Meğer Nicholas Cage tüm o kötü filmleri iyi bir nedenle çekmiş, kimsiniz de onu yargılıyorsunuz?

Son derece dürüst bir röportajda Cage, alacaklılara borçlu olduğu milyonlardan ve "annesini akıl hastanesinden uzak tutma çabasıyla aylık 20 bin dolardan fazla harcadığından" bahsetti

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Meğer Nicholas Cage tüm o kötü filmleri iyi bir nedenle çekmiş, kimsiniz de onu yargılıyorsunuz?

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Nicolas Cage yeniden doğuş yaşıyor. Hafif tabirle zor geçtiği söylenebilecek (derin mali sıkıntıya düştüğü, iki kere evlenip boşandığı) 10 yıldan sonra Cage'in hayatı yeniden rayına oturmuşa benziyor. Geçen yıl "Pig" (Domuz) filmindeki münzevi eski aşçı performansı, aktöre layık olduğu övgü dolu eleştiriler kazandırmıştı. Cage, kariyerinden biraz olsun etkilenmiş herkesin kulağına kesinlikle çekici gelen bir meta kara komedi aksiyon türündeki Yetenekli Bay C (The Unbearable Weight of Massive Talent) adlı iddialı filmde kendini oynuyor. Oyuncu aynı zamanda geçen yıl şubatta evlendiği Riko Shibata'yla bir bebek (kendisinin üçüncü çocuğu) bekliyor. Cage, yakın zamandaki bir söyleşisinde GQ yazarı Gabriella Paiella'ya telefonundan ultrason fotoğrafını gösterirken, "Bence çok tatlı" demişti.
Cage, "Küçük bir edamame gibi. Minik bir fasulye" diye konuştu. 
The Independent'ta yer alan yazıya göre GQ'nun röportajında, Cage'in mali ve kişisel sorunlarının başlangıç tarihi olarak 2009 gösteriliyor. O yılın ekim ayında, 75 yaşındaki edebiyat profesörü babası August Coppola kalp krizi nedeniyle ölmüştü. Paiella, "Babasının ölümünü ve mali yıkımını, borçlarını ödemek için olabildiğince çok para kazanmak amacıyla oynayabildiği kadar fazla filmde oynayarak geçen 10 yıllık bir macera takip etti" diye yazıyor. Cage o dönem, ABD Gelir İdaresi'ne (IRS) 14 milyon dolar ve GQ'ya göre diğer alacaklılara da "milyonlarca dolar" borçluydu.
Cage'in paraya ihtiyacı vardı ve bu yüzden geçinmek için bildiği şeyi yaptı: Oyunculuk yaptı. Ve oyunculuk yaptı. Ve oyunculuk yaptı. 46 filmden oluşan bir "taşıma bandında" rol aldı, bazen yılda 4'e varan filmde oynuyordu. 2011'de rekor sayıda, 5 Nicolas Cage filmi gösterime girdi: Cadılar Zamanı (Season of the Witch), İntikam Yolu (Drive Angry), İntikamın Bedeli (Seeking Justice), Yakın Tehdit (Trespass) ve Hayalet Sürücü 2: İntikam Ateşi (Ghost Rider: Spirit of Vengeance). Cage 2018 ve 2019'da 7'şer filmde rol aldı. Karşılaştırmak gerekirse, Leonardo DiCaprio 2013 ile 2021 arasında filmografisine 8 yapım eklemişti.
Kamuoyu Cage'in tercihlerine anlam veremiyordu. Oscar ödüllü büyük bir aktörün kendini, bir sebepten, oyuncu olarak yeteneklerinin seviyesine pek de çıkamıyor gibi görünen filmlerde oynamaya adadığına dair genel bir kanı vardı. Aralık 2021'de bir manşette, "Nic Cage Gerçekten Sadece Kötü Filmler mi Yapıyor?" diye sorulmuştu. 150 milyon dolarlık bir serveti çılgın satın alımlar yaparak çarçur ettiği söylentileri vardı fakat Cage, GQ'ya mali problemlerinin çoğunlukla kötü emlak tercihlerinden kaynaklandığını belirtti. (Cage 2009'da eski iş menajerine dava açmış ve menajerin kendini "mali çöküşe giden bir yola" soktuğunu iddia etmişti. Menajer karşı dava açarak Cage'i daha akıllıca bir doğrultuya yönlendirmeye çalıştığını fakat bunun işe yaramadığını öne sürmüştü. Her iki dava da 2010'da düştü.)
Cage borçlu olduğu parayı kazanma çabasıyla film rollerini toplarken, oyuncu beynini asla devre dışı bırakmadığını söylüyor. Oyuncu, GQ'ya "Yılda arka arkaya ve arka arkaya 4 filmde oynarken, her şeyimi verebilmek için yine de bu filmlerde bir şeyler bulmam gerekiyordu" dedi.
Oyuncu, "İşe yaramadılar, hiçbiri. Bazıları, Mandy gibi, müthişti ama bazıları işe yaramadı. Ama asla üstünkörü geçiştirmedim. Yani bir yanlış anlama varsa, işte buydu. Öylesine yaptığım ve umursamadığım. Umursuyordum" ifadelerini kullandı. 
Anlaşılan Cage için de çok büyük kişisel riskler söz konusu. Hayatının bahse konu dönemini hatırlayan Cage, Paiella'ya "Tüm bu alacaklılar ve IRS vardı ve annemi akıl hastanesinden uzak tutmak için ayda 20 bin dolar harcıyordum ve beceremiyordum. Her şey bir anda oluyordu" dedi. 
Oyuncuları çalışan kimseler olarak düşünmekte pek iyi değiliz. Onları ikonlar, karakterler olarak düşünürüz. Bu durum binlerce mimin yüzü ve YouTube'daki birçok derleme videosunun öznesi olan Cage için de geçerliydi. Hollywood kendini bir emek yeri olarak resmetmiyor. Oyuncular "işten" bahsettiğinde genelde esasen sete gelme, yapmaları için işe alındıkları şeyi yapma ve karşılığında çek alma sürecini değil sanatı kastediyor. Kamuoyunun büyük bir kısmının milyonlarca dolar kazanıp da halen beş parasız kalmanın nasıl mümkün olduğunu anlamakta zorlanması da mantıklı. Bunun olduğunu biliyoruz (yaşandığını duyduk) ama tam olarak iliklerimize kadar hissedemiyoruz.
Ama yine de, bu düşünce tarzını yeniden şekillendirmek önemli görünüyor: Çünkü sadece bu dünyanın Nicholas Cage'ini etkilemiyor. Tabloid manşetleri 2018'de eski Cosby Show oyuncusu Geoffrey Owens'ın bir Trader Joe mağazasında market ürünleri paketlediğini duyurduğunda, birçok kimse Owens'ın gereksiz yere utandırıldığını hissetmişti. Neticede sadece, çoğu kişinin yapmaya ihtiyaç duyduğu şeyi yapıyordu: Geçinmek için çalışıyordu ki kendi adına bu oyunculuk kariyerini mesaili bir işle desteklemesi anlamına geliyordu. Tartışmanın alevlendiği o dönemde Michael Schulman, New Yorker'daki yazısında "Oyuncuları işçi olarak düşünme eğiliminde değiliz" demişti.
Cage, "...Yaratıcı mesleklerin emeğini hafife alarak, sanatçıları iki arada bir derede bırakıyoruz: Sanatsal çalışmaları iş olarak görülmüyor ama aynı zamanda o kadar kazançlı olduğu varsayılıyor ki, icra edebilecekleri oyunculuk dışı her iş şüpheli bir hal alıyor" ifadelerini kullanmıştı. 
Buffy the Vampire Slayer dizisinde oynadığı dönemle ilgili yeni bir kitapta kendisi ve dizideki bazı rol arkadaşları arasındaki sürtüşme yaşandığı söylentilerini ele alan Sarah Michelle Gellar'ı düşünün. Birçok kimse, özellikle Gellar ile Alyson Hannigan arasındaki sürtüşmelerin skandal dedikodularını yapıyordu. Ayakları daha yere basan biri olan Gellar, yazar Evan Ross Katz'a: "Bakın, gerçekten çok çalışıyorduk. Gençtik, inişlerimiz ve çıkışlarımız oldu. Herkes tartışırdı" demişti.
Cage"...Toz pembe değildi. Kimse sürekli iyi geçinemez. Alyson ve benim tartıştığımız zamanlar oldu. Şüphe yok. Ama gençtik" ifadesini kullanmıştı. 
Aynı kişilerle uzun ve çok çalışıyorlardı, her gün böyleydi ve bazen, anlaşılır bir şekilde, geçinmek zorlaşıyordu. Başka bir işyerinde olsaydı kimse bunu bu kadar garip bulmayacakken Hollywood neden farklı olsun?
Cage, kazancını artırmak için mesaili bir işe girmedi. Bunun yerine zaten ünlü olduğu şeyden daha fazla yaptı. Film seçme lüksü yoktu, o yüzden de seçmedi. Bu bağlamda tamamen anlaşılabilir bir durum.
Son yıllarda Hollywood'u daha adil sözleşmeler, Kovid güvenlik önlemleri veya seks sahnelerinde samimiyet koordinatörlerinden yararlanmak gibi daha güvenli, daha adil bir çalışma yeri haline getirme çabası var. Sadece film ve TV setlerini işyerleri olarak düşünürsek (ve oyuncuları da belirli bir iş türünü icra etmeleri için tutulan kişiler olarak değerlendirirsek) burada ilerleme kaydedebiliriz.
Yaratıcı çalışmayı (elbette ilham ve yetenekle, hayal gücünün heyecanı ve tüm bu eğlenceli şeylerle ilgili olsa da) yalnızca ruhani, anlaşılması zor bir alan olarak düşünmenin kimseye faydası yok. Fakat gerçekten, bu bir iş ve bunu maddi gerçeklikten tamamen kopmuş biçimde düşünemeyiz. Böyle yaptığımız takdirde, ismen anmak gerekirse kimin yaratıcı iş yaptığı ve bu işe girişmek isteyenlerin önünde kimin durduğuna dair, yapmayacağımız bir yığın konuşma olacak.



Sevilen suç dramasında ayrılık rüzgarı

Sanjeev Bhaskar ve Sinéad Keenan, Unforgotten'da (ITV)
Sanjeev Bhaskar ve Sinéad Keenan, Unforgotten'da (ITV)
TT

Sevilen suç dramasında ayrılık rüzgarı

Sanjeev Bhaskar ve Sinéad Keenan, Unforgotten'da (ITV)
Sanjeev Bhaskar ve Sinéad Keenan, Unforgotten'da (ITV)

ITV'nin popüler dizisi Unforgotten, yaratıcısının yapımdan ayrılma sinyali vermesiyle büyük bir değişime uğramak üzere olabilir.

2015'te prömiyerini yapan Unforgotten, kanalın mütevazı bir hiti olarak yayın hayatına başladı ve izleyicileri Nicola Walker ve Sanjeev Bhaskar'ın canlandırdığı Başkomiser Cassie Stuart ve Komiser Sunny Khan'la tanıştırdı. Daha sonraki sezonlarda Sinéad Keenan'ın hayat verdiği Başkomiser Jessie James de ekibe katıldı.

Her sezonda yeni bir çözülmemiş vakaya odaklanan Londra merkezli suç dramasının izleyici sayısı ilk günden bu yana arttı.

Ancak dizinin uzun süreli izleyicilerini endişelendirecek bir haberle, serinin yaratıcısı ve yazarı Chris Lang, yaklaşan 7. sezonun ardından yapımdan ayrılmayı düşündüğünü söyledi.

Lang yakın zamanda Royal Television Society'ye verdiği röportajda "Muhtemelen bu sezondan sonra bayrağı devredeceğim" dedi.

Yapımı "başından" "acı sonuna kadar" denetleyen Lang, izleyicilerin dizinin son sezonlarda "fazla politik" hale geldiği yönündeki şikayetlerine de değindi.

Dizinin ele aldığı konular arasında sığınmacılar ve pandemi de var.

Lang sözlerini "Ülkenin durumu hakkında söyleyecek bir şeyim olmasaydı yazmazdım" diye sürdürdü.

Unforgotten'ın kendine özgü ve sağlam bir yapısı olması, bana Britanya toplumuna ayna tutmam için alan sağlıyor; bu bir Truva atı dizisi.

Lang "Yine işin içinde olacağım ama 42 bölüm yazdım ve kendimi tekrar etmek istemiyorum" dedi.

Unforgotten'ın her sezonunda, birinci bölümde kalıntıları bulunan bir kişiyle tarihi bir bağı olan bir dizi yeni karakter geliyor.

Dizi devam ettikçe, bu kişilerin davayla ve birbirleriyle bağlantıları ortaya çıkıyor.

2018'de The Independent diziyi "yılın en bağımlılık yaratan gerilimi" diye nitelendirirken, Ed Power şöyle yazmıştı: 

Unforgotten, programlarda düşünceli, yavaş ilerleyen eğlence için hâlâ imkan olduğunu doğruluyor.

Dizinin şubatta yayımlanan son sezonu hakkında yapılan bir değerlendirmede, formatının "sürekli bir şeyler sunan bir hazine gibi" olduğu belirtilmişti.

Dizinin oyuncu kadrosunda yıllar içinde Tom Courtenay, Trevor Eve, Mark Bonnar, Susan Lynch, Sheila Hancock, Hayley Mills ve MyAnna Buring gibi isimler yer aldı.

Independent Türkçe