Mısır’da hükümet, vatandaşlar için ‘sosyal korumayı hızlandıracak’ adımlar atıyor
Kahire’de kuru hurma ve Ramazan ürünleri satan bir pazar (AFP)
Kahire/Şarku’l Avsat
TT
TT
Mısır’da hükümet, vatandaşlar için ‘sosyal korumayı hızlandıracak’ adımlar atıyor
Kahire’de kuru hurma ve Ramazan ürünleri satan bir pazar (AFP)
Mısır hükümeti, Rusya-Ukrayna savaşının yansımaları ve faiz oranını artırma kararı sonucunda ‘kemer sıkma’ politikasının hakim olacağını açıklamış olsa da, çalışanların maaşlarında nispi bir zammın erken uygulanması ve Onurlu Yaşam girişimi kapsamında yoksul köylere yardım sağlamaya devam edilmesi de dahil olmak üzere vatandaşlar için sosyal koruma önlemlerini hızlandırmak amacıyla çeşitli önlemler aldı.
Mısır’da Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin onayıyla iki gün önce bir kanun çıkarıldı. Söz konusu kanun, dönemsel zam uygulama tarihinin erkene alınması, Kamu Hizmeti Kanunu’nda muhatap olmayanlara özel ödenek verilmesi, devlet çalışanları için ek teşvikin artırılması, kamu sektörü şirketleri ve kamu sektörü çalışanları için özel bir hibenin raporlanması, sivil ve asker emeklilerinin maaşlarının artırılmasını içeriyor. Söz konusu değişikliklerin 1 Nisan 2022’den itibaren geçerli olması bekleniyor. Zamlar normal şartlarda her yılın Temmuz ayında geliyordu.
Mısır hükümeti, faiz artırımı kararına ve artan fiyat dalgasının ortaya çıkmasına paralel olarak, Nisan ayı başından itibaren asgari 120 lira olmak üzere emekli maaşına yüzde 13 zam yapılması için Ulusal Sosyal Sigortalar Kurumu’na 190,5 milyar Mısır lirası (Bir dolar 18,23 Mısır lirası) ayrıca Dayanışma ve Onur programı yararlanıcılarına 450 bin yeni aileyi eklemek için 2,7 milyar lira tahsis edildiğini duyurdu.
Doğrudan destek olarak, Mısır şehirlerine 4 bin 500 köyü kalkındırmayı amaçlayan cumhurbaşkanlığı girişimi olan Onurlu Yaşam projesi kapsamında birkaç konvoy gönderildi. Konvoy, Ramazan ayı vesilesiyle bir milyon gıda paketi dağıtma planı kapsamında çeşitli gıda ürünlerini taşıyordu.
Mısır hükümeti ayrıca indirimli gıda ürünlerinin satıldığı pazarların sayılarını artırma adımlarını da sürdürüyor.
Yetkililer, beklenen kemer sıkma önlemlerinin, sosyal koruma programlarını veya hükümetin devam etme sözü verdiği sağlık ve eğitim ödeneklerini etkilemeyeceği konusunda vatandaşlara güvence verdi. Diğer yandan yerel medya, hükümetin tüm bakanlardan, valilerden ve devlet yetkililerinden bütçelerini gözden geçirmelerini ve bazı durumlarda Nisan ayından itibaren mali disiplin ve kemer sıkma politikası uygulamalarını istediğini aktardı.
İsrail askeri hedeflerden sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçtihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5080167-i%CC%87srail-askeri-hedeflerden-sonra-%C5%9Fimdi-de-hizbullah%C4%B1-halk-nezdinde-ve-ekonomik-olarak
İsrail askeri hedeflerden sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçti
İsrail bombardımanının hedefi olan Güney Lübnan’daki Sur kentinden (AFP)
İsrail'in başlangıçta Hizbullah'ın askeri mevzilerini hedef alan Lübnan savaşını kapsamlı bir şekilde genişletmesinin üzerinden bir aydan fazla bir süre geçtikten sonra sahne değişti. İsrail, Hizbullah liderlerine suikast düzenledikten ve füze cephaneliğinin yüzde 80'inden fazlasını imha ettiğini açıkladıktan sonra şimdi de Hizbullah'ı halk nezdinde ve ekonomik olarak baskı altına almak için harekete geçti.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı (NNA) birkaç gün önce 37 köyün tamamen yok edildiğini, sokaklarının çoğunun ortadan kaldırıldığını ve Nakura'dan el-Hıyam'ın dış mahallelerine kadar uzanan üç kilometre derinliğindeki bir alanda 40 binden fazla konutun tahrip edildiğini bildirdi. Yıkım güneydeki ve Baalbek'teki arkeolojik alanları da etkiledi. Birleşmiş Milletler (BM) Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert birkaç gün önce X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, savaşın arkeolojik alanlar için yarattığı tehlike konusunda şu uyarıda bulundu: “Tarihle yoğrulmuş antik Fenike kentleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.”
Bu bağlamda NNA dün (cumartesi), ‘İsrail savaş uçaklarının Nebatiye kentindeki tarihi evlerden ikisini yıktığını, kentteki pazar yerini yok ettiğini ve Sur kentindeki antik Roma kalıntılarının yakınındaki yerleri hedef aldığını’ bildirdi. Bombardıman, Baalbek Kalesi yakınlarında bulunan el-Menşiye ve önemli ölçüde hasar gören ünlü Palmyra Oteli'ni de içeren Baalbek Kalesi çevresine ulaştı.
Hizbullah'ın Beyrut'taki kalesi olan Dahiye'de, çoğu alanda büyük yıkım olduğu görülürken, yıkılan binaların tam sayısı konusunda rakamlar halen çelişkili. Ancak yıkılan yerleşim birimlerinin sayısının binlerce olduğu tahmin ediliyor. Dahiye, başta Genel Sekreter Hasan Nasrallah olmak üzere Hizbullah liderlerine, Rıdvan Gücü komutanlarına ve İsrail'in silah deposu olduğunu söylediği yerlere olmak üzere büyük askeri operasyonlara sahne oldu. Beyrut'un güney banliyöleri dün gece, İsrail savaş uçaklarının Hadath, Burc el-Baracne, Haret Hreik, Camus mahallesi ve Hadath'taki Lübnan Üniversitesi binasının çevresine düzenlediği 14 saldırıyla şiddetli bir gece yaşadı.
Geçtiğimiz ayın ortalarında İsrail eski Savunma Bakanı Yoav Gallant, Hizbullah'ın orta menzilli füze cephaneliğinin sadece yüzde 30'unun kaldığını söylemiş, İsrail de Hizbullah'ın çeşitli bölgelerdeki merkezlerini ve depolarını hedef aldığını açıklamıştı.
Bu politika ışığında Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı emekli Tuğgeneral Dr. Hişam Cabir, İsrail'in kara savaşında başarısız olmasının ardından şimdi hedeflerini, özellikle Hizbullah'ın çevresinde, nüfusun geri dönüşünü önlemek ya da geciktirmek için yıkım ve yerinden etme üzerine odakladığını düşünüyor.
Öte yandan askeri uzman emekli Tuğgeneral Halid Hamade, İsrail'in hedeflerinin sona erdiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, çünkü Tel Aviv'in bugün yaptığı her şeyin daha önce açıkladığı ana hedefe, yani Hizbullah'ın her düzeydeki kabiliyetlerini yok etmeye yönelik olduğunu belirtti.
Hamade, “İsrail'in bugüne kadar askeri olarak elde ettiği başarılar, komuta ve kontrol sisteminin yok edilmesi, liderlerin öldürülmesi, mühimmat rezervlerinin ve depolarının büyük bir kısmının ve ileri karakol köylerindeki altyapının büyük bölümünün imha edilmesidir. Şehirlerin hedef alınması ve tahrip edilmesine gelince, bunlar büyük yerleşim ve ticaret merkezlerinin tahrip edilmesi, Sur, Nebatiye, Bint Cubeyl ve Baalbek gibi Hizbullah’ı kucaklayan çevrenin ekonomisinde rol oynayan şehirlerin tahrip edilmesi yoluyla Hizbullah'ın ekonomisinin vurulmasının bir parçasıdır” ifadelerini kullandı.
Hamade, İsrail Başbakanı’nın İran'ın silahlarına giden oksijeni kesmek ve İran'ı Hizbullah'a bağlayan lojistik arteri ele almak için çalışma konusunda söylediklerini hatırlattı. Hamade ayrıca, İsrail'in hedefinin Lübnan sahasıyla sınırlı olmadığını ve bu nedenle siyasi müzakerelerin sonucuna bağlı olarak gerilimin önümüzdeki aşamada genişleyebileceğini vurguladı.
Şarku’l Avsat'a konuşan Cabir ise İsrail ordusunun 2006 tarzı bir kara harekâtı gerçekleştiremediğini, çünkü bunun kendileri için çok maliyetli olacağını söyledi. Cabir, “Bu nedenle İsrail, beş sınır noktasından saldırıya geçerek ucuz bir imha politikası benimsedi ve esas olarak Hizbullah'ın çevresi için hesaplanmış bölgeleri hedef aldı” dedi.
Cabir, İsrail'in sınır bölgelerindeki insanları yok etmek ve yerlerinden etmekteki temel amacının insandan ve taştan arındırılmış iki kilometrelik bir bölge yaratmak olduğunu söyledi. Cabir ayrıca, İsraillilerin ‘Hizbullah tarafından ateşlenen tanksavar füzelerini ve 7 Ekim saldırısına benzer bir saldırı gerçekleştireceğini söyledikleri Rıdvan Gücü tehdidini ortadan kaldırmak için bölgeyi işgal etmeden ateşle kontrol ettiklerine inandıklarını ve bunun İsrail'in elinde müzakerelerde pazarlık yapabileceği güçlü bir kart olduğunu’ belirtti.
Cabir'e göre İsrail'in temel amacı, sınırdan uzakta bulunan ve sistematik yıkıma maruz kalan Dahiye'de de Hizbullah'ın çevresini yerinden ederek, binaları ve evleri yıkarak baskı kurmak ve böylece bölge sakinlerinin geri dönüşünü engellemek ya da geciktirmek.
Cabir, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ABD'nin seçilmiş başkanının göreve başlamasını beklerken geçiş döneminden yararlanarak önümüzdeki haftalarda bu politikayı sürdüreceğine ve ek kazanımlar elde etmeye çalışacağına inanıyor.
Önümüzdeki günlerin neler göstereceğini beklerken ikinci bir olası senaryodan bahseden Cabir, mevcut ABD yönetiminin Joe Biden'ın görev süresi bitmeden savaşı sonlandırmak için çaba sarf etmesi ve yaklaşan seçimlerde kendilerine olumsuz yansıyacak bu kartı kazanmaya çalışması ihtimalinden söz etti.