Suriye’de geçen ay 7 kişi işkence edilerek öldürüldü

Uluslararası insan hakları örgütleri Suriye hapishanelerindeki kötü koşullara ve işkence altında meydana gelen ölümlere dikkat çekiyor. (Reuters)
Uluslararası insan hakları örgütleri Suriye hapishanelerindeki kötü koşullara ve işkence altında meydana gelen ölümlere dikkat çekiyor. (Reuters)
TT

Suriye’de geçen ay 7 kişi işkence edilerek öldürüldü

Uluslararası insan hakları örgütleri Suriye hapishanelerindeki kötü koşullara ve işkence altında meydana gelen ölümlere dikkat çekiyor. (Reuters)
Uluslararası insan hakları örgütleri Suriye hapishanelerindeki kötü koşullara ve işkence altında meydana gelen ölümlere dikkat çekiyor. (Reuters)

Suriye’de geçen ay 20’si çocuk ve 3’ü kadın olmak üzere 67 sivilin yaşamını yitirdiği bildirildi. Suriyeli bir insan hakları ağı tarafından yapılan açıklamada yaşamını yitirenlerden 7’sinin işkence nedeniyle öldüğünü vurguladı. Bir başka uluslararası örgüt de söz konusu açıklamayla eş zamanlı olarak Suriye’de çıkarılan yeni bir yasa ile Şam’ın imajının ‘parlatılması’ yönünde adım atıldığı bilgisini paylaştı.
‘Russia Today’ internet sitesi 1 Nisan’da yaptığı açıklamada Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in dün Halk Meclisi (parlamento) tarafından onaylanan ve suçun ciddiyetine göre idama kadar değişen cezaların bulunduğu bir yasa çıkardığını ve söz konusu yasanın işkenceyi suç saydığını aktardı.  
Suriye Cumhurbaşkanlığı, Esed’in 2022 tarihli 16 sayılı yasası, ‘devletin işkenceyi yasaklayan anayasal yükümlülüklerine ve Suriye Arap Cumhuriyeti tarafından daha önce onaylanan İşkenceye Karşı Sözleşme’nin hükümlerine uygun olarak’ çıkardığını bildirdi. Yasadaki cezaların, ‘işkencenin bir kişinin ölümüyle sonuçlanması, işkence sırasında tecavüz yoluyla saldırı yapılması halinde idam cezası, ayrıca işkencenin bir çocuğa veya engelliye yapılması ve kalıcı sakatlığa yol açması durumunda ise müebbet hapis cezasına’ kadar değiştiği belirtildi.
Yasa ayrıca, itiraf almak, kişisel, maddi ya da siyasi amaçlara ulaşmak veya intikam almak amacıyla işkence yapan, bu suça katılan ya da işkenceye teşvik eden kişi hakkında en az 8 yıl hapis cezası, görevi nedeniyle bir çalışana işkence yapan kişiler hakkında ise en az 10 yıl hapis cezası içeriyor.
Yasa ayrıca, şikâyette bulunma ve işkenceyi bildirme hakkının güvence altına alınmasına, şikâyetçiye koruma sağlanmasına veya bu kanunda öngörülen suçların bildirilmesine, gizliliğin korunmasına ve tanıkların, bilirkişilerin ve aile bireylerinin korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasını öngörüyor.
Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Direktör Yardımcısı Lynn Maalouf şu açıklamada bulundu:
“Uluslararası açıdan kabul görmüş işkence karşıtı sözleşmelere uymaya yönelik her türlü yasal adımı memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak yeni yasa sadece etkili bir şekilde onlarca yıllık devlet onaylı insan hakları ihlallerini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Ne eski işkence mağdurlarına tazminat sağlıyor, ne de tanıklar veya işkence mağdurları için herhangi bir koruma önlemi içeriyor. İşkence mağdurlarının ailelerinin, ölüm halinde tazminat alıp almayacağı konusunda bir açıklama yapılmadı. En önemlisi de gelecekte gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde işkenceyi önlemek için alınabilecek herhangi bir önlemden de bahsedilmedi.”
Uluslararası Af Örgütü, Suriyeli yetkililere ‘bağımsız gözlemcilerin, ülkedeki kötü üne sahip gözaltı merkezlerine erişimine acilen izin verme’ çağrısında bulundu. Ölüme yol açan işkence eylemleri, uzun yıllardır geniş çaplı bir şekilde ortaya koyuluyor. Aynı şekilde işkenceyi suç sayan yasa, uluslararası insan hakları hukukuna uygun olmalı. Yani bu ilk adım olarak işkence uygulayanın, insanlık dışı veya diğer kötü muamele faillerinin idam cezasına başvurmadan, sivil mahkemeler karşısında adil yargılamalar yoluyla adalet önüne çıkarılmasını sağlamak anlamına geliyor.
Uluslararası Af Örgütü daha önce de Suriye hapishanelerindeki ‘insanlık dışı koşulları’ belgelemişti. Örgüte göre bu koşullar, işkence ve diğer kötü muamelelerin yaygın ve sistematik kullanımı, gözaltında ölümler ve sahte davalardan sonra yargısız infazlarla sonuçlanıyor, insanlığa karşı suç teşkil ediyor.
Suriye İnsan Hakları Ağı, 1 Nisan’da yayınladığı bir raporda, “Mart 2022’de Suriye’de 20’si çocuk, 3’ü kadın ve 7’si işkence mağduru olmak üzere 67 sivil öldürüldü” açıklamasında bulundu. Ağ, ölümlerin yaklaşık yüzde 27’sinin mayınlar nedeniyle meydana geldiğini bildirdi.
Rapora göre Suriye Ağı çalışma ekibi mart ayında 4’ü Suriye rejim güçleri, 3’ü de Suriye Demokratik Güçleri tarafından olmak üzere 7 kişinin işkence nedeniyle yaşamını yitirdiğini belgeledi.



Şam'da Şera ile SDG lideri Abdi arasında Barrack'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleşiyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
TT

Şam'da Şera ile SDG lideri Abdi arasında Barrack'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleşiyor

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera (Reuters)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) lideri Mazlum Abdi başkanlığındaki Kürt heyeti arasında, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack'ın da katıldığı görüşme Şam'da başladı.

Görüşme, eş-Şera ve Abdi'nin 10 Mart'ta ABD himayesinde imzaladıkları ve ‘sınır kapıları, havaalanı, petrol ve doğalgaz sahaları dahil olmak üzere Suriye'nin kuzeydoğusundaki tüm sivil ve askeri kurumların Suriye devletinin idaresine dahil edilmesini’ öngören bir dizi maddeden oluşan anlaşmadan dört ay sonra gerçekleşti.

Ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi daha sonra anayasal deklarasyon ve çeşitliliği yansıtmadığını söylediği bir hükümetin kurulması nedeniyle Suriye yönetimini eleştirdi. Geçtiğimiz ay Kürt güçleri ‘demokratik ve adem-i merkeziyetçi’ bir devlet talep etmiş, Şam da buna yanıt olarak ülkede ‘bölücü bir gerçeklik dayatma girişimlerini’ reddettiğini açıklamıştı.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre  adının açıklanmasını istemeyen bir Kürt kaynak, “SDG liderinin başkanlığındaki bir Kürt heyeti bugün DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) temsilcilerinin eşliğinde Şam'a gitti ve şu anda Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile görüşüyor. Görüşmede ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack da yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Toplantının gündemi hakkında bilgi sahibi olan kaynak, ‘görüşmelerde dört ana dosyanın ele alındığını, bunların Suriye devletinin yapısı, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam hükümeti arasındaki ilişki, ekonomi ve askeri güç olduğunu’ söyledi.

Çatışmaların patlak vermesinden önce onlarca yıl ötekileştirme ve dışlanmaya maruz kalan Kürtler, yeni yönetimin karar alma mekanizmasını merkezileştirme ve kilit unsurları geçiş sürecinin yönetiminden dışlama girişimini eleştiriyor.

Abdi, mayıs sonunda bir televizyon kanalına verdiği röportajda, “Şam ile vardığımız mutabakata bağlıyız ve şu anda uygulama komiteleri aracılığıyla bu anlaşmayı hayata geçirmek için çalışıyoruz” dedi. Abdi ayrıca, tüm bileşenlerin tam haklarla yaşadığı ve hiç kimsenin dışlanmadığı adem-i merkeziyetçi bir Suriye’ye olan bağlılığını vurguladı.

Eş-Şera'nın Şam'a gelişinden kısa bir süre sonra tüm silahlı askeri grupları dağıtacağını açıklamasına rağmen, ABD destekli Kürtler, 2019'da son kalesinden çıkarılana kadar DEAŞ'la mücadelede etkili olduğunu kanıtlayan organize askeri güçlerini korumakta ısrar ediyor.

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Şam'ın ihtiyaç duyduğu büyük petrol ve doğalgaz sahaları da dahil olmak üzere kuzey ve doğu Suriye'nin büyük bölümünü kontrol ediyor.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani daha önce Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile imzalanan anlaşmanın şartlarının uygulanmasının ‘ertelenmesinin’ ülkedeki ‘kaosu uzatacağı’ uyarısında bulunmuştu.