Yemen’de darbeden bu yana en kapsamlı esir takası bekleniyor

Yemen’de darbeden bu yana en kapsamlı esir takası bekleniyor
TT

Yemen’de darbeden bu yana en kapsamlı esir takası bekleniyor

Yemen’de darbeden bu yana en kapsamlı esir takası bekleniyor

Yemenli çevreler, önümüzdeki günlerde meşru hükümet ile Husi milisler arasında savaş esirleri ile kaçırılanların takasına yönelik en kapsamlı anlaşmanın hayata geçirileceğini bekliyor. Darbeci milisler tarafından gözaltına alınan gazeteciler listesinin de anlaşmaya dahil edilmesi çağrıları kaydedilirken milislerin Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Özel Elçisi Hans Grundberg’in ofisi himayesinde tamamlanan anlaşmadan çekileceğinden korkuluyor.
Yemen Islah Partisi, partinin önde gelen liderlerinden Muhammed Kahtan'ın anlaşmaya dahil edilmeyişi kınadı. Hükümet ve Husi kaynakları ise söz konusu anlaşmanın en az 2 bin 200 kişiyi kapsayacağını bildirdi. Bu kişiler arasında Yemen Cumhurbaşkanı’nın kardeşi Nasır Mansur, eski Savunma Bakanı Mahmud es-Subeyhi ve rahmetli Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in iki akrabası Muhammed Muhammed Salih ve Affaş Tarık Salih de yer alıyor.
Kaynakların bildirdiğine göre her iki taraftan da serbest bırakılacak kişi listelerinin bugün teslim edilmesi bekleniyor. Meşru hükümetin Husilerin çekileceğinden korktuğu anlaşmanın tam olarak ne zaman uygulanacağı ise bilinmiyor.
Yemen İnsan Hakları Bakanlığı Vekili ve Esir Müzakere Heyeti Üyesi Macid Fadail, anlaşmanın önceki dönemde BM Elçiliği Ofisi himayesinde yapılan istişare ve tartışmalar sonucunda geldiğini, her iki taraftan da 2 bin 223 mahkum ve kaçırılanın serbest bırakılması için sayının artırılmasının kabul edildiğini açıkladı.
Fadail’in Twitter hesabından yaptığı açıklamaya göre anlaşma, Husi milislerin 800 mahkumu ve kaçırılan kişiyi, buna karşılık hükümetin ise Ulusal Ordu, Güney Kuvvetleri ve Batı Kıyısı Kuvvetleri’nden bin 400 esir milisi serbest bırakacağı öngörüyor.
Fadail, “Tutsaklar ve kaçırılanlar meselesi, müzayede edilmesi mümkün olmayan insani bir meseledir. Hiçbir tarafın, başarılanların kendi girişimi ile gerçekleştiğini iddia etme hakkı yoktur. Aksine tüm bunlar BM Yemen Elçiliği Ofisi'nin himayesinde yürütülen yoğun çabanın, uzun bir müzakere ve istişare sürecinin sonucudur” vurgusunda bulundu.
Fadail’in ifade ettiğine göre Husiler caymadan anlaşma uygulandığı taktirde gazeteciler, yaşlılar ve yaralıların yanı sıra bazı şahısların da yer alacağı mübadele sürecinin ikinci kısmı için bir başarı kaydedilmiş olacak. İlerleyen zamanlarda Islah Partisi liderlerinden Muhammed Kahtan ve meşhur askeri komutan Faysal Receb gibi isimlerin de dahil olacağı bazı isimlerin serbest bırakılacağı bekleniyor.
Mahkumlardan Sorumlu Husi lider Abdulkadir el-Murteza da Fadail’in açıklamalarını doğruladı. Anlaşmanın Husi grubu milislerinden bin 400 mahkumun, meşru hükümete bağlı ise 823 mahkum ve kaçırılanın serbest bırakılmasını öngördüğünü söyleyen Murteza, söz konusu isimlerin de dahil olduğunu belirtti.
Diğer yandan Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani, BM Yemen Özel Elçisi’ni Husilerin kaçırıp gözaltı merkezlerinde tuttuğu gazeteciler Abdulhalik İmran, Tevfik el-Mansuri, Haris Hamid ve Ekrem el-Velidi’yi de takas sürecine dahil etmeye çağırdı.
Resmi açıklamada bulunan İryani, “Gazeteci kardeşlerimizin terörist Husi milislerin hapishanelerinde önümüzdeki Haziran ayında yedinci yıllarını tamamlayacaklarını hatırlatalım. Sağlıkları çok kötü durumda. Serbest bırakılmaları, hayatlarının kurtarılması ve ailelerinin acılarına son verilmesi için acil bir gereklilik haline geldi” vurgusunda bulundu.
İkamet ettikleri yerden kaçırılan dört gazetecinin anayasa ve kanunla güvence altına alınan gazetecilik çalışmaları nedeniyle suiistimale maruz kaldıklarını hatırlatan İryani, “Hassas durumda olmaları ve mesleklerinin kutsallığı dolayısıyla gazetecilerin himaye edileceği, davalarına özel ilgi gösterileceği yönünde BM ve elçisinin, aynı zamanda insan hakları örgütlerine güveniyoruz” ifadelerine başvurdu.
Islah Partisi ise lideri Muhammed Kahtan ve Husi hapishanelerindeki dört gazetecinin önceki anlaşmalarda görmezden gelinmesini kınadı. Partinin web sitesinde paylaşılan resmi açıklamada şu ifadelere başvuruldu:
“Yemen'de diyaloğun ve siyasi hayatın simgesi haline gelen bir siyasi şahsiyetin evinden kaçırılarak faşist milislerin parmaklıkları ardında yedi yıldır bu şekilde ihmal edilmesi, ailesi ile iletişim kurulmasına engel olunması esef verici bir durum. Bu yönde uluslararası düzeyde bir sessizlik mevcut. BM ve uluslararası toplum, Kahtan'ı kurtarmakta 7 yıl boyunca başarısız oldu.”
Parti, BM Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararı Kahtan’ın serbest bırakılmasını şart koşarken BM ve uluslararası toplumun milislere Kahtan’ın serbest bırakılması yönünde baskı yapmadığını vurguladı.
BM, daha önce her iki taraftan da en az biner tutuklu ve mahkumun serbest bırakılmasını içeren bir anlaşmayı başarı ile tamamlamıştı. Yemene dair insan hakları raporları ise Husi milislerin hapishanelerinde en az 18 bin sivili alıkoymaya devam ettiğini tahmin ediyor.



Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
TT

Netanyahu'nun tehditlerinin ardından İsrail Gazze'de saldırılarını arttırdı

Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)
Gazze'nin güneyinde İsrail saldırısında öldürülen yakınlarının cenazeleri başında ağlayan Filistinliler (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Hamas üzerindeki askeri baskıyı iki katına çıkarma tehdidinin ve hükümetindeki bakanların Hamas’ın Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını ve savaşın sona erdirilmesini öngören kapsamlı bir anlaşmaya varma talebini reddederek Gazze Şeridi'nin tamamını işgal etme çağrılarının ardından İsrail işgal güçleri, Gazze Şeridi'ndeki saldırılarını arttırarak dün daha fazla can kaybına neden oldu.

Filistinli tıbbi kaynaklara göre dün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nin farklı bölgelerine düzenlenen çok sayıdaki hava saldırısı, topçu bombardımanı ve insansız hava aracı (İHA) ile açılan ateş sonucunda 30'dan fazla Filistinli hayatını kaybetti.

Aynı istatistiklere göre kurbanların çoğu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ile Gazze şehrinin doğusundaki Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerindendi.

Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail tarafından Gazze Şeridi’ne düzenlenen bombardımanlarda ölenlerin sayısının 51 bin 201'e, yaralananların sayısının ise 116 bine yükseldiği bildirildi.

Yeni bir teknik

Şarku’l Avsat muhabiri, dün gece, Gazze şehrinin doğusunda yer alan Zeytun, Şecaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin her noktasını vuran İsrail’in saldırılarının yoğunluğu açısından zor geçtiğini, özellikle et-Tuffah Mahallesi ve Yafa Caddesi çevresi ile Gazze şehrinin orta kesimlerine yakın bölgelerden çok sayıda insanı kaçmaya zorladığını bildirdi.

İsrail, 18 Mart'ta çatışmaların yeniden başlamasından bu yana İsrail askerleri arasında yaşanan ilk ölümcül olay olan, Hamas üyeleri ile İsrail askerleri arasında et-Tuffah Mahallesi’nin doğusunda yaşanan çatışmalarda bir İsrail askerinin ölmesi ve dört askerin yaralanmasından bir gün bu bölgelere saldırdı.

İsrail askerleri coğrafi olarak, ateşle korudukları, ancak asker bulundurmadıkları kuzeybatı bölgeleri dışında Refah şehrinin tamamını karadan kontrol ediyorlar. Refah şehrini Han Yunus'tan ayıran ve ‘Morag Koridoru’ olarak bilinen bölgede konuşlanmış durumdalar.

sdfgthy
Dün Gazze’nin kuzey yakınlarında İsrail’e ait askeri bir aracı taşıyan bir tır (Reuters)

İsrail kara kuvvetleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyini orta kesimlerden ve güneyden ayıran Netzarim Koridorunda konuşlu olsa da bölgede tam kontrol sağlanmış değil, Reşid sahil yolu halen açık durumda. İsrail kara kuvvetleri aynı zamanda Şucaiyye ve et-Tuffah mahallelerinin dış bölgelerinde de konuşlu ve buradaki operasyonlar, kuzeydeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiye semtlerinin dış mahallelerindeki diğer askeri birlikler gibi yavaş ve temkinli bir şekilde yayılıyor.

Operasyonlarında yeni bir taktiksel yaklaşım benimseyen İsrail güçleri, bir yandan Hamas'ı yavaş ilerleyen kara operasyonlarıyla baskı altına almayı hedeflerken, diğer yandan da bomba ya da patlayıcıları tespit etmek amacıyla geriye kalan binaları ve evleri havaya uçurmak için patlayıcı robotlar kullanıyor.

Öte yandan İsrail güçleri, Gazzelilerin evlerine dönmelerini engellemek için onların evlerini yıkmayı ve buraları yaşanmaz alanların ve belki de gelecekte girmelerinin yasak olduğu tampon bölgelerin bir parçası haline getirmeyi amaçlıyor.

Hamas'a baskı

Başta Netanyahu olmak üzere İsrailli yetkililer, Hamas üzerinde baskı kurmak amacıyla operasyonları yoğunlaştırmayı planladıklarını açıkladılar. Netanyahu cumartesi akşamı yaptığı açıklamada, İsrail güçlerine Hamas üzerindeki baskıyı her zamankinden daha fazla arttırmaları talimatını verdiğini ve İsrail'in mutlak zafer elde edene kadar savaşmaya devam etmekten başka çaresi olmadığını söyledi. ‘Katiller’ dediği kişilere teslim olmayacağını ve herhangi bir dikteye boyun eğmeyeceğini vurgulayan Netanyahu, Hamas tarafından ‘kapsamlı anlaşma’ olarak adlandırılan anlaşma kapsamında yeniden belirlenen koşulları reddettiğini belirtti.

Netanyahu hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar bu konuşmayı överken, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Gazze'deki askeri operasyonların sürdürülmesi ve yoğunlaştırılması, herhangi bir müzakerenin kabul edilmemesi ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilerek askeri yönetimin kurulması için çalışılması çağrısında bulundu. Buna karşın İsrailli gazeteciler ve analistler, İsrail için askeri ve ekonomik risklere değindiler.

dfgthyu
İleri karakol kurmak için Gazze'ye geçmeye çalışan radikal Yahudi yerleşimciler, Şubat 2024 (DPA)

İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin yüzde 30 ila 40'ını etkin bir şekilde kontrol ediyor. Bu durum yerleşimcilerin liderlerini ve onları destekleyen bakanları, 2005 yılında boşaltılan Gazze Şeridi'nde yerleşim inşaatlarının yeniden başlatılması çağrısında bulunmaya teşvik ediyor.

Giderek kötüleşen insani kriz

İsrail'in İbranice yayın yapan haber sitesi Walla, İsrail ordusunun, Hamas'ın gücünü zayıflatmak ve yönetimini sarsmak amacıyla, Gazze'deki bölgeleri daha ufak bölgelere ayırmak amacıyla daha büyük operasyonlara hazırlandığını bildirdi. Walla’nın aktardığına göre bu çerçevede sivil şirketler tarafından işletilen ve doğrudan sivillere gıda yardımı dağıtacak merkezlerin kurulması da söz konusu.

İsrail, Hamas'a baskı uygulamak için sivilleri yerlerinden ederek ve evlerini yıkarak operasyonlarında açıkça sivilleri hedef alıyor. Ayrıca ablukayı sıkılaştırarak ve yardım ve ticari ürünlerin girişini engelleyerek onları açlığa mahkum ediyor.

Birleşmiş Milletler Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) göre 90 binden fazlası kendisine ait 115 barınakta olmak üzere, yaklaşık 420 bin kişi yeniden başlayan saldırıların ardından yerinden edilmiş durumda ve askeri operasyonlar ve insani yardım girişinin engellenmesi sonucunda insani koşullar hızla kötüleşiyor.

Öte yandan Dünya Gıda Programı (WFP) tüm tarafları sivillere öncelik vermeye ve Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çalışanlarını korumaya çağırdı. WFP, İsrail tarafından Gazze Şeridi’nde yürütülen savaş nedeniyle insani acıların daha da arttığını vurguladı.

WFP tarafın dün yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

Gazze'deki aileler bir sonraki öğünlerinin nereden geleceğini bilmiyorlar. WFP tüm taraflara sivillerin ihtiyaçlarına öncelik vermeleri, insani yardım çalışanlarının korunmasını sağlamaları ve Gazze'ye derhal yardım girmesine izin vermeleri çağrısında bulunuyor.

sdfgrthy
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda ücretsiz gıda dağıtım noktasının önünde bekleyen Filistinliler, 12 Nisan 2025 (AFP)

Gazze Elektrik Kurumu (GEDCO) tarafından dün yapılan açıklamada ise Gazze Şeridi'nde yaklaşık 18 aydır elektrik kesintisi yaşandığı ve bu süre zarfında Gazzelilerin 1,88 milyar kilowatt saatten (kWsa) fazla elektriği kullanmaktan mahrum kaldığını bildirdi.

Bu uzun süreli kesinti, başta sağlık, su ve sanitasyon olmak üzere hayati öneme sahip alanları çöküşün eşiğine getirdi. Çünkü temel altyapıyı çalıştıracak enerji kaynağı yok ve kötüleşen insani durumla birleştiğinde salgın hastalıklar ve yetersiz beslenme riski artıyor.

İsrail, 2 Mart'ta Gazze'ye tam bir abluka uygulayarak ateşkesle birlikte yeniden başlayan uluslararası yardımların girişini engelledi. Ayrıca Gazze’nin başlıca deniz suyunu tuzdan arındırma tesisine giden elektriği de kesti.

Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), bu hafta insani durumun savaşın başlamasından bu yana geçen 18 ayın en kötü halinde olduğu uyarısında bulundu. Gazze'ye herhangi bir malzemenin geçişine izin verilmesinin üzerinden bir buçuk ay geçtiğini vurgulayan OCHA, bu durumun bugüne kadarki en uzun süreli tedarik kesintisi olduğunun altını çizdi.