Mukteda es-Sadr, Ramazan ayı boyunca Şii evindeki rakiplerine müzakere kapısını kapattı

Dün Bağdat'taki bir camide iftar için ücretsiz yiyecek dağıtılan bir merkezin önünde bekleyen kız çocuğu (AP)
Dün Bağdat'taki bir camide iftar için ücretsiz yiyecek dağıtılan bir merkezin önünde bekleyen kız çocuğu (AP)
TT

Mukteda es-Sadr, Ramazan ayı boyunca Şii evindeki rakiplerine müzakere kapısını kapattı

Dün Bağdat'taki bir camide iftar için ücretsiz yiyecek dağıtılan bir merkezin önünde bekleyen kız çocuğu (AP)
Dün Bağdat'taki bir camide iftar için ücretsiz yiyecek dağıtılan bir merkezin önünde bekleyen kız çocuğu (AP)

Sadr hareketinin lideri Mukteda es-Sadr'ın Şii evindeki rakipleri, Sadr’ın Irak hükümetini onsuz kurmaları çağrısına yanıt vermekte gecikmediler. Ancak Sadr, Şii evindeki rakiplerinin bir çözüm girişimi gibi görünen hamleleriyle ilgilenmediğini gösteren bir adımla Ramazan ayı boyunca onlarla müzakerelere kapıyı kapatma kararı aldı. Sadr’ın ofisi tarafından dün yapılan açıklamaya göre Mukteda es-Sadr, Sadr Hareketi sözcülerine Ramazan ayı boyunca basına açıklama yapmaktan kaçınmalarını söyledi. Açıklama, Irak’ta hükümeti kurma meselesinde çözümün Ramazan ayı sonrasına ertelendiği anlamına geliyor.
Sadr Hareketi, Muhammed el-Halbusi ve Hamis el-Hancer liderliğindeki Egemenlik İttifakı ile Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi'nden (KDP) oluşan üçlü bir ittifaka liderlik eden Mukteda es-Sadr,  Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, Hadi el-Amiri liderliğindeki Fetih Koalisyonu, Ammar el-Hekim liderliğindeki Hikmet Hareketi, Haydar el-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu ve İran'a yakın bir dizi Şii güç ve grubun yer aldığı Koordinasyon Çerçevesi Koalisyonu’ndaki rakiplerine, istisnasız tüm gruplarla müzakerelerin yapılacağı ancak Sadr Grubu’nun dahil edilmeyeceği, Ramazan ayının 1’inden Şevval ayının 9’una kadar bir ulusal çoğunluk hükümeti kurma çalışmaları için 40 günlük süre tanıdı. Ancak Sadr’ın, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Koordinasyon Çerçevesi’ni ‘istediklerini elde edemeyen engelleyici üçte bir’ olarak nitelemesinden ötürü Koordinasyon Çerçevesi’ne yaptığı çağrı, bir meydan okuma gibi görünüyordu.
Öte yandan Koordinasyon Çerçevesi tarafından Cuma akşamı yapılan açıklamada, “Koordinasyon Çerçevesi, kendisine emanet edilen meşru, milli ve manevi sorumluluğa dayanarak siyasi çıkmazdan kurtulmak için tüm bloklarla ve bağımsızlarla ciddi ve yapıcı diyaloga her zaman hazır” denildi. Açıklamada, ‘siyasi sürece sadık’ olarak nitelendirilen kişilere, ‘sorumluluğu üstlenmeleri ve tek etkilenen tarafın Irak halkı olacağı, durumu boş yere zorlaştıracak iradeleri kırma denkleminde ısrar etmemeleri’ çağrısında bulunuldu. Koordinasyon Çerçevesi, çeşitli siyasi güçlerle ele alacağı vizyonunu birkaç noktada özetledi. Bu noktaların başında ise ‘belirlenen anayasal süreye bağlı kalınması, Koordinasyon Çerçevesi ve müttefikleri ile Sadr Hareketi ve müttefikleri arasında oluşturulacak ortak bir vizyon ile Meclis’teki en büyük bloğun açıklanmasının ardından Koordinasyon Çerçevesi’nin hakkının ve cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve başbakan seçme hakkına sahip diğer blokların haklarının sağlanması’ geliyor. Koordinasyon Çerçevesi’nin açıklamasında, “Meclis’teki en büyük bloğun açıklanmasından sonra, Koordinasyon çerçevesi ve Sadr Hareketi arasında oluşturulacak uzman bir komisyon aracılığıyla yetkinlik, dürüstlük ve bağımsızlık gibi beceri ve yeterlilik temelleri çerçevesinde başbakan adayını seçmeyi kabul ediyoruz” ifadeleri yer aldı. Açıklamada ayrıca belirlenen anayasal süreye bağlı kalarak bir hükümet programı üzerinde anlaşmaya varılması, seçimleri kazanan bloklardan bu programa uyan ve dileyen herkesin hükümet programının uygulamasına katılması ve yetkin, dürüst ve ülke yönetiminde uzman kişilerin egemen makamlara aday gösterilmesi gerektiği vurgulandı.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24