Putin, Ukrayna’daki hedeflerini değiştirdi mi?

Putin, Ukrayna’daki hedeflerini değiştirdi mi?
TT

Putin, Ukrayna’daki hedeflerini değiştirdi mi?

Putin, Ukrayna’daki hedeflerini değiştirdi mi?

Fransız düşünür Pierre Conesa, ortadan kaldırmak amacıyla bir düşmanın nasıl yaratıldığını irdelediği ‘Düşman Yaratmak’ isimli kitabında “Düşmanın şeytanlaştırılması ve ulusal güvenlik için tehlikeli diye tanımlanması gerekir. İç kamuoyu ve dış kamuoyu buna hazırlanmalı ve uygun bir söylem geliştirilmeli” ifadelerini kullanır.
‘Düşman gerekli mi?’ sorusunu soran Conesa, bir Fransız generalden şöyle bir alıntı yapıyor:
“Sovyet düşmanı, iyi bir düşman olmak için tüm nitelikleri taşıyor. Bizim gibidir; sert, kararlı, militarist ve davranışları öngörülebilir. Yokluğu bağlarımızı koparır, gücümüzü zayıflatır.”
Bu tespit bizi Fransız filozof Jean-Paul Sartre’ye götürüyor. Sartre benlik inşası için ötekine -bu öteki bizzat cehennem dahi olsa- ihtiyacımız olduğunu söyler.
Hollywood 2. Dünya Savaşı’nda Japon düşmanını şeytanlaştıran filmler üretilmesine katkı sundu. Hatta Lübnan asıllı Amerikalı yazar Jack Shaheen yaklaşık bin Hollywood filmini inceledi ve analiz etti. Shaheen bu sürecin sonunda Hollywood’un filmlerinde daima Arap imajını şeytanlaştırdığı ve onu ‘daima zararlı’ olarak gösterdiği sonucuna ulaştı.
Oğul Bush bazı ülkeleri ‘Şer Ekseni’ olarak tanımladı.
Başkan Putin, Ukrayna yöneticilerini, Rusların toplumsal hafızasında kötü izler bırakan ‘Naziler’ olarak nitelendirdi. Putin’in üslubu bu durumun en son tipik örneği idi ancak sonuncu olmayacak.
Ukrayna’yı topyekûn bir devlet olarak ortadan kaldırmak için tarih sahnesine çıkan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukraynalıları, ülkelerinin tek başına olduğuna ve hiçbir varlığının olmadığına ikna etmek için bile çalıştı.
Savaşın siyasi hedeflere hizmet etmesinden dolayı Başkan Putin, kendisine şu hedefleri belirledi: Kiev’de rejim değişikliği, Kırım Yarımadası üzerindeki Rus egemenliğinin Ukrayna tarafından kabul edilmesi, Ukrayna’nın Donbass’ın bağımsızlığını tanıması, Ukrayna’nın tarafsızlaştırılması ve NATO’ya katılmaması.
Bu hedefler çatışma sahasında kaydedilen ilerlemenin boyutlarıyla ilişkilidir. Sahadaki tüm kazanımlar, Rus liderin -şayet varsa- müzakere masasında elini güçlendirmesine yarayacak. Öte yandan Rus ordusunun savaş performansı sadece Batı değil, tüm dünyanın ve hatta zımnen de olsa Rusya’nın müttefiki Çin’in merceği altında. Nitekim coğrafi açıdan birbirine yakın olan Çin ve Rusya’nın tarihte girdikleri sınır çatışmaları mevcut. Dünya ve özellikle de Batı Rus ordusunu birkaç açıdan inceleme fırsatı buldu. Bunlar arasında ordu stratejisi, siyasi liderlerden askeri liderlere doğru veya bunun tersi yöndeki hiyerarşi, yönetim, kontrol, sahada çeşitli askeri sınıflar arasında ortak çalışma kabiliyeti, ateş gücü, hava gücünün etkinliği, kullanılan yeni silahlar, bu boyuttaki bir savaşın sevk ve idaresi için gereken lojistik imkan ve kabiliyet, savaş alanındaki yenilikler, taktik ve operasyonel seviyenin nasıl bütünleştirildiği bulunuyor. Aynı şekilde Batı Rusya’nın kırmızı çizgilerini test edebilir. Yani Rusya’nın ne zaman konvansiyonelden kitlesel imha silahlarını kullanmaya geçebileceği gibi. En önemlisi veya en tehlikelisi ise Batı, -Sun Tzu’nun ifadesiyle- saplandığı çıkmazdan kurtulamaması halinde Putin için altın köprüyü nasıl inşa edecek?
Rusya Genelkurmay Başkanlığı Askeri Operasyonlar Müdürü’nün “ordunun birinci aşamadaki hedeflerini  -Ukrayna ordusunun kabiliyetini sınırlandırmak ve askeri gücünü dağıtmak- gerçekleştirdiğini” açıklamasının ardından Rus ordusu, stratejisini değiştirdi. Bir sonraki aşama, Donbass bölgesinin özgürleştirilmesiyle ilgili olacak.
Rus stratejisindeki değişiklik, birtakım değerlendirmelere ve şaşırtıcı bazı sorulara da kapı araladı:
- Değişim genellikle stratejik tabanlı olmaz. Aksine stratejist genellikle politikacının hizmetinde olduğundan değişim siyasi tabanlı olur.
- Putin açıkladığı büyük hedeflerini değiştirdi mi? Değiştirdiyse -ki bu çok ciddi bir şey- Donbass’ın özgürleştirilmesi Rusya’nın dünya karşısında geldiği nokta için yeterli olacak mı?
- Donbass’ın özgürleştirilmesi şu ana kadar ödenen bedellerle eşit seviyede bir kazanım mı? Peki, ya Putin’in gönderdiği bu devasa ordu Donbass’ı özgürleştiremez ise? Bu durumda Rus ordusunun diğer ordular karşısındaki itibarı ne olur? Böyle bir senaryoda Putin süper güçlerle hangi sıfatla masaya oturacak?
- Rus ordusu çıkmaz sokağa mı girdi? Tüm yapabildiği bunlar mı? Rus ordusunun performansı ‘azalan verim’ kavramının ifade ettiği noktaya mı ulaştı. Başka bir deyişle; savaşın maliyeti kazanımların katbekat üstüne mi çıktı?
- Geriye bir soru kaldı: Donbass’ın özgürleştirilmesi karşı tarafı -ki karşı taraf da büyük bedeller ödedi- müzakereye zorlar mı? Özellikle karşı taraf, Putin’e karşı kurulan küresel ittifakların önemli bir parçasıyken… Peki, buradan nasıl bir sonuca varabiliriz?

*Bu analiz, Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı

Ukrayna savaşındaki jeopolitik gerçekler

Putin'in Ukrayna'daki ‘iyimser stratejisinin’ kusurları

Dünya’nın jeopolitik pusulası nereyi gösteriyor?

Ukrayna caydırıcılık ve zorlama arasında

Yanlış hesaplamalar ve silah sistemi



Ben-Gvir, Mervan Bergusi'yi hücresinde tehdit etti: Çocuklarımızı ve kadınlarımızı öldürenleri yok edeceğiz -VİDEO

Ben-Gvir, Mervan Bergusi'yi hücresinde tehdit etti: Çocuklarımızı ve kadınlarımızı öldürenleri yok edeceğiz -VİDEO
TT

Ben-Gvir, Mervan Bergusi'yi hücresinde tehdit etti: Çocuklarımızı ve kadınlarımızı öldürenleri yok edeceğiz -VİDEO

Ben-Gvir, Mervan Bergusi'yi hücresinde tehdit etti: Çocuklarımızı ve kadınlarımızı öldürenleri yok edeceğiz -VİDEO

Times of Israel gazetesi, İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in, hapishanedeki önde gelen Filistinli tutuklu Mervan Bergusi'yi tehdit ettiğini yazdı. Sosyal medyada yayınlanan bir videoda Ben-Gvir’in Bergusi'ye “Zafer kazanamayacaksın. İsrail devletiyle uğraşan, çocuklarımızı ve kadınlarımızı öldürenleri yok edeceğiz. Bunu tarih boyunca gördün” dediği duyuldu.

Gazete, Ben-Gvir'in videoda Bergusi ile alay ediyor gibi göründüğünü ve bunun Filistin Yönetimi'nin öfkesini çektiğini bildirdi.

Bu, 2002'den beri hapiste olan 66 yaşındaki Bergusi'nin on yıldan uzun bir süre sonra ilk kez kamuoyu önüne çıkışı. Bergusi, İkinci İntifada sırasında beş sivilin ölümüne yol açan saldırıları planladığı için beş kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Videoda zayıf ve solgun görünen Bergusi'nin sağlık durumunun iyi olmadığı anlaşılıyor.

Bergusi’nin ailesi, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısından bu yana Mervan Bergusi’nin tek kişilik hücreye konulduğunu ve gardiyanlar tarafından defalarca şiddetli bir şekilde dövüldüğünü iddia ediyor. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre cezaevi yetkilileri bu suçlamaları reddediyor.

Gazete, Bergusi'nin Filistinliler arasında önemli bir şahsiyet olduğunu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın olası halefi olarak görüldüğünü kaydetti.

Gazete, Filistinlilerin, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) önde gelen liderinin serbest bırakılması için, esir takası da dahil olmak üzere uzun süredir çaba gösterdiğini, ancak İsrail'in serbest bırakılmasına karşı çıktığını belirtti.

Filistin Devlet Başkanı Yardımcısı Hüseyin eş-Şeyh videoyu kınayarak, bunu ‘tutuklulara karşı uygulanan psikolojik, ahlaki ve fiziksel terörün doruk noktası ve uluslararası ve insani sözleşmelerin açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Eş-Şeyh, “Bu, işgalcilerin Filistinli tutuklulara karşı uyguladıkları politikada eşi görülmemiş bir tırmanışa işaret ediyor. Bu durum, onları korumak için uluslararası kuruluş ve kurumların acil müdahalesini gerektiriyor” ifadelerini kullandı.

Bergusi'nin serbest bırakılması için uluslararası bir kampanya yürüten eşi Fadva, videoda kocasını tanıyamadığını söyledi.

Fadva Bergusi, “Belki de bir parçam, yüzünün ve vücudunun ifade ettiği her şeyi, senin ve diğer tutukluların çektiği acıları kabul etmek istemiyor” dedi.

Fadva Bergusi sözlerini şöyle sürdürdü: “Mervan, seni halen takip ediyorlar ve iki yıl boyunca yaşadığın tek kişilik hücrenizde bile peşini bırakmıyorlar. İşgalciler ve onların yardımcıları halen seninle mücadele ediyor. Kelepçeler halen ellerinde ama ben senin ruhunu ve azmini biliyorum… Özgür kalacağını biliyorum.”