Cezayir, Blinken'ın taleplerini kabul etmedi

ABD'li yetkilinin ‘Medgaz boru hattının yeniden çalıştırılmasını istemediği’ bildirildi.

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun geçen Çarşamba günü el-Muradiye Sarayı’nda Antony Blinken’ı kabul etti (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun geçen Çarşamba günü el-Muradiye Sarayı’nda Antony Blinken’ı kabul etti (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
TT

Cezayir, Blinken'ın taleplerini kabul etmedi

Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun geçen Çarşamba günü el-Muradiye Sarayı’nda Antony Blinken’ı kabul etti (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun geçen Çarşamba günü el-Muradiye Sarayı’nda Antony Blinken’ı kabul etti (Cezayir Cumhurbaşkanlığı)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın geçtiğimiz çarşamba günü ziyaret ettiği ve Rusya ile ilişkilerin ve Sahra ihtilafı konusundaki tutumun gözden geçirilmesini istediği bildirildi. Üst düzey bir Cezayirli yetkili tarafından dün yapılan açıklamada ayrıca geçtiğimiz ağustos ayından bu yana Fas ile kopmuş olan diplomatik ilişkiler hakkında konuşmadığına dikkat çekildi.
Al-Shorouk gazetesinin internet sitesi ve ‘Cezayire Dair Her Şey (Kullu Şey’ An Cezair/ TSA Arabi) adlı internet sitesi tarafından dün aktarılan habere göre Cezayir Dışişleri Bakanlığı Sahra ve Mağrip Özel Temsilcisi Ömer Bellani, AP ajansı tarafından yayınlanan ‘Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Cezayir'i Rusya ile ilişkilerini veya Sahra sorununu yeniden gözden geçirmeye çağırdığı’ haberini yalanladı. Cezayir'in Avrupa Birliği Büyükelçisi olarak uzun yıllar görev yapan diplomat "Bu haber, Blinken'in Cezayir tarafıyla yaptığı görüşmeleri yansıtmıyo” dedi. Bellani, AP’nin haberinin ‘manipülasyona varan kötü niyetli bir tahmine’ dayandığını vurguladı.
Ömer Bellani,, ‘Blinken'ın Cezayirli yetkililerle yaptığı görüşmelerin ‘Cezayir'in Rusya ile ilişkilerini sınırlandırma veya komşusu Fas ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik çalışma çağrısını içermediğini’ kaydetti. Gazetecilerin basın toplantısında kendisine yönelttikleri ve ABD Dışişleri Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan sorularına verdiği yanıtlarıda bu konuyu ele almadığına dikkat çekti. Cezayirli Diplomat, “Görüşmeler sırasında Ukrayna'daki durum ele alındı. Ayrıca çatışmanın gıda güvenliği ve küresel enerji piyasası üzerindeki etkileri açısından tartışıldı” dedi.  
Cezayirli yetkili, Ukrayna'daki savaşla ilgili olarak, ülkesinin ‘Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi’nin ilke ve amaçlarına, devletlerin egemenlik, bağımsızlık ve topraklarına saygıya dayanan uluslararası hukuk kurallarına sıkı sıkıya bağlılığını sürekli olarak teyit ettiğini’ vurguladı.
Cezayirli diplomata göre Blinken, ABD'nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Özel Elçisi’nin, Birleşmiş Milletler himayesinde Sahra'daki siyasi sürecin yürütülmesine ilişkin çabalarını desteklediğini belirtti. ABD Dışişleri Bakanı'nın Cezayir'in Fas topraklarından geçen ve dört ay önce faaliyeti durdurulan ‘Medgaz doğalgaz boru hattının yeniden çalıştırılmasını talep etmediğini’ vurguladı. Bunun yanı sıra Blinken'ın asistanı Wendy Sherman'ın da geçtiğimiz 14 Mart’ta Cezayir'e yaptığı ziyarette de dosyaya değinmediğine dikkat çekti.
Blinken, gerçekleştirdiği basın toplantısında iki büyük Mağrip ülkesi, Cezayir ve Fas arasındaki kopuşun temel nedeni olan bu dosyaya ilişkin şunları söyledi:
 “ABD’nin Sahra ihtilafı konusundaki tutumu değişmedi. İnsanlar için barışçıl ve müreffeh bir gelecek için dosyaya, BM çerçevesinde siyasi bir çözüm bulunmasına destek veriyoruz.”
Blinken, basın toplantısında yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Geçtiğimiz haftalarda Mağrip'teki her ülkenin en az bir ABD’li yetkiliyi ağırladığına tanık oldunuz. Bu, diğer yaşananların yanı sıra bu bölge ile ilişkilere verdiğimiz önemin bir işaretidir.”
ABD’li Bakan, gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar sırasında Ukrayna'daki savaşa ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. ‘Rus askeri harekatının sonuçlarından uzun süredir muzdarip olan Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine’ de değindi. Blinken sözleirni şöyle sürdürdü:
 “Örneğin Suriye ve Libya'da, Moskova için kazanımlar elde etmek için çatışmalardan yararlanan, vatandaşlar ve tüm toplumlar için ölümcül sonuçları olan Rus paralı askerler var. Şimdi bu bölgedeki birçok kişi artan gıda fiyatları gibi Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin acısını başka bir şekilde hissediyor.”
Ukrayna'daki buğday çiftçilerinin, ‘mahsullerini bakmak yerine, ülkelerinin geleceği ve bağımsızlık için savaştıklarını’ vurguladı. Blinken konuya dair şunları söyledi:
“Bu, Karadeniz limanlarından çıkması imkansız olan gemi filosuna tahıl tedarikinin sağlanması pahasına yaşanıyor. Dolayısıyla Kuzey Afrika ve Ortadoğu da dahil olmak üzere dünya genelindeki ülkelerin, Ukrayna'dan büyük miktarlarda buğday elde etmesi Rusya tarafından engelliyor. Tabii ki gıda fiyatları yükseldiğinde aç kalan insan sayısı da artacak. Bu, uluslararası toplumun bu haksız savaşı sona erdirmesi için Rusya üzerindeki baskıyı artırmasının bir başka nedenidir.”



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.