Libya’da dekanın diploması sahte çıktı

Libya Sanat Fakültesi Dekanı’nın diplomasının sahte olduğu ortaya çıktı

Libya Başsavcısı Müsteşar es-Sıddık
Libya Başsavcısı Müsteşar es-Sıddık
TT

Libya’da dekanın diploması sahte çıktı

Libya Başsavcısı Müsteşar es-Sıddık
Libya Başsavcısı Müsteşar es-Sıddık

Geçmişte şöyle denilirdi: “Her yenilik Libya’dan çıkar”. Ancak petrol zengini bu ülkede birbirini takip eden yolsuzluk ve sahtecilik suçları, kamuda çalışma ve istihdam için eşit fırsatlar arayan toplumun birçok kesimini endişelendiriyor.
Bu gerçeklerden biri de, Libya'daki Cumhuriyet Savcılığı'nın soruşturmasıyla ortaya çıkan ve gerekli akademik sertifikaları almadan yüksek akademik pozisyona terfi ettirilmesi.-
Müsteşar es-Sıddık es-Suur başkanlığındaki Libya Başsavcılığı dün, sanık S.A.’nın yetkili makamlar tarafından tanınan lisans veya muadili sertifikalara sahip olmaksızın Zaviye Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı görevine getirilmesi olayıyla ilgili soruşturma işlemlerine başladığını söyledi.
Sanıkların, temel veya uygulamalı bilimler veya beşeri bilimler alanlarında daha yüksek yeterlilik elde etme zorunluluğu ile yükseköğretim kurumlarında öğretmenlik görevini kazanma kurallarını ihlal ettiğinin Cumhuriyet Savcılığı tarafından ortaya çıkarıldığı açıklandı.
İddia makamı, kanıtların, sanığın 2009'dan beri görevlendirildiği, belge almak için eğitimine ara verdiğini ve ABD’deki Delaware Üniversitesi'ne atfettiği belgeyi kasten gerçeğin aksine ibraz ettiğini gösterdiğini tespit etti.
Savcılık, zanlının sahtecilik suçunu işlemek ve yasa dışı maddi menfaat sağlamak suçundan tutuklanarak cezaevine konulmasına karar verdi.
Yüksek Seçim Komisyonu başkanı İmad es-Saih, Libya'daki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri için adayların belgelerini geçen yıldan itibaren incelemeye aldığını, benzer birçok gerçek ortaya çıktığını, Libya cumhurbaşkanlığı adaylarından bazılarının ‘evrakta sahtecilik’ suçunu işlemelerinin yanı sıra vatandaşların aday olmaları için gerekli olan temiz kağıtlarında (sicil kaydı) da sahteciliklerin gerçekleştiğini açıkladı.
Ayrıca İdari Kontrol Otoritesi üst düzey pozisyonları elde etmek için üniversite diplomaları ve eğitim niteliklerini taklit eden ulusal birlik hükümetinin bir dizi üyesinin dosyasına ilişkin bir soruşturma başlattı. İşte bu nedenler Başbakan Abdülhamid Dibeybe’den hükümet üyelerinin özgeçmişleri ve akademik niteliklerinin bir kopyasının kendisine verilmesini talep etmesine sebep oldu.
Hatta Dibeybe’nin kendisi de diplomasını tahrif etme şüphesinden kurtulamadı. Libya Siyasi Diyalog Forumu’nun bazı üyeleri daha önce Başsavcıdan bilimsel bir yeterliliği olmadığı konusunda soruşturma açılmasını talep etmişti. Lisans veya yüksek lisans seviyelerinde, 1990 yılında Kanada Regina Üniversitesi'nden çelişkili sertifikalar sunmuştu. Ancak, Dibeybe, Libya Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesi için karalama kampanyasına maruz kaldığını söyledi.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24