İsrail Başbakanı Bennett, ruhsatı olan İsrailli sivilleri silah taşımaya çağırdı

AA
AA
TT

İsrail Başbakanı Bennett, ruhsatı olan İsrailli sivilleri silah taşımaya çağırdı

AA
AA

İsrail Başbakanı Naftali Bennett, dün Beni Barak kentinde 5 İsraillinin öldüğü saldırı da dahil son günlerde art arda yaşanan saldırılar üzerine ruhsatı olan İsrailli sivillere "silah taşıyın" çağrısında bulundu.
Bennett, dün akşam saatlerinde başkent Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak kentinde biri polis 5 İsraillinin ölümüne yol açan saldırının ardından yayınladığı görüntülü mesajda İsraillilere seslenerek, bir dizi yeni güvenlik önlemleri kararları aldıklarını açıkladı. 
Bennett, "İsrail vatandaşları, şu anda kanlı bir terör dalgası yaşıyoruz ve önceki tüm dalgalarda olduğu gibi birlikte galip geleceğiz." dedi. 
Güvenlik teşkilatının İsrail şehirlerinin güvenliğini ve İsraillilerde güvenlik duygusunu yeniden tesis etmek için son 24 saattir tüm gücüyle çalıştığını kaydeden Bennett, "İsrail ordusu, İç Güvenlik Servisi Şin-Bet ve İsrail polisi, saldırıda bulunmayı planlayanlara zamanında ulaşmak için istihbarat operasyonlarını önemli ölçüde artırdı. Üniformalı ve silah taşıyanların ülke genelindeki varlığını da yoğunlaştırdık. Benim açımdan, kaynaklarda sınır yoktur." diye konuştu. 
İsrail Başbakanı, İsrail şehirlerindeki güvenlik birimlerinin güçlendirilmesi kapsamında İsrail ordusu tarafından polis gücüne askeri birim desteği sağlayacağını belirtti.

 İsrail hükümeti, "caydırıcılık" bahanesiyle Filistinli saldırganın ailesinin evini yıkacak
Bennett ayrıca, Beni Barak saldırısını düzenleyen Filistinli Ziya Hemarişe'nin (27) işgal altındaki Batı Şeria'nın Cenin kentine bağlı Yabed beldesinde yaşayan ailesinin evini de "caydırıcılık yaratmak için" yıkacaklarını kaydetti. 
Bennett, şunları söyledi:
"Ayrıca yeni bir 'Sınır Polis Tugayı' kurmaya karar verdik. Bu, 'Duvarların Muhafızları Operasyonu'ndan (Mayıs 2021'de Gazze'ye karşı düzenlenen İsrail saldırıları) alınan bir ders olarak, mevcut terör dalgasının ötesinde stratejik bir hamledir. Acil müdahale motosiklet birimi kurduk; dün gece Beni Barak'taki teröristi ortadan kaldıran güç buydu. 
Güçlerimiz şu ana kadar 200'ün üzerinde soruşturma ve tutuklama operasyonu gerçekleştirdi. Teröristin Yabed'deki evinin yıkımı için şimdiden plan yapıldı ve caydırıcılık yaratmak için burayı mümkün olan en kısa sürede yıkmak için çalışıyoruz."

İsrailli Arapların silahlarına el koyma kararı, Yahudilere ise silahlanma çağrısı
İsrail Başbakanı, şöyle devam etti:
"Ayrıca, Arap toplumundaki yıllardır inanılmaz miktarda birikmiş olan yasadışı silahların toplanmasını da hızlandırıyoruz. Şimdi bunu temizlemenin zamanı geldi. İsrail ordusu, Yahuda ve Samara'daki (işgal altındaki Batı Şeria'nın Talmud'daki adı) ve oranın bağlantı hattı boyunca birimlerini 15 taburla takviye etti ve bu çok önemli bir kuvvet. 
Şu andan itibaren, tüfek seviyesi 3 ve üstü olan, zorunlu, profesyonel ve yedek hizmetteki askerler silahlarını üslerinden evlerine giderken silahlarını yanlarında taşıyacaklar. Ayrıca şu anda yardım etmek ve destek olmak isteyen sivil gönüllüleri de (bu çabalara) dahil edebileceğimiz daha geniş bir çerçeve için değerlendirme yapıyoruz."
Yahudi sivillere de silah bulundurma çağrısı yapan Bennett, İsraillilere şöyle seslendi:
"Sizden ne bekleniyor İsrail vatandaşları olarak? Tetikte ve sorumlu olmanız. Gözlerinizi açın. Kimin silah taşıma ruhsatı varsa, şimdi onu taşımasının zamanıdır. 
İsrail vatandaşları, bu bizim ne birinci ne de ikinci terör dalgamızdır. Mücadele konusunda tecrübeliyiz. İsrail toplumu sınandığı zaman soğukkanlı olmayı, dirençli kalmayı ve duruma ayak uydurmayı bilir. Bizi yıldıramazlar."

Beni Barak saldırısı
İsrail polisinden yapılan açıklamada, 29 Mart akşamı Tel Aviv'in doğusundaki Beni Barak kentinde düzenlenen silahlı saldırıda biri polis 5 kişinin hayatını kaybettiği bildirilmişti.
Açıklamada, "otomatik tüfekle sokakta sivillere ateş açan teröristin" güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildiği kaydedilmişti.
İsrail polisi, saldırganın, işgal altındaki Batı Şeria'nin Cenin kentine bağlı Yabed beldesi sakini Ziya Hemarişe (27) olduğunu bildirmişti.

İsrail'de üst üste saldırılar
Bu, İsrail'de bir hafta içinde düzenlenen üçüncü saldırı oldu.
Ülkenin güneyindeki Birusseba kentinde 22 Mart'ta düzenlenen bıçaklı saldırıda 4 İsrailli hayatını kaybetmişti. Saldırganın DEAŞ sempatizanı olduğu ve daha önce "güvenlikle ilişkili" suçlardan hapis yattığı belirtilmişti.
Hadera şehrinde ise 27 Mart akşamı iki saldırganın açtığı ateş sonucu 2 polis ölmüş, 3 polis yaralanmıştı. İsrail polislerini hedef alan saldırıyı terör örgütü DEAŞ üstlenmişti.



Hamaney düşerse yerine kim geçecek?

Beyrut'taki İran Büyükelçiliği binasında, İsrail ile yaşanan çatışmalarda öldürülen Lübnanlı, Filistinli ve İranlı liderlerin fotoğraflarının önünde Hamaney ve Humeyni'nin portreleri duruyor. (EPA)
Beyrut'taki İran Büyükelçiliği binasında, İsrail ile yaşanan çatışmalarda öldürülen Lübnanlı, Filistinli ve İranlı liderlerin fotoğraflarının önünde Hamaney ve Humeyni'nin portreleri duruyor. (EPA)
TT

Hamaney düşerse yerine kim geçecek?

Beyrut'taki İran Büyükelçiliği binasında, İsrail ile yaşanan çatışmalarda öldürülen Lübnanlı, Filistinli ve İranlı liderlerin fotoğraflarının önünde Hamaney ve Humeyni'nin portreleri duruyor. (EPA)
Beyrut'taki İran Büyükelçiliği binasında, İsrail ile yaşanan çatışmalarda öldürülen Lübnanlı, Filistinli ve İranlı liderlerin fotoğraflarının önünde Hamaney ve Humeyni'nin portreleri duruyor. (EPA)

İsrail, 1979 devriminden bu yana İran'ı yöneten Velayet-i Fakih rejimini devirme arzusunu gizlemiyor. Ancak analistlere göre İran muhalefeti içindeki bölünme ve yeni hükümetin daha az sertlik yanlısı olacağına dair bir garantinin olmaması nedeniyle bu bahis risklerle dolu.

İran Radyo ve Televizyon Kurumu gibi nükleer ya da balistik tesis olmayan yerlerin hedef alınmasının ardından İsrail'in asıl amacının, İran'ın nükleer ve balistik kapasitesini zayıflatmakla sınırlı olmadığı, aynı zamanda Dini Lider Ali Hamaney'in görevden alınmasını da içerdiği yönündeki spekülasyonlar arttı.

Her ne kadar ABD Başkanı Donald Trump, “Hamaney'in nerede saklandığını biliyoruz” demiş olsa da, otuz buçuk yılı aşkın süredir iktidarda olan lideri devirmenin sonuçları risk ve belirsizliklerle dolu.

sd
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ve İran Dini Lideri Ali Hamaney (AFP)

Avrupalı liderler, ABD'nin 2003'te Irak'ı işgali ve NATO'nun 2011'de Libya'ya askeri müdahalesinin sonuçlarından habersiz değiller.

Saddam Hüseyin ve Muammer Kaddafi rejimleri yıkıldı, ancak diktatörlüğün çöküşü her iki ülkede de yıllarca süren kanlı kargaşaya yol açtı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kanada'daki G7 zirvesinin sonunda yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Bugün en büyük hata İran'da askeri yollarla rejim değişikliği aramaktır, çünkü bu kaosa yol açacaktır. 2003 yılında Irak'ta yaşananların ya da son on yılda Libya'da yaşananların iyi bir fikir olduğunu düşünen var mı? Hayır!”

Devrim Muhafızları Ordusu

Uzmanlar, Hamaney ve çevresindekilerin devrilmesinin, Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) ya da silahlı kuvvetlerin sertlik yanlısı üyeleri tarafından doldurulabilecek bir boşluk yaratabileceğine dikkat çekiyor.

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Nicole Grajewski, ‘İsrail saldırılarının nükleer silahların ortadan kaldırılmasından ziyade rejim değişikliğine odaklanmış gibi göründüğünü’ söyledi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Grajewski, “İsrail'in balistik füzeler ve askeri yeteneklerle ilgili tesisleri hedef aldığına şüphe yok, ancak aynı zamanda İran Radyo ve Televizyon Kurumu gibi rejimin liderliğini ve sembollerini de hedef alıyor. Rejim düşerse, liberal ve demokratik bir hükümet için umutlar var. Ancak DMO gibi başka güçlü oluşumların ortaya çıkma olasılığı da yüksek” ifadelerini kullandı.

Devrik İran Şahı'nın oğlu Rıza Pehlevi

En önde gelen muhalif isimlerden biri, ABD'de ikamet eden, devrik İran Şahı'nın oğlu Rıza Pehlevi.

Rejimin ‘çöküşün eşiğinde’ olduğunu söyleyen Pehlevi, Hamaney'i ‘paranoyak bir fare gibi yeraltına saklanmakla’ suçladı.

Pehlevi, rejimin Yahudi devletini tanımayı reddetmesine karşı çıkmak için uzun zamandır babasının hükümdarlığı sırasında İsrail ile var olan yakın ilişkinin yeniden tesis edilmesi çağrısında bulunuyor.

Şah rejiminin destekçileri böyle bir yakınlaşmayı, Yahudileri Babil İmparatorluğu'ndan kurtaran en büyük Pers krallarından biri olan Kiros'a atfen ‘Kiros Anlaşmaları’ olarak adlandırıyor.

Ancak Pehlevi İran içinde ya da dışında evrensel bir desteğe sahip değil.

Özellikle İsrail'in İran'a yönelik saldırılarını kınamayı reddetmesinden sonra Pehlevi'nin tutumu ve İsrail'le ilişkileri bir bölünme kaynağı oldu.

Halkın Mücahitleri Örgütü

Halkın Mücahitleri Örgütü lideri Meryem Recavi çarşamba günü Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, “İran halkı rejimin düşmesini istiyor” dedi.

Halkın Mücahitleri Örgütü diğer muhalif gruplar tarafından sevilmiyor ve İran-Irak savaşında Saddam Hüseyin'i desteklediği için bazı İranlılar tarafından şüpheyle karşılanıyor.

Ottawa Üniversitesi'nde çalışan Prof. Dr. Thomas Juneau, “Alternatif aramanın zorluklarından biri de örgütlü, demokratik bir alternatifin olmaması” dedi.

Rıza Pehlevi'nin ‘İran içinde ve dışında en çok tanınan’ muhalefet lideri olduğunu kabul eden Juneau, ‘tek alternatifin ve ne yazık ki en endişe verici senaryolardan birinin DMO tarafından bir darbe yapılması veya teokrasiden askeri diktatörlüğe geçiş’ olduğunu belirtti.

thyuı8o
Bağdat'ta bir caddede Hamaney'e zarar verilmemesi konusunda bir uyarı levhası (AFP)

Uzmanlar, ülkede istikrarsızlığı arttırabilecek ve genellikle göz ardı edilen bir faktör konusunda uyardı: ‘İran'ın karmaşık etnik yapısı’. Zira İran’da Kürtler, Araplar, Beluciler ve Türklerden oluşan büyük azınlıklar Fars çoğunluk ile bir arada yaşıyor.

Nicole Grajewski, ‘etnik bölünmelerin düşman devletler tarafından istismar edilebileceği’ uyarısında bulundu.

ABD merkezli bir düşünce kuruluşu olan Soufan Center'dan analistler de İran'da Irak'takine benzer bir senaryonun baş gösterdiği ve mevcut rejimin ayakta kalmasının ‘stratejik bir başarısızlık’ olarak görüldüğü uyarısında bulundu.

Analistler, “Rejim değişikliğinden sonra ne olacağını öngörmek halen zor. Ancak değişim, Irak'tan daha büyük ölçekte bölgesel huzursuzluğa yol açabilir ve bunun küresel yansımaları olabilir” değerlendirmesinde bulundu.