SOHR: Türkiye, Libya’daki Suriyeli paralı askerleri yenileriyle değiştiriyor

Trablus’un güneyinde askeri eğitim alan paralı askerler  (Şarku’l Avsat_Arşiv)
Trablus’un güneyinde askeri eğitim alan paralı askerler (Şarku’l Avsat_Arşiv)
TT

SOHR: Türkiye, Libya’daki Suriyeli paralı askerleri yenileriyle değiştiriyor

Trablus’un güneyinde askeri eğitim alan paralı askerler  (Şarku’l Avsat_Arşiv)
Trablus’un güneyinde askeri eğitim alan paralı askerler (Şarku’l Avsat_Arşiv)

Türkiye, yaklaşık bir aylık bir aradan sonra Libya’da kendisine bağlı Suriyeli paralı askerleri değiştirme sürecine başladı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), 29 Mart’ta bir grup paralı askerin Libya’ya gitmek üzere geçtiğimiz Cumartesi günü Halep kırsalını terk ettiğini belirtti. Aynı şekilde bir başka grubun da Suriye’nin kuzeyine geri dönüşüne izin verildiğini söyleyen SOHR, Libya’daki Türk güçlerinin liderliğinin, Halep’in kuzey kırsalındaki yaklaşık 200 paralı asker arasında her gruptan kronik hastalıklardan ve yaralanmalardan mustarip 10 paralı askerin geri dönüşüne izin verdiğini ifade etti. Aynı şekilde SOHR, Türkiye'nin destek verdiği ‘Suriye Millî Ordusu’ gruplarının Libya’da bulunan ve sözleşmeleri sona erdikten sonra Suriye’ye dönen paralı askerlerine son dört ayın maaşlarını ödediğini belirtti. SOHR’a göre hükümet Libya’daki her unsur için bin 200 ve Suriye’ye geri dönen son paralı asker grubu için yaklaşık bin dolar ödedi.
Gözlemevi daha önce, bu paralı askerlerin Türkiye ve Suriyeli grupların kontrolünde olan Halep’in kuzeybatısındaki Afrin bölgesinden Libya’ya yönelen unsurlar arasında yer almak için liderlerine ödemeler yaptığını belirtmişti.
Paralı askerlerin ve yabancı güçlerin geri çekilmesine yönelik yapılan uluslararası çağrılara rağmen Libya’da Milli Ordu gruplarına mensup yaklaşık 7 bin Suriyeli paralı asker bulunuyor. Türkiye, bu unsurların Libya’daki askeri varlığının, 27 Kasım 2019’da Fayiz es-Serrac liderliğindeki eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile imzalanan askeri ve güvenlik işbirliği mutabakat zaptı kapsamında olduğunu ve unsurların ‘yabancı güçler’ olarak görülmemesi gerektiğini savunuyor.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.