İsrailli güvenlik heyeti gizlice Sudan’ı ziyaret etti

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Şarku’l Avsat)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Şarku’l Avsat)
TT

İsrailli güvenlik heyeti gizlice Sudan’ı ziyaret etti

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Şarku’l Avsat)
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan (Şarku’l Avsat)

İsrail resmi yayın kuruluşu KAN, İsrailli bir güvenlik heyetinin geçtiğimiz hafta Sudan’ın başkenti Hartum’u gizlice ziyaret ederek, Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan da dahil olmak üzere üst düzey askeri yetkililerle görüştüğünü bildirdi.
Burhan, İsrail ile ilişkilerde güvenlik, istihbarat ve askeri işbirliğine odaklanıldığını vurgulamıştı.
Bunun İsrail güvenlik heyetinin altı ay içerisinde gerçekleştirdiği üçüncü ziyaret olduğuna dikkat çeken KAN, Sudanlı üst düzey bir heyetin ise Şubat ayında İsrail’i ziyaret ettiği belirtti.
Sudan, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğu ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in ardından Ekim 2020’de İbrahim Anlaşmaları kapsamında İsrail ile ilişkileri normalleştirme anlaşmasına vardı.
Sudan, Bahreyn, Ürdün, Mısır ve BAE’nin ardından İsrail ile anlaşan beşinci Arap ülkesi oldu.
Tel Aviv ve Hartum arasındaki anlaşma, Trump’ın Sudan’ı teröre destek veren ülkeler listesinden çıkarmasından günler sonra gerçekleşti.
Ekim 2020’de Tel Aviv ve Hartum, aralarındaki ilişkilerin normalleştiğini duyurdu.
Sudan Egemenlik Konseyi ve Bakanlar Konseyi, İsrail ile normalleşme kapsamında 1958’den beri yürürlükte olan İsrail boykot yasasını içeren kanunu 19 Nisan 2021’de kaldırmaya karar verdi.
Ancak anlaşmaya rağmen, şu ana kadar iki ülke arasında tam normalleşme için herhangi bir adım atılmadı.



Çin’den madencilik atılımı: Yatırımlar rekor seviyeye ulaştı

Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
TT

Çin’den madencilik atılımı: Yatırımlar rekor seviyeye ulaştı

Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)
Çin'de yaklaşık 40 milyon tonluk nadir toprak elementi var (Reuters)

Çin'in yabancı ülkelerdeki maden yatırımı son 10 yılın en üst seviyesine çıktı.

Financial Times’ın haberinde, Pekin yönetiminin artan jeopolitik gerilimler ve yüksek hammadde ihtiyacı nedeniyle yurtdışındaki madencilik faaliyetlerini yoğunlaştırdığı belirtiliyor.

S&P ve Mergermarket verilerine göre Çin, 2023’te toplam değeri 100 milyon doların üzerinde 10 madencilik anlaşması yaptı. Bu rakam, 2013’tan bu yana görülen en yüksek seviyede.

Griffith Asya Enstitüsü’nün çalışmasında da 2023’ün Çin’in yurtdışı madencilik yatırımı ve inşaatı açısından en aktif yılı olduğu belirtiliyor.

Analizde, sözkonusu trendin geçen yıl da sürdüğüne dikkat çekiliyor. Çin merkezli Zijin Mining şirketi, geçen yıl Kazakistan’daki bir altın madenini 1,2 milyar dolara satın alınacağını duyurmuştu.

Madencilik sektörüne odaklanan Britanyalı özel sermaye şirketi Appian da Brezilya’daki Mineraçao Vale Verde bakır ve altın madenini Çinli Baiyin Nonferrous Group’a 420 milyon dolara satmıştı. 

Çin, lityum ve kobalt gibi kritik nadir toprak elementlerinin işlenmesinde dünya lideri olsa bile bu minerallerin ham hallerini genellikle ithal etmek zorunda kalıyor. Analistler, bunun Pekin yönetiminin global tedarik zincirindeki konumunu güçlendirme arayışını hızlandırdığını söylüyor. 

ABD, Kanada, Avustralya ve bazı Avrupa ülkeleri, Çin’e olan madencilik bağımlılığını azaltmak için alternatif tedarik zincirleri kurmaya çalışıyor. Ancak Çinli şirketlerin Batılı rakiplerinden farklı olarak daha uzun vadeli yatırım perspektifine sahip olduğuna ve yüksek riskli bölgelerde faaliyet göstermekten çekinmediklerine işaret ediliyor. 

Bunun yanı sıra Çinli finans kuruluşlarının, gelişmekte olan ülkelerdeki madencilik projeleri için firmalara milyarlarca dolarlık kredi verdiği aktarılıyor.

Appian’ın kurucusu Michael Scherb, Pekin yönetiminin son dönemde stratejisini değiştirdiğine dikkat çekerek şunları söylüyor: 

Çin yönetimi eskiden her varlık satışı sürecine yalnızca bir alıcı atardı. Son üç dört yıldaysa bu yaklaşımı değiştirdiler. Artık Çinli firmaların birbiriyle rekabet etmesine izin veriliyor.

Independent Türkçe, Financial Times, RT, Mining