Suriye’de SDG kontrolündeki bölgelerde eğitimciler genel greve gitti

SDG savaşçısı Haseke’nin El-Hol bölgesinde Irak sınırına inşa edilen blok duvarın inşasını izliyor (AFP)
SDG savaşçısı Haseke’nin El-Hol bölgesinde Irak sınırına inşa edilen blok duvarın inşasını izliyor (AFP)
TT

Suriye’de SDG kontrolündeki bölgelerde eğitimciler genel greve gitti

SDG savaşçısı Haseke’nin El-Hol bölgesinde Irak sınırına inşa edilen blok duvarın inşasını izliyor (AFP)
SDG savaşçısı Haseke’nin El-Hol bölgesinde Irak sınırına inşa edilen blok duvarın inşasını izliyor (AFP)

Fırat’ın doğusunda Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) kontrolündeki bazı şehir ve beldelerde eğitimciler, eğitim şartlarının kötülüğü, hayat pahalılığı ve maaşlarının azlığı gibi nedenlerle geniş katılımlı genel greve gittiler.
Deyrizor kentinin doğu kırsalı, Rakka ve Haseke kırsallarında bazı eğitimcilerin ve eğitim şartlarının kötüleşmesini, aylık maaşlarının azalmasını ve zorlaşan geçim şartlarını protesto için eğitim faaliyetlerini durdurduğunu ilan etmelerinin ardından Fırat’ın doğusunda SDG’nin kontrolündeki bazı şehir ve beldelerde genel grev devam ediyor. Menbiç beldesi ve Halep kentinin doğu kırsalındaki eğitim kadroları yaptıkları açıklamada, geniş katılımlı grev başlattıklarını ilan ederek, öğretmen maaşlarının artırılmasını ve eğitim şartlarının iyileştirilmesini talep etti. Yerel gazetelerde ve bazı aktivistlerin sosyal medya hesaplarında yer alan bilgilere göre söz konusu grev, Suveydan’a bağlı beldeler ile Deyrizor’un doğu kırsalına bağlı Cezire, Dernec, El-Cerzi, El-Bahra ve Cedide Akidat bölgelerinde bulunan okullardaki eğitim kadrolarının grev kararından birkaç gün sonra geldi. Suriye’deki yerel haber sitelerinin paylaştığı görüntülerde, toplanan bir grup öğretmenin bildiri okudukları ve talepleri karşılanana dek genel grev ilan ettikleri görülüyor.
Eğitim kadrolarının açıkladığı talepler arasında, öğretmen maaş ve ücretlerinin, bölgede ve Suriye genelinde emtia ve temel ihtiyaç malzemelerinin fiyatlarında benzeri görülmemiş bir artışla birlikte zorlaşan geçim koşullarına ve Suriye lirasının ABD doları karşısında değer kaybına uygun şekilde artırılması bulunuyor. Eğitimciler ayrıca bir eğitim sendikasının kurulması, sağlık hizmetlerinin okullara ücretsiz sağlanması, okullardaki tuvaletlerin tadilattan geçirilmesi, okul ve eğitim kurumları güvenliğinin sağlanması amacıyla bekçi ve hizmetlilerin işe alınması, işçi yasasının uygulanmasının zorunlu tutulması ve eğitim ve okul şartlarının iyileştirilmesi amacıyla sivil kuruluşların eğitim sektörüne yönelik yardımlarına izin verilmesini talep ettiler.
Rakka’nın batı kırsalı ve Tabka beldesindeki öğretmenler de aylık maaş ve ücretlerin artırılmasının talep ederek grev ilan etti. Söz konusu bölgelerdeki tüm okul ve eğitim kurumları bu greve katıldı. Bu bölgelerdeki eğitimciler yayınladıkları açıklamada, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Eğitim ve Öğretim Kurulu’na eğitim sektörüne ve eğitimci kadrolara yönelik görev ve sorumluluklarını yerine getirme çağrısında bulundu.
Bir öğretmen aylık yaklaşık 260 bin Suriye lirası (60 dolar) maaş alıyor. Deyrizor kırsalında ilköğretim, ortaöğretim ve lise kademelerinden oluşan 400 okulda 300 bin öğrenci eğitim görmekte. Bölgedeki kadın ve erkek öğretmen sayısı ise bin 667. Deyrizor kırsalında Sivil Konsey’e bağlı Eğitim ve Öğretim Komitesi Başkanı Kemal el-Musa, öğretmenlerin dile getirdiği şikayetleri Özerk Yönetim Yürütme Kurulu’na bağlı Eğitim ve Öğretim Dairesi’ne ilettiklerini belirterek, “Öğretmenlerin taleplerini karşılama noktasında ciddi tartışmalar yürütülüyor. Eğitim ve öğretim sürecinin iyileştirilmesi hedefiyle uygun çözümler üretmek için görüşmelerimizi tamamlamaya çalışıyoruz” dedi.
Deyrizor’un doğu kırsalında yetkili pozisyonda bulunan bir eğitimci kaynak, eğitim sürecinin kalitesinin artırılması amacıyla Eğitim Komitesi’nden talep ettikleri istekler arasında, eğitim merkezlerine gönderilen kırtasiye malzemelerinin sayılarını artırılması, okullara modern eğitim araç gereçlerinin temin edilmesi, öğrencilerin dersliklerde kullandığı masa ve sıraların değiştirilmesi, yazı tahtalarının satın alınması, okullardaki lavabolarda içme suyu kullanılması için bütçe tahsis edilmesi, doğum izni ücretinin artırılması, evi ile eğitim verdiği okul arasındaki mesafe uzun olan öğretmenlerin yol ücretlerinin karşılanması, servis araçlarının temin edilmesi, okullardaki eksik sıra, masa ve evrak dolaplarının tamamlanması, çocukların savaşta yaşadıklarını atlatmalarına yardımcı olmak için psikolojik ve sosyal danışmanların atamalarının yapılması ve din dersinin müfredata dahil edilmesinin bulunduğunu söyledi.
Haseke kentinin güney kırsalındaki Eş-Şeddadi, Markada, Ebu Hamıda ve Arişa beldelerindeki eğitim kurumlarının başlattığı grev ikinci haftaya girdi. Bu bölgelerde greve katılan bir kaynak, sadece Şeddadi’de 200 okulda bin 500’den fazla öğretmen, Markada’da 50’den fazla okulda yaklaşık 600 öğretmen, Ebu Hamıda’da 30’dan fazla okulda 300 öğretmen ve El-Arişa’da da aynı sayıda okul ve öğretmenlerin hizmet verdiğini aktardı. Kaynak, öğretmenlerin beceri ve uzmanlıklarının artırılması için projelerin yapılması, Öğretmenler Federasyonu tarafından sübvanse edilen Sendika Eczanesi’nin her yerde kurulması ve öğretmenler ile öğrencilere yönelik sportif ve kültürel faaliyetlerin düzenlenmesinin desteklenmesini talep etti.



Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Kültürel kentsel soykırım: Gazze Savaşı tarihi kararlılıkla tahrip ediyor

En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
En dikkat çekici kayıplar arasında yıkılan Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi, El-Ehli Baptist Hastanesi ve Ömer Camii vardı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

Gazze'nin Eski Şehir bölgesinde bulunan Büyük Ömer Camii'nin kütüphane kalıntıları üzerinde Enes, bir kısmı yanmış yırtık bir romanın sayfalarını çeviriyor. “Bu, Gazze Şeridi’ndeki en büyük kütüphaneden geriye kalan tek şey. Kütüphanenin içerisinde binlerce kitap, belge, eser ve burada yaşamış kadim halkların medeniyetleri yer alıyordu” diyor.

Enes’in gözleri, molozların ve üst üste yığılmış taşların arasından, Gazze'nin en eski ve en büyük camisi üzerinde geziyor. Eski mimarisi, tarihi taşları ve yabancı ziyaretçilerin sık sık ilgisini çeken, sanatsal ve mimari anlamlarını anlamak için incelemeye geldikleri benzersiz süslemeleri için üzülüyor.

Kültürel kayıplar can kayıplarıyla paralellik gösteriyor

Enes, Filistin kültürünü ve mirasını seviyor ve Gazze'de yaşamış medeniyetlerin kadim tarihini takip etmeye meraklı. “Kültürel alanlar sadece tarihi alanlar değil, aynı zamanda antik ve eski dünyaya açılan bir pencereydi” diye ekliyor.

Enes, Gazze'nin en büyük kütüphanesinin yıkıntıları arasında bulduğu romanın yırtık sayfalarını katlıyor ve “Gazze'nin kültür penceresi bombardımanlar altında kapandı” diyor. Buradan ayrılıp Gazze'nin eski mimarinin hakim olduğu Eski Şehri’ndeki diğer tarihi alanlara doğru yola koyulup ayakta kalanları inceliyor.

Gazze savaşı sadece insanları öldürmedi, aynı zamanda bu yıkımın, kanın, patlamaların ortasında altta bir yerde, çok büyük kültürel ve sanatsal kayıplara da yol açtı. Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, “İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma paralel olarak, trajik yönleri olan kültürel bir soykırım da yaşanıyor” dedi.

Gazze'nin özel konumu

Gazze, coğrafi konumu itibarıyla şanslı. Kendisi Afrika kıtasının Asya'ya açılan kapısı ve iklimi güzel, denize kıyısı var, arazisi engebesiz ve toprağı verimli. Bu nedenle Mısır, Yunan, Roma, Bizans, Kenan ve Fenike uygarlıklarına ev sahipliği yaptı. Aynı şekilde Memlük, Abbasi ve Osmanlı İslam devletlerinin de önemli merkezlerinden biri oldu.

u78ıkıo
Gazze Şeridi'ndeki kültürel kentsel soykırım (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Topraklarında tarih boyunca birbirini izleyen medeniyetler, mimari ve tarihi eserler ile nadir eserlerden ve harikulade taşlardan oluşan bir arkeolojik miras bıraktılar. Bu da Gazze'ye kültürel ve tarihi bir değer kattı, onu kadimliği her geçen gün daha da derinleşen bir yapıya kavuşturdu. Ama kitap, mimari ve tarihi eserlerden oluşan tüm bu zengin kültür harabeye dönüştü.

En önemli kayıplar

7 Ekim 2023'te başlayan savaşın ilk gününden itibaren Filistin kültürü ve tarihi mirası, İsrail bombardımanlarından doğrudan etkileniyor. Gazze'nin Eski Şehir bölgesi, bu dönemde en çok tahrip edilen yerlerden biri olabilir.

UNESCO verilerine göre İsrail ordusu 146 tarihi eser, 114 tarihi cami ve kütüphanelerin aralarında bulunduğu 200 kültür alanını tahrip etti.

Savaşın en önemli sonuçlarından biri, MS 5. yüzyıldan kalma Aziz Porphyrius Rum Ortodoks Kilisesi'nin yıkılmasıydı. Gazze tarihinin en eski hastanesi olan el-Ehli Baptist Hastanesi’nin, Gazze Şeridi'ndeki en eski cami olup MS 7. yüzyılda inşa edilen Büyük Ömer Camii’nin hedef alınmasıydı. İçinde bir tarihi eser koleksiyonu olan Paşa Sarayı Müzesi'nin yanı sıra Kenan ve Yunan dönemlerine ait binlerce eserin yer aldığı “Mataf el-Funduk” adlı müze de bombalandı. Bölgenin en eski Hristiyan manastırlarından biri olan ve 2024 yılında Dünya Miras Listesi'ne alınan St. Hilarion Manastırı yıkıldı. Bir asırdan fazla bir geçmişe ait binlerce tarihi ve ulusal belgenin bulunduğu Gazze Belediyesi merkez arşiv binasının yanı sıra yüzlerce tarihi, arkeolojik ve kültürel miras tahrip edildi.

Kültürel soykırım

Araştırmacılar, kültürel bağları ortadan kaldırmak, toplumun hafızasını silmek ve kültürel yapının temellerini sarsmak amacıyla, Gazze kültürüne yönelik tahribatın boyutunun, sivil altyapının kasıtlı ve sistematik bir şekilde tahrip edilmesini ifade eden bir terim olan “kültürel kentsel soykırım” noktasına vardığını belirtiyor.

Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'e karşı açtığı dava kapsamında, “kültürel soykırım" suçlamasında da bulunuldu. Mirasın tahribattan veya askeri kullanımlardan korunmasını sağlamayı amaçlayan “Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Mirasın Korunmasına Dair Lahey Sözleşmesi’ne atıf yapıldı.

“Soykırım” teriminin formüle edilmesine yardımcı olan Polonyalı avukat Raphael Lemkin'in tanımına göre, kültür tahribi soykırımın bir parçası olup savaş suçu teşkil etmektedir ve bu tür ihlaller cezalandırılmalıdır.

Filistin tarihinin sonu

Filistin tarihi ve mirası  profesörü İbrahim el-Mısri, “Kültürel ve tarihi yapıların tahribi, ulusal kimliğin doğrudan hedef alınması anlamına geliyor. Kültür, Filistin halkının kolektif ruhunu koruyan son duvardır. Bu duvar hedef alındığında toplum çöküşe daha fazla açık hale gelir” dedi.

“İsrail'in Gazze'de tarihi eserleri ve kültürel mirası hedef alması ve yıkması, belirli bir bölgede belirli bir insan grubunun varlığına dair tüm kanıtların silinmesini içermektedir. Bu kültürel soykırım anlamına gelmektedir ve kütüphanelerin, kültür merkezlerinin yıkılması Filistin kimliğini yok etme girişimidir” diye ekliyor.

5y6h
İsrail ordusu 146 tarihi eseri tahrip etti (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Kültür Bakanı Atıf Ebu Seyf, Filistin kültürel yaşamının ve kültürel miras kurumlarının yanı sıra kültür, bilim ve eğitim alanlarındaki varlıklarının hedef alınmasının ve kasıtlı olarak tahrip edilmesinin, İsrail stratejisinin bilinçli bir parçası olduğunu ifade ediyor.

Şunu da ekliyor “Sürekli devam eden bombardıman Gazze'deki sanat ve edebiyat camiasında yaralar bıraktı. Yaşanan şey, anıtların fiziksel olarak yok edilmesinin veya bireylerin öldürülmesinin çok ötesine geçen çok katmanlı bir eylem. Bu uygulamalar, yerel toplumun mirasını, kimliğini ve varlığını zayıflatan daha geniş kapsamlı yıkıcı süreçlerin çerçevesinde yer alıyor. Bunun Filistinliler üzerinde sembolik ve psikolojik yansımaları da bulunuyor.”

Şöyle devam ediyor: “Gazze'deki kültürel alanların fiziki olarak tahrip edilmesi, Filistin tarihi anlatıları araştırmaları açısından tehlikeli sonuçlara yol açıyor. Gazzeliler, Gazze'nin kültürel gelişimini ve tarihini anlamamıza yardımcı olan asırlık el yazmalarını ve değerli kaynakları kaybettiler.”

UNESCO, Gazze'deki arkeolojik, tarihi ve kültürel alanları korumaya çalıştı ancak savaş nedeniyle başarısız oldu. Kuruluşun medya sorumlusu Julian Mercouri, “Bazı kütüphanelerin yeniden inşası için acil yardım sağladık. Ancak ihtiyaç duyulan destek bizim sağlayabileceğimizden çok daha fazla ve Gazze'deki zor koşullar kültürel mirasın korunmasını engelliyor” dedi.

İsrail'e gelince Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, ordunun kasıtlı olarak Filistin kültürel mirasını hedef aldığı iddialarını yalanladı. “Bu bölgelere yakın yerlere saldırılar yapılmışsa, Hamas ve diğer örgütler bu yerleri kendi faaliyetleri için kullanmış oldukları için yapılmıştır. Biz asla Gazzeli sivillerle savaşmıyoruz” dedi.