlerin içeriğini açıklamayı reddettiler.
Başağa hükümeti, ülkenin güneyinde ve doğusunda Dibeybe'ye ait hükümet karargahlarını ele geçirmesine rağmen şu ana kadar Trablus'a giremedi. İki tarafa sadık milisler arasında silahlı çatışma olasılığına ilişkin korkular artıyor.
Başağa, medyanın aleyhinde yayın yapmasına rağmen memleketi Misurata'da (batı) popülaritesini kaybettiği yönündeki iddiaları reddetti. Başağa, aleyhindeki pozisyonların ‘yapay, yüzeysel, aldatıcı ve geçici’ olduğunu ifade ediyor.
Rakibi Dibeybe'yi seçimlerin tekrar başarısız olmasına neden olmakla ve petrolü iktidarı ele geçirmek için bir baskı kartı olarak kullanmaya çalışmakla suçlayan Başağa, ayrıca, Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri'nin pozisyonuna şaşırdığını da dile getirdi.
Öte yandan, Dibeybe'nin ‘Bizim Hükümetimiz’ platformu, Libya'nın çeşitli şehirlerindeki bazı yerel projelerde elde edilen başarıları yayınladı. Platform ayrıca, geçen hafta Dibeybe'nin ‘en önemli faaliyetleri ve kararlarının’ yer aldığı bir videoyu paylaştı.
Bu arada, Petrol Tesisleri Muhafızları Başkanı Ali ez-Zib, bir telefon görüşmesi sırasında, Dibeybe'yi ordunun ve devletin kuruluşuna karşı durmakla suçladı. Zib, ayrıca maaşların ve ikramiyelerin ödenmediği takdirde tesise ait 17 bin askeri göndermekle tehdit etti. Zib, “Dibeybe bize cebinden bir şey vermiyor, biz de ona sadece bir hafta mühlet vereceğiz" diye konuştu.
Dibeybe hükümetindeki Savunma Bakanlığı, mevcut ayın maaşlarının Batı Askeri Bölgesi üyelerine ödendiğini önceki gün yayınladığı bir video ile duyurdu.
Öte yandan ABD Libya Özel Temsilcisi ve Trablus Büyükelçisi Richard Norland, Dibeybe ve Başağa'ya aralarındaki siyasi açmaza barışçıl bir çözüm bulmak için müzakere çağrısını yineledi.
Norland, dün yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Dibeybe ile Başağa arasındaki çatışmada bizi en çok endişelendiren şey, dikkatlerin Libya halkının istediği şeyden, yani bir an önce cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılmasından uzaklaştırılmasıdır. Dibeybe ve Başağa güç kullanmayacaklarına dair taahhütlerde bulunmalarına rağmen, Libyalılar için bir trajediye ve şiddetin tırmanmasına dönüşebilecek bir çatışma riski her zaman var. Yüksek fiyatlardan yararlanma olasılığı varken mevcut dönemin Libya'da petrol üretimini durdurması için en kötü zaman. Petrol gelirlerini yönetmek üzere bir mekanizma önerisi Berlin Süreci Ekonomik Çalışma Grubu ile çalışılmalı.”
Başka bir bağlamda, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Stephanie Williams, seçimlerin ‘ülkede güç ve kaynaklara erişim konusundaki sürekli mücadeleden’ kurtulmanın en iyi yolu olduğunu söyledi.
Williams dün yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletler'in yapılacak seçimler için ‘anayasal temelde uzlaşma ve kesin bir zaman çizelgesi ihtiyacına odaklandığını kaydetti.
Libyalıların çatışmaya dönmek için ‘hiç istekli olmadığını’ belirten Williams, yerel liderler arasında gerginliği azaltan " akıllıca bir strateji" olarak nitelendirdiği şeyin önemine dikkat çekti.
Başkent Trablus, geçtiğimiz günlerde Başağa bağlantılı silahlı bir konvoyun şehre girmeye çalışmasına tanık olmuş ve şehirde gerilim tırmanmıştı.
Williams, “Bir geçici hükümetten diğerine geçebilirsiniz, ancak ülkeyi seçimlere taşımanız gerektiği gerçeğinden kaçamazsınız. Herhangi bir geçici hükümet belirli düzeyde meşruiyet eksikliği yaşar. Seçimler bir an önce yapılmalı” diye konuştu.
Williams, önceki gün Tunus'ta yaptığı istişare toplantısının sona erdiğini, ortak komite için aday gösterilen Yüksek Danıştay heyetiyle birlikte duyurmuştu. Libya’da adil ve kapsayıcı seçimleri mümkün kılmak amacıyla sağlam bir anayasal temel oluşturmak için Yüksek Danıştay heyetinin çalışmaları Birleşmiş Milletler tarafından kolaylaştırılmaktadır.
Williams, Temsilciler Meclisi heyetinin yakında toplantıya katılacağına olan güvenini dile getirdi. Birleşmiş Milletler tarafından kolaylaştırılan müzakerelerin kapısının ‘her zaman açık’ olduğuna dikkat çeken Libya Özel Temsilcisi, Libya için mümkün olan her şeyi yapma sözü verdi.



İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
TT

İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)

İsrail, bugün yaptığı açıklamada, Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla Hamas'tan dün teslim aldığı cenazenin, 7 Ekim 2023'teki saldırıda öldürülen İsrail-Arjantin vatandaşı bir rehineye ait olduğunu duyurdu.

Ordu açıklamasında, "Ulusal Adli Tıp Enstitüsü'nde İsrail Polisi ve Askeri Hahamlık iş birliğiyle kimlik tespit işlemlerinin tamamlanmasının ardından" Lior Rodalev'in ailesine "cenazesinin İsrail'e defnedilmek üzere geri gönderildiği" bildirildi.

Bu gelişme, İsrail topçularını bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgeleri bombalaması ve ateşkesin 29. gününe girerken Şeridin çeşitli bölgelerinde yıkım operasyonlarının devam ettiği bir zamanda gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın Filistin haber ajansı Safa’dan aktardığına göre İsrail uçakları bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgelere üç hava saldırısı düzenledi. Bombalama, şehir üzerinde alçak irtifalı insansız hava araçları (İHA) uçuşları sırasında gerçekleşti.

Han Yunus'un kuzeydoğusundaki bölgelerde de kapsamlı yıkım operasyonları gerçekleştirildi. İsrail savaş gemileri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah açıklarında ateş açtı.

Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması 10 Ekim'de yürürlüğe girdi.


Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
TT

Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)

Kürdistan Demokrat Partisi Genel Başkanı Mesud Barzani, Irak'taki durumu, "silahlı grupların gücünün devletin otoritesini aştığı" Lübnan'daki duruma benzetti. Pazartesi akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajında ​​Barzani, "Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin bu gruplarla mücadele etme yeteneğinden yoksun olduğunu" belirterek, "devlet kurumlarının zayıflaması ve siyasi bölünmenin derinleşmesi" konusunda uyardı.

Barzani, grupların "siyasi ve ekonomik kararları kontrol eden, anayasanın üstünde bir güç" olduğunu ileri sürerek, "silahların siyasi nüfuz sağlama aracı değil, savunma sisteminin bir parçası olması gerektiğini" vurguladı.

Barzani ayrıca, "Irak'taki her partinin kendisini bir devlet olarak gördüğünü" belirterek, "parlamentoyu ve hükümeti kontrol eden mini devletler olduğunu" belirtti.

Barzani, "uluslararası koalisyonun" Irak'tan çekilmesinin, "DEAŞ” örgütünün geri dönüşüne yol açabileceği uyarısında bulunarak, ABD güçlerinin 2011'de örgütün üç yıl sonra genişlemesi öncesinde geri çekildiği deneyimi hatırlattı.


Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

Gazze Şeridi'ne bir ‘istikrar gücü’ konuşlandırılması konusu, ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunduğu karar taslağı ve Başkan Donald Trump'ın, yaklaşık bir ay önce yürürlüğe giren ateşkesin geri kalan hükümlerini uygulamak üzere bu uluslararası güçlerin yakında Gazze Şeridi'ne varacağını duyurmasıyla ivme kazandı.

Görevleri ve konuşlanmaları konusunda hazırlık aşamasında görüş ayrılıkları yaşanan, Mısır’ın ise görev alanlarının genişletilmesiyle ilgili çatışmalar olabileceği yönünde endişe duyduğu bu güçler, uzmanlara göre karmaşık düzenlemelerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle İsrail’in konunun BM Güvenlik Konseyi’ne götürülmesine karşı çıkması, Türkiye’nin kuvvetlere katılması ve Filistin tarafının çekinceleri olması hâlinde olası bir Rusya-Çin vetosu ihtimali, bu durumu daha da karmaşık hâle getirir. Uzmanlar, bu kuvvetlerin ancak geniş bir uzlaşı süreci oluşturulması hâlinde ve ateşkes anlaşmasını koruma amacına hizmet edecek şekilde yakın bir zamanda kurulabileceğini öngörüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ne yönelik barış planını desteklemeyi amaçlayan karar taslağını BM Güvenlik Konseyi'ne sunacağını açıklamasından bir gün sonra, uluslararası istikrar güçlerinin ‘çok yakında’ Gazze Şeridi'ne varmasını beklediğini söyledi.

Trump, Beyaz Saray'da Orta Asya ülkeleri liderleriyle yaptığı toplantıda, “Bu çok yakında gerçekleşecek. Gazze'de işler yolunda gidiyor” dedi. Bu açıklama, İsrail ile Hamas arasında ateşkesin yürürlüğe girmesinden yaklaşık bir ay sonra Gazze Şeridi'nde zorlu insani koşulların devam etmesi üzerine bir gazetecinin uluslararası güçlerin bölgeye konuşlandırılmasıyla ilgili sorusuna yanıt olarak yapıldı.

ABD'nin BM Daimî Temsilciliği’nin açıklamasına göre ABD, Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı barış planını desteklemek amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne bir karar taslağı sundu. Henüz oylama tarihi belirlenmemiş olan karar taslağı, ‘Gazze’de istikrarı sağlamak amacıyla geçici bir uluslararası güç’ kurulmasına izin veriyor. Bu güç, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukla uyumlu olmak kaydıyla, yetkisi kapsamındaki görevleri yerine getirmek için ‘gerekli tüm araçları kullanma’ yetkisine sahip olacak.

Axios internet sitesi salı günü bir ABD yetkilisinin, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyelerine, Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç oluşturulması için bir karar taslağı gönderdiğini ve ilk birliklerin önümüzdeki ocak ayına kadar Gazze'ye konuşlandırılmasının hedeflendiğini söylediğini aktardı.

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)

İsrail uzmanı Dr. Said Ukkaşe, ‘istikrar gücü’ dosyasının daha BM Güvenlik Konseyi’ne sunulma aşamasından itibaren zorlu düzenlemelerle karşılaşacağını düşünüyor. Özellikle İsrail’in, bu gücün uluslararası sistem tarafından onaylanmasına karşı çıkması ve Türkiye gibi katılımcı ülkelere itirazlarının bulunması, ayrıca Rusya ile Çin’in metindeki bazı ifadeleri kabul etmeyip bu konuda herhangi birinin veto hakkını kullanma olasılığı, süreci daha da zorlaştırıyor.

Ukkaşe, Trump’ın söylediği gibi kuvvetlerin yakın zamanda ulaşmasının pek mümkün olmadığını belirtti. Mevcut karmaşık koşullar altında bunun yakın bir tarihte gerçekleşmeyeceğini, ancak perde arkasında üzerinde anlaşmaya varılmış ve yalnızca duyurulmayı bekleyen bazı gizli süreçler varsa bunun mümkün olabileceğini ifade etti.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava da Çin ve Rusya'nın herhangi bir Arap veya Filistinli çekinceye veto hakkını kullanma olasılığı göz önüne alındığında, istikrar gücünün özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde zorluklarla karşılaşacağına inanıyor. Mutava, bu karmaşık düzenlemeler göz önüne alındığında, geniş bir mutabakat sağlanmadıkça güçlerin gelmesinden bahsetmek için henüz çok erken olduğunu belirtti.

Endişeler BM Güvenlik Konseyi ile sınırlı değil, sahaya da uzanıyor. Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan, son açıklamalarında, uluslararası güce Hamas'ı silahsızlandırma görevinin verilmesi halinde ‘çatışmalar’ yaşanacağına işaret etti.

Sorunun, İsrail'in Gazze planının uygulanmasını engelleyen koşullar dayatmasından kaynaklandığını açıklayan Raşvan, “Filistinliler, Gazze'nin güvenliğini yabancı bir gücün devralmasını veya işgalin vesayetle değiştirilmesini kabul etmeyecek” dedi.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Halaf, salı günü CBS News'e verdiği röportajda, “İstikrar gücünün oluşumu, yapısı, yetki alanı ve süresi de dahil olmak üzere çeşitli unsurlar hakkında Amerikalı ve bölgesel ortaklarla görüşmeler sürüyor” dedi.

Said Ukkaşe, Mısır'ın tutumunun ve endişelerinin haklı olduğuna inanıyor. Ukkaşe, Kahire’nin bölge konusunda diğer tüm taraflardan daha fazla tecrübeye sahip ve Filistinli gruplarla uzlaşı içinde, silahsızlanmanın kademeli şekilde gerçekleşmesine yönelik bir vizyona sahip olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Ukkaşe, “Trump, eğer istikrar güçleri maddesi konusunda uluslararası ve İsrailli taraflarla uzlaşı sağlanamazsa, herkesi şaşırtarak çok uluslu güçlerin gönderilmesini gündeme getirebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mutava, ‘hiçbir Arap veya İslam ülkesinin silahsızlanma konusunda bir çatışmaya girmeyi kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Mutava, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Beklenen uluslararası gücün başarısı, bu güce Filistin polis gücünün eklenmesine bağlı. Bu güç, istikrar güçleri tarafından desteklenen açık bir plan çerçevesinde kanunları uygulamaktan tek başına sorumlu olacak” ifadelerini kullandı.