BM Genel Sekreteri Özel Danışmanı Williams, Libya seçimleri için anayasal zemin hazırlama görüşmelerini sürdürüyor

Libya Devlet Yüksek Konseyi üyeleri, iktidarı Başağa hükümetine devretme çağrısında bulundu.

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Trablus’ta bulunan Dışişleri binasını ziyaret etti (Dışişleri Bakanlığı)
Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Trablus’ta bulunan Dışişleri binasını ziyaret etti (Dışişleri Bakanlığı)
TT

BM Genel Sekreteri Özel Danışmanı Williams, Libya seçimleri için anayasal zemin hazırlama görüşmelerini sürdürüyor

Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Trablus’ta bulunan Dışişleri binasını ziyaret etti (Dışişleri Bakanlığı)
Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Trablus’ta bulunan Dışişleri binasını ziyaret etti (Dışişleri Bakanlığı)

Libya Devlet Yüksek Konseyi üyeleri, yayınladıkları ortak yazılı açıklamada Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) ‘orta yol bulma politikasını’ reddettiklerini ilan etmesine rağmen, BM Genel Sekreteri'nin Libya Özel Danışmanı Stephanie Williams, Libya’da ertelenen seçimlerle ilgili Temsilciler Meclisi (TM) ile Devlet Yüksek Konseyi arasında uzlaşı sağlamak amacıyla taraflarla görüşmelerini sürdürüyor.
Williams önceki gün video konferans yöntemiyle Libyalı bazı politikacılarla yaptığı görüşmede, 2021’in sonlarında yapılması planlanan seçimlerin ertelenmesinden dolayı birçok Libyalı vatandaşın ‘acı bir şekilde hayal kırıklığına uğradığına’ işaret ederek, BM’nin şu anki önceliğinin ‘güçlü bir anayasal zemine ve seçim çerçevesine dayalı güvenilir seçimlerin mümkün olan en kısa sürede düzenlenmesinde Libyalılara yardım etmek’ olduğunu ifade etti.
Williams, TM ve Devlet Yüksek Konseyi temsilcilerinin yakında bir toplantı düzenlemelerini umduğunu söyledi. Williams’ın geçtiğimiz haftalarda Tunus’ta Devlet Yüksek Konseyi temsilcileriyle yaptığı görüşmelere TM yetkilileri katılmamıştı.
BM himayesindeki her türlü arabuluculuğa kapının hâlâ açık olduğunu belirten Williams, “Seçimler hâlâ Libya halkının öncelikleri arasında ilk sırayı işgal ediyor. Bunun kanıtı 2.8 milyon Libyalının oylama için kayıt olması” ifadesini kullandı.
Williams, Libya Ortak Askeri Komitesi’nin siyasi sorunlardan ve çalkantılardan uzak tutulması için ateşkesin korunmasını destekleme ve sivil süreci koruma çağrısında bulundu.
BM Yetkilisi ayrıca Libya’daki iki merkez bankasının birleştirilmesi, bütçedeki gelir-gider dengesinin gözden geçirilmesi, Ulusal Petrol Kurumu (NOC) ve diğer kurumlarla işbirliği içinde petrol akışının kesilmeden veya sömürülmeden yeniden sağlanmasının ve akış düzeyinin korunmasının desteklenmesi de dahil olmak üzere Libya’da ekonomik reformların uygulanması amacıyla uluslararası kuruluşların Libyalı kurumlara olan desteğinin devam ettiğini duyurdu.
Libya Devlet Yüksek Konseyi üyeleri önceki gün yayınladıkları ortak yazılı açıklamada, Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) ‘orta yol bulma politikasını’ ve diyaloğun arka plana atılmasına sebep olan ‘siyaset sahnesinin oldubittiye rehin verilmesi’ sürecini reddettiklerini ilan etti. Fethi Başağa başkanlığındaki yeni hükümetin başkent Trablus içindeki görevlerini teslim alması ve tüm Libya topraklarını üzerinde otoritesini kurması için yeni hükümetin atanması kararının desteklenmesi talep edilen ortak açıklamada, yol haritasının geriye kalan maddelerinin tamamlanması hedefiyle TM ile diyalogların yeniden başlatılması isteği dile getirildi.
Bu gelişmelerle eşzamanlı olarak, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe başkent Trablus’ta yer alan Dışişleri Bakanlığı binasında yaptığı toplantıda yurtdışındaki Libya Büyükelçiliklerinin desteklenmesi, tüm sorunlarının çözülmesi, maaşlarının yatırılması ve yurtdışındaki maaşlarına düzenleme getirilmesi gerektiğini vurguladı. Dibeybe ayrıca Libya’da son 10 yılda ilk kez düzenlenen ‘Libya’nın İstikrarını Destekleme Konferansı’ndaki başarılarından dolayı bakanlık çalışanlarına teşekkür etti.
UBH’den yapılan açıklamaya göre, Dışişleri Bakanı Necla Menguş, yurtdışındaki Libya Büyükelçilikleri’nin karşılaştığı zorlukları hakkında Dibeybe’yi bilgilendirerek, bu büyükelçiliklerin şartlarının iyileştirilmesi için ciddi bir duruş sergilenmesi gerektiğini söyledi. Menguş ayrıca Bakanlığın yurtdışında karşılaştığı sorunları aktardı.
Dibeybe önceki gün belediye başkanlarıyla yaptığı toplantıda, yerel yönetimlerin aktifleştirilmesi için omuz omuza vermenin önemine vurgu yaparak, yerel yönetimleri aktifleştirme formülünün Libya kaynaklarının dağıtılması, yerel yönetimlerin merkeziyetçilikle çatışması ve onu ortadan kaldırmaya çalışması gibi sorunlara çözüm olacağını ifade etti. Dibeybe, “Yetkilerin devredilmesi, yerel yönetimlerin aktifleştirilmesi ve belediyelere yapılan kalkınma bütçesinin dağıtılması; tüm bunlar yerel yönetimlerin etkinleştirilmesine katkı sağlayacak” ifadelerini kullandı.
UBH’den yapılan açıklamada Dibeybe’nin, Yerel Yönetimler Yüksek Konsey toplantısının sonuçlarını ve konseyin tavsiyelerinin uygulanması yolunda alınan tedbirleri takip ettiği belirtildi. Yerel Yönetimler Bakanı, yaptığı açıklamada, hükümetin Yerel Yönetimler Kanunu doğrultusunda belediyelere yetkilerini verme inisiyatifi aldığını ancak geriye kalan yetkilerin tamamlanması için çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
TM Başkanı Akile Salih önceki gün İçişleri Bakan Yardımcısı Ferac Akim ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı Doğu Bölgesi Subayları Yüksek Enstitüsü’nden daire müdürleri ve subayları kabul etti. TM Başkanı’nın basın ofisinden yapılan açıklamaya göre, Salih subayların ve Emniyet mensuplarının yaptıkları işin yüksek derecede disiplin ve uzmanlık gerektirmesi sebebiyle subayların ve Emniyet mensuplarının kabiliyetlerinin artırılması için tüm imkanların sağlanması gerektiğini vurguladı.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı tüm mercilerin Libya halkının güvenini kazandığını belirten Salih, halkın bu mercileri aşılmaz duvar ve gayretleriyle onurlu bir yaşamı sağlayan ve vatanın egemenliğinin kendileri sayesinde güçlendiği kurumlar olarak gördüğünü ifade etti. Emniyet Kurumu’nun düzeyinin ve yetkinliğinin artırılması yolunda gösterilen çabalardan övgüyle söz eden Salih, ülke topraklarını ve onurunu, vatandaşı ve mallarını koruyan Emniyet teşkilatlarının suç işlenmesine karşı öncelikli caydırıcı ve aşılmaz duvar görevi görmesi nedeniyle bu teşkilatların desteklenmesinin önemini vurguladı. Görüşmenin sonunda İçişleri Bakan Yardımcısı Akim, görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirmesi için Emniyet Kurumu’na verdiği sürekli desteğinden dolayı Salih’e hediye takdim etti.



İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
TT

İsrail, Gazze'den getirilen rehinenin kimliğini açıklıyor ve Gazze Şeridi'ne yönelik topçu bombardımanını sürdürüyor

Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)
Filistinliler Han Yunus'ta yıkılmış bir binanın önünde duruyor (DPA)

İsrail, bugün yaptığı açıklamada, Uluslararası Kızılhaç Komitesi aracılığıyla Hamas'tan dün teslim aldığı cenazenin, 7 Ekim 2023'teki saldırıda öldürülen İsrail-Arjantin vatandaşı bir rehineye ait olduğunu duyurdu.

Ordu açıklamasında, "Ulusal Adli Tıp Enstitüsü'nde İsrail Polisi ve Askeri Hahamlık iş birliğiyle kimlik tespit işlemlerinin tamamlanmasının ardından" Lior Rodalev'in ailesine "cenazesinin İsrail'e defnedilmek üzere geri gönderildiği" bildirildi.

Bu gelişme, İsrail topçularını bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgeleri bombalaması ve ateşkesin 29. gününe girerken Şeridin çeşitli bölgelerinde yıkım operasyonlarının devam ettiği bir zamanda gerçekleşti.

Şarku’l Avsat’ın Filistin haber ajansı Safa’dan aktardığına göre İsrail uçakları bugün Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un doğusunda bulunan bölgelere üç hava saldırısı düzenledi. Bombalama, şehir üzerinde alçak irtifalı insansız hava araçları (İHA) uçuşları sırasında gerçekleşti.

Han Yunus'un kuzeydoğusundaki bölgelerde de kapsamlı yıkım operasyonları gerçekleştirildi. İsrail savaş gemileri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah açıklarında ateş açtı.

Hamas ve İsrail arasındaki ateşkes anlaşması 10 Ekim'de yürürlüğe girdi.


Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
TT

Barzani, Irak'ı Lübnan'a benzetti: Irak, gruplara karşı güçsüz

Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)
Kürdistan Demokratik Partisi Başkanı Mesud Barzani (Rudaw Ağı)

Kürdistan Demokrat Partisi Genel Başkanı Mesud Barzani, Irak'taki durumu, "silahlı grupların gücünün devletin otoritesini aştığı" Lübnan'daki duruma benzetti. Pazartesi akşamı televizyonda yayınlanan bir röportajında ​​Barzani, "Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin bu gruplarla mücadele etme yeteneğinden yoksun olduğunu" belirterek, "devlet kurumlarının zayıflaması ve siyasi bölünmenin derinleşmesi" konusunda uyardı.

Barzani, grupların "siyasi ve ekonomik kararları kontrol eden, anayasanın üstünde bir güç" olduğunu ileri sürerek, "silahların siyasi nüfuz sağlama aracı değil, savunma sisteminin bir parçası olması gerektiğini" vurguladı.

Barzani ayrıca, "Irak'taki her partinin kendisini bir devlet olarak gördüğünü" belirterek, "parlamentoyu ve hükümeti kontrol eden mini devletler olduğunu" belirtti.

Barzani, "uluslararası koalisyonun" Irak'tan çekilmesinin, "DEAŞ” örgütünün geri dönüşüne yol açabileceği uyarısında bulunarak, ABD güçlerinin 2011'de örgütün üç yıl sonra genişlemesi öncesinde geri çekildiği deneyimi hatırlattı.


Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
TT

Gazze Şeridi’ndeki istikrar gücü, daha akıcı düzenlemelere mi yoksa daha fazla karmaşaya mı yol açacak?

Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)
Gazze şehrinin er-Rimal semtinde, sığınağa dönüştürülen bir okulda yer alan, yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan kampın genel görünümü (AFP)

Gazze Şeridi'ne bir ‘istikrar gücü’ konuşlandırılması konusu, ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sunduğu karar taslağı ve Başkan Donald Trump'ın, yaklaşık bir ay önce yürürlüğe giren ateşkesin geri kalan hükümlerini uygulamak üzere bu uluslararası güçlerin yakında Gazze Şeridi'ne varacağını duyurmasıyla ivme kazandı.

Görevleri ve konuşlanmaları konusunda hazırlık aşamasında görüş ayrılıkları yaşanan, Mısır’ın ise görev alanlarının genişletilmesiyle ilgili çatışmalar olabileceği yönünde endişe duyduğu bu güçler, uzmanlara göre karmaşık düzenlemelerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle İsrail’in konunun BM Güvenlik Konseyi’ne götürülmesine karşı çıkması, Türkiye’nin kuvvetlere katılması ve Filistin tarafının çekinceleri olması hâlinde olası bir Rusya-Çin vetosu ihtimali, bu durumu daha da karmaşık hâle getirir. Uzmanlar, bu kuvvetlerin ancak geniş bir uzlaşı süreci oluşturulması hâlinde ve ateşkes anlaşmasını koruma amacına hizmet edecek şekilde yakın bir zamanda kurulabileceğini öngörüyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Trump, ABD'nin Gazze Şeridi'ne yönelik barış planını desteklemeyi amaçlayan karar taslağını BM Güvenlik Konseyi'ne sunacağını açıklamasından bir gün sonra, uluslararası istikrar güçlerinin ‘çok yakında’ Gazze Şeridi'ne varmasını beklediğini söyledi.

Trump, Beyaz Saray'da Orta Asya ülkeleri liderleriyle yaptığı toplantıda, “Bu çok yakında gerçekleşecek. Gazze'de işler yolunda gidiyor” dedi. Bu açıklama, İsrail ile Hamas arasında ateşkesin yürürlüğe girmesinden yaklaşık bir ay sonra Gazze Şeridi'nde zorlu insani koşulların devam etmesi üzerine bir gazetecinin uluslararası güçlerin bölgeye konuşlandırılmasıyla ilgili sorusuna yanıt olarak yapıldı.

ABD'nin BM Daimî Temsilciliği’nin açıklamasına göre ABD, Trump'ın Gazze Şeridi için hazırladığı barış planını desteklemek amacıyla BM Güvenlik Konseyi'ne bir karar taslağı sundu. Henüz oylama tarihi belirlenmemiş olan karar taslağı, ‘Gazze’de istikrarı sağlamak amacıyla geçici bir uluslararası güç’ kurulmasına izin veriyor. Bu güç, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukla uyumlu olmak kaydıyla, yetkisi kapsamındaki görevleri yerine getirmek için ‘gerekli tüm araçları kullanma’ yetkisine sahip olacak.

Axios internet sitesi salı günü bir ABD yetkilisinin, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyelerine, Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç oluşturulması için bir karar taslağı gönderdiğini ve ilk birliklerin önümüzdeki ocak ayına kadar Gazze'ye konuşlandırılmasının hedeflendiğini söylediğini aktardı.

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırı sırasında yıkılan bir evin enkazından ceset çıkaran Filistinliler (AFP)

İsrail uzmanı Dr. Said Ukkaşe, ‘istikrar gücü’ dosyasının daha BM Güvenlik Konseyi’ne sunulma aşamasından itibaren zorlu düzenlemelerle karşılaşacağını düşünüyor. Özellikle İsrail’in, bu gücün uluslararası sistem tarafından onaylanmasına karşı çıkması ve Türkiye gibi katılımcı ülkelere itirazlarının bulunması, ayrıca Rusya ile Çin’in metindeki bazı ifadeleri kabul etmeyip bu konuda herhangi birinin veto hakkını kullanma olasılığı, süreci daha da zorlaştırıyor.

Ukkaşe, Trump’ın söylediği gibi kuvvetlerin yakın zamanda ulaşmasının pek mümkün olmadığını belirtti. Mevcut karmaşık koşullar altında bunun yakın bir tarihte gerçekleşmeyeceğini, ancak perde arkasında üzerinde anlaşmaya varılmış ve yalnızca duyurulmayı bekleyen bazı gizli süreçler varsa bunun mümkün olabileceğini ifade etti.

Filistinli siyasi analist Dr. Abdulmehdi Mutava da Çin ve Rusya'nın herhangi bir Arap veya Filistinli çekinceye veto hakkını kullanma olasılığı göz önüne alındığında, istikrar gücünün özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde zorluklarla karşılaşacağına inanıyor. Mutava, bu karmaşık düzenlemeler göz önüne alındığında, geniş bir mutabakat sağlanmadıkça güçlerin gelmesinden bahsetmek için henüz çok erken olduğunu belirtti.

Endişeler BM Güvenlik Konseyi ile sınırlı değil, sahaya da uzanıyor. Mısır Enformasyon Kurumu Başkanı Ziya Raşvan, son açıklamalarında, uluslararası güce Hamas'ı silahsızlandırma görevinin verilmesi halinde ‘çatışmalar’ yaşanacağına işaret etti.

Sorunun, İsrail'in Gazze planının uygulanmasını engelleyen koşullar dayatmasından kaynaklandığını açıklayan Raşvan, “Filistinliler, Gazze'nin güvenliğini yabancı bir gücün devralmasını veya işgalin vesayetle değiştirilmesini kabul etmeyecek” dedi.

Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne düzenlenen İsrail saldırısında hayatını kaybeden iki çocuğun cenazelerinin başında göz yaşı döken Filistinliler (AFP)

Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Temim Halaf, salı günü CBS News'e verdiği röportajda, “İstikrar gücünün oluşumu, yapısı, yetki alanı ve süresi de dahil olmak üzere çeşitli unsurlar hakkında Amerikalı ve bölgesel ortaklarla görüşmeler sürüyor” dedi.

Said Ukkaşe, Mısır'ın tutumunun ve endişelerinin haklı olduğuna inanıyor. Ukkaşe, Kahire’nin bölge konusunda diğer tüm taraflardan daha fazla tecrübeye sahip ve Filistinli gruplarla uzlaşı içinde, silahsızlanmanın kademeli şekilde gerçekleşmesine yönelik bir vizyona sahip olduğunu belirtti. Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Ukkaşe, “Trump, eğer istikrar güçleri maddesi konusunda uluslararası ve İsrailli taraflarla uzlaşı sağlanamazsa, herkesi şaşırtarak çok uluslu güçlerin gönderilmesini gündeme getirebilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mutava, ‘hiçbir Arap veya İslam ülkesinin silahsızlanma konusunda bir çatışmaya girmeyi kabul etmeyeceğini’ düşünüyor. Mutava, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Beklenen uluslararası gücün başarısı, bu güce Filistin polis gücünün eklenmesine bağlı. Bu güç, istikrar güçleri tarafından desteklenen açık bir plan çerçevesinde kanunları uygulamaktan tek başına sorumlu olacak” ifadelerini kullandı.