Kuveyt: Durra Gaz Sahası tamamen Suudi Arabistan ve Kuveyt’e aittir. İran bu konuda bir taraf değil

Kuveyt: Durra Gaz Sahası tamamen Suudi Arabistan ve Kuveyt’e aittir. İran bu konuda bir taraf değil
TT

Kuveyt: Durra Gaz Sahası tamamen Suudi Arabistan ve Kuveyt’e aittir. İran bu konuda bir taraf değil

Kuveyt: Durra Gaz Sahası tamamen Suudi Arabistan ve Kuveyt’e aittir. İran bu konuda bir taraf değil

Kuveyt Dışişleri Bakanı Ahmed Nasır el-Muhammed es-Sabah, Fransız mevkidaşıyla düzenlediği basın toplantısı sırasında Durra Gaz Sahası’yla ilgili sözlerine açıklık getirerek, gaz sahasının tamamıyla Suudi Arabistan ve Kuveyt’e ait olduğunu ve İran’ın bu meselede bir taraf olmadığını belirtti.
Sabah, dün (salı) Fransız mevkidaşıyla düzenlediği ortak basın toplantısında “Durra Sahası Körfez’in konusu değil. Kuveyt, Suudi Arabistan ve İran’ın yer aldığı üçlü tarafın konusu ve inşallah bununla ilgili uzlaşmalar olacak” ifadelerini kullanmıştı.
Ancak Sabah daha sonra yaptığı yeni bir açıklamada basın toplantısındaki sözlerine açıklık getirdi. Sabah, “O sözlerden maksat Durra Sahası’nın paylaşımı değil, Kuveyt-İran-Suudi Arabistan arasındaki kıta sahanlığı sınırlarını çizme müzakereleriydi” ifadesini kullandı.
Kuveyt resmi haber ajansı KUNA’da yer alan habere göre Sabah, “Durra Sahası tamamıyla Kuveyt ve Suudi Arabistan’a aittir. İki devlet arasında imzalanan anlaşmalara göre bu sahanın kullanım ve işletme hakları yalnızca Kuveyt ve Suudi Arabistan’a aittir” dedi.
Kuveyt daha önce Durra Gaz Sahası’nın geliştirilmesine ilişkin Suudi Arabistan ile iş birliği belgesi imzalamıştı. Kuveyt Petrol Kurumu’ndan Pazartesi günü yapılan açıklamaya göre Durra Gaz Sahası’nda günlük 1 milyar metreküp gaz üretilmesi ve günlük 84 bin varil kondensat elde dilmesi bekleniyor.

İran: Yakında sondaj çalışmalarına başlanacak
İran Petrol Bakanı Cevad Uci, dün (Salı) yaptığı açıklamada, Durra Gaz Sahası’nda yakında sondaj çalışmalarının başlayacağını söyledi. Uci, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Durra ortak gaz sahasında bir arama kuyusu açılarak ve sismik tarama yapılarak kapsamlı çalışmalar tamamlandı. Bu sahada yakında temelleri atılarak sondaj çalışmalarına başlanacak. Ortak gaz sahalarının geliştirilmesi için müzakere ve iş birliği yapmak istememize rağmen tek taraflı adımlar söz konusu projeyi engelliyor” dedi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, Cumartesi günü Suudi Arabistan ve Kuveyt’in ortak Durra Gaz Sahası’yla ilgili ilan ettiği yeni anlaşmayla ilgili değerlendirmede bulundu. Hatipzade, “Durra Sahası İran, Kuveyt ve Suudi Arabistan ülkeleri arasında ortak bir sahadır. Sahanın bir kısmı İran ve Kuveyt arasında kapsamı belirlenmemiş sularda bulunuyor” dedi.
İran ‘Araş’ olarak isimlendirdiği Durra sahası üzerinde ilk kez hak iddia etmiyor. Nitekim İran 2015’te Ağustos ayının sonlarında yabancı şirketlere sahayı işletme teklifleri sundu. Ancak bu adım Kuveyt hükümeti tarafından reddedildi. Kuveyt Dışişleri Bakanlığı o dönem İran’ın Kuveyt Maslahatgüzarı Hasan Zerengar’ı çağırarak İran’ın sahayla ilgili attığı bu adıma ilişkin protesto notası vermişti. Suudi Arabistan ve Kuveyt 2016’da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne ortak bir mektup yazarak, İran’a ait askeri botların sahanın bulunduğu suların çevresinde sergilediği saldırgan davranışlardan ve tacizlerden duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti.



Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, BM üye ülkelerini New York Konferansı'nın nihai belgesini desteklemeye çağırdı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve New York konferansındaki bazı katılımcılar (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve New York konferansındaki bazı katılımcılar (AFP)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, BM üye ülkelerini New York Konferansı'nın nihai belgesini desteklemeye çağırdı

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve New York konferansındaki bazı katılımcılar (AFP)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve New York konferansındaki bazı katılımcılar (AFP)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin üst düzey uluslararası konferansın nihai belgesinin kabul edildiğini duyurdu. Bu karar, Suudi Arabistan ve Fransa'nın eş başkanlığında New York'taki Birleşmiş Milletler genel merkezinde düzenlenen konferansın ikinci gününün sonunda alındı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 79. oturumunun kapanışından önce, Suudi Arabistan ve Fransa delegasyonlarına bildirimde bulunarak nihai belgenin onaylanmasını istedi.

Bin Ferhan, bu vesileyle yaptığı konuşmada, “Bu sonuçlar, siyasi, insani, güvenlik, ekonomik ve hukuki eksenler ile stratejik anlatı üzerinden kapsamlı önerileri yansıtmakta ve iki devletli çözümün uygulanması ve herkes için barış ve güvenliğin sağlanması konusunda entegre ve uygulanabilir bir çerçeve oluşturmaktadır” dedi. Tüm BM üye devletlerini, eylül ayında yapılacak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun bir sonraki oturumu sona ermeden önce sonuç belgesini desteklemeye çağırdı.

Prens Faysal bin Ferhan, sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılar, sivil hedeflere yönelik her türlü saldırı ve kışkırtma, tahrik ve yıkım eylemleri de dahil olmak üzere, her türlü saldırıyı kınadığını yineledi.

Belge, Gazze'deki savaşı sona erdirmek ve iki devletli çözümün etkili bir şekilde uygulanmasına dayalı olarak İsrail-Filistin çatışmasına adil, barışçıl ve kalıcı bir çözüm bulmak ve Filistinliler, İsrailliler ve bölgedeki tüm halklar için daha iyi bir gelecek inşa etmek için ortak çalışma yapma konusunda mutabakatı içeriyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre üç gün süren iki devletli çözüm konferansı, Filistin sorununun barışçıl çözümüne yönelik somut, zamanla sınırlı ve geri dönüşü olmayan adımlar atmayı, iki devletli çözümün hayata geçirilmesini ilerletmeyi ve mümkün olan en kısa sürede somut eylemlerle bağımsız bir Filistin devletini hayata geçirmeyi, Filistin halkının topraklarında onurlu bir şekilde yaşama hakkını güvence altına almayı amaçlıyor.