İşte 2022’nin en güçlü pasaportları

En güçlü pasaportlar arasında ABD yok

Birçok pasaport sınıflandırması vizesiz seyahate odaklanıyor. (AP)
Birçok pasaport sınıflandırması vizesiz seyahate odaklanıyor. (AP)
TT

İşte 2022’nin en güçlü pasaportları

Birçok pasaport sınıflandırması vizesiz seyahate odaklanıyor. (AP)
Birçok pasaport sınıflandırması vizesiz seyahate odaklanıyor. (AP)

Kifaye O’Leary
Son yayınlanan pasaport endeksine göre küresel açıdan en iyi pasaport Lüksemburg’a ait. Bu küçük Avrupa ülkesi, vergi ve göç danışmanlık şirketi Nomad Capitalist tarafından yayınlanan ‘Nomad Passport Index 2022’de 199 ülke arasında ilk sırada yer aldı.
Birçok pasaport sınıflandırması yalnızca vizesiz seyahate odaklanırken söz konusu endeks, puanlama sistemine ‘vergilendirme, küresel algı, çifte vatandaşlık elde etme yeteneği ve kişisel özgürlükler’ konularını da dahil etti.
Danışmanlık şirketinin CEO’su Andrew Henderson, CNBC’ye yaptığı açıklamada önemli noktanın vizesiz seyahat olmadığına inandığını belirtti. Henderson açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Örneğin seyahat gücü açısından ABD ve Kanada pasaportları benzerdir. Ancak ABD vatandaşıysanız nerede yaşıyor olursanız olun vergiye tabi olursunuz. Dolayısıyla bu iki pasaport yan yana sınıflandırılmamalıdır.”
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre vergi politikalarıyla ilgili olarak, ‘dünya genelinde vergiye tabi yerler’ (örneğin ABD) için 10 puan, vergiye tabi olmayan yerler (örneğin BAE) için 50 puan verildi.
Hederson, ilk 10 sıranın geçen yıla göre değişmediğini belirtti. İlk sıradaki Lüksemburg ile ikinci sıradaki İsveç arasında yarım puan fark kaldığını vurguladı.  
“Her ikisinde de vergiler yüksek ancak ayrılmak istiyorsanız nispeten esnektir” diyen Hederson, her iki ülkenin de dünya genelinde saygın bir yer olduğuna ve kişisel özgürlük açısından üst sıralarda yer aldığına dikkati çekti. İsveç’in bu durumu Kovid-19 pandemisine müdahale etmeme yaklaşımıyla kanıtladığını söyledi.

Geçen yıldan bu yana ne değişti?
Andrew Henderson’a göre kayda değer olan durum, Malta, İzlanda ve Slovakya gibi ülkelerin pasaport gücü açısından ‘insanların hakkında pek fazla konuşmadığı’ yerler olması ve İtalya ve Almanya gibi büyük güçler karşısında konumlarını koruması olarak kendini gösteriyor. Ayrıca bu ülkeler, İngiltere, Avustralya ve ABD gibi ülkelerden daha yüksek puan aldı.
Güney Pasifik Okyanusu’ndaki bir ada olan Vanuatu, Avrupa Birliği Konseyi’nin bu ayın başlarında adayla vize muafiyeti anlaşmasını kısmen askıya almasının ardından 2021’de yer aldığı 69’uncu sıradan bu yıl 85’inci sıraya geriledi. Konseyin internet sitesine göre karar, 130 bin dolar değerindeki yatırımlar karşılığında insanların vatandaşlık elde etmesine olanak sağlayan Vanuatu’da yatırımcı vatandaşlık planlarının, AB açısından bir güvenlik tehdidi oluşturduğu endişeleri nedeniyle alındı.
Endeks ayrıca bazı ülkelerin pasaportlarının insanların düşündüğünden daha güçlü olduğunu da gösteriyor. Henderson onuya dair şunları söyledi:
“İnsanların gerçekten iyi olduğunu fark etmedikleri pasaportlar var. Malezya, ABD’den çok daha iyi performans gösteriyor ki bu ilginç. Orta Amerika’da görüştüğüm herkes, kaliteli olmasına rağmen pasaportlarını beğenmiyor.”

Pasaport cüzdanı
Bir ülkenin pasaport sıralamasının o ülkede ikinci veya üçüncü bir vatandaşlık almak isteyen bir kişi açısından uygun olmak zorunda olmadığını söyleyen Henderson sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanlar, genellikle iki nedenden biri için bir pasaport cüzdanı oluşturur; ya vergileri azaltmak ya da ikamet planına sahip olmak.
Andrew Henderson, Lüksemburg vatandaşlığının muhtemelen bu gruplardan hiçbirine hizmet etmeyeceğine dikkat çekti.
İlk 50 ülke endeksine göre İsveç, Lüksemburg’un ardından ikinci, İrlanda üçüncü, Belçika ve İsviçre dördüncü sırayı paylaştı. Finlandiya, Portekiz ve Çek Cumhuriyeti ortaklaşa altıncı, Hollanda ve Singapur dokuzuncu oldu. İtalya 11, Danimarka, Avusturya, Almanya, Fransa ve Güney Kore 12’inci sırada yer aldı. Malta 17., İzlanda, Norveç, Slovakya ve Japonya 18., Letonya ve İspanya 23., Litvanya 25., İngiltere, Yunanistan ve Kanada 26., Liechtenstein 29., Slovenya 30. ve Kıbrıs Rum Kesimi 31’inci sıraya yerleşti. Macaristan, Estonya, Avustralya ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) 32., Romanya, Monako ve Şili 36., ABD 41., Bulgaristan ve Hırvatistan 42., Andorra ve Hong Kong 44., San Marino, Saint Kitts ve Nevis, Brezilya, Arjantin ve Brunei 49’uncu sırada yer aldı.
Ülke sıralaması açısından endeksin prosedürleri ise şu şekilde;
- Vizesiz seyahat, yüzde 50  kolayca seyahat etme yeteneği)
- Vatandaşlara uygulanan vergiler, yüzde 20 (pasaport sahiplerine yönelik vergi ve kısıtlamalar)
- Çifte vatandaşlık, yüzde 10 (ülkelerin dünya genelindeki dağılımı)
Kişisel özgürlük, yüzde 10 (Faktörler arasında basın özgürlüğü, hükümet gözetimi ve zorunlu askerlik hizmeti de yer alıyor)



Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
TT

Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal (GI) kanserlerde çarpıcı bir artış yaşanıyor.

Araştırmacılar perşembe günü The Journal of the American Medical Association'da (JAMA) yayımlanan incelemede, kalınbağırsak veya pankreas kanseri gibi gastrointestinal kanserlerin "ABD'de erken yaşta ortaya çıkan kanserler arasında en hızlı artış gösterenler" olduğunu belirtiyor.

Erken yaşta ortaya çıkan gastrointestinal kanserler arasında ABD birinciliğini, kolon veya rektumda gelişen kalınbağırsak kanseri 2022'de aldı ve 20 bin 800'ü aşkın kişiye teşhis kondu.

Mide zarında gelişen mide kanseri o yıl 2 bin 689 kişide teşhis edilirken, onu 2 bin 657'yle pankreas kanseri ve 875'le yemek borusu kanseri izledi.

Erken yaşta görülen gastrointestinal kanserlerin çoğu obezite, kötü beslenme ve orta derecede hareketsiz bir yaşam tarzı gibi, değiştirilebilecek risk faktörleriyle bağlantılı. Sigara ve içki içmek de diğer risk faktörleri arasında.

Dana-Farber Kanser Enstitüsü Genç Yaşta Ortaya Çıkan Kalınbağırsak Kanseri Merkezi Direktörü Dr. Kimmie Ng, ortak yazarlarından olduğu inceleme hakkında NBC News'a yaptığı açıklamada, "İnsanların bebekken, çocukken ve ergenlik çağındayken yaptıkları ya da maruz kaldıkları şeyler, muhtemelen genç yetişkinlikte kansere yakalanma risklerine katkı sağlıyor" diyor.

Aile geçmişi ve kalıtsal sendromlar gibi, hastaların üzerinde kontrol sahibi olmadığı risk faktörleri de var. Erken yaşta görülen kalınbağırsak kanserinden muzdarip kişilerde bağırsak iltihabı olabilir.

Araştırmacılar incelemede şöyle yazıyor:

Erken yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarının durumu, daha geç yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarına benzer veya daha kötü seyrediyor. Bu da gelişmiş önleme ve erken teşhis yöntemlerine duyulan ihtiyacı vurguluyor.

Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society/ACS), kalınbağısak kanseri riski ortalama düzeyde olan kişilerin 45 yaşında düzenli taramaya başlamasını öneriyor. ACS, 2018'den önce taramaların 50 yaşında başlamasını tavsiye ediyordu.

Kâr amacı gütmeyen Kalınbağırsak Kanseri Birliği'nin baş tıbbi danışmanı Dr. John Marshall, yer almadığı inceleme hakkında NBC News'a "Eskiden bu yaş grubunda hiç görülmezdi ama şimdi 20, 30 ve 40'lı yaşlarında kolon kanserine yakalananların sayısında kayda değer bir artış var" diyor.

Gastrointestinal kanseri olan genç hastaların hayatta kalma oranlarının, neden yaşlılardan daha kötü olduğu belirsizliğini koruyor.

New Jersey'deki Rutgers Kanser Enstitüsü ve RWJBarnabas Health'ten gastrointestinal onkoloji direktörü Dr. Howard Hochster, NBC News'a, dahil olmadığı inceleme hakkında şu ifadeleri kullanıyor: 

Bana göre bu, hastalığı daha ileri bir aşamada saptamamızdan kaynaklanıyor çünkü spesifik olmayan bu şikayetlerde bulunan genç bir kişiyi görünce, gerçekten kolon veya diğer GI kanserler akla gelmiyor.

Ancak Ng, kanserin evresi hesaba katıldığında bile genç hastaların hayatta kalma oranlarının daha kötü göründüğünü söyleyerek bunun biyolojik bir nedeni olup olmadığını sorguluyor.

Independent Türkçe