Irak Meclisi üçüncü oturumunda da cumhurbaşkanını seçemezken Sadr, Maliki'nin girişimini reddetti

Irak Meclisi’nde dün yapılan cumhurbaşkanı seçim oturumunda yeter sayısı sağlanamadı (EPA)
Irak Meclisi’nde dün yapılan cumhurbaşkanı seçim oturumunda yeter sayısı sağlanamadı (EPA)
TT

Irak Meclisi üçüncü oturumunda da cumhurbaşkanını seçemezken Sadr, Maliki'nin girişimini reddetti

Irak Meclisi’nde dün yapılan cumhurbaşkanı seçim oturumunda yeter sayısı sağlanamadı (EPA)
Irak Meclisi’nde dün yapılan cumhurbaşkanı seçim oturumunda yeter sayısı sağlanamadı (EPA)

Irak Meclisi, cumhurbaşkanını seçmek için gereken üçte ikilik salt çoğunluğu sağlayamadığından dünkü üçüncü oturumda da yeni cumhurbaşkanını seçemedi.
İlki 7 Şubat'ta yapılan cumhurbaşkanı seçim oturumu, ana siyasi partilerin seçim mekanizması üzerinde anlaşma sağlayamamaları nedeniyle boykot edilmişti. Siyasi güçler, ülkedeki mevcut siyasi çıkmazı aşmak için yoğun müzakerelere başlarken, cumhurbaşkanı adayı konusunda Kürt partiler arasında yaşanan anlaşmazlık ve Meclis’teki en büyük blok konusunda Şii partiler arasındaki fikir ayrılığı nedeniyle cumhurbaşkanı seçimi için düzenlenen oturumların hiçbirinde ilerleme sağlanamadı.
Anlaşmaya varılamaması sonucunda iki karşı kutup ortaya çıktı. Kutuplardan birini Mukteda es-Sadr liderliğindeki (Şii) Sadr hareketi, Hamis el-Hancer ve Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi liderliğindeki (Sünni) Egemenlik İttifakı’nın ve Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) yer aldığı ‘Vatanı Kurtarma İttifakı’ adlı üçlü koalisyon oluştururken, diğerinde Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) yer aldı. İkinci kutup, Vatanı Kurtarma İttifakı’nın 22 Mart 2022 Cumartesi günü yapılan oturumda, 220 milletvekili ile üçte ikilik salt çoğunluğu sağlayarak cumhurbaşkanını seçmesini engellemek için seferber oldu ve bunu başardı. Mukteda es-Sadr, bağımsız milletvekillerini kendi tarafına çekmek amacıyla yoğun çabalar sarf etmiş, Twitter hesabından paylaştığı üç tweetle Cumartesi günü yapılan oturumda 202 sandalye sayısına ulaşmıştı. Ancak salt çoğunluk için 220 sandalyeye ihtiyaç duyuluyor. Salt çoğunluk kuralı, gündemdeki konuların görüşüleceği olağan bir oturumun düzenlenmesinde yararlı olsa da, üçte iki çoğunluk gerektiren cumhurbaşkanının seçilmesinde hiçbir yarar sağlamadı.
Son oturuma katılan milletvekili sayısı, Vatanı Kurtarma İttifakı'nın bir önceki oturumdaki sandalye sayısının çok altında kaldı ve yaklaşık 175 milletvekili oylamada hazır bulundu.
Üç defa tekrarlanan bu başarısızlık ve anayasal sürenin sona ereceği 6 Nisan 2022 tarihinin yaklaşmasıyla birlikte Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu, bir çözüm girişimi duyurusunda bulunarak Sadr karşısında kendisini sürecin galibi olarak gördü. Ancak Sadr, bu konuda herhangi bir girişimi reddedeceğini önceden duyurmuştu. Sadr,  Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’nun önde gelen liderlerinden Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin, Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’nun ülkedeki meselelerin tam bir çıkmaza sürüklenmesinden sonra durumun geri dönülemez hale gelmesini engellemek amacıyla krizi hemen şimdi çözmek için bir girişim üzerinde çalıştığı şeklindeki açıklamasına cevaben bu tür girişimleri kabul etmeyeceğini daha önce açıkladığını söyledi. Sadr, Twitter'dan yaptığı açıklamada, “Size katılmıyorum, çünkü böyle bir uzlaşı ülkenin sonu demektir. Her türlü uzlaşıya varılamaz” dedi.
Sadr, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Sizin siyasi çıkmaz dediğiniz şey, sizinle aynı fikirde olmaktan daha kolay ve pastayı sizinle paylaşmaktan daha iyi. Uzlaşı hükümeti kurulmasının ülkeye bir yararı yok. Tarafınıza çekmeye çalıştığınız tüm bileşenlerle tartışırken bloklarla nasıl uyum sağlamayı düşünüyorsunuz?”
Daha sonra Iraklılara seslenen Sadr, “Çektiğiniz eski acıların geri gelmesine izin vermeyeceğim. Size boş bir vaatte bulunmuyorum. Artık bu millet dışa bağımlılığa, işgale, normalleşme süreçlerine, kotalara maruz kalmayacak ve bunlara boyun eğmeyecek” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Nuri el-Maliki, Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’nun girişimini bugün sunacağını ve girişimle ilgili istişarelerin hemen başlayacağını duyurdu. Bu arada Sadr'ın söz konusu girişimi baştan reddetmesi, daha sonra açıklanacak bir tarihe kadar ertelenen Meclis oturumuna yönelik siyasi blokajın devam edeceği anlamına geliyor.
Diğer taraftan seçimleri kazanan tüm siyasi partiler, Meclis’in feshedilmesi olasılığından korkuyorlar. Çünkü bundan herkes zarar görecek. Buna karşın halen bir çözüm bulunamadı. Sadr'ın içinde bulunduğu zor durumu daha da kötüleştiren ise diyalogu reddetmesiydi. Bu durum, özellikle en geç gelecek 6 Nisan’daki dördüncü oturumda yine cumhurbaşkanını seçemezlerse herkesin bir sonra aşamada bir bilinmezlikle karşı karşıya kalacağı anlamına geliyor.



Naim Kasım: Ya Lübnan’la birlikte kalacağız ya da dünyada barışa kavuşacağız

Naim Kasım: Ya Lübnan’la birlikte kalacağız ya da dünyada barışa kavuşacağız(foto altı) Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (DPA)
Naim Kasım: Ya Lübnan’la birlikte kalacağız ya da dünyada barışa kavuşacağız(foto altı) Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (DPA)
TT

Naim Kasım: Ya Lübnan’la birlikte kalacağız ya da dünyada barışa kavuşacağız

Naim Kasım: Ya Lübnan’la birlikte kalacağız ya da dünyada barışa kavuşacağız(foto altı) Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (DPA)
Naim Kasım: Ya Lübnan’la birlikte kalacağız ya da dünyada barışa kavuşacağız(foto altı) Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım (DPA)

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım bugün yaptığı açıklamada, “Saldırı ve işgal devam ettiği sürece direniş silahlarını teslim etmeyecek” dedi. Kasım, Lübnan hükümetini ‘Hizbullah'ın silahsızlandırılması’ kararıyla ‘İsrail projesine hizmet etmekle’ eleştirdi.

Kasım, Lübnan hükümetinin ulusal anlaşmayı ihlal eden ve ulusal güvenliği tahrip eden ‘çok tehlikeli’ bir karar aldığını belirtti.

Baalbek'te konuşan Kasım, hükümetin kararının Lübnan'ı saldırı sırasında savunma silahlarından mahrum bıraktığını ve direnişin öldürülmesini kolaylaştırdığını ifade etti.

Kasım, “Bu karar, hükümetin vatanlarındaki ortaklarının öldürülmesini kolaylaştırmayı kabul etmesidir” ifadesini kullandı.

Kasım, Lübnan hükümetini, meydana gelebilecek herhangi bir ‘fitne’ ve iç patlamadan tamamen sorumlu tuttu.

Hizbullah Genel Sekreteri konuşmasında, “Ya Lübnan’la birlikte kalacağız ya da dünyada barışa kavuşacağız” dedi.

Lübnan hükümetini Hizbullah’la çatışmaya girmemesi konusunda uyaran Kasım, “Eğer karşı tarafta durup bize karşı çıkmaya ve bizi yok etmeye çalışırsanız, Lübnan'ın hayatta kalması mümkün değildir. Lübnan ancak tüm bileşenleriyle inşa edilebilir” şeklinde konuştu.

Kasım, İran destekli Hizbullah ve Şii müttefiki Emel Hareketi'nin, Lübnan hükümetiyle diyalog için halen bir fırsat gördüklerinden ABD destekli silahsızlanma planına karşı sokak protestolarını ertelemeye karar verdiklerini söyledi. Ancak gelecekteki protestoların Lübnan'daki ABD Büyükelçiliği'ne kadar ulaşabileceğini ifade etti.