Ethan Hawke: Gün Doğmadan'ı yeniden izlemek benim için çok zor

Aktör, 1995 yapımı filmdeki karakterine kendi gerçek kişiliğinden çok fazla şey kattığını söylüyor

Fotoğraf: Getty Images
Fotoğraf: Getty Images
TT

Ethan Hawke: Gün Doğmadan'ı yeniden izlemek benim için çok zor

Fotoğraf: Getty Images
Fotoğraf: Getty Images

Ethan Hawke, 1995 yapımı filmi Gün Doğmadan'ı (Before Sunrise) izlemeyi 'zor' bulduğunu çünkü filme kendi gerçek kişiliğinden çok fazla şey kattığını söyledi.
Gün Doğmadan, 27 yılı kapsayan ve 2004 yapımı Gün Batmadan (Before Sunset) ile 2013 yapımı Geceyarısından Önce'yi (Before Midnight) de içeren Before üçlemesinin ilk filmiydi.
Richard Linklater'ın yönettiği filmlerin düşünceli romantik karakterleri Jesse ve Céline'i Hawke ve Julie Delpy canlandırmıştı. Filmde, birbirine yabancı olan ikili trende tanışıp geceyi birlikte geçirmek için Viyana'da iniyordu.
The Independent'a verdiği yeni röportajda Hawke şunları söyledi:
"Bu filmlerde kendimden ve kendi gerçekliğimden çok şey var. Bana olabileceği kadar çok derinden bağlılar. Şimdi, o zaman dilimini fazlasıyla canlı şekilde hatırlamadan Gün Doğmadan'ı izleyemiyorum. O zamanlar olduğum kişi, şu anki halimden çok farklı, bunu izleyip gerçek hayatımdan defetmek benim için zor."
İkinci ve üçüncü film arasında Hawke, kendisi de oyuncu olan eşi Uma Thurman'dan ayrılmıştı. Linklater, Hawke'ı aralarının bozulmasını ekrana taşımaya teşvik etti.
Hawke, "Bunu yapmak gerçekten sinir bozucuydu" dedi.
Korkutucuydu. Rick filme bilinçaltı kazandırmak için karakter ve aktör arasındaki çizgiyi bulanıklaştırmakla epey ilgilendi. Bu filmlere kendimizden çok fazla şey koyduk.
Röportajın diğer kısımlarındaysa Hawke, yeni Marvel dizisi Moon Knight'tan, başarısızlıkla başa çıkmaktan ve diğer aktörleri kıskanmanın "nasıl bir zaman kaybı" olduğundan bahsetti.

 



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature