Miley Cyrus: Liam Hemsworth'le evliliğim felaketti

İkili 2018'de dünya evine girmişti

Miley Cyrus, Liam Hemsworth'ten ayrılmasına dair 'Bu kadar derin bir aşkı kaybettiğim için yas tutuyorum' demişti (AFP)
Miley Cyrus, Liam Hemsworth'ten ayrılmasına dair 'Bu kadar derin bir aşkı kaybettiğim için yas tutuyorum' demişti (AFP)
TT

Miley Cyrus: Liam Hemsworth'le evliliğim felaketti

Miley Cyrus, Liam Hemsworth'ten ayrılmasına dair 'Bu kadar derin bir aşkı kaybettiğim için yas tutuyorum' demişti (AFP)
Miley Cyrus, Liam Hemsworth'ten ayrılmasına dair 'Bu kadar derin bir aşkı kaybettiğim için yas tutuyorum' demişti (AFP)

Amerikalı aktris ve şarkıcı Miley Cyrus konserinde bir çiftin evlilik teklifine yardım ederken Avustralyalı aktör Liam Hemsworth'le kısa süreli evliliğini 'felaket' diye niteledi. 
Daily Mail'in haberine göre şarkıcı, Brezilya'nın São Paulo şehrinde cumartesi gerçekleştirilen Lollapalooza Festivali'nde sahne alırken evlenme teklifi için gey bir çifti sahneye davet etti. 
Çifti tebrik eden Cyrus kendi evliliğinden söz ederek şu ifadeleri kullandı:
"Tatlım umarım evliliğiniz benimkinden daha iyi olur. Benimki lanet derecede felaketti."
29 yaşındaki Cyrus, 32 yaşındaki Hemsworth'le 2008'de birlikte rol aldıkları Son Şarkı'dan (The Last Song) sonra ilişki yaşamaya başlamıştı.
Cyrus ilk cinsel birlikteliğini de 16 yaşındayken Hemsworth'le yaşadığını söylemişti. 
İkili 2012'de nişanlanmış ancak ertesi yıl ayrılmıştı. 2015'te tekrar bir araya gelen Cyrus ve Hemsworth, Aralık 2018'de evlenmişti. Fakat çiftin evliliği bir yıldan daha kısa sürmüştü. 
Hemsworth'ten ayrıldıktan sonra Cyrus'ın temsilcisi şarkıcı adına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
"Sürekli gelişen, değişen partner ve bireyler olarak hem kendilerine hem de kariyerlerine odaklanırken bunun en iyisi olduğuna karar verdiler."
Cyrus ayrılığın ardından Cody Simpson'la ilişki yaşamıştı. Şarkıcının şu an müzisyen Max Morando'yla birlikte olduğu düşünülüyor. 
Hemsworth ise 2019'dan bu yana model Gabriella Brooks'la birlikte. 
Independent Türkçe, Daily Mail, Metro



Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
TT

Oxford Üniversitesi'nde kafatasından şarap içildiği ortaya çıktı

Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)
Geçmişi neredeyse bin yıla dayanan Oxford Üniversitesi, tüm dünyada bilinen saygın bir eğitim kurumu (Pixabay)

Dünyanın çeşitli yerlerindeki toplumların büyük acılar çekmesine neden olan sömürgeciliğin izleri, beklenmedik yerlerden çıkmayı sürdürüyor. 

Dan Hicks yeni yazdığı Every Monument Will Fall (Her Bir Anıt Devrilecek) adlı kitapta dünyanın en prestijli üniversitelerinden Oxford'daki bir örneğe işaret etti. 

Birleşik Krallık'taki okulda görev yapan akademisyenlerin, onlarca yıl boyunca insan kafatasından yapılmış bir bardak kullandığını ortaya çıkardı. 

Aynı okulda arkeoloji dersleri veren Hicks, 2015'e kadar resmi yemeklerde düzenli kullanılan kadehin, gümüşlerle bezenmiş bir kafatası olduğunu söylüyor. 

İçine konan şarapların sızması üzerine bardak, çikolata servisinde kullanılmaya başlanmış.

Akademisyenler ve misafirler bu durumdan giderek daha fazla rahatsızlık duyunca, kadehin kullanımına son verilmiş.

Dan Hicks, okulun kafatasınının kökenlerini incelemek üzere 2019'da kendisini davet ettiğini Guardian'a anlattı. 

Karbon testiyle kafatasının 225 yaşında olduğunu bulan Hicks, onun büyük ihtimalle Karayipler'den getirildiğini ve köleleştirilmiş bir kadına ait olduğunu belirtiyor. 

Okulun eski öğrencilerinden George Pitt-Rivers, 1946'da bu kupayı Oxford'a armağan etmiş. Bu kadeh, ona da Pitt Rivers Müzesi'ni kuran arkeolog dedesi Augustus Henry Lane Fox Pitt Rivers'tan miras kalmış. 

Kafatasının sahibinin kimliğini tespit edememesini sorunsallaştıran arkeolog, Birleşik Krallık sömürgeciliğinin Cecil Rhodes ve Edward Colston gibi simgelerinin adlarının heykeller ve kurumlarla yaşatıldığını ancak kolonyalizm kurbanlarının tarihten ve hafızalardan silindiğini vurguluyor:

İnsanlıktan çıkarma ve kimliklerin yıkımı da şiddetin bir parçasıydı.

Independent Türkçe, Guardian, Daily Mail