Cezayir: Blinken, Tebbun ile Batı Sahra ihtilafını görüştü

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, 30 Mart’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’i Muradiye Sarayı’nda kabul etti (Reuters)
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, 30 Mart’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’i Muradiye Sarayı’nda kabul etti (Reuters)
TT

Cezayir: Blinken, Tebbun ile Batı Sahra ihtilafını görüştü

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, 30 Mart’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’i Muradiye Sarayı’nda kabul etti (Reuters)
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun, 30 Mart’ta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’i Muradiye Sarayı’nda kabul etti (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 30 Mart’ta Cezayir’de Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun tarafından kabulünün ardından Cezayir - ABD ilişkilerinin köklü geçmişine övgüde bulundu. Hükümete yakın kaynaklar, görüşmelerin yoğunlukla ‘Cezayir ve Fas arasındaki Batı Sahra ihtilafı, Ukrayna savaşı ve Sahel’de terörle mücadele’ üzerine odaklandığını belirtti.
Blinken, Tebbun ile görüşmesi öncesinde ABD’nin Cezayir Büyükelçiliği binasında gazetecilere yaptığı kısa açıklamada “İki ülke arasındaki ilişkiler çok güçlü” dedi. Karşılıklı ticaretin, Kovid-19 krizinin başlangıcında 1,2 milyar dolar ve 2021 sonunda ise yaklaşık 2,2 milyar dolar olarak tahmin edildiğini söyleyen Blinken, kendilerinin ise 6 milyar doları hedeflediklerini ifade etti. Bakan, diğer alanlarda da deneyim alışverişinde bulunmaya çalıştıklarını söylerken, ABD’nin gelecek Haziran ayında her yıl düzenlenecek olan ‘Cezayir Uluslararası Fuarı’nın onur konuğu olacağını dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı’nın Cumhurbaşkanı Tebbun ile görüşmelerini takip eden aynı kaynaklara göre görüşmeler sırasında, ‘Libya’daki krize barışçıl bir çözüm bulma ihtiyacı, Afrika’nın Sahel bölgesinde terörle mücadele, sınır kontrolü ve yoksul bölgelerin geliştirilmesi çabalarında yerel yönetimleri desteklemeyi sürdürme’ konuları ele alındı. 12 ABD medya kuruluşundan gazetecilerin eşlik ettiği ABD’li yetkili, Sahel bölgesinde faaliyet gösteren DEAŞ ve El-Kaide unsurlarıyla bağlantılı radikalizm yanlılarına karşı mücadelede Cezayir ile iş birliğine de övgüde bulundu.
Görüşmede Ukrayna’daki savaşa da değinilirken Blinken, saldırgan tarafından Rusya olduğunu ve Ukrayna’ya karşı saldırganlığını durdurması gerektiğini vurguladı. Blinken ayrıca, Batılı hükümetlerin Moskova’yı Ukrayna’yı işgal etmeye devam etmekten caydırmak için daha fazla yaptırım uygulayacağını söyledi. Cezayir, Ukrayna krizinde tarafsız bir tavır sergiliyor. Kendisi, Rusya’nın önemli bir tarihsel müttefiki. 1962’deki bağımsızlığından bu yana sosyalist yaklaşımı benimsemiş durumda. Aynı kaynaklara göre Blinken, Cezayirlilere ise ABD’nin Fas ile Cezayir arasındaki Sahra gerginliğini sona erdirme arzusunu dile getirdi. Antony Blinken, Cezayir’in, Avrupa’nın ana enerji tedarikçilerinden biri olması dolayısıyla, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ortasında bu gerginliğin bölgeden Avrupa’ya enerji arzı üzerindeki etkisinden korktuğunu ifade etti.
Cezayir’in geçen Ağustos ayında Fas ile ilişkilerini kesmesi sonrasında, Fas üzerinden İspanya’ya gaz ihraç etmek için kullandığı Kuzey Afrika - Avrupa doğalgaz boru hattını işletmek için sözleşmeyi yenilememeye karar verdiği biliniyor.
Öte yandan Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, kendisini Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya getiren verimli çalışma oturumu dolayısıyla memnun olduğunu dile getirdi. Lamamra, “Görüşmelerimiz, iki ülke arasındaki ikili ortaklığı güçlendirmek ve ortak değerlerimiz ve çıkarlarımız doğrultusunda bölgesel ve uluslararası düzeyde barış ve istikrarı teşvik etme taahhüdümüzü geliştirmek için umut verici fırsatlara odaklandı” ifadelerine yer verdi.
Rabat’tan ülkeye gelen Blinken’ın Cezayir ziyareti 6 saat sürdü.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman da 10 Mart’ta Cezayir’e ziyarette bulunarak, Cumhurbaşkanı Tebbun ve Lamamra ile bir araya gelmişti.



Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
TT

Hamas'ın askeri operasyonları Gazze Şeridi'ndeki ateşkesi nasıl etkiliyor?

 Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)
Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları mensupları (Getty Images)

Hamas'ın Gazze Şeridi'nde İsrail askerlerine karşı yürüttüğü nitelikli askeri operasyonlar, ateşkes müzakereleri ve Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına varma şansı üzerindeki etkilerinin boyutu hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Gözlemciler, direniş operasyonlarının ‘İsrail hükümeti üzerinde ateşkes anlaşmasını kabul etmesi için bir baskı kartı’ oluşturduğuna inanıyor ve ‘askeri operasyonların devam etmesinin, özellikle artan sokak baskısıyla birlikte İsrail tarafını ateşkesi kabul etmeye itebileceğini’ belirtiyor.

Mısır, Katar ve ABD öncülüğünde Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşması imzalanması için yürütülen arabuluculuk çalışmaları aksamaya devam ediyor. Gazze şehrinin doğu bölgelerindeki Refah ve Han Yunus'un yanı sıra Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun ve Beyt Lahiya'da son zamanlarda sık sık düzenlenen direniş operasyonlarında çok sayıda İsrail askeri öldürüldü ve yaralandı.

Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerleri (Arşiv - Reuters)

Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, bu hafta Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde İsrail askerlerinin, tanklarının ve buldozerlerinin hedef alındığını ve İsraillilerin kayıplar verdiğini duyurdu.

Hamas'ın askeri operasyonları, İsrail hükümetinin 19 Mart'ta ateşkes anlaşmasını bozmasından bu yana İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşti.

19 Ocak'ta Hamas ve İsrail uluslararası arabulucuların (Mısır, ABD ve Katar) çabalarıyla Gazze Şeridi'nde bir ateşkes anlaşmasına vardı. Anlaşmanın ilk aşaması 42 gün sürecek ve bu süre zarfında ikinci ve üçüncü aşamaların uygulanması için görüşmeler yapılacaktı. Ancak İsrail tarafı ilk aşamanın sona ermesinin ardından Gazze Şeridi'nde askeri operasyonlarına yeniden başladı.

Uluslararası Filistin Halkının Haklarını Destekleme Komitesi Başkanı Salah Abdulati, Filistin direnişinin operasyonlarının ‘Filistinlilerin haklarını desteklemek ve saldırganlığı durdurmak için devam eden uluslararası baskı ile Gazze Şeridi'ndeki ateşkes sürecini hızlandırdığına’ inanıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan Abdulati, “Askeri operasyonların devam etmesi, Tel Aviv'de devam eden savaşın kayıpları nedeniyle İsrail sokağının baskısı ve protestoları yoluyla İsrail hükümeti üzerinde bir baskı kartı oluşturuyor. Savaşın İsrail hükümetine yüksek maliyeti, onu saldırganlığı uzatma politikalarını yeniden gözden geçirmeye itiyor” ifadelerini kullandı.

Abdulati'ye göre İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik devam eden saldırganlığı karşısında Hamas'ın elinde ‘İsrailli esirler, direniş, uluslararası ve Arap baskıları’ gibi İsrail tarafına yönelik baskı kartları var.

Hamas 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerinden yaklaşık 250 kişiyi esir aldı ve İsrail hükümeti 57 esirin bugün halen Gazze Şeridi'nde olduğunu söylüyor.

Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)Yerlerinden edilmiş Filistinliler, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan yardım alıyor. (AFP)

Askeri operasyonlar İsrailli karar alıcılar üzerinde bir baskı unsuru oluştursa da uluslararası ilişkiler profesörü Dr. Tarık Fehmi bu operasyonları ateşkes çabalarını ilerletmek için yeterli görmüyor. Fehmi'ye göre bu operasyonlar, İsrail sokağının Netanyahu hükümetine ateşkes anlaşmasını hızlandırması için baskı yapması yoluyla ateşkes süreci için sadece bir katalizör olabilir.

Şarku’l Avsat'a açıklamalarda bulunan Fehmi, Hamas’ın askeri operasyonlarının ‘ateşkes sürecinde güvenilebilecek tek motor olmayacağına’ ve ‘İsrail tarafı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğuna’ inanıyor. Fehmi, İsrail ve Hamas'ın yakında, ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Gazze Şeridi'nde ateşkes için değiştirilmiş önerisine yanıt vereceğini umuyor.

Witkoff kısa bir süre önce Gazze Şeridi'nde 60 günlük ateşkes, halen esir tutulan 57 kişiden 28'inin bin 200'den fazla Filistinli mahkûmla takas edilmesi ve Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini öngören bir öneri sundu.

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes, Hamas'ın kalan esirleri ancak İsrail'in savaşı sona erdirmeyi kabul etmesi halinde serbest bırakacağını söylemesi ve Netanyahu'nun Hamas silahsızlandırılmadan ve Gazze Şeridi'nden çıkarılmadan savaşı sona erdirmeyeceğini taahhüt etmesi nedeniyle zorluklarla karşı karşıya.

Fehmi, İsrail'in ‘önümüzdeki dönemde Güney Lübnan'daki gelişmelere ve Yemen'deki Husilerin defalarca bombalanmasının ardından Yemen cephesine odaklanacağını’ düşünüyor. Fehmi, bu gelişmelerin İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki durumu sakinleştirmeye itebileceğini ifade etti.