Elektrik faturasını yükseltecek maliyetlere EPDK'den fren

EPDK, kurul kararıyla elektrik üretim santralleri için "azami uzlaştırma" fiyatlarını belirledi. Bu kararla, enerji ham maddelerindeki maliyet artışının faturalara yansıtılmasının engellenmesi hedefleniyor.

AA
AA
TT

Elektrik faturasını yükseltecek maliyetlere EPDK'den fren

AA
AA

Bugün toplanan kurulun kararına ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan (EPDK), yapılan açıklamada, 17 Mart kurul toplantısında elektrik enerjisi fiyatlarının makul olmayan değerlere ulaşmasının önlenmesi, tüketicilerin korunması, yaşanan kaynak maliyeti artışları nedeniyle üretim yapamayan santrallerin de arz güvenliğine katkısının sağlanması için ilgili kanunun verdiği yetki çerçevesinde alınacak önlemlerin usulünün belirlendiği anımsatıldı.
Açıklamada, "EPDK tarafından daha önce yapılan açıklamada elektrik üretim maliyet farklılıklarının birbirine yakın seyrederken piyasada herhangi bir soruna sebep olmadığı ancak üretim kaynak maliyeti farklılıklarında yaşanan büyük artışların serbest piyasa fiyatlarında makulün üstünde artışları beraberinde getirdiği vurgulanmıştı. Haliyle bu durum sadece üreticiler açısından değil ister serbest piyasadan, isterse düzenlenen tarifeden enerji alsın bütün tüketicilerimize fiyat artışı riskini de beraberinde getiriyordu." ifadelerine yer verildi.

"Piyasamızın adil ve rekabetçi yapısının korunmasına yönelik bir sigorta"
Bu kapsamda, bugün toplanan kurulun üretim santrallerine yönelik azami uzlaştırma fiyatlarını belirlediği kaydedilen açıklamada ifadelerine yer verilen EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, bu mekanizmanın benzerlerinin Avrupa ülkelerinde de uygulandığını kaydetti.
Yılmaz, yaşanan küresel gelişmeler sebebiyle doğal gaz ve kömür gibi ithal enerji ham maddelerindeki maliyet artışının faturalara yansıtılmasının önlenmesinin hedeflendiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Kış ve ilkbahar yağışları hidroelektrik üretimi için memnuniyet verici düzeyde ancak ithal ürün maliyetlerindeki yükseklik piyasa fiyatlarını da hala çok yüksek seviyede tutuyor. Bir tarafta maliyeti düşük santraller var diğer yanda büyük bir istihdam kaynağı olan ancak kapanma riskiyle karşı karşıya olan yüksek maliyetle elektrik üreten santraller var. Olağanüstü zamanlardan geçiyoruz ve böylesi süreçlerde dengeyi gözetmek elzemdir. Bu maliyet artışlarını tüketiciye yansıtmadan, güçlü ve geçici bir destekleme mekanizması ile piyasaların sürdürülebilirliğini tam bir işbirliği ile koruyacağız. Piyasa yapısının bozulmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Başlangıç olarak belirlenen azami uzlaştırma fiyatları doğal gaz ve ithal kömür santralleri için megavatsaat başına 2 bin 500 lira, diğer santraller için 1200 lira olarak belirlendi." 
Bu rakamların EPİAŞ’a gönderileceğini ve o rakamlar ışığında destekleme bedellerini kapsayan bir havuz oluşturulacağını aktaran Yılmaz, şunları kaydetti:
"Destekleme bedeli adil ve şeffaf şekilde paylaştırılarak hem bütün tüketicilerimizi kapsayacak şekilde faturaların yükselmesi engellenecek hem de piyasamızdaki arz güvenliğine katkı sunulacak. Bazı Avrupa ülkelerinde de uygulanan bu tip bir geçici mekanizmayla üretim santralleri de tüketicilerin elektrik faturalarındaki maliyet yüküne ortak olacak. İçinden geçtiğimiz süreçte bu kararımız, kanunun verdiği yetki ile uygulanan, piyasamızın adil ve rekabetçi yapısının korunmasına yönelik bir sigorta, bir emniyet sübabı olarak görülmelidir. Gerek devletimizin gerek vatandaşlarımızın büyük fedakârlık gösterdiği bu süreçte sektörümüzün de üzerine düşeni yapması gerekiyor ve yapacağına da yürekten inanıyorum."



Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
TT

Bitcoin dalgalanmalara rağmen 110 bin doları aştı

Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)
Oregon eyaletindeki bir mağazanın Bitcoin ile ödeme kabul ettiğini bildiren tabela (Arşiv – Reuters)

Kripto para piyasası haftaya kayda değer bir yükselişle başladı. Bitcoinin fiyatı yüzde 2,1 oranında artarak 110 bin dolar seviyesini yeniden gördü. Bu seviye, yatırımcılar açısından psikolojik ve teknik açıdan önemli bir eşik olarak görülüyor. Söz konusu yükseliş, tahvil piyasalarında yaşanan artan dalgalanmalar ve hem ABD hem de Japonya’da kamu borçlarının sürdürülebilirliğine dair artan endişeler eşliğinde gerçekleşti.

ABD’de bütçe açığının artması ve devlet tahvili ihraçlarının hız kazanması, tahvil piyasası üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Diğer yandan uzun vadeli borçlanma araçlarının getirileri yükselmeye devam ediyor. Bu durum yatırımcıların enflasyon kaygılarını ve yabancı talepteki düşüşü yansıtıyor. Japonya’da ise tahvil getirileri, tarihsel olarak düşük seyreden bantlarını aşmaya başladı. Bu gelişme, onlarca yıldır sürdürülen genişleyici para politikasının sona erdirilebileceğine dair spekülasyonları beraberinde getirdi.

Kripto para analizi alanında önde gelen isimlerden Michael van de Poppe’nin sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşıma göre, Bitcoinin 110 bin dolar seviyesine geri dönmesi, güçlü bir yükseliş ivmesine işaret ediyor. Aynı zamanda alternatif kripto paralar da bu olumlu eğilime katılıyor.

Söz konusu hareket, birçok piyasa izleme platformunun bildirdiğine göre, 95 bin ila 100 bin dolar arasında dalgalanan birkaç haftalık yatay seyrin ardından geldi. Binance platformunun verilerine göre, BTC/USD paritesi 110 bin 125 dolar seviyesinde kaydedilirken, günlük işlem hacmi yaklaşık 38 milyar dolara ulaştı.

Bu bağlamda Bitcoin, hem yüksek performanslı bir dijital varlık hem de alternatif bir değer saklama aracı olarak yeniden gündeme geliyor. Analistler, küresel piyasalarda yaşanan dönüşümlerin dijital para birimlerinin cazibesini artırdığını belirtiyor. Özellikle Bitcoine bağlı borsa yatırım fonlarına kurumsal sermaye akışının devam etmesi dikkat çekiyor. Bu fonların yönettiği varlıkların toplam değeri kısa süre önce 104 milyar doları aştı.

Dikkat çekici olan, bu yükselişin kısa vadeli bir spekülasyon dalgasının sonucu gibi görünmemesi. Aksine bu yükseliş, yatırımcılar tarafından ‘güvenli liman’ kavramının yeniden kapsamlı biçimde değerlendirilmesi çerçevesinde gerçekleşiyor. Zira artık geleneksel devlet borçlanma araçları -başta Amerikan hazine tahvilleri olmak üzere- aynı güven düzeyine sahip değil. Özellikle yüksek enflasyon ve kronik bütçe açıklarıyla karakterize edilen bir ortamda bu güven daha da zayıflamış durumda.

Hafta sonunda ise Bitcoinin fiyatı, 111 bin doların üzerindeki seviyelerden 108 bin 600 dolara kadar geriledi. Bu düşüş, ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa mallarına ve Amerika dışında üretilen iPhone cihazlarına ağır gümrük vergileri uygulama tehdidine doğrudan bir tepki olarak gerçekleşti.

Bu ani riskten kaçınma eğilimine yönelik genel ruh halindeki dönüşüm, kripto para piyasasında 500 milyon dolardan fazla alım pozisyonunun silinmesine yol açtı. Bitcoin, Ether, Cardano, Solana ve Dogecoin’e bağlı vadeli işlem sözleşmeleri ciddi kayıplar yaşadı.

Ancak bu sabah atmosfer değişti. BTSE platformunun operasyonlardan sorumlu yöneticisi Jeff Mei, Telegram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bir yandan, hafta sonu yaşanan düşüşler bize kripto para piyasasının jeopolitik ve ekonomik şoklara ne kadar hızlı tepki verdiğini gösterdi. Diğer yandan, gümrük muafiyet sürelerinin uzatılması yönünde atılan adımlar, en kötü dönemin geride kaldığına dair inancı güçlendiriyor. Bu da yatırımcıların temkinli bir şekilde yeniden birikim yapmaya başlamasına yol açtı.”