Irak’ta gıda güvenliği yasa tasarısı tartışılıyor

Irak’ta gıda güvenliği yasa tasarısı tartışılıyor
TT

Irak’ta gıda güvenliği yasa tasarısı tartışılıyor

Irak’ta gıda güvenliği yasa tasarısı tartışılıyor

Irak’ta Şii Sadr Grubu, Sünni Egemenlik Koalisyonu ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin oluşturduğu Vatanı Kurtarma İttifakı, Gıda Güvenliğine Acil Destek yasa tasarısına destek verdi. Üçlü İttifak, hükümet tarafından sunulan söz konusu yasa tasarısının Irak’ın gıda güvenliğini sağlayacağını, yoksulluğu azaltarak mali istikrara katkı sunacağını ve vatandaşların yaşam koşullarını iyileştireceğini savunuyor. Buna karşılık bazı parlamento çevreleri, yolsuzluk ve israf için yeni imkanlar sağlayabileceği ve hükümetin genel bütçeyi ihlal etmesine olanak tanıyacağı gerekçesiyle söz konusu yasa tasarısına karşı çıkıyor.  
Milletvekili Ahmed er-Rebi konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:
“Bu yasa tasarısı son derece tehlikelidir. Parlamentonun genel bütçe hazırlama yetkisinin hükümete devredilmesi anlamına gelir. Yıllık genel bütçenin içeriğinin boşaltılmasına olanak sağlar ve hükümetin bütçe kararlarının parlamentonun kararlarına baskın gelmesine neden olur.”
Meclis dışındaki araştırmacı ve analistler de yasa tasarısına tepkili. Mevcut geçici hükümetin görev süresinin dolması nedeniyle meclise yasa tasarısı gönderme yetkisine sahip olmadığına dikkat çeken uzmanlar, parlamentonun cumhurbaşkanlığı ya da başbakanlıktan gönderilmediği sürece yasa tasarılarına onaylamada sınırlı bir yetkisi olduğunu belirttiler. Ülkedeki siyasi güçler arasındaki çekişmelerin yol açtığı tıkanıklık, acil ihtiyaç duyulan yasaların dahi meclisten geçmesine engel oluyor. Seçimlerin ardından beş ay geçmesine rağmen hükümetin kurulamaması, Irak federal bütçesi dahil birçok yasanın onaylanamamasına yol açtı.   
Maliye, Ticaret ve Devlet bakanlarından müteşekkil olan hükümete bağlı Maliye Komisyonu dün meclis çatısı altında bir toplantı gerçekleştirerek Gıda Güvenliğine Acil Destek yasa tasarısını tartıştı. Meclisten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Komisyon üyeleri, kanun taslağının maddelerini, hukuki temellerini ve meclise sevk edilmesi gerekçelerini tartıştı. Bazı maddelerde değişiklik önerildi, ödeneklerin dağıtımıyla ilgili hususlar ele alındı. Ayrıca Kürdistan Bölgesi'nin petrol dışı gelirleri, yükümlülük ve hakları değerlendirildi. Petrol dışındaki gelirlerin çeşitlendirilmesi konuları, iç ve dış borçlanmanın nedenleri ve vergilendirme sistemleri üzerinde duruldu.”  
Milletvekili Hadi Selami’nin konuya dair değerlendirmesi ise şöylşe oldu:
“Yasa tasarısı prensipte zor ekonomik bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde vatandaşın üzerindeki yükün hafifletilmesine yardımcı olabilir. Ancak yolsuzluk mafyasının muhtemel yasayı istismar etmesine ve yasadan doğan boşlukların kötüye kullanılmasına izin verilmemelidir.”  
Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Selami sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yasa tasarısının yetkisi dışında geçici hükümet tarafından sunulması onun onaylanmayacağı anlamına gelir. Meclisten geçse dahi Yüksek Federal Mahkeme nezdinde itiraza uğrayacaktır.”
Yasa tasarısının onaylanması halinde, genel bütçeyi ihlal edeceği çekincesini dillendiren Selami, önceki gün mecliste görüşülen yasa tasarısının hükümete, Maliye Bakanlığı’ndaki fonların yanı sıra yerel ve uluslararası kuruluşların sağladığı hibe ve desteklere ulaşım imkanı verdiğini, bu meblağlarınsa sadece yüzde 35’inin gıda güvenliği, yoksulluğun azaltılması ve sosyal projelerde kullanılmasının öngörüldüğünü söyledi.  



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24