Haseke hapishanesine düzenlenen saldırının ardından gözaltına alınan 100 çocuğun akıbeti hala bilinmiyor

DEAŞ ve Kürtler arasındaki çatışmalardan kaçan 10-12 yaşlarındaki erkek çocukları da içeriyordu

SDG üyeleri, Haseke kentindeki Guveyran mahallesindeki cezaevinin önünde (AFP)
SDG üyeleri, Haseke kentindeki Guveyran mahallesindeki cezaevinin önünde (AFP)
TT

Haseke hapishanesine düzenlenen saldırının ardından gözaltına alınan 100 çocuğun akıbeti hala bilinmiyor

SDG üyeleri, Haseke kentindeki Guveyran mahallesindeki cezaevinin önünde (AFP)
SDG üyeleri, Haseke kentindeki Guveyran mahallesindeki cezaevinin önünde (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) Uzmanları tarafından dün yapılan açıklamada DEAŞ örgütünün Suriye'nin kuzeydoğusunda Kürt savaşçılar tarafından kontrol edilen bir hapishaneye düzenlediği saldırının üzerinden iki aydan fazla bir süre geçmesine rağmen, reşit olmayan 100 tutuklunun akıbetinin hala bilinmediği konusunda uyarıda bulunuldu.
Aşırılık yanlısı örgüt geçtiğimiz 20 Ocak'ta, Heseke şehrinin Guveyran semtindeki Sanayi Hapishanesine yurtdışındaki savaşçılar ve içerideki mahkumlar ile koordineli bir saldırı gerçekleştirdi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne (SOHR) göre, günlerce süren ve yüzlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan çatışmaların ardından ABD destekli Kürt güçleri, yüzlerce örgüt üyesinin kaçmayı başardığı hapishanenin kontrolünü yeniden ele geçirdi.
BM İnsan Hakları Uzmanları, daha önce, 10 ile 12 yaşları arasındaki çocuklar da dahil olmak üzere, olumsuz koşullarda hapishanede ‘zorla alıkonulan’ çocukların varlığı konusunda uyarıda bulunmuştu.
Uzmanlar dün yaptıkları açıklamada, “2022 yılının Ocak ayındaki saldırıdan bu yana, bu çocuklardan en az 100'ünün akıbetinin ve nerede olduğunun bilinmemesinden derin endişe duyuyoruz. Bu durum yaşam haklarıyla ilgili ciddi endişeler uyandırıyor” ifadelerini kullandı.
Açıklamada ayrıca, “Bu vakalardan bazıları zorunlu kaybolmaya kadar varabilir. Çocuklar söz konusu olduğunda, devletler ve fiili makamlar onları korumak için özel önlemler almalıdır” ifadelerine yer verildi. ‘Şiddete maruz kalan’ bu çocukların mensup bulunduğu ülkelerin onları koruma konusunda açık sorumlulukları olduğu ve ‘vatandaşlarının akıbetini görmezden gelerek bu yükümlülüklerden kaçınamayacakları’ vurgulandı.
‘Save the Children’ ve İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) de dahil olmak üzere birçok uluslararası kuruluş, saldırıdan önce Sanayi hapishanesinde 700'den fazla çocuğun tutulduğunu tahmin ediyor.
BM uzmanları, saldırıdan önce hapishanede tutulan ve reşit olmayan çocukların sayısı hakkında bilgi eksikliğinden endişe duyduklarını da dile getirdiler. Bu çocukların birçoğunun kaçmaya çalışırken ağır şekilde yaralandığını ve gerekli tedaviyi göremediğini kaydettiler.
Çatışmalar sona erdikten sonra, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) yüzlerce mahkûmu bölgedeki diğer cezaevlerine nakletti.
SDG, Suriye'de DEAŞ’a karşı yürütülen mücadeleye öncülük ediyor. Çatışmalar sırasında binlerce DEAŞ savaşçısı tutuklanırken, aşırılık yanlısı savaşçıların ailelerinden kadın ve çocuklar kamplarda tutuluyor.
Kürt Özerk Yönetimi örgütün ortadan kaldırıldığının açıklanmasından bu yana, ilgili ülkelere DEAŞ’lıların ailelerine mensup kişilerin, kamplarda ve cezaevlerinde tutuklu bulunan vatandaşlarının iade edilmesi çağrısında bulunuyor. Ancak ilgili ülkeler, Kürtlerin cezaevlerinde çürüyen aşırılık yanlılarını yargılamak için uluslararası bir mahkeme kurma çağrılarına olduğu gibi iade çağrılara da yanıt vermedi.



Birleşik Krallık Güney Lübnan'a gözlem kuleleri inşa etmeyi teklif etti

 İki Lübnan askeri Suriye sınırındaki kulelere yerleştirilen güvenlik kameralarının görüntülerini izliyor (Rehberlik Direktörlüğü)
 İki Lübnan askeri Suriye sınırındaki kulelere yerleştirilen güvenlik kameralarının görüntülerini izliyor (Rehberlik Direktörlüğü)
TT

Birleşik Krallık Güney Lübnan'a gözlem kuleleri inşa etmeyi teklif etti

 İki Lübnan askeri Suriye sınırındaki kulelere yerleştirilen güvenlik kameralarının görüntülerini izliyor (Rehberlik Direktörlüğü)
 İki Lübnan askeri Suriye sınırındaki kulelere yerleştirilen güvenlik kameralarının görüntülerini izliyor (Rehberlik Direktörlüğü)

Lübnanlı kaynakların Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre İngiltere, Lübnan'a İsrail'le olan güney sınırı boyunca gözlem kuleleri kurmasını, bölgede istikrar ve güvenliği arttırmak ve 1701 sayılı kararın uygulanmasını sağlamak için son on yılda Suriye sınırına kurduğu kulelere benzer şekilde, bunları Lübnan Ordusuna devretmesini resmi olarak teklif etti.

Kaynaklar, Lübnan'ın “teklifi reddetmediğini” ancak “İngiliz tarafına, diğer ayrıntıları görüşmeden önce şu anda ihtiyaç duyulan şeyin ateşkes anlaşmasının istikrara kavuşturulması, İsrail ihlallerinin durdurulması ve İsrail ordusunun işgal altındaki noktalardan çekilmesi olduğunu bildirdiğini” ifade etti.

Bu arada İsrail “özel ve belirli kara operasyonlarını” duyurdu. Lübnan güvenlik kaynakları Şarku’l Avsat'a yaptıkları açıklamada, bombalama eylemlerinin geçen kasım ayından bu yana İsrail Ordusu tarafından işgal edilen ve geri çekilmediği bölgelerde ya da bu bölgelerin yakınlarında gerçekleştiğini doğruladı.