Toz fırtınaları Irak'ı kasıp kavururken bu yönde radikal çözümler ise mevcut değil

Tarım arazilerinden geniş alanları etkileyebilir

Bağdat'ta kaydedilen toz fırtınası (AP)
Bağdat'ta kaydedilen toz fırtınası (AP)
TT

Toz fırtınaları Irak'ı kasıp kavururken bu yönde radikal çözümler ise mevcut değil

Bağdat'ta kaydedilen toz fırtınası (AP)
Bağdat'ta kaydedilen toz fırtınası (AP)

Irak'taki bazı şehirlerde son dönemlerde boğulmalara neden toz fırtınaları onlarca kişiyi hastanelik etti. Uzmanlar ise bu mevsimde yoğunlaşan toz fırtınalarını ülkenin batısındaki yağış eksikliğine bağlıyor. Bunun da toprağı çoraklaştırarak bitki örtüsünden yoksun hale getirdiği söyleniyor.
23 Mart’ta Anbar, Bağdat, Kerbela, Kerkük'ün bir kısmı ve Salahaddin illerinde kaydedilen toz fırtınası, sisli hava ve görüş zorluğuna neden oldu. Başkent Bağdat, Anbar ve Salahaddin'de onlarca vatandaş fırtına nedeniyle nefes darlığı çekerken çok sayıda kişi ise hastanelere sevk edildi. Vatandaşlar, toz fırtınalarına dair görüntüleri sosyal medyada yayınladı.
Tüm dünyadaki iklim değişikliği neticesinde geçtiğimiz yıllarda Irak'ın bilhassa orta ve güney bölgelerinde toz fırtınalarında artış kaydedildi. Ülkedeki sıcaklık artışı ve yağışlardaki düşüş, ülke genelinde tarım arazilerini etkileyen kuraklığa ve bu tür fırtınaların patlak vermesine neden oluyor.

Durum vahim
Irak’ta her yıl kaydedilen toz fırtınaları dolayısıyla bu yönde bir çözüm bulunması, ağaçlandırmaya gidilmesi ve şehirlerin yeşillendirilmesi gerekiyor.
Söz konusu toz fırtınalarını Irak'taki hayatı tehdit eden ‘kabus’ şeklinde niteleyen hava tahmincisi Sıddık Atiyye, Facebook hesabından paylaştığı mesajda şu ifadeleri kullandı:
“Toz fırtınaları yönünde tahminlerde bulunmak, Irak'taki en karmaşık hava tahminlerinden sayılır. Zirâ bu konuyu ihmal eden hükümetin elinde zayıf izleme cihazları ve sınırlı finansal kabiliyet bulunuyor. Ülkenin batısındaki yağış azlığının toprağı çoraklaştırması ve bitki örtüsünden yoksun hale getirmesi, aktif kuzey rüzgarlarının sıcaklık farklarıyla alçak arazi cephesinden geçişi nedeniyle bu dönemde toz fırtınaları artıyor. Bu fırtınalar, rüzgarın hareketi ve hızı ile bağlantılı olarak diğer şehirlere sıçrıyor. Fırtınalar geniş alanlar üzerinde oluştuğu için bunları kontrol etmek veya sıklıklarını azaltmak neredeyse imkansız görünüyor. Sayıları az değil, bu nedenle yaklaşan durum iyiye alamet değil. Dolayısıyla bahar mevsiminde veya yaz aylarında daha fazla fırtınaya maruz kalabiliriz.”

Çölleşme ile mücadelede yeşil kuşak
Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği, Mısırlı uzmanların çölleşmeye bir çözüm bulma yönünde ortak çalışma yapmak üzerine bir anlaşmaya varıldığını duyurmuştu.
Kurul Genel Sekreterliği Sözcüsü Haydar Mecid, geçtiğimiz hafta Irak Haber Ajansı’na (INA) verdiği demeçte şu ifadelere başvurmuştu:
“Fırat Nehri Havzası, kum tepeleri, çölleşmeye çözüm bulma ve yeşil hat oluşturma yönünde çalışan bir heyet var. Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği başkanlığındaki heyette ed-Divaniye, Musenna ve Zikar’dan bir dizi uzman, akademisyen, danışman ve üniversite profesörünün yanı sıra Tarım ve Su Kaynakları Bakanlıklarından temsilciler de yer alıyor. Bu yönde düzenlenen dört farklı toplantıda Fırat Nehri Havzası'nın tuzluluğu ve söz konusu illerdeki çölleşme olgusunun çözümü için vizyon ve fikir geliştirme mekanizmaları tartışıldı. Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri, Mısır çölünün yeşil alana dönüştürülmesi sürecinde rol oynayan Mısırlı uzmanlarla bu deneyimi Irak'a aktarmaları için bir toplantı düzenledi. Onların Irak’taki bu hayati ve önemli projeye dahil edilmeleri, tuzluluk oranına bir çözüm bulunması yönünde dönüştürücü durakların kurulması ve çölleşme alanlarının yeşil tarım alanlarına dönüştürülmesi kararlaştırıldı. Tarım sektörüne olan ilgi ve bu önemli sektörün ilerlemesine ilişkin Irak hükümetinin direktifleri mucibince Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği tarafından kararlaştırılan birçok mekanizma bulunuyor. Bu projelerin desteklenmesi yönünde ileriye dönük projeler var. Verimli ve ekilebilir arazilere sahip Divaniye’de tarım sektörüne büyük ilgi duyuluyor. Genel Sekreterliğin Tarım ve Su Kaynakları Bakanlığı ile koordineli şekilde atacağı adımlar da mevcut.”



Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
TT

Iraklı silahlı gruplar, İran'ın baskısıyla ‘arenaların birliğini’ yeniden canlandırmak istiyor

 Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)
Irak'taki Ketaib Hizbullah örgütüne mensup bir milis (X)

Irak'taki Ketaib Hizbullah, Lübnan'daki Hizbullah’ın direnişin silahsızlandırılmasını reddetme kararını savundu ve modern ve gelişmiş bir silah cephanesi ile desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Iraklı siyasetçiler ise bölgede olası bir çatışmaya hazırlık olarak, vekil güçler arasında ‘birlikteliği’ yeniden canlandırmak için İran'ın bir planı olduğunu ifade ettiler.

Ketaib Hizbullah Genel Sekreteri Ebu Hüseyin el-Hamidavi, herhangi bir tehditle yüzleşmek için ‘direnişin cephaneliğini’ gelişmiş silahlarla destekleme ve teknik kapasitesini güçlendirme çağrısında bulundu. Bu, Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılmasına yönelik çabaları sürerken gerçekleşti.

El-Hamidavi yaptığı basın açıklamasında şunları söyledi: “Suriye'deki rejimin düşüşü, ABD ve İsrail'in Yemen halkına yönelik saldırısı, İran'a karşı haince yürütülen savaş ve sistematik uluslararası baskı gibi son gelişmeler, halkları boyun eğdirmek ve iradelerini elinden almak için yapılan girişimlerden başka bir şey değil.”

El-Hamidavi, “İşgalcilere direnmek ve saldırganları caydırmak, yasalar ve şeriat tarafından güvence altına alınmış meşru bir haktır. Halkların silahları, namuslarını, kutsallarını ve topraklarını savunmak için bir kalkan olmaya devam edecektir. Bu nedenle, direnişin cephaneliğini gelişmiş silahlarla desteklemek, teknik kapasitesini güçlendirmek, savunma ve imha kabiliyetini artırmak, en yüksek hazırlık düzeyine ulaşmak ve her türlü tehdide karşı koymak için gerekli” ifadelerini kullandı.

İran destekli Iraklı örgütün bu tutumu, Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım'ın ‘direnişin silahlarını teslim etmeyi’ reddettiğini açıklamasından bir gün sonra geldi. Kasım, Lübnan hükümetini ‘Hizbullah'ı silahsızlandırma’ kararıyla ‘İsrail projesine hizmet etmekle’ eleştirdi.

Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)Ketaib Hizbullah mensupları, Eylül 2024'te Bağdat'ta düzenlenen geçit töreninde (Reuters)

Arenaların birliği

Iraklı gözlemciler, Ketaib Hizbullah’ın Hizbullah ile uyumlu tutumunun, İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani'nin geçen hafta iki ülkeye yaptığı ziyaretle aynı zamana denk geldiğini ifade etti. Gözlemciler, nispeten sakin bir dönemin ardından ortaya çıkan bu yeni tutumları, İran'ın bölgedeki temsilcileri arasında ‘arenaların birliği’ ilkesini yeniden tesis etme girişimi olarak değerlendirdi.

Adının açıklanmasını istemeyen bir Iraklı siyasetçi, Laricani'nin ziyaretinin sadece iki ülke arasında bir mutabakat zaptı imzalamak amacıyla yapılmadığını, bunun ülkesinin ABD ile gelecekte karşılaşabileceği endişelerini teyit etmek için bir bahane olduğunu ve Irak'ın bu konudaki tutumunu öğrenmek istediğini söyledi.

Diğer yandan Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci ile İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri Ali Laricani arasında bir güvenlik mutabakat zaptının imza törenine katıldı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, mutabakatı reddettiğini açıklayarak, ABD'nin hedefleriyle çelişen ve Irak'taki mevcut güvenlik kurumlarını güçlendirme çabalarına aykırı olan her türlü adıma karşı olduğunu vurguladı.

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, Irak ile İran arasındaki sınır iş birliğini koordine etmek için bir mutabakat zaptının imza törenine katıldı. (Irak Başbakanlığı)

İran'ın endişeleri

Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı siyasetçi, “Söz konusu mutabakat zaptıyla İran, Amerikalılara Bağdat ile ilişkilerinin hiçbir koşulda gerilemeyeceğini ima etmek istiyor” dedi.

Iraklı siyasetçi şöyle devam etti: “Mutabakat zaptının imzalanma nedeni, Tahran'ın ABD'nin İsrail hava desteğiyle karadan işgal etme olasılığından korkması olabilir. Bu da Tahran'ın, düşündüğü olasılıklar arasında yer alan bu karadan işgali önlemek için mutabakat zaptını imzalamasına neden oldu.”

Iraklı siyasetçiler, İran'ın Halk Seferberlik Güçleri’ni (Haşdi Şabi) korumadaki ısrarının bu endişelerle bağlantılı olduğunu yaygın olarak tartışıyor.

İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Ekber Velayeti, ülkesinin Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın silahsızlandırılması kararını reddettiğini doğruladı. Velayeti, Irak'taki Haşdi Şabi’nin Lübnan'daki Hizbullah’ın rolünü üstlendiğini belirterek, “Haşdi Şabi olmasaydı, Amerikalılar Irak'ı yutardı” dedi.