Ürdün Kralı, İsrail Savunma Bakanı ile bölgesel güvenlik sorunlarını görüştü

Sorunlar, iki devletli çözüm temelinde barışa ulaşmak için gerçek bir ufuk çerçevesinde ele alındı.

Kral Abdullah, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile 29 Mart’ta Amman’da görüşmede bulundu (AFP)
Kral Abdullah, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile 29 Mart’ta Amman’da görüşmede bulundu (AFP)
TT

Ürdün Kralı, İsrail Savunma Bakanı ile bölgesel güvenlik sorunlarını görüştü

Kral Abdullah, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile 29 Mart’ta Amman’da görüşmede bulundu (AFP)
Kral Abdullah, İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile 29 Mart’ta Amman’da görüşmede bulundu (AFP)

Ürdün Kralı 2. Abdullah, 29 Mart’ta Amman’da ‘bölgesel güvenlik sorunlarını’ görüşmek üzere İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz ile bir araya geldi. Ürdün Kraliyet Divanı, görüşmenin Kralın liderliğindeki çabalar çerçevesinde, ‘iki devletli çözüm temelinde barışa ulaşmak için gerçek bir ufuk bulmak, engellerin kaldırılması, Kudüs’ün ve kutsallıklarının tarihi ve yasal durumuna saygıda bulunmak ve özellikle Ramazan ayında olmak üzere ibadet edenlerin özgürlüğünü garanti altına alacak tedbirler almak’ amacı taşıdığını belirtti.
Öte yandan Gantz’ın ofisi, İsrail’in Kudüs, Yahudiye ve Samarya Bölgesi’nde (Batı Şeria) ibadet özgürlüğünü korumak için atmayı planladığı adımları Kral Abdullah ile ele aldığını söyledi.
Tel Aviv’deki siyasi kaynaklara göre Kral Abdullah, İsrail- Filistin arenasında güvenliğin bozulmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Bu durumun yalnızca İsrail’deki Arap vatandaşları arasında DEAŞ’a ya da Kudüs ve Batı Şeria’daki diğer radikalizm yanlısı örgütlere mensup birkaç kişinin yürüttüğü düşmanca saldırılardan kaynaklanmadığını belirten Ürdün Kralı, aksine aynı zamanda radikal yerleşimciler ve İsrail askerleri tarafından genel olarak Filistinlilere ve özel olarak işgal altındaki Doğu Kudüs halkına karşı gerçekleştirilen saldırılardan ve İsrail- Filistin çatışmasının siyasi bir çözümüne yönelik umutların tıkanmasından kaynaklandığını vurguladı.
Ürdün’den yapılan açıklamaya göre Kral, 4 Haziran 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını garanti eden iki devletli çözüm temelinde barışı sağlamak için Filistinliler ve İsrailliler arasında ciddi ve etkili müzakereleri yeniden başlatma çabalarını yoğunlaştırmanın önemli olduğunu vurguladı. Kral Abdullah ayrıca, barışa ulaşma şansını baltalayan tüm uygulamaların sonlandırılması gerektiğine dikkati çekerken, İsrail’e de ‘bölgede kapsamlı ve kalıcı barışa ulaşma şansını engelleyen, başta Kudüs’te ve Mescid-i Aksa’da olmak üzere tek taraflı eylemlerini durdurma’ çağrısı yaptı.
Kraliyet Divanı açıklamasına göre Kral Abdullah, kapsamlı bir sükuneti korumanın ‘Müslümanların Mescid-i Aksa’nın ve Kudüs-ü Şerif’in dört bir yanında ibadetlerini gerçekleştirme haklarına saygı gösterilmesini, namaz kılmalarına engel olan her türlü engelin kaldırılmasını ve gerilme yol açan provokasyonların önlenmesini’ gerektirdiğini söyledi. Açıklamaya göre ayrıca Kral 2. Abdullah, geçen pazartesi günü Ramallah’ta Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile yaptığı görüşmede de iki taraf arasındaki ‘sürekli koordinasyon ve temas süreci’ çerçevesinde bu çabaları, temasları ve gündemdeki konuları görüştü.
Öte yandan Gantz, bu günlerde Filistinliler ve Ürdünlüler ile güvenlik koordinasyonunun önemine dikkati çekerken, istikrar ve sükunetin sürdürülmesinin, genel olarak terör ile ve özel olarak (İsrail’deki son terör saldırılarının arkasında olan) DEAŞ ile mücadelenin gerekli olduğunu ifade etti. Aynı şekilde Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, 29 Mart’ta İsrail İç Güvenlik Bakanı Omer Barlev’in geçen hafta Ürdün’e gizli bir ziyarette bulunduğunu ve ziyaret sırasında Ürdünlü yetkililere İsrail hükümetinin Ramazan ayı boyunca Filistinlilere sağlayacağı kolaylıklar hakkında bilgi verdiğini söyledi. Beerşeba ve Hadera olaylarından önce gerçekleşen bu ziyarette Barlev, Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi ile bir araya gelirken, Kudüs ve işgal altındaki Batı Şeria’da gerginliklerin tırmanmasını önlemek amacıyla Ramazan ayı öncesinde Filistinlilere sağlanacak kolaylıkları anlattı.
Resmi İsrail radyosuna göre Ürdün tarafı, başta Batı Şeria ve Kudüs’ten çok sayıda Filistinlinin Ramazan ayı boyunca Mescid-i Aksa’ya ziyaret etmesine izin verilmesi başta olmak üzere bir dizi ek talepte bulundu. Aynı şekilde Safadi, Barlev’den Ürdün İslami Vakıflar Dairesi’nin Mescid-i Aksa’daki kontrolünü daha da genişletmek amacıyla takviyede bulunmasını istedi. İsrailli Bakan ise, Ürdün tarafına ‘Vakıflar Dairesi’nin Ramazan ayındaki faaliyetlerine, daire çalışanlarının sayısındaki artışa ve Kudüs içerisindeki cemaat ve mescitler için yeni halıların döşenmesine’ izin verildiğini bildirdi.
İsrail siyaset ve medya çevresinin, Ramazan ayı boyunca özellikle Kudüs şehri halkı olmak üzere Filistinlilerle ‘güvenlik durumunun kötüleşmesi’ olasılığına dair haberler yayınladığı biliniyor. Bu haberler çerçevesinde Ramazan ve Nekbe Günü gibi Filistin bayramlarıyla paralel olarak Yahudi bayramlarının arifesinde güvenlik bozulmasına karşı uyarılar yapıldı.



Hizbullahı Genel Sekreteri Kasım: Silahların teslim edilmesini isteyen her kim olursa olsun İsrail projesine hizmet ediyor

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv - Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv - Reuters)
TT

Hizbullahı Genel Sekreteri Kasım: Silahların teslim edilmesini isteyen her kim olursa olsun İsrail projesine hizmet ediyor

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv - Reuters)
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (Arşiv - Reuters)

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Naim Kasım Çarşamba günü yaptığı açıklamada, silahlarının tartışılması ile İsrail'in işgal altındaki Lübnan topraklarından çekilmesi arasındaki bağlantıyı yineledi ve bu yönde çağrıda bulunan herkese tepki gösterdi. Kasım, “Bugün kim silahların teslim edilmesi çağrısında bulunursa, silahların İsrail'e teslim edilmesi ve İsrail projesine hizmet edilmesi çağrısında bulunuyor demektir" dedi.

ABD elçisi Tom Barrack'ı da eleştirerek onu ülkede sorun yaratmak ve gerçekleri çarpıtmakla suçlayan Kasım, Lübnan'ın resmi tutumunun silah konusunu görüşmeden önce saldırganlığın durdurulması gerektiği konusunda birleşmesini şaşkınlıkla karşıladığını ifade etti.

Kasım, “Sadece Güney Litani'de geçerli olan anlaşmanın uygulanması için devlete yardım ettik ve her kim ateşkesi silahların geri çekilmesine bağlıyorsa, ona bu meselenin bir iç mesele olduğunu söyleyin. Saldırganlık dursun, İsrail geri çekilsin ve esirleri iade etsin, sonra da bizden en tatlı tartışmayı ve en iyi yanıtı alsın. Bizler, sadece İsrail'e yönelik belirli araçlarla toprağı özgürleştirmek için direniş yolu ve devleti inşa etmek için siyasi yol üzerinde çalışıyoruz ve bu yollardan birini diğerine tercih etmiyoruz. Ordu, halk ve direniş üçlemesinin formalite değil etkili olması için direniş orduya destektir" şeklinde konuştu.

 Kasım yeniden inşa sorumluluğunun devlete ait olduğunu yineleyerek şunları söyledi: "Devlet iki ana görevi yerine getirmelidir: "Saldırganlığı tüm yollarla durdurmak ve kendi hazinesinden bile olsa yeniden inşa etmek.