Irak: Şiiler arasındaki ihtilaf Cumhurbaşkanlığı krizine dönüştü

Tarafları uzlaştırmaya yönelik tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Ammar el-Hekim ‘siyasi tıkanıklığın devam etmesine’ karşı uyardı.

Irak Meclisi yarın (çarşamba) cumhurbaşkanı seçim oturumu düzenleyecek (INA)
Irak Meclisi yarın (çarşamba) cumhurbaşkanı seçim oturumu düzenleyecek (INA)
TT

Irak: Şiiler arasındaki ihtilaf Cumhurbaşkanlığı krizine dönüştü

Irak Meclisi yarın (çarşamba) cumhurbaşkanı seçim oturumu düzenleyecek (INA)
Irak Meclisi yarın (çarşamba) cumhurbaşkanı seçim oturumu düzenleyecek (INA)

Mukteda es-Sadr liderliğindeki (Şii) Sadr Hareketi ve Şii Koordinasyon Çerçevesi arasındaki derin anlaşmazlıklar sonucu cumartesi günü düzenlenen cumhurbaşkanı seçim oturumunun başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Irak Meclisi, taraflar arasındaki diyaloglarda herhangi ilerlemenin olmadığı bir ortamda yarın ikinci seçim oturumu için hazırlık yapıyor.
Hukuk uzmanlarının değerlendirmelerine göre, yarın (çarşamba) yapılacak ikinci oturumun sondan bir önceki oturum olacağı görüşünde. Zira Irak Yüksek Federal Mahkeme’nin yeni cumhurbaşkanının seçilmesi için belirlediği anayasal süre 6 Nisan’da sona eriyor. Bazı hukuk uzmanları siyasi tıkanıklık krizinin çözümü için Meclis’in kendini feshetmesinden başka bir seçenek olmadığı görüşünü dile getirirken, diğer hukuk uzmanları ise Yüksek Federal Federal Mahkeme’nin kararlarının herkes için bağlayıcı ve kesin olduğuna dikkat çekerek, Mahkeme’nin seçimleri iptal etme ve hatta seçilmiş Meclis’in öncelikli görevinin yeni cumhurbaşkanı seçmek olmasından hareketle Meclis’i feshetme yoluna gidebileceğini değerlendiriyor.
Sadr Hareketi, (Sünni) Egemenlik İttifakı ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) oluşturduğu Vatanı Kurtarma İttifakı yarınki oturumun düzenlenebilmesi için Meclis’teki milletvekillerinin üçte ikisinin (220 milletvekili) oturuma katılımını ve oyunu garanti altına almak için çalışırken, Şii Koordinasyon Çerçevesi söz konusu üçte iki çoğunluğun oluşmasını engellemek için çabalıyor.
Şii Koordinasyon Çerçevesi üyelerinden Ulusal Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim, siyasi partilere ‘mevcut anlaşmazlıkları dondurma’ ve ulusal bir hükümet programı üzerinde anlaşma çağrısında bulundu. Hekim, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Irak’ın yaşadığı boğucu siyasi tıkanıklık durumu, hükümetin bütçe yasası sunma imkanı olmamasından başlayarak vatandaşa olumsuz yansıyacak” ifadelerini kullandı.
Hekim ‘samimi’ diye nitelediği siyasi grupların ekonomik, sosyal ve çevresel krizler başta olmak üzere büyük krizlerin nasıl iyileştirileceğine ve mevcut anlaşmazlıkların dondurulmasına odaklanan ilkeleri net bir hükümet programı üzerinde anlaşmak için görüşmeleri yoğunlaştırdıklarını belirtti.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan parlamento seçimleri sırasında Iraklı siyasi grupların önündeki en büyük engel başbakanlık makamı iken bu seçimde en büyük engel cumhurbaşkanlığı makamı oldu.
30 Mart-6 Nisan arasında bir çözüm bulunmadığı takdirde ülkedeki siyasi rejimi tehdit etmeye başlayacak olan bu engelin büyümesinin ve devam etmesinin arkasında iki sebep bulunuyor; birincisi, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) iki büyük partisi Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) ortak bir cumhurbaşkanı adayı belirleyememeleri. Nitekim KDP IKBY’nin İçişleri Bakanı Reber Ahmed’i aday gösterirken, KYB ise mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih’i aday ilan etti. İkinci sebep ise Mesut Barzani liderliğindeki KDP’nin Sadr Hareketi ile ittifak kurmasının Şii cephenin parçalanmasına yol açması. Federal Mahkeme’nin Irak Anayasası’nın ilgili maddesi üzerinde yaptığı içtihat sonucu meclis üyesi tamsayısının üçte ikisinin cumhurbaşkanı seçim oturumuna katılmasını şart koşması, cumhurbaşkanı seçim meselesini başlı başlına bir sorun haline getirdi.
Sadr Hareketi, KDP ve (Sünni) Egemenlik İttifakı’nın oluşturduğu Vatanı Kurtarma İttifakı cumartesi günkü oturuma meclis üyelerinin üçte ikisinin (220 milletvekili) katılmasını sağlamakta başarısız olurken -zira 202 vekil katılmıştı- oturumun düzenlenmesini engellemeyi başaran Koordinasyon Çerçevesi ve KYB meclisin üçte birini oluşturduğu için Irak’ta ‘üçte birlik engel’ olarak adlandırılmaya başlandı.
Kapalı kapılar ardında konuşulanlara ve sızdırılan bilgilere göre Vatanı Kurtarma İttifakı ile Şii Koordinasyon Çerçevesi’ni uzlaştırma girişimi için siyasi gruplar arasında diyalogların başlatılması imkanı değerlendirilirken, iki taraf sahada ise bağımsız milletvekilleri kendi saflarına çekmeye çalışıyor.
Mukteda es-Sadr liderliğindeki Vatanı Kurtarma İttifakı ulusal çoğunluk hükümetini kurabilmek için 18 vekilin daha oturuma katılmasını garanti etmesi gerekiyor. 126 vekille cumartesi günkü oturumu engellemeyi başaran Şii Koordinasyon Çerçevesi’ne yakın kaynaklar kaynaklar yarınki oturumu boykot edecek vekil sayısının 133’e yükseldiğini iddia ediyor. Söz konusu kaynakların iddiası doğru çıkarsa bu durumda yarınki oturumda Federal Mahkeme’nin katılım yeter sayısıyla ilgili getirdiği şartı sağlanmayacak ve oturum yine düzenlenemeyecek.
Yarınki oturumun düzenlenememesi ihtimaline karşı birkaç senaryo üzerinde konuşuluyor. Senaryolardan biri KDP ve KYB’den birinin ister IKBY’de ister Irak merkezde makam ve imtiyaz elde etmesi karşılığında cumhurbaşkanı adayını geri çekmesi. Bir başka senaryo Şii partilerin İran başta olmak üzere bölgesel aktörlerin himayesinde uzlaşması ve Sadr’ın ulusal çoğunluk hükümeti kararından geri adım atmasını öngörüyor. Çoğu çevrelerin ‘Irak’ın meçhule sürüklenmesi’ olarak gördüğü diğer senaryo ise Meclis’in feshedilmesi veya Mustafa el-Kazimi başkanlığındaki mevcut hükümetin ve aynı şekilde mevcut Cumhurbaşkanı Berhem Salih’in yılsonuna kadar görevde kalması. Nitekim Federal Mahkeme yeni cumhurbaşkanı seçilene kadar Salih’e görevde kalma hakkı tanımıştı.



İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

TT

İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

İsrail ordusu Gazze'yi işgal etmek için ayrıntılı bir plan hazırladı

Gazze'ye yönelik savaşı tamamen durduracak yeni bir takas anlaşmasının imzalanması için büyük çaba sarf edildiği, Mossad şefi David Brennai'nin anlaşma ve diğer konuları takip etmek üzere Doha'ya gittiği ve ABD Başkanı Donald Trump'ın Tel Aviv'i ziyaret etme ihtimalinin güçlü olduğu bir dönemde, İsrail ordusu Gazze Şehrini ve tüm Gazze Şeridini işgal etmek için bir plan hazırladığını duyurdu.

Güvenlik birimleri, Gazze'yi işgal etmenin büyük bir hata olacağını, İsrail askerleri için ölüm tuzağı ve stratejik bir pusuya dönüşebileceğine inandıklarını hükümete bildirmelerine rağmen, özellikle de bir atılım ve müzakerelere dönüş umutlarının yeniden açıldığı bu dönemde, savaşta ve barışta karar verici olan siyasi liderliğin iradesine boyun eğdiler. Gazze Şeridi'nde işgal edilmemiş bölgeleri işgal etmek için bir savaş planı hazırladı. Genelkurmay Başkanı operasyonun hedeflerini Gazze'yi kontrol altına almak ve (Hamas'ı) yenilgiye uğratmak olarak formüle etti.

u6y7
İsrail askerleri 8 Haziran 2025'te Han Yunus'taki Avrupa Hastanesi'ni koruyor (DPA)

Siyasi çevreler planı, eksik ve Gazze'yi yavaş yavaş işgal etmeyi amaçlayan bir plan olarak değerlendirerek, hızlandırmak için gerekli araç ve planları geliştirmesi için orduya iade etmeyi planlıyor. Askeri kaynaklar siyasi çevrelerden gelen eleştirilere şu yanıtı verdi: "Neredeyse iki yıldır süren çatışmalardan sonra ordu, manevra yapan savaşçılarının güvenliği için en güvenli yöntemin bu yavaş yöntem olduğunu anlamaktadır. Ordu ayrıca tüm nüfusu (yaklaşık 800.000 kişi ve muhtemelen daha fazlası) sivil bölgeden çıkarıp Mevasi'deki bölgelere taşımadan işe başlamanın doğru olmayacağını da anlıyor."

Cesaret ve çatışma doktrinini terk etmekle suçlanmamak için ordu, Gazze Şehri'ndeki Zeytun mahallesine saldırarak Gazze'yi işgal etme yolunda önemli bir deneye başladığını duyurdu. Amaç bir sonraki güçlü adım için hazırlık ortamı yaratmak. İlerleme hızının yavaş olması, en azından birkaç ay sürmesi bekleniyor. Ordu, siyasi liderliğin çok sayıda silah ve  askerle hızlı ve güçlü bir “tek vuruş” operasyonu talebinin gerçekçi olmadığını açıkladı.

sdfertg
Gazze Şeridi sınırına yakın bir İsrail askeri karakolu Salı (Reuters)

İsrail Savunma Bakanlığı (IDF) Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada “önümüzdeki günlerde binlerce yedek kuvvetler mensubunun, yedek kuvvetler için acil çağrı emri olan (Emir No. 8)'i alacağını” duyurdu. Sözcüye göre Gazze'ye doğru ilerleyişin en az iki alanda (Batı Şeria ve Yemen'deki Husiler) çatışmaların tırmanmasına yol açacağı ve başka bir alandan da meydan okuma girişimlerinin olabileceği tahmin ediliyor. Bu da Batı Şeria cephesi ve doğu sınırındaki tabur ve tugayların yanı sıra hava savunma sistemini takviye etmek üzere ilave yedek askerlerin seferber edilmesini gerektiriyor.

Yediot Ahronot'un askeri muhabiri Yoav Zeitoun'a göre dün (Perşembe) Genelkurmay Başkanı Korgeneral Eyal Zamir, Gazze'nin işgalinin düzenli ordu güçlerine ek olarak 80 ila 100 bin arasında yedek askerin askere alınmasını gerektirdiğine inanıyor. Önümüzdeki günlerde çeşitli birimler Gazze'nin en az kayıpla işgal edilmesinin nasıl olacağı konusunda ayrıntılı müzakerelere devam edecek ve tatbikata katılacak tümen ve tugaylarda yapılandırılmış bir savaş sisteminin uygulanması bekleniyor. Gazze Şehri'nde, batı yakasındaki kulelerinde ve Hamas tarafından hazırlanan gerilla hücrelerine karşı, Gazze Şeridi'nin kuzeyinin geri kalanında sık sık çatışmaların, devam etmesi bekleniyor.

safrgt
Bombardıman nedeniyle Gazze'nin kuzeyinden yükselen dumanların sınırın İsrail tarafından görüntüsü... (Reuters)

Zeitoun bu görüşmelerin Genelkurmay'ın askerlerin moralinin erozyona uğramasından endişe duyduğu bir ortamda gerçekleştiğini ve bu nedenle toparlanmanın sağlanması ve bir sonraki görevler öncesinde nefes aldırılması ışığında kuvvetlerin verimliliğinin arttırılması ve yedeklerin askere alınmaya hazır hale getirilmesinin önemine dikkat çekildiğini belirtti. Genelkurmay Başkanı'nın geçen hafta ortak bir siyasi ve askeri liderlik toplantısında uyardığı gibi IDF'nin ciddi insan gücü sıkıntısı ve sahadaki birliklerin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde gerçekleşiyor. Gazze Şeridi'ni işgal etmenin bir hata olacağını ve stratejik bir pusuya ve ölüm tuzağına dönüşebileceğini söyledi. Ancak siyasi liderlik bu sözleri reddetti. Netanyahu, ABD Büyükelçiliği'nin Ulusal Gün kutlamasını fırsat bilerek kendisini eleştirenlere saldırdı: “Tam zaferin ne demek olduğunu bilmeyen generaller var" dedi.

Safed'deki Kuzey Komutanlığı karargahında yaptığı konuşmada General Zamir eleştirilere şu yanıtı verdi: "Ordunun mücadelesi tüm cephelerde ve Gazze Şeridi'nde aralıksız devam ediyor. Bu, güney sakinlerinin güvenliğini sağlama hedefi doğrultusunda cesaret ve kararlılıkla yürütülen günlük bir fedakarlık gerçeğidir. Hamas yönetimini temelinden sarsmak ve kaçırılanları onurlu bir şekilde defnederek ya da evlerine getirmek, halkımıza ve aynı zamanda düşmanlarımıza verdiğimiz açık bir mesajdır. IDF güçlüdür, proaktiftir, saldırır ve tehditleri yok eder ve yeniden şekillenme sürecindedir. Yıllardır bizi boğan kıskaç düşmanlarımızın etrafında dönüyor ve sıkılaşıyor. Bu, sözlerle değil eylemlerle hayata geçirilen yeni bir gerçekliktir."